Osmanlı'nın Vakıf Geleneği Kayseri'de Sürdürülüyor
Kayserili hayırseverler tarafından kurulan Melikgazi Sağlık, Sosyal, Kültürel ve Yardımlaşma Vakfı, hasta ve yakınlarına sunduğu hizmetle Osmanlı dönemindeki başlayan vakıf geleneğini devam ettiriyor.
Türkiye'nin her tarafından gelen özellikle kanser hastaları ve yakınları, tedavi süreleri tamamlanana kadar hiç para ödemeden Hisarcık Mahallesi'ndeki 5 yıldızlı otel konforunu aratmayacak kalitedeki misafirhanede kalabiliyor.
Üç öğün sıcak yemeğin çıktığı misafirhanede kalan hasta ve yakınlarından bilet parası olmayanlara hem harçlık veriliyor hem de otobüs biletleri alınıyor. Tedavisi devam ederken hayatını kaybedenlerin ise cenazelerinin memleketlerine gönderilmesi sağlanıyor. Ayrıca giyecek kıyafeti, eşofmanı, terliği olmayanlara da yeni kıyafetler alınarak hediye ediliyor.
Vakıf Başkanı Ahmet Hasyüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayırsever Ahmet Karamancı tarafından yaptırılarak üniversiteye bağışlanan binayı 2005 yılında vakıf olarak üniversiteden alıp misafirhane haline getirdiklerini söyledi.
Kayseri'ye Türkiye'nin her yerinden çok sayıda hasta ve yakınının geldiğini belirten Hasyüncü, hastanede yatmasına gerek olmayan hastaların veya yakınlarının kalacak yer bulamadığı için hastane koridorları, parklar, araçlarının içi gibi uygun olmayan yerlerde yatmak zorunda kaldığını ifade etti.
Bu soruna çözüm üretebilmek için Hisarcık Mahallesi'ndeki atıl durumda bulunan 5 katlı binanın bakımını yaparak misafirhaneye çevirdiklerini dile getiren Hasyüncü, şunları kaydetti:
"Fakülte ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen hasta ve yakınları günlük tedavi tamamlandıktan sonra misafirhanemize gelerek istedikleri kadar hiçbir ücret ödemeden kalabiliyor. Üç öğün sıcak yemek çıkartıyoruz. Sabah servisle hastalarımızı hastaneye bırakıyor akşam da tekrar alarak getiriyoruz. Misafirlerimizin terliğinden çorabına, bebek bezinden mamasına kadar ne ihtiyacı varsa onları da karşılıyoruz. Tekrar memleketlerine gitmek isteyenlerin bilet parası yoksa biletlerini alıyor, harçlıklarını da veriyoruz."
Hasyüncü, başlattıkları bu uygulama sonucunda Türkiye'deki birçok ilde de Kayseri'dekine benzer misafirhaneler oluşturulduğuna dikkati çekerek, ancak oralarda hasta ve yakınlarından az da olsa bir ücret alındığını vurguladı.
- Vakıf modelini devam ettirmeye çalışıyoruz
Osmanlı döneminde de hanlarda kalan yolculardan üç gün boyunca hiçbir ücret alınmadığını, üç günün sonunda da imkanı varsa ücret alındığını anımsatan Hasyüncü, "Ecdadımız, yapmış olduğu hanlarda sadece yolcunun değil binek hayvanlarının dahi karnını ücretsiz doyurmuş, kalacak yer imkanı sunmuş. Biz de geçmişimizden gelen bu hizmeti, vakıf modelini devam ettirmeye çalışıyoruz. Zor durumdaki insanlara yardım ediyoruz ama onlar da bizlere hayır duaları ediyor. Aslında biz kazançlı çıkıyoruz" diye konuştu.
Hastayla birlikte ne kadar yakını varsa misafir ettiklerini hiç kimseyi geri çevirmediklerini anlatan Hasyüncü, ilk açtıklarında 60 kişi olan kapasiteyi zaman içerisinde 150 kişiye çıkardıklarını, ihtiyaç olması durumunda daha da artırabileceklerini söyledi.
- Kıbrıs'tan bile hasta geliyor
Vakıf Müdürü Perihan Altun da İstanbul, Ankara, İzmir gibi batı illerinin yanı sıra doğu illeri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden de tedavi için Kayseri'ye gelen çok sayıda hasta ve yakınını misafir ettiklerini belirtti.
Misafirhanede kalanların büyük çoğunluğunun kanser hastaları olduğuna dikkati çeken Altun, "Sabah hastaneye gidip kemoterapi alan bazı hastaların akşam hastanede kalmasına müsaade edilmiyor. Onları ve beraberindeki refakatçilerini servisimiz alarak misafirhanemize getiriyor. Temizlik konusunda hassas olan insanları misafir ettiğimiz için de hijyene çok dikkat ediyoruz. Ayrıca farklı hastalığı bulunan kişileri aynı odada ağırlamıyoruz" şeklinde konuştu.
Altun, misafirhanede belirli bir süre kalma sınırının olmadığını, 2 yıl boyunca kalan hasta ve yakınlarının dahi olduğunu ifade etti.
- 75 gündür misafirhanede kalıyor
Kan kanseri olan oğlunun tedavisi için Erzurum'dan Kayseri'ye gelen ve 75 gündür misafirhanede kalan Talat Coşar, şunları söyledi:
"Para harcamadan lüks otelleri aratmayacak kalitedeki bir yerde kalıyorum. Evimizde bile yiyemediğimiz yemekleri burada yiyoruz. Hijyen konusunda da bizim düşünemediğimiz incelikte hassasiyet var. Otelde kalacak imkanım yok, eğer burası olmasaydı sokakta veya hastane koridorlarında yatmak zorunda kalacaktım. Allah bu hizmeti verenlerden razı olsun."
Karaciğerinde kitle bulunan ve kemoterapi tedavisi için Kahramanmaraş'tan Kayseri'ye gelen Sevnur Kaynak da 15 günde bir gelip üç gün misafirhanede kaldığını kaydetti.
7 yıl önce de kanser hastası kızının tedavisi için geldiğini anlatan Kaynak, "Akraba, eş, dost yok. Burası olmasaydı kadın başıma nerede kalırdım nereye giderdim bilemiyorum. Böyle yeniden hayata tutunmamıza vesile oluyor. Bir yandan hastalığımızla uğraşırken bir de kalacak yer, yeme içme problemiyle uğraşmıyoruz. Burası hasta ve yakınlarının ikinci yuvası" dedi.
Kaynak: AA
Üç öğün sıcak yemeğin çıktığı misafirhanede kalan hasta ve yakınlarından bilet parası olmayanlara hem harçlık veriliyor hem de otobüs biletleri alınıyor. Tedavisi devam ederken hayatını kaybedenlerin ise cenazelerinin memleketlerine gönderilmesi sağlanıyor. Ayrıca giyecek kıyafeti, eşofmanı, terliği olmayanlara da yeni kıyafetler alınarak hediye ediliyor.
Vakıf Başkanı Ahmet Hasyüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayırsever Ahmet Karamancı tarafından yaptırılarak üniversiteye bağışlanan binayı 2005 yılında vakıf olarak üniversiteden alıp misafirhane haline getirdiklerini söyledi.
Kayseri'ye Türkiye'nin her yerinden çok sayıda hasta ve yakınının geldiğini belirten Hasyüncü, hastanede yatmasına gerek olmayan hastaların veya yakınlarının kalacak yer bulamadığı için hastane koridorları, parklar, araçlarının içi gibi uygun olmayan yerlerde yatmak zorunda kaldığını ifade etti.
Bu soruna çözüm üretebilmek için Hisarcık Mahallesi'ndeki atıl durumda bulunan 5 katlı binanın bakımını yaparak misafirhaneye çevirdiklerini dile getiren Hasyüncü, şunları kaydetti:
"Fakülte ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen hasta ve yakınları günlük tedavi tamamlandıktan sonra misafirhanemize gelerek istedikleri kadar hiçbir ücret ödemeden kalabiliyor. Üç öğün sıcak yemek çıkartıyoruz. Sabah servisle hastalarımızı hastaneye bırakıyor akşam da tekrar alarak getiriyoruz. Misafirlerimizin terliğinden çorabına, bebek bezinden mamasına kadar ne ihtiyacı varsa onları da karşılıyoruz. Tekrar memleketlerine gitmek isteyenlerin bilet parası yoksa biletlerini alıyor, harçlıklarını da veriyoruz."
Hasyüncü, başlattıkları bu uygulama sonucunda Türkiye'deki birçok ilde de Kayseri'dekine benzer misafirhaneler oluşturulduğuna dikkati çekerek, ancak oralarda hasta ve yakınlarından az da olsa bir ücret alındığını vurguladı.
- Vakıf modelini devam ettirmeye çalışıyoruz
Osmanlı döneminde de hanlarda kalan yolculardan üç gün boyunca hiçbir ücret alınmadığını, üç günün sonunda da imkanı varsa ücret alındığını anımsatan Hasyüncü, "Ecdadımız, yapmış olduğu hanlarda sadece yolcunun değil binek hayvanlarının dahi karnını ücretsiz doyurmuş, kalacak yer imkanı sunmuş. Biz de geçmişimizden gelen bu hizmeti, vakıf modelini devam ettirmeye çalışıyoruz. Zor durumdaki insanlara yardım ediyoruz ama onlar da bizlere hayır duaları ediyor. Aslında biz kazançlı çıkıyoruz" diye konuştu.
Hastayla birlikte ne kadar yakını varsa misafir ettiklerini hiç kimseyi geri çevirmediklerini anlatan Hasyüncü, ilk açtıklarında 60 kişi olan kapasiteyi zaman içerisinde 150 kişiye çıkardıklarını, ihtiyaç olması durumunda daha da artırabileceklerini söyledi.
- Kıbrıs'tan bile hasta geliyor
Vakıf Müdürü Perihan Altun da İstanbul, Ankara, İzmir gibi batı illerinin yanı sıra doğu illeri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden de tedavi için Kayseri'ye gelen çok sayıda hasta ve yakınını misafir ettiklerini belirtti.
Misafirhanede kalanların büyük çoğunluğunun kanser hastaları olduğuna dikkati çeken Altun, "Sabah hastaneye gidip kemoterapi alan bazı hastaların akşam hastanede kalmasına müsaade edilmiyor. Onları ve beraberindeki refakatçilerini servisimiz alarak misafirhanemize getiriyor. Temizlik konusunda hassas olan insanları misafir ettiğimiz için de hijyene çok dikkat ediyoruz. Ayrıca farklı hastalığı bulunan kişileri aynı odada ağırlamıyoruz" şeklinde konuştu.
Altun, misafirhanede belirli bir süre kalma sınırının olmadığını, 2 yıl boyunca kalan hasta ve yakınlarının dahi olduğunu ifade etti.
- 75 gündür misafirhanede kalıyor
Kan kanseri olan oğlunun tedavisi için Erzurum'dan Kayseri'ye gelen ve 75 gündür misafirhanede kalan Talat Coşar, şunları söyledi:
"Para harcamadan lüks otelleri aratmayacak kalitedeki bir yerde kalıyorum. Evimizde bile yiyemediğimiz yemekleri burada yiyoruz. Hijyen konusunda da bizim düşünemediğimiz incelikte hassasiyet var. Otelde kalacak imkanım yok, eğer burası olmasaydı sokakta veya hastane koridorlarında yatmak zorunda kalacaktım. Allah bu hizmeti verenlerden razı olsun."
Karaciğerinde kitle bulunan ve kemoterapi tedavisi için Kahramanmaraş'tan Kayseri'ye gelen Sevnur Kaynak da 15 günde bir gelip üç gün misafirhanede kaldığını kaydetti.
7 yıl önce de kanser hastası kızının tedavisi için geldiğini anlatan Kaynak, "Akraba, eş, dost yok. Burası olmasaydı kadın başıma nerede kalırdım nereye giderdim bilemiyorum. Böyle yeniden hayata tutunmamıza vesile oluyor. Bir yandan hastalığımızla uğraşırken bir de kalacak yer, yeme içme problemiyle uğraşmıyoruz. Burası hasta ve yakınlarının ikinci yuvası" dedi.