Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Pek çok yaptığımız yasal düzenlemelerde de Avrupa Birliği müktesebatını esas alıyoruz. Bu kez de bu kapsamlı iç güvenlik reformunda özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bu durum nasıl karşılanmaktadır ve belki de bir Almanya önceliğine öncelik vermek suretiyle oradaki uygulamaları, oradaki yetkileri belki esas alabilecek Türkiye özeline uygulanabilecek bir noktaya getirmek üzere çalışmalara devam edilmesi kararı da verilmiş oldu" dedi.

Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın Avrupa Birliği Katılım İçin Ulusal Eylem Planı hazırladığını hatırlatan Arınç, ilk bakanlar kurulu toplantılarından birinde Avrupa Birliği hedefi için daha büyük bir kararlık içinde olacaklarını ve bunun için yakın, orta ve uzun vadede eylem planı yapılacağını söylediğini anımsattı.
Arınç, bugünden 2015 seçimlerine kadar Birinci Aşama Acil Eylem Planı'nın hazırlanarak sunumunun yapıldığını ve olumlu karşılandığını bildirdi.
Bugüne kadar bazı bakanların katılımıyla Reform İzleme Grubu toplantılarının yapıldığını söyleyen Arınç, eylem planının kabul edilmesi üzerine bu toplantıların isminin "Reform Eylem Grubu" olarak değiştirildiğini ve bu kapsamda Acil Eylem Planı içerisindeki hususların da dikkate alındığı ilk toplantının 12 Kasım'da Ankara'da yapılacağını dile getirdi.
Arınç, Bozkır'ın 2014 Türkiye İlerleme Raporu üzerinde kamuoyunu bilgilendirdiğini ve bazı eleştirileri olsa da iyimser bir rapor hazırlandığını ve bazı konularda Türkiye'nin çalışmalarının bulunduğunu ifade ettiğini hatırlatan Arınç, Bozkır'ın Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda da ilerleme raporuyla ilgili etraflı bir biçimde Türkiye'deki her kurumu ilgilendiren noktalarda neler içerdiğini takdim ettiğini bildirdi.
Toplantıda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın da bilgi verdiğini belirten Arınç, bu kapsamda 1 Ekim'de başlayan yeni yasama yılının bayram dolayısıyla çalışmalarına 14 Ekim'e kadar ara verdiğini anımsatarak, yarın TBMM'nin yasama dönemine fiilen başlamış olacağını kaydetti.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yasama döneminde, muhtemel seçim tarihi arasındaki çalışma süreleri haftalık dikkate alınmak suretiyle bu süreç içerisinde de özellikle hangi konularda hazırlanmış olan kanun tasarılarına ve tekliflerine öncelik verileceği konusu teknik bir çalışma olarak önümüze konuldu. Hem zamanı ekonomik kullanmak hem de gündemde önemli saydığımız konuların bir yasama çalışmasına konu edilmesi sebebiyle fikri mülkiyet hakkı konusunda bir kanun tasarımız var, bu içinde Patent Kanunu da barındırıyor. Kişisel verilerin korunması önemli bir kanun tasarısıdır. Defalarca üzerinde durulmuş ama yasalaşma imkanı bulunmamıştı. Elektronik Ticaret Kanunu, Perakende İşletmeler Kanunu, iş güvenliği ile ilgili olarak ek alacağımız tedbirler, tahkim konusu, İstanbul tahkim ve diğerleri, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yapılacak değişiklikler, Cezaevlerinin Dış Korunmasının yeniden bir değişikliğe uğramasıyla ilgili kanun, yargının özlük hakları ile ilgili ve diğer bazı hususları da ve şu anda komisyonda bulunan tasarımız ve bugün de imzaladığımız şekliyle Yüksek Öğretim Personel Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı öncelik olan hususlar oldu.
Bildiğiniz gibi Sayın Başbakanımız daha önce yaptığı açıklamalarıyla üniversitedeki öğretim görevlileri, araştırma görevlileri ve okutmanlar daha çok dikkate alınmak suretiyle bütün öğretim üyelerine ek bir tazminat verilmesi ve özlük haklarında iyileştirilmesi konusunu bugün fiilen bir tasarı haline getirdik. İmzaya açıldı ve sanıyorum bugün yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de sevk edilmiş olacak. Konumlarına göre ek göstergelerinde yüzde 100, yüzde 115'lik artışlar yapan önemli bir kanun tasarısı."
Madenlerle ilgili de bir kanun tasarılarının olduğunu ve diğer birkaç kanun tasarısını bu süre içerisinde öncelik vermek üzere bir sıralama ve takvimleme yapacaklarını dile getiren Arınç, aralık ayının yaklaşık 15 gününün bütçe görüşmelerine ayrıldığını anımsatarak kalan sürenin en iyi şekilde nasıl değerlendirilebileceği hususu üzerinde de durduklarını bildirdi.
Bakanlar Kurulu gündeminin en önemli maddelerinden birisinin de son yaşanan şiddet olayları, olduğunu dile getirerek, olaylara anında müdahale edildiğini ve iç güvenlik toplantıları yapıldığını hatırlattı.
Olaylarla ilgili sorumlu ve yetkili kişi ve kurumlarla bir organizasyon gerçekleştirildiğini anlatan Arınç, İçişleri Bakan Yardımcısı başkanlığında farklı kurumların genel müdür ve müsteşarlarıyla 24 saat iş yapacak noktada techiz edilerek İzleme Takip Kurulu oluşturulduğunu anımsattı. Arınç, şöyle devam etti:
"Bugün de Sayın İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ hem bu konuyla ilgili hem de bu son şiddet olaylarında güvenlik güçlerimizin karşılaştığı bir takım imkansızlıklar veya olaylara müdahale ederken karşılaşabildikleri bir takım olumsuzlukları bir rapor halinde, etraflı bir şekilde gözden geçirdik. Burada esasen Sayın Cumhurbaşkanının da bir yerde ki konuşmasında ifade ettiği gibi başta polis olmak üzere tüm güvenlik güçlerimizin bu tür toplumsal olaylar şiddete dönüştüğü takdirde aşırı ve yaygın bir şiddet kullanımının sözkonusu olduğu hallerde güvenlik güçlerinin elini güçlendirmek onlara yeni imkanlar ve kullanabileceği yeni alanlar elbette tesis etmek suretiyle bir çalışma yapılacaktı. Bu, bugünün meselesi değildir, geçmişten bu yana üzerinde çalışılan bir konuydu ama son yaşadığımız olaylarla bunun aciliyeti ortaya çıktı."
Konuyla ilgili çalışmalarının bir süre daha devam edeceğini dile getiren Arınç, "Bununla şunu yapmak istiyoruz, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak asıl amacımız budur. Şiddet olaylarını mutlaka önlemek ve kamu düzenin sağlamak, vatandaşın huzurlu, güvenli bir ortamda yaşaması için bütün tedbirleri almaktır" dedi.

Arınç, konuyla ilgili güvenlik güçleri ve kolluk kuvvetlerinin bazı yetki ve imkanlarının olduğunu bunların bir kısmının Türk Ceza Kanunu'nda, bir kısmının Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nda, bir kısmının da İl İdaresi Kanunu'nda ve ilgili bazı başka kanunlarda tasnif edilmiş olduğunu söyledi.

Arınç, şöyle devam etti:
"Bunların birbirleriyle olan koordinasyonu ve bunların kullanılması sırasında ortaya çıkan bir takım engeller etraflı bir biçimde ele alındı, bu değerlendirmeler yapıldı ve sonunda sadece bu kanunlarda bir değişiklik yapılmasının yeterli olmayacağı kapsamlı bir iç güvenlik reformunun hazırlanması ihtiyacı ortaya çıktı. Bununla şunu söylemek istiyorum: Polise şu yetkiyi de verdik ilave olarak veya gözaltı süreleri şu kadardan şu kadar çıktı. Bütün bunların yeterli olmadığını düşünüyoruz çünkü geçmişten bu yana güvenlik reformuyla ilgili bazı çağdaş ve modern düzenlemelerin yapılması ihtiyacı da ortaya çıktı. Bununla şunu kast ediyorum: Biz, Avrupa Birliği müktesebatına kanunlarımızın uyumu açısından önem veriyoruz. Pek çok yaptığımız yasal düzenlemelerde de Avrupa Birliği müktesebatını esas alıyoruz. Bu kez de bu kapsamlı iç güvenlik reformunda özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bu durum nasıl karşılanmaktadır ve belki de bir Almanya önceliğine öncelik vermek suretiyle oradaki uygulamaları, oradaki yetkileri belki esas alabilecek Türkiye özeline uygulanabilecek bir noktaya getirmek üzere çalışmalara devam edilmesi kararı da verilmiş oldu."
Arınç, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait helikopterin düştüğünü ve 4 mürettebatın şehit olduğunu hatırlatarak, olayla ilgili Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve ilgili savcılık tarafından adli ve idari tahkikat başladığını söyledi.

Helikopterin düşme sebebinin açıkça ortaya çıkarılmasının öncelikli konu olduğunu ancak henüz bu konuda sonuca ulaşılamadığını belirten Arınç, "Hava şartları veya teknik bir takım sebepler böyle bir düşmeye yol açmış olabilir ama her şeyin ötesinde 4 tane pırıl pırıl asker, mürettebatımızın vefatı bütün Türkiye'yi fevkalade üzmüştür. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine ve tüm milletimize, silahlı kuvvetler camiasına da başsağlığı dileklerimi ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Çevik kuvvet polislerini taşıyan otobüsün de Sivas İmranlı ilçesi civarında trafik kazası sonucu devrildiğini, 3 polisin şehit olduğunu ve 41 polisin de yaralandığını anımsatan Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Gümüşhane'de düzenlenen mitinginde görevlendirilmek üzere Malatya ilinden takviye kuvvetler gönderilmişti, dönerken böyle bir kazayla karşılaştılar. Esasen bazı polislerimizin şehit olduğu, vefat ettiği trafik kazalarına son günlerde biraz fazlaca rastlamış olduk. 3 şehidimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Yine hem emniyet camiasına hem ailelerine hem de milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu.

(Sürecek)
Kaynak: AA