Bakanlar Sadullah Ergin ve Egemen Bağış Trabzon’da

Trabzon’da düzenlenen “Avukatlar için Yargı ve Temel Haklar Projesi” konulu toplantıya katılan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway’in, Türkiye’nin AB kriterlerine uyum sürecini ve Gezi Parkı olaylarındaki polis müdahalesini eleştirmesi toplantıya katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in tepkisini çekti.

Bakanlar Sadullah Ergin ve Egemen Bağış Trabzon’da
Bağış, tepkisini konuşmasında “Sayın büyükelçinin kendi ülkesinde geçen sene bir toplumsal olay sonrasında polisin nasıl müdahale ettiğinin görüntülerini unutmuş değilim” diyerek gösterirken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise AB’nin 2006’da vermesi gereken Tarama Sonu Raporu’nu hala Türkiye’ye göndermediğine dikkat çekerek “Ekim ayında ilerleme raporu yayınlanacak. Türkiye hakkında ilerleme raporu yayınlamak için hukuki ve etik altyapısı yok Avrupa Komisyonu’nun” ifadelerini kullandı.

“Aile İçi Şiddet ve Kadına Yönelik Şiddet” konulu seminer sonrası Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış aynı otelde Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, İngiltere Büyükelçiliği ve Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Avukatlar için Yargı ve Temel Haklar Projesi Trabzon Toplantısı’nın kapanış oturumuna katıldılar.

Toplantıda söz alan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway, Türkiye’de demokratikleşme ve insan hakları konularında hala sıkıntılar bulunduğunu belirterek polis şiddetinin yanı sıra medyaya baskıların olduğunu söyledi.

Reddaway “Demokratikleşme paketini ilgiyle bekliyoruz. Bu paketin barış sürecine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Paket AB komisyonunun Ekim ayındaki ilerleme raporunda da yer alacaktır. İnanıyorum ki ilerleme raporu hükümet tarafından da olumlu karşılanacaktır” dedi.

Reddaway’den sonra konuşan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İngiltere Büyükelçisi’nin eleştirilerine de cevap vererek “Avrupa Birliği standartlarını yakalamamız aslında Avrupa için değil kendi özümüze dönmemiz için çok önemli Çok değerli büyükelçi, burada bireysel haklardan, temel haklardan, medya özgürlüklerinden bahsetti. Evet, Türkiye’de bazı sıkıntılar var. Türkiye mükemmel değil. Ama bugünün Türkiye’si dünden çok daha iyi bir noktada ve iddia ediyorum ki bugünün Türkiyesi bir çok AB üyesi ülkeyle kıyaslandığında da çok iyi bir noktadadır. Sayın büyükelçinin kendi ülkesinde geçen sene bir toplumsal olay sonrasında polisin nasıl müdahale ettiğinin görüntülerini unutmuş değilim. Atina’da, Madrid’de, Berlin’de, Paris’te polisin nasıl aşırı güç kullandığının görüntülerini de hiçbirimiz unutmuş değiliz. Evet bizim polisimiz de aynı batıdaki meslektaşları gibi bazen yetki sınırlarını aşabiliyor. Ama onlarla ilgili de açılmış bir çok dava, soruşturma, görevden el çektirme var. Hukuk devleti olarak yapmamız gerekenleri yapıyoruz. Ama bir çok AB üyesi ülkede, basın özgürlüğü deniyor. Geçen sene İngiltere’de bir gazete kapatıldı. Bizde öyle bir şey yaşanmadı. Macaristan’da basın özgürlüğüyle ilgili bir çok tartışma var. İtalya’da ve bir çok ülkede benzer tartışmalar var. Geçmişimizle kıyaslandığında Türkiye’de en azından tabuların kalmadığını biliyoruz” diye konuştu.

“Eskiden bu ülkede bazı konuları bırakın konuşmayı yazmayı, düşünmeyi bile imtina ederdik” diyen Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çok şükür bugün Türkiye’de konuşamayacağımız konu kalmadı. Her konuda uzlaşamayabiliriz ama her şeyi konuşabiliyoruz. AB olsa da olmasa da ileri demokrasi standartlarına erişme konusunda kararlıyız. Çünkü bunu vatandaşlarımıza borcumuz olarak görüyoruz. Bizim için önemli olan da sürecin kendisi. Sürecin kendisi Türkiye’nin çok daha demokratik, şeffaf, zengin, saygın ama hepsinden önemlisi çok daha özgüvene sahip ülke olması açısından son derece önemlidir. Yargıda temel haklar bu açıdan önemli. Çok önemli adımlar attık. Yargı ve temel haklar konusu o kadar önemli ki bizim için. Aday ülkeler 23 ve 24. faslı açmadan diğer fasılları açamazlar. Biz 14 faslı açmış ülkeyiz ama ülkemizle ilgili yapılan eleştirilerin, ilerleme raporlarındaki cümlelerin, bazı demeçlerdeki haksız tanımlamaların yüzde 95’i bu iki faslın içeriğiyle ilgili olmasına rağmen, biz bu iki faslı bir türlü açamıyoruz. Tek sebep var bunun ardında, yarım ada devleti olan Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı koyduğu vetolardır. Dün akşam Trabzonspor Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle futbol faslını açtı. Umuyorum ki AB de diğer iki faslı açar. Ama bu iki faslın açılmaması bizim değil AB’nin ayıbıdır. Mısır’da yaşananlara sessiz kalması da AB’nin ayıbıdır.”
Bağış, Türkiye’nin darbe anayasalarıyla yönetilme ayıbından kurtulması gerektiğini de belirterek “Trabzon’dan milletin vicdanında yargılanıp müebbet muhalefete mahkum olmuş muhalefet partilerine, özellikle ana muhalefet partisine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin, bu millete yakışır sivil bir anayasayı bir an evvel ortaya koyalım. Çünkü Türkiye 1960 darbesinden bu yana milletin vekilleri tarafından yazılmış anayasayla yönetilmiyor. Askeri anayasayla asgari demokrasi olur” şeklinde konuştu.

ADALET BAKANI ERGİN’DEN AB’YE ELEŞTİRİ
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway’in eleştirilerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin de konuşmasında cevap verdi. Avrupa Birliği’ne eleştirilerde bulunan Ergin, Türkiye’de demokrasinin sürdürülebilir olması açısından çok önemli düzenlemeler yapıldığını, milletin hukukunu hiçe sayan uygulamaların yargı önünde hesap vermekle meşgul olduğunu söyledi.

Ergin, “Türkiye’de yargı alanında gerçekten bazı sıkıntılar var. Bunların tespiti ve ortadan kaldırılması için önemli adımlar da atıldı. Ama Barolar Birliği’nin Avukatlık Yasası konusundaki tutuk tavrından dolayı rahatsızlığımı ifade ediyorum. Barolar Birliği’nde çoğulcu-katılımcı bir demokrasi yok. 3 baro oluşturuyor, diğer 79 baroya ihtiyaç yok sanki. İş olsun diye geliyorlar” ifadesini kullandı.

“Egemen Bey epeyce gönderme yaptı Avrupa Birliği’ne” diyen Bakan Sadullah Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Büyükelçi’ye şunu hatırlatmak istiyorum. Adalet Bakanı olarak AB ile yürüttüğümüz 35 faslın hemen hemen tamamıyla ilgili bir bakanım. Ama özellikle spesifik olarak 23 ve 24’üncü fasılda atmamız gereken adım var. Tarama süreci 2006 yılında bitti. 2005 yılında biz müzakereleri başlattık. 2006 yılından itibaren Türkiye hangi alanda hangi adımları atacak ki, açılış kriterleri tamamlansın ve süreç işlesin diye tarama süreci yapıldı. Tarama sonu raporunun bize 2006’da verilmesi lazımdı. Tarih bugün 2013. Aradan 7 yıl geçmiş sayın büyükelçi. Avrupa Birliği 2006’dan 2013’e kadar 23 ve 24. fasıllarla ilgili olarak tarama sonu raporlarını henüz bize vermiş değil. Yani Avrupa Birliği ve komisyonu, Türkiye’de yargı ve temel haklar faslıyla ilgili hangi taleplerde bulunduğunu beyan etmemiş bize. Şimdi Ekim ayı geliyor, ilerleme raporu yayınlanacak. Avrupa Komisyonu, ‘ey Türkiye şunları, bunları yapmadın, şu yanlış şu eksik’ diyecek. İyi güzel de sen benden ne istedin ki eleştirisini yapıyorsun. Ben hangi değişimi parlamentoya getireceğim ki, ‘bu AB’nin talebidir’ diye.”
Konuşmasında Ekim ayında yayınlanacak İlerleme Raporu’na da vurgu yapan Ergin, “İlerleme Raporu’nun hukuki mesnedi nedir? Siz bizden bir değişimi talep etmeden, ‘bunu yapmadınız’ diye nasıl eleştirirsiniz bizi? Böyle bir şey yok. Gayrı resmi açılış kriterleri var, nedir bunlar? Komisyonlarda konuşulurken, kaş göz işaretlerinden, vücut dillerinden bir anlam çıkarılmaya çalışılıyor, bu konularda adımlar atılarak mesafe almaya çalışılıyor. Böyle bir şey olamaz. Türkiye hakkında ilerleme raporu yayınlamak için hukuki ve etik altyapısı yok Avrupa Komisyonu’nun. Ama buna rağmen biz Türkiye’nin demokratikleşme süreci için attığımız adımların önemli olduğunun farkındayız. Gayrı resmi açılış kriterleri olarak önümüze konulan 6 konu başlığının hepsini yerine getirmiş, bunları yerine getirdiğimiz için bu faslın açılması ve açılır açılmaz da kapanması lazım. Ama biz hala tarama sonu raporlarının bekliyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından tören verilen paleket ve hediyelerin ardından sona erdi.
Kaynak: İHA