Başbakan Erdoğan, 6. Geleneksel Büyükelçiler İftar Yemeğine Katıldı…

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin çok zorlu bir demokrasi sürecinden geçtiğini belirterek, "Son 50 yıl içinde 4 askeri darbeye, bunun yanında askeri darbe girişimlerine şahit oldu.

Her bir darbe Türkiye'ye çok ağır faturalar ve çok ağır bedeller ödetti. Ancak, tüm bu hadiselerden dersler çıkararak demokrasinin standartlarını daha da ileri seviyelere çekmek için kararlı bir mücadele yürüttük. Demokrasi mücadelesinde ağır bedeller ödemiş bir ülke olarak Mısır'ı, kardeşimiz olarak gördüğümüz Mısır halkının aynı acıları yaşamasını, aynı bedelleri ödemesini arzu etmiyoruz" dedi.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı'nın parti genel merkezinde verdiği '6. Geleneksel Büyükelçiler İftarı'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel finans krizinin dünya üzerindeki etkileri sürerken başta Ortadoğu olmak üzere İslam coğrafyasından da acı haberlerin geldiğini belirterek, "Dünyamız bir yandan yoksulluğun ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin tehdidi altında bulunurken diğer yandan masum sivillerin her gün toplu kıyımlarına şahit oluyor. Manzara ne kadar olumsuz olursa olsun tabii ki bizler umutsuz değiliz. Dünyamızı tehdit eden, geleceğimizi ve gelecek nesilleri tehdit eden her sorun karşısında umudumuzu güçlü şekilde muhafaza ediyoruz. Soruların çözüleceğine yürekten inanıyor, sorunları çözmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi

Son olarak Mısır'da yaşanan hadiselerin de gösterdiği gibi Ortadoğu'da yaşanan değişim ve dönüşümün kritik bir aşamadan geçtiğini söyleyen Erdoğan, Mısır'ı 300 milyonluk Arap dünyasının kutup yıldızı olarak gördüklerini ifade etti.

"Mısır'ın istikrarı ve güvenliği, Mısır halkı olduğu kadar bölge ülkeleri ve Türkiye özellikle de Avrupa için hayati derecede önemlidir" diyen Erdoğan, "Türkiye olarak 25 Ocak Devrimi'ni Mısır halkının meşru taleplerini karşılamak için yapılmış onurlu bir özgürlük mücadelesi olarak kabul ettik ve başından beri kayıtsız, şartsız destekledik. Mısır halkı özgürlük, adalet, demokrasi, istikrar ve ekonomik kalkınma için büyük bir mücadele vermiştir. Bunun için seçimlere gitmiş, Meclis'ini ve Cumhurbaşkanını seçmişti. Bu 70 yıllık bir aradan sonra ilk defa yapılan bir seçim ve bu seçimle oluşan bir parlamento ve iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanı. Demokratik kurallar içinde atılan bu adımlarla Mısır halkının tarihi nitelikte büyük kazanımları olmuştu. Bugün gelinen noktada Mısır'da demokrasinin tesisi konusunda talihsiz bir gelişme yaşandığına şahit oluyoruz. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanın seçim dışı yollarla açık bir darbeyle görevinde uzaklaştırılması demokratik ilke ve değerlerle bağdaştırmak mümkün değildir. Demokrasilerin en temel kuralı, seçilmişlerin yine seçim yoluyla görevlerini bırakmalarıdır. Seçilmiş iktidarların darbelerle alaşağı edilmesi demokrasinin evrensel ilkelerini ortadan kaldırmak anlamına gelir" ifadelerini kullandı.

"MISIR'DA BELLİ KİŞİ VE KURULUŞLARI SAVUNAN DEĞİL, EVRENSEL İLKELERİ GÖZETEN BİR POLİTİKA İZLİYORUZ"
Türkiye'nin Mısır'da belli kişi ve kuruluşları savunan veya gözeten değil evrensel değerleri ve ilkeleri gözeten bir politika izlediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin politikasını çıkar odaklı olmadığını değer odaklı olduğunu ifade etti.

Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Tunus'ta da hep bu ilkeler temelinde hareket edildiğini anlatan Erdoğan, "Böyle de hareket etmeye devam edeceğiz. Bu temel ilkeler demokrasi, milli iradeye saygı, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi evrensel değerlerdir. Doğru hareket tarzının bu olduğuna inanıyoruz. Türkiye bu zor anında şimdiye kadar olduğu gibi kardeş Mısır halkının da yanında olacak, maddi ve manevi tüm desteğini vermeye devam edecektir. Türkiye, bölgede halkı Müslüman ve aynı zamanda farklı inançlara mensup insanların olduğu Mısır'ı demokratik bir ülke olarak kendi tecrübelerini de her zaman bu bölgede her ülkeye paylaşmaya hazırdır" dedi.

Türkiye'nin çok zorlu bir demokrasi sürecinden geçtiğini anlatan Erdoğan, "Son 50 yıl içinde 4 askeri darbeye, bunun yanında askeri darbe girişimlerine şahit olduk. Her bir darbe Türkiye'ye çok ağır faturalar, çok ağır bedeller ödetti. Ancak, tüm bu hadiselerden dersler çıkararak, demokrasiyi daha da güçlendirmek, standartlarını daha da ileri seviyelere çekmek için kararlı bir mücadele yürüttük. Demokrasi mücadelesinde ağır bedeller ödemiş bir ülke olarak Mısır'ı, kardeşimiz olarak gördüğümüz Mısır halkının aynı acıları yaşamasını, aynı bedelleri ödemesini arzu etmiyoruz. Demokratik değerleri benimseyen, önemseyen ülkelere düşen, bu tür hadiseler karşısında çifte standartla hareket etmemek ve yanlışa yanlış demek öyle zannediyorum ki demokrasiye inanmış tüm ülkelerin görevidir. Bizimle bir araya geldikleri zaman 'demokrasiye övgü yağdıran, demokrasiden taviz verilmemesi gerekir' diyenlerin bu noktada tavırlarını omurgalı bir şekilde görmek isteriz. Bu süreçte Adeviye Meydanı olmak üzere Mısır şehirlerinin meydanlarını dolduran milyonlar maalesef görmezden gelinmiştir. Türkiye, dünyanın neresinde olursa hangi görüşte, hangi ideolojide, hangi dinde olursa olsun seçimle gelmiş hükümetlere yönelik antidemokratik girişimlerin karşısındadır. Mısır'da darbe Mursi'ye değil muhaliflere yönelik olsaydı da biz ilkesel olarak tavrımızı net bir şekilde ortaya koyardık" değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE, HİÇBİR ÜLKENİN İÇİŞLERİNE KARIŞMA ARZUSUNDA DEĞİLDİR"
Türkiye'nin hiçbir ülkenin içişlerine karışma arzusunda olmadığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Ancak, bölgemizi yakından ilgilendiren böyle bir meselede tavrımızı ve tepkimizi net bir şekilde ifade etmemiz anlayışla karşılanmalı, örnek alınmalıdır. Farklı ülkeler konuşurken, farklı ülkeler Mısır'daki bu gelişmelerle ilgili yorumlar yaparken onlara söz yok, işlerine gelmeyen açıklamalar yapıldığı zaman 'Türkiye bizim içişlerimize niye karışıyor' gibi beyanlarda bulunmak. Biz ne yaptık, sadece demokrasi açısından, halkın iradesine saygı açısından birileri halkın iradesine saygı duymazken biz duyduğumuz saygıyı dile getirdik. Dedik ki seçimle gelen seçimle gitmelidir. Seçimle gelen askeri darbeyle gitmemelidir. Bu konuda da bütün büyükelçiler burada sizler ülkeler arasındaki demokrasinin en önemli ayaklarısınız. Burada konuştuklarımızı sizler de aynen ülkelerinize yansıtmalısınız."
Kaynak: İHA