"Hayat Karne Değildir" Paneli
Konya - Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, "Maalesef Türkiye son yıllarda sınavlar ülkesi haline dönüştü. Sınavlar ülkesi olması nedeniyle de hepimiz çocuklarımızı yarış atı gibi görüyoruz" dedi.
Kocabıyık, Doğa Kolejinin organize ettiği "Hayat Karne Değildir" konulu panelinde yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanlığının karneye bakış açısını değirlendirdi.
Okul öncesi eğitimde çocuğu karneyle değerlendirmenin pedagojik olarak uygun olmadığını belirten Kocabıyık, önemli olanın çocuğun okul öncesi eğitime katılıp katılmadığı ve o eğitimden ne oranda faydalandığı olduğunu ifade etti.
Karneyi sınıfta kalma ve notlandırma belgesi gibi değerlendirmenin doğru olmadığını vurgulayan Kocabıyık, Milli Eğitim Bakanlığı olarak karneye çocuğun etiket mahreci olarak bakmadıklarını, velilerin de o şekilde bakmasını istediklerini dile getirdi.
Hayatın karneden ibaret olmadığını, karneyi, çocukları ölçerken onların farklı yönleri, güçlü yönleri ve zayıf yönleri olarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Kocabıyık, şunları kaydetti:
"Her çocuk matematikte başarılı olmak zorunda değil. Ya da her çocuk sanatta başarılı olmak zorunda değil. Veliler ve iğitimciler olarak algılamamız gereken şey; her çocuğun kişisel gelişim hikayesinin birbirinden farklı olduğudur. Kimi sanatta daha başarılı, kiminin matematiksel alanda daha fazla yeteneği var. Kiminin ise bilgisayar gelişimi daha fazla... Önemli olan çocuklarımızdaki o güçlü ve kuvvetli yönlerini bulmak. Maalesef Türkiye son yıllarda sınavlar ülkesi haline dönüştü. Sınavlar ülkesi olması nedeniyle de hepimiz, çocuklarımızı yarış atı gibi görüyoruz. Onlar öyle değil. Çocuklar birer birey... Üstelik onlar ne istediklerini bilen bireyler.
Her çocuğun gelişim hikayesi ve yetenekleri birbirinden farklılık göstermektedir. Önemli olan çocuğumuzu tanımamız. Önemli olan çocuğumuzun kişisel gelişiminin, yeteneklerinin farkında olup hangi alanda kuvvetli, hangi alanda zayıf, bunu fark edip, ona göre doğru yönlendirme yapabilmek. Karne, bunun için sadece bir araçtır. Karneyi bir amaç haline getirmemek lazım. Çünkü karne, çocuklarımızın zayıf ve kuvvetli yönlerinin ortaya konulduğu bir belgedir."
Kaynak: AA
Okul öncesi eğitimde çocuğu karneyle değerlendirmenin pedagojik olarak uygun olmadığını belirten Kocabıyık, önemli olanın çocuğun okul öncesi eğitime katılıp katılmadığı ve o eğitimden ne oranda faydalandığı olduğunu ifade etti.
Karneyi sınıfta kalma ve notlandırma belgesi gibi değerlendirmenin doğru olmadığını vurgulayan Kocabıyık, Milli Eğitim Bakanlığı olarak karneye çocuğun etiket mahreci olarak bakmadıklarını, velilerin de o şekilde bakmasını istediklerini dile getirdi.
Hayatın karneden ibaret olmadığını, karneyi, çocukları ölçerken onların farklı yönleri, güçlü yönleri ve zayıf yönleri olarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Kocabıyık, şunları kaydetti:
"Her çocuk matematikte başarılı olmak zorunda değil. Ya da her çocuk sanatta başarılı olmak zorunda değil. Veliler ve iğitimciler olarak algılamamız gereken şey; her çocuğun kişisel gelişim hikayesinin birbirinden farklı olduğudur. Kimi sanatta daha başarılı, kiminin matematiksel alanda daha fazla yeteneği var. Kiminin ise bilgisayar gelişimi daha fazla... Önemli olan çocuklarımızdaki o güçlü ve kuvvetli yönlerini bulmak. Maalesef Türkiye son yıllarda sınavlar ülkesi haline dönüştü. Sınavlar ülkesi olması nedeniyle de hepimiz, çocuklarımızı yarış atı gibi görüyoruz. Onlar öyle değil. Çocuklar birer birey... Üstelik onlar ne istediklerini bilen bireyler.
Her çocuğun gelişim hikayesi ve yetenekleri birbirinden farklılık göstermektedir. Önemli olan çocuğumuzu tanımamız. Önemli olan çocuğumuzun kişisel gelişiminin, yeteneklerinin farkında olup hangi alanda kuvvetli, hangi alanda zayıf, bunu fark edip, ona göre doğru yönlendirme yapabilmek. Karne, bunun için sadece bir araçtır. Karneyi bir amaç haline getirmemek lazım. Çünkü karne, çocuklarımızın zayıf ve kuvvetli yönlerinin ortaya konulduğu bir belgedir."