Türkiye'de Her 2 Kadından Biri Şiddete Uğruyor
İçel Barosu Başkanı Av. Alpay Antmen, dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısının eşlerinden şiddet gördüğünü ifade ederek, "Türkiye’de her 2 kadından biri şiddete uğruyor.
Şiddete maruz kalan her iki kadından biri kendi çocuğuna şiddet uyguluyor. Son 10 yılda 5 bin 813 kadın cinayeti işlendi. Türkiye’de 2014 yılının ilk 10 ayında 255 kadın öldürüldü" dedi.
Antmen, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Mesajında Antmen, dünyada kadına yönelik şiddetin, özellikle ekonomik, siyasal ve etnik sorunlarla iç içe geçerek arttığını söyledi.
Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısının eşlerinden şiddet gördüğünü belirten Antmen, "Kadına yönelik şiddet, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile büyüyor. Şiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor veya yok ediyor. Türkiye’de de tablo farklı değil. Gün geçmiyor ki yeni bir kadına şiddet haberi okumayalım, izlemeyelim. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi için izlenen politikalarda da sivil toplumun gözardı edilmesi ağır sonuçlar doğuruyor. TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından yayınlanan 'Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Raporu'na göre son 10 yılda kadın cinayetlerinde yüzde bin 400 gibi dev bir artış olması bu sonuçların çarpıcılığını ortaya koyuyor. Türkiye’de her 2 kadından biri şiddete uğruyor. Şiddete maruz kalan her iki kadından biri kendi çocuğuna şiddet uyguluyor. Son 10 yılda 5 bin 813 kadın cinayeti işlendi. Türkiye’de 2014 yılının ilk 10 ayında 255 kadın öldürüldü" dedi.
Ayrıca Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri olarak değerlendirilen ülkeler arasında erken evlilik oranı yüzde 17 olan Gürcistan'ın ardından yüzde 14 oranıyla ikinci sırada görüldüğüne dikkat çeken Antmen, "Ülkemizde kadına yönelik işlenen en çok şiddet suçlarını sıralamak gerekirse, cinsel taciz ve saldırı, çocuk düşürtmek, fuhşa zorlamak, eziyet, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten veya tedbirsizlik nedeniyle yaralamak, bekaret kontrolü, kötü davranış, hakaret, çocuğun kaçırılması, çalışma özgürlüğünün engellenmesi, alıkonulması, huzur bozmak, izinsiz kısırlaştırmak, töre veya namus cinayetleri ilk akla gelenler. Tüm bunların önlenmesi için öncelikle, insan olduğumuz için kadın ve erkek eşitliğine inanmalı, toplumun eğitimini ve bilinçlenmesini sağlamalıyız. Kadını şiddetten korumaya yönelik yasal düzenlemeler hayata geçirmeliyiz. Kadınlar mücadelelerinde hukuku yanında göremiyor. İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdi ancak sözleşme hükümleri hayata geçirilemiyor. Tedbirler sadece kağıtta kalıyor. Sigaraya karşı oluşturulan eylem planları gibi planlar ne yazık ki konu kadınlar olunca geri planda bırakılıyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Antmen, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Mesajında Antmen, dünyada kadına yönelik şiddetin, özellikle ekonomik, siyasal ve etnik sorunlarla iç içe geçerek arttığını söyledi.
Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısının eşlerinden şiddet gördüğünü belirten Antmen, "Kadına yönelik şiddet, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile büyüyor. Şiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor veya yok ediyor. Türkiye’de de tablo farklı değil. Gün geçmiyor ki yeni bir kadına şiddet haberi okumayalım, izlemeyelim. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi için izlenen politikalarda da sivil toplumun gözardı edilmesi ağır sonuçlar doğuruyor. TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından yayınlanan 'Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Raporu'na göre son 10 yılda kadın cinayetlerinde yüzde bin 400 gibi dev bir artış olması bu sonuçların çarpıcılığını ortaya koyuyor. Türkiye’de her 2 kadından biri şiddete uğruyor. Şiddete maruz kalan her iki kadından biri kendi çocuğuna şiddet uyguluyor. Son 10 yılda 5 bin 813 kadın cinayeti işlendi. Türkiye’de 2014 yılının ilk 10 ayında 255 kadın öldürüldü" dedi.
Ayrıca Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri olarak değerlendirilen ülkeler arasında erken evlilik oranı yüzde 17 olan Gürcistan'ın ardından yüzde 14 oranıyla ikinci sırada görüldüğüne dikkat çeken Antmen, "Ülkemizde kadına yönelik işlenen en çok şiddet suçlarını sıralamak gerekirse, cinsel taciz ve saldırı, çocuk düşürtmek, fuhşa zorlamak, eziyet, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten veya tedbirsizlik nedeniyle yaralamak, bekaret kontrolü, kötü davranış, hakaret, çocuğun kaçırılması, çalışma özgürlüğünün engellenmesi, alıkonulması, huzur bozmak, izinsiz kısırlaştırmak, töre veya namus cinayetleri ilk akla gelenler. Tüm bunların önlenmesi için öncelikle, insan olduğumuz için kadın ve erkek eşitliğine inanmalı, toplumun eğitimini ve bilinçlenmesini sağlamalıyız. Kadını şiddetten korumaya yönelik yasal düzenlemeler hayata geçirmeliyiz. Kadınlar mücadelelerinde hukuku yanında göremiyor. İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdi ancak sözleşme hükümleri hayata geçirilemiyor. Tedbirler sadece kağıtta kalıyor. Sigaraya karşı oluşturulan eylem planları gibi planlar ne yazık ki konu kadınlar olunca geri planda bırakılıyor" ifadelerini kullandı.