Balçova Teleferik Tesislerinin Temel Atma Törenine Katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu:

Balçova’daki Teleferik Tesisleri’nin temel atma törenine katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediyede krize sebep olan 650 büyükşehir belediye personeli hakkındaki ihalelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Balçova Teleferik Tesislerinin Temel Atma Törenine Katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu:
Kendisini eleştiren AK Parti İzmir Mevlana’nın sözüyle yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Ankara’da TBMM’de bir önerge vermeyen, kentin sorunu ile ilgilenmeyenler İzmir’de şahin kesiliyor. Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak saçı sakalı ağarır. Başka bir şey elde edemez” dedi.

Başkan Kocaoğlu, 650 belediye personelini ilgilendiren ihale sorunu ve taşeronlaşma sisteminin kaldırılması için mücadele edilmesi çağrısından kendisini eleştiren AK Partili vekillere kadar bir dizi hakkında açıklamalarda bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AK Partili vekillerin İzmir’e çivi çakmadıkları yönündeki eleştirilere en iyi yanıtın 43’üncüsünü gerçekleştirdikleri Cumartesi törenlerinde gerçekleştirdiklerini açılış ve temel atma törenleri olduğunu söyledi ve ekledi: “Son altı ay içinde İzmir’e 516 milyon liralık yatırım ve hizmet verdik. Buna 12 milyon lirayı bulan teleferik yatırımı dahil değil.”

TELEFERİK YENİ YILDA AÇILACAK

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, teleferiğin 31.12.2013 tarihine yetiştirileceğini belirterek, “Eğer bir aksilik olmazsa yeni yıldan 31.12.2013 tarihinden itibaren İzmirli hemşehrilerimizin kullanımına açılacak. Ve Balçova’nın amblemindeki yerini fiiliyatta da bulacak. Ve bu teleferik hem sayın başkanımız Ercüment Uysal’ın eserinin devamını sağlayacak; hem Balçova’nın özelliği olma özelliğini sürdürecek. Hayırlı uğurlu olsun diliyorum” dedi.

BİZİM KOŞUMUZ ENGELLİ KOŞU

Teleferiğin temel atma sürecinin ihale sürecindeki yasal sıkıntılar nedeniyle uzadığını dile getiren Başkan Kocaoğlu, yaşadıklarını engelli koşuya benzetti: “2007’den beri teleferiğin yeniden hayata geçmesi için çabalıyoruz. Önce projeyi yapan proje ihalelerimize katılım olmadı. Projeyi yapan yapım ihalesine giremiyordu, bir yasal engel vardı. Sonra bu yasa düzeltildi. Çünkü proje yapmak daha ucuz, teleferiği yapmak daha pahalı ya da karlıydı. Teleferiği yapan firma sayısı sınırlıydı, herkes inşaat ihalesine girmek için proje ihalesine girmiyordu. Sonra projeli ihalenin yasal yolu açıldı. Ondan sonra da üç kez ihaleye çıktık, o iptal edildi o bilmem ne oldu, KİK Ankara’da idare mahkemesine verdi oradan bölge idare mahkemesine gitti. En sonunda KİK tamam buraya ihaleyi verebilirsiniz dedi.

Bu süreç böyle tamamlandı. Biz de ya sabır geç olmasın da güç olmasın dedik. Dünya zamanla yarışıyor, koşarak gidiyor. Bizim daha fazla koşmamız gerekiyor. Koşmaya çalışıyoruz. Bizim koşumuz engelli koşu. Koşuların en zorudur engelli koşu. Ama biz böyle yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bu teleferiğin maliyeti 12 milyon lira. 2.42 dakikada dağın zirvesine ulaşacak, saatte 1200 yolcu taşıma kapasitesine sahip. Mevcut direklerden yukarıdaki ve aşağıdaki binalara varıncaya kadar A’den Z’ye tüm sistem kabinleriyle birlikte yenilenecek.”

TAŞERONLAŞMAYA KARŞI MÜCADELEYİ BAŞLATAN DEVLET KURUMUYUZ

Taşeronlaşmayla mücadele eden ve ortadan kaldıran tek belediye olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, 650 işçinin işten çıkarılması ya da taşeron firmaya geçmesi ile ilgili süreç hakkında şu bilgileri verdi: “Cevap hakkı doğurmaya çalışmadan kentin önündeki önemli konuları da değerlendiriyoruz. Bunu halkımızla yaptığımız bir paylaşım olarak değerlendiriyoruz. Bugün 650 işçimizin ihale süreciyle ilgili başta büyükşehir belediyesi olmak üzere işçilerimiz, sendikalarımız ve tabi İzmir sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Bu süreç nereden kaynaklanıyor? Önce bunun derinliklerine inmek gerekiyor. 2004 yılı sonuna kadar belediyeler kendi şirketlerine görev alanları içerisindeki ihaleleri ihale mevzuatının dışında verebiliyorlardı. Bugün nasılı biz Tire Süt’ten süt, Bayındır’dan dikme çiçek projesini, Bademler ve Bademli’den nasıl fidan ve çiçek alımlarını yapıyorsak, belediye de kendi şirketlerine hizmet ihalelerini ihalesiz veriyor idi. Bu değişti. Bu neyi getirdi? Bu belediyelerde de hızlı bir şekilde taşeronlaşmayı getirdi. Biz taşeronlaşmaya karşı olduğumuz, büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturduğumuz günden beri söylüyor ve mücadele ediyoruz. İlk günden bu güne tüm ihalelerde gücümüze göre 100-150-200 kişi, hep belediye şirketlerini ihaleye sokarak, taşeron sayısını 6 bin 500’den 2 bin 600’e indirdik. 2009’da da son neşteri vurduk, bu 2 bin 500 işçimizi de kendi bünyemize aldık. Ve Türkiye’de taşeronlaşmaya karşı modern kölelik düzenine karşı ilk büyük mücadeleyi başlatan devlet kurumu olduk. Bu tabi dertli bir iş. Bunun bedeli var. İşçiye iş güvencesi, kıdem tazminatı vermenin, ihbar tazminatı hakkını kazanmasının bir bedeli var. Bunun bir büyükşehir belediyesine maddi bedeli var; bir de bunun cumhuriyetimizde taşeronlaşmayı prensip edinmiş kurumlara karşı kötü örnek bedeli var. Bu bedeli ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Önce İZBETON asfalt ihalesinde direkten döndük. Sonra 3150 kişilik ESHOT’un ihalesinde yine direkten döndük. Sonuncusu da 650 arkadaşımız. Bunların hepsi büyükşehirde, İZSU ve ESHOT’ta belli görevleri yapan arkadaşlarımız, idari personel sınıfında. Büyükşehir belediye başkanı bile bile ihaleyi iptal etsin diyen var. Bürokratlar ihaleyi yapmasını bilmiyor diyen var. Büyükşehir belediye başkanı bunlar burada dursun, İZELMAN ücretini versin, şirket yenisini getirsin diyen var. Var oğlu var . hepsi düşünce, fikir. Saygı duyuyoruz.”

İHALEYİ ALAN ŞİRKETİN AVUKATI ŞOV YAPMASIN

İhaleyi alan şirketin avukatının CHP’nin adını kullanarak şov yaptığını savunan Başkan Kocaoğlu, sert tepki gösterdi: “Uyarıyorum. Avukatsın, avukatlığını yap, siyasi kimlik avukatlıkta kullanılacak bir nokta değildir. Hergün gazetelerde beyanat vererek, şov yapma. Eğer gerçekten CHP’liysen emeğin yanında ol, emekçinin yanında ol. Gerekli gereksiz de basın açıklamaları yaparak İzmirli ve İzmir’in moralini bozma.”

SENDİKA BAŞKANLARINA SESLENDİ

Başkan Kocaoğlu, sendika başkanlarının kendilerini eleştirmek yerine taşeronlaştırma sisteminin kaldırılması için mücadele etmesi gerektiğini de kaydetti.

Kocaoğlu, “Diğeri sendikalara ihaleyi iptal etsin diyenlere ve herkese. TBMM parlamentosu taşeronlaşmayı kaldırmalıdır. Emeğin hakkının verilmesi için bir kez parlamentonun taşeronlaşma düzenini kaldırması gerekmektedir. Koca koca sendikaların genel başkanları, konfederasyon ve federasyon başkanları büyükşehir belediyesine söz söylüyor, işçiyi attırmayız diyor. Yasa belli. Hiçbir yere sığınmıyorum. Türkiye Cumhuriyetinde 2009 yılında taşeronun kökünü kazıyan belediye başkanına 650 yi alsın versin diye kimsenin öneride bulunmasına gerek yok. Biz zaten konuyu biliyoruz, yüreğimiz yanıyor. Ama biz doğru iş ve doğru yönetim yapıyoruz.” Yargıda kazanamazsa 650 işçiyle yolumuzu ayırmak zorundayız. İki yılı geçti. Adliye koridorlarında ofis tutacak noktaya geldik ve aklandık. Şimdi böyle bir belediyeye, belediye bürokrasisine dünya aleme ispat edilmiş belediyeye bunu iptal etsin diye dışarıdan söylem geliştiriyorlar. Bunu reddediyorum. Önemli olan yasal düzenlemedir. Taşeronluk sisteminin kalkmasıdır. İşçiye sahip çıkmaktır.

TAŞERONLAŞMAYI ÖNLEMEK İÇİN MECLİS MÜCADELESİ ŞART

Başkan Aziz Kocaoğlu, taşeronlaşmayı ortadan kaldıran bir belediye olarak vekillere çağrıda bulunarak, taşeronlaşmanın kaldırılması için mecliste ortak mücadele vermelerini istedi.

Kocaoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu’nun konuyla ilgili kanun teklifini TBMM’ye verdiklerini de vurgulayarak, şunları söyledi: “Sendikaların geçmişte yaptıkları özel sektörü ve belediyeleri, ücret konusunda sıkıntıya soktu. Bu, ülkenin bir gerçeği. Ne oldu? Taşeronlaşma diye hiçbir yasal dayanağı olmayan, ceberrut bir sistem kuruldu. Bu sistemi kuracağımıza dünyada her ekonominin her devletin üretim için dünyada rekabet edebilmek için vereceği saat ücret bellidir, hesabı kolaydır. O zaman biz azami ücreti belirleyen yetkili, bu ülkenin üretebilmesi, kalkınabilmesi, ihracat yapabilmesi için, dış ödemeler dengesini güçlendirebilmek için azami ücreti de belirleyecek. Bu sözüme karşı çıkanlar olabilir. Ama ben pratikten geliyorum. Bende işçi var. 3 bin lira alıyor. 2700 lira alıyor. Taşeron işçisi 750 lira alıyor. Dünyanın hangi ekonomisinde 750, 2500-3 bin lira verilir ve orada iş barışı, üretim, kader birliği olur? Bana biri gelsin bunu anlatsın. O zaman ben buradan asgari ücret azami ücret. Kesinlikle taşeronlaşmanın kalkması ve belediyelerin kendi şirketlerine hizmet ihalelerini vermesinin önünün açılması gerekmektedir. Doğru budur. Doğru mücadele budur. Parlementoda mücadele vermektir. Belediye başkanına ya da siyasi partinin il başkanına gidilerek siyasi mücadele verilemez. Bu, yasal olmayan bir şeyi yap talebidir. Ama yasa ve yönetmelikleri değiştirerek, bu işçilerin haklarını korumanın yolu meclistir. Tüm vekillere bu konunun çözümü için gerekli formül bellidir. Belediye şirketlerinin ihaleleleri alması için vekillerimiz zaten kanun teklifi verdi. Onun diğer partili vekiller, yani iktidar partisinin vekillerince de desteklenmesi, konunun mecliste gündeme gelmesi ve biran önce çözümlenmesi gerekmektedir. Bu açıklamayı yapmak ihtiyacı duydum.

Başkan Kocaoğlu, son 6 ay içinde İzmir’e 516 milyon liralık yatırım ve hizmet getirdiklerini açıklayarak, “2011 sonunda başladığımız Cumartesi Törenleri’mizin bugün 43.’üncüsünde birlikteyiz. İzmir’e çivi çakmadılar, ilk beş yıldan başka yatırımları yok diyenlere sözümüz, bugünle birlikte tam 43 cumartesi günü törenden törene açılıştan açılışa koşuyoruz. Samimiyetle yorulmadan bıkmadan ve usanmadan kah yeni kavşaklarımızın, arıtmalarımızın, otoparklarımızın, yaşam parklarımızsın temellerini attık. Kah yeni bulvar, köprülü kavşak, metro istasyonları, bisiklet ve yürüyüş yolu parkurlarını hizmete açtık. Kah yeni otobüslerimizi, iş makinalarımızı hizmete soktuk, kah üretici ve okullarımıza Cumhuriyet tarihinin ilk opera binasını kuracak ya da kentsel dönüşümün yolunu açacak sözleşmeler imzaladık. Karınca gibi çalışmanın lafla olmadığını gösterip, son 6 aydır içinde 516 milyon liralık yatırım ve hizmet getirdik. Teleferik 12 milyon liralık bu hesabın içinde değil” şeklinde bilgi verdi.

VEKİLLERİN GÖREVİ POLEMİĞE GİRMEK DEĞİL

İktidar partisinin vekillerinin yaptığı her açıklamanın ardından kendisine laf yetiştirdiğini, vekillerin asıl görevinin belediye başkanlarıyla polemiğe girmek olmadığını belirtti.

Başkan Kocaoğlu, eleştirilerden korkmadıklarını, yapıcı her eleştiriye açık olduklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Peki biz bunları gerçekleştirirken iktidarın bazı vekilleri, altını özellikle çiziyorum, bazı vekillerini yaptığını, her açıklamamdan sonra bana laf yetiştirmeye çalışmaktan, her cümleden farklı anlamlar çıkarıp kentte yeni bir tartışma ortamı yaratmak ve İzmirlileri germekten başka ne yaptılar. İsim vermeme gerek yok. İzmir kamuoyu onların kim olduğunu çok iyi biliyor. Vekillerin işi kente hizmet etmektir, belediye başkanlarıyla polemiğe girmek değil. İzmir ve İzmirlilerin sonunu için bakanlıklarda mesai harcamaktır. İktidar olmanın erkini İzmirli için kullanmaktır. Öyle vekiller var ki, sanki millet onlara belediye başkanına cevap yetiştirsin diye oy vermiş. Eleştirilerden korkmuyoruz, yanlışımız varsa yapıcı eleştirilerle onu görüp düzeltmeye çalışıyoruz. Ama az önce bahsettiklerim çok farklı şeyler. Eminim İzmirli hemşehrilerim bunu çok iyi anlamışlardı. Sözlerimin gerçek muhataplarını bulduğunu düşünüyorum. Diğer vekillerimizi özellikle tenzih ediyorum. “

Başkan Kocaoğlu, iktidar partisinin vekillerinin İzmir’in sorunları için uğraşmasını istedi ve bunları şöyle sıraladı: “TBMM’deki performanslarına bakıyoruz. Sözlü ve yazılı tek bir önerge bile vermemişler. Meclis kürsüsüne çıkıp İzmirlilerin sorununa yönelik konuşmamak için özel bir çaba harcamışlar. Ama buraya gelince maşallah şahin kesiliyorlar. Oysa biz iktidar partisine mensup bu vekillerden laf değil icraat bekliyoruz. İzmir kürsülerinde gösterdikleri performansı mecliste de göstermesini bekliyoruz. Diğer illerle aramızdaki teşvik adaletsizliğini gidermeleri için çalışma yapmalarını bekliyoruz örneğin. Katı atık bertaraf tesisinin yer sorununu çözmemiz için ayırıcı değil birleştirici olmalarını, bu konuda devreye girerek, ilgili bakanlıklarda etkin görev üstlenmelerini bekliyoruz. İzmir metrosu için yaptığımız keşif artışı talebimin daha fazla gecikmemesi için Ankara’da kulis yapmalarını bekliyoruz. Tramvay projelerinin raflardan indirilmesini bekliyoruz. Kendimize malikane yapmak için değil vatandaşa hizmet için kullanacağımız hazine arazilerinin tahsisi için etkin rol oynamalarını bekliyoruz. İzmir’e yönelik çifte standardın olmaması için Ankara’da bir güç olmalarını istiyoruz.” Başkan Kocaoğlu, Ekonomiden Sorumlu Bakan Zafer Çağlayan’dan istedikleri teşvikle ilgili yaşadıkları hakkında da konuştu.

Kocaoğlu, “Ekonomiden sorumla bakanımız zafer çağlayan da oradaydı. Ben teşvik konusundaki organize sanayi bölgelerimiz doluncaya kadar eşitlenmesini talep ettim. Sayın bakan bizden sonra söz alıp, yaptığımız - temelini attığımız 400 milyon liralık fuar aalyçılışına- eğer fuar için kredi kullanırsan, iki puan; yerli kaynak kullanırsan 4 puan kredi teşviği var dedi.

Biz de huzur içinde yattık, inceleyin dedrik. Sonuç: evet var, ama üst limit var 600 bin lira. Türkiye’nin en ucuz kredisini alıyoruz. Ama limit 600 bin lira idi.”

AZİZ BAŞKANA MÜTEŞEKKİRİZ

Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, muhalefetin 2007 yılında metal yorgunluğu nedeniyle kapatılan teleferik tesislerinin bugüne değin açılmaması hakkında sürekli eleştiride bulunduğunu belirterek, tesisleri yap-işlet devriyle yapacağı için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür etti.

Başkan Çalkaya, “2007’de metal yorgunluğu yüzünden durdurulmuştu. İş yapmak istiyorsunuz ensenizde boza pişiriliyor. Halka açık hale getirecekseniz buraları kamunun elinde olmalı, bir kısmı da sübvanse edilmeli. Aziz bey onu yaptı. Teleferik bizim sembolümüz. Muhalefet bize hep teleferikten vurmaya çalıştı. Yap-işlet-devret dediler. Verilmedi, çünkü bu belediyenin bir sembolüydü. Sayenizde İzmir kişi başına düşen en yüksek yeşil alana sahip, dünyada. Çakalburnu’nda bir milyon metrekare alanı hipermarket ve büyük ticari işletmeler yerine kent ormanı yapıyorsunuz. Her gün en az 3 bin İzmirli orayı kullanıyor. Hemen altında 77 bin metrekarelik bir rekreasyon alanı var. Balçova kişi başına en yüksek yeşil alan düşen ilçe olacak, dünyada. Toplumun her kesiminin düşüncelerini alarak, meslek odaları ve STK’ların da görüşünü aldık ve Turizm Bakanlığı’na götürdük. Beş binlik ve binlik planlarını askıya çıkarabildiysek sizin sayenizde oldu. Abilik yaptınız ve kentin en büyük sorununu çözüm aşamasına getirdiniz. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Size yürekten teşekkür ediyorum.

Törene ilçe belediye başkanları ile oda ve sendika başkanları ve CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel ile Mustafa Moroğlu katıldı.

Kaynak: İHA