Genel Başkan Kılıçdaroğlu Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Başkanlık sistemini tartışmayı gereksiz görüyoruz. Bizim 150 yıllık parlamenter geleneğimiz var. Neden 150 yıllık bir geleneği çöp sepetine atıyoruz, bunu genişletmek varken" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisince bir otelde düzenlenen "İş Dünyası ile Dayanışma ve İş Dünyasını Dinleme" toplantısına katıldı.

CHP'nin iş dünyasına mesafeli durduğu yönünde bir algı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bu algıyı besleyen CHP'nin iş dünyasıyla iç içe olmamasıdır" diye konuştu.

Bunun bir eksiklik olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Neden kendimize 'yeni CHP' diyoruz, işte bunun için diyoruz. Biz iş dünyasıyla daha iç içe olacağız. Sizin sorunlarınızı dinleyeceğiz. Söz, sorunlarınızı çözmek için parlamentoda elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz'' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, bir ülkenin büyümesi ve dünyada saygınlık kazanması için önce üretmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Emek dünyası derken, biz sizi de o emek dünyasının önemli bir parçası olarak görüyoruz. Siz de çalışıyorsunuz. Risk üstleniyorsunuz, emek üretiyorsunuz. Rekabetiniz sadece ülke içinde değil, uluslararası alanda rekabetiniz var. O zaman yapmamız gereken de işçi ve işvereni karşıt gruplar olarak görmemektir" değerlendirmesinde bulundu.

Herkesin sorunlarıyla ilgilenmek ve çözüm üretmek istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, buna rağmen çok fazla gündemde yer almayabildiklerini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, kendilerine "Yeni CHP" dediklerini anımsatarak, "Bu ülkede hangi sorun var, o sorunla ilgili olarak CHP'nin çözümü var" dedi.

Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin doğruluğuna inandıkları her projesine destek verdiklerini dile getirerek, muhalefet etmenin doğruya muhalefet etmek olmadığını kaydetti.

Dünyadaki değişimi CHP'nin yeterince izlemediği konusunda eleştiri geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, ocak ayı içinde Çin Halk Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyareti hatırlattı.

Ortadoğu bataklığına saplanan Türk dış politikasının dünyayı anlayamayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Hindistan, Çin neden gelişiyor- Neden dünyaya meydan okuyorlar- Katma değeri yüksek ürünler üretmeye başladı bunlar artık" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki eğitim sisteminin eksiklikleri olduğunu ve sorgulayıcı olmadığını da savundu.

-"Washington'da yeni ofis açıyoruz"-

Türkiye'de bazı üniversitelerin talep olmadığı için fizik bölümlerinin kapatıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Eğer siz üniversitelerde fizik bölümlerini kapatıyorsanız, katma değeri yüksek ürünler üretemezsiniz. Geniş pencereden dünyaya bakmazsanız sonuç elde edemezsiniz. Biz geniş pencereden bakmaya çalışıyoruz. Brüksel'de ofisi olan tek parti CHP. Neden- AB'deki gelişmeleri yakından izleyelim diye. Washington'da da yeni ofis açıyoruz'' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, demokrasilerin sağlıklı gelişmesi için anamuhalefete ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türkiye'nin "son 10 yılda müthiş bir şekilde büyüdüğü" yönünde açıklamalar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.

Türkiye'nin geçmiş yıllarda ortalama büyüme hızının yüzde 5,1 civarında gerçekleştiğini, son 10 yılda ise bu rakamın yüzde 5 civarında olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Üstelik son 10 yılda 134 milyar dolar iç borçlanma yapmışız. Bütün cumhuriyet hükümetlerinin yaptığı borçlanmadan fazla. 38 milyar dolar özelleştirme yapmışız, bütün hükümetlerin yaptığından daha fazla...Toplam 1 trilyon 700 milyar dolar para harcamışız. Büyüme, 1946-2002'den daha geride. Soru şu: 1 trilyon 700 milyar dolar para nereye harcandı" diye konuştu.

Bir demokrasinin olmazsa olmazının vergilerin nereye harcandığının bilinmesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, vatandaşın, ödediği vergilerin nereye harcandığını sorgulaması gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Eğer bu ülkeye demokrasinin gelmesini istiyorsanız, yeni CHP'ye biraz kulak kabartın. Eğer siyaset kurumunun halka hesap vermeyi, namuslu bir görev kabul etmesini istiyorsanız, vatandaştan alınan 5 kuruşun hesabını siyaset kurumu vermek durumundadır" dedi.

Bütçe görüşmeleri sırasında Sayıştay raporlarının gelmediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu durumdan çoğu kişinin haberi dahi olmadığını, sadece CHP'nin itiraz ettiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, büyümenin gerçek anlamda büyüme olması için herkesin yaratılan katma değerden pay alması gerektiğine işaret ederek, büyümenin de mutlaka istikrarlı ve sürdürülebilir olması gerektiğini bildirdi.

Türkiye'nin 1987 yılında ilk 14 ekonomi içinde bulunduğunu, 2013'te ise 18'e gerilediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bunun nedeninin ise birilerinin Türkiye'den daha hızlı koşması olduğunu dile getirdi.

-"Üniversiteler özgün ortamda bilgiyi üretir"-

Sanayiciye destek verilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye ile Güney Kore büyüme sürecine beraber başladılar, bizim bir otomobil markamız vardı, onların iki otomobil. Bizim otomobil markasını biz tarihe gömdük, yok artık, 'Anadol' bitti. Güney Kore'nin iki otomobil markası dünya markası oldu, Samsung'u da yarattılar. Biz 'Samsun' sigarasını bile yaşatamadık" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, çağ atlayabilmesi için bilgi toplumunu yakalaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Üniversiteler özgün ortamda bilgiyi üretir. Demokrasisi ve üniversitesi gelişmemiş bir ülke asla bilgi üretemez. Türkiye Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezidir. Hepimiz gurur duyarız. Benim ülkemde üretilen otobüsler dünyanın her tarafına ihraç ediliyor. Biz nereden aldık otobüsü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Hollanda'dan. Hollanda'nın özelliği ne, dağı olmayan tek ülke arkadaşlar. Otobüsler sadece düz yolda gidiyor. Tanesine 1 milyon 200 bin avro ödedik. Sizin vergilerinizle ödedik. Aldığımız otobüsler yokuş çıkmıyor. Dünyanın en pahalı hurdalığının sahibiyiz biz. Hesabı soruldu mu, hayır. Bu algıyı ve anlayışı değiştirmediğimiz sürece Türkiye'yi büyütemeyiz."

Paranın yerinde ve değerinde gerçekçi kurun üzerinde olması gerektiğine de değinen Kılıçdaroğlu, Türkiyedeki sıcak paranın 159 milyar dolar olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Para politikanızı üretim endeksli oluşturacaksınız. Vergi politikasını üretim endeksli yapacaksınız. Maliyeti düşüreceğiz, vergi politikası yoluyla. Herkesin iş, aş sahibi olması lazım. Teşvik politikanızı da bunun üzerine inşa etmeniz lazım. Katma değeri yüksek ürünler üreten bir Türkiye ancak dünyada söz sahibi olabilir. Toplam ihracatımız içinde katma değeri yüksek ürünlerin payı ne kadar- 2002 yüzde 6,2, 2011 yüzde 2,8 gerilemişiz. Bütçe politikasını da üretim endeksli yapmamız lazım. Eğer bunlar olabilirse Türkiye, dünyanın her tarafına ihracat yapan saygın bir ülke konumuna gelebilir. Şu anda kamu yönetimi ve ekonomi yönetiminde büyük bir başıbozukluk var. Bir bakan diyor ki, 'frene basın', o basıyor. Öbürü 'çek' diyor, 'ayağını gaza bas' diyor. Ekonomi yönetimi ciddi bir şeydir. Alınan kararların sağlıklı olması lazım."

-Kılıçdaroğlu işadamlarının sorularını yanıtladı-

İşadamlarının sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği konusunda ne düşünüyorsunuz-" denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği konusunda Türkiye çok yanlış bir strateji izledi. Brüksel'de 2004'te imzaladığı sözleşmenin gereğini yerine getiremedi. Biz Avrupa Birliği'ne önem veriyoruz. Avrupa Birliği'ni çağdaşlaşma projesi olarak görüyoruz. Ama Gümrük Birliği konusunda kafamızda soru işaretleri var" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Suriye ile ilişkilerin sorulması üzerine ise bu konuda hükümetin izlediği dış politikanın çok yanlış olduğunu savunarak, "Bütün komşularımızla sorunluyuz. Bu Türkiye'nin sanayisine, ekonomisine büyük zararlar veriyor. Türkiye'nin bu yoldan bir an önce çıkması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Başkanlık sistemi ve anayasa konusunda ne düşünüyorsunuz" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Samimi olarak Türkiye'nin çağdaş, uygar, demokratik, bireysel hak ve özgürlüklerini genişleten, kadın erkek eşitliğini önceleyen bir anayasaya ihtiyacımız var. Buna destek verilmeli. Başkanlık sistemini tartışmayı gereksiz görüyoruz. Bizim 150 yıllık parlamenter geleneğimiz var. Neden 150 yıllık bir geleneği çöp sepetine atıyoruz, bunu genişletmek varken" diye yanıtladı.

-Barış Süreci-

Kılıçdaroğlu, barış sürecine ilişkin de şunları ifade etti:

"Hiçbir zaman bu ülkede yaşayan 76 milyon yurttaşın her birinin 'ben barış istemiyorum' dediğini duymadım. Hepimizin ortak talebi budur. Soru şu: Barış ama nasıl- Bu sorunun çözülmesi için katkı veren, düşünce üreten, yol haritası belirleyen tek parti biziz. 1989'dan beri üretmediğimiz rapor kalmadı. Yol haritasını ben bizzat Sayın Başbakana gidip kendim ilettim, 'bizim çözümümüz şudur, parlamentoda bir uzlaşma komisyonu olsun, tıpkı anayasa uzlaşma komisyonu gibi. Her siyasal partiden eşit milletvekili olsun'. Ben adım gibi eminim bugün Türkiye'de parlamentoda görev yapan dört partide de bu işin çözümüyle ilgili kafa yoran son derece saygın milletvekilleri var. Bu yetiyor mu- Hayır. Dünyanın saygın demokrasilerinde 30 yıldır kökleşmiş sorunlar sadece siyaset kurumunun çözeceği sorunlar olmaktan çıkmıştır. Sivil örgütlerin de desteğinin olması lazım. O yüzden dedik ki 'uzlaşma komisyonu kurulsun parlamentoda, parlamento dışında kanaat önderlerinden oluşan bir de akil adamlar veya gerçekleri araştırma komisyonu gibi bir komisyon kurulsun'. İkisi eş zamanlı çalışsın, sivil komisyon parlamentoda ki komisyona bağlı olarak çalışsın. Devlet doğrudan gidip terör örgütüyle görüşemez. Devlet hukuki bir kurumdur, saygınlığı olan bir kurumdur. Devletin organları suç işleyen organlarla yan yana gelmezler, konuşmazlar."

ABD yapımı "Görevimiz Tehlike" filminin bir bölümüne atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir devlet kendisini yasa dışı bir organizasyonun içinde göstermez. Biz ne yaptık- Masanın bir ucunda Abdullah Öcalan diğer ucunda Recep Tayyip Erdoğan oturuyor. Siz bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesinde 'PKK terör örgütüdür' diyemezsiniz. Deseniz de ikna edemezsiniz. Neden- 'Siz terör örgütüyle konuştunuz, konuşmasaydınız. Konuştunuz, anlaştınız. Niye şimdi onun terörist olduğunu söylüyorsunuz-' derler. 'CHP bize destek versin' diyorlar. Verelim ama düşünceniz ne- Bilmediğimiz şeye nasıl destek vereceğiz-" diye konuştu.

Muhabir: Merve Yıldızalp-Fatih Çakmak

Yayıncı: Tarkan Demir
Kaynak: AA