AK Parti, Başkanlık Sistemi İçin Kitapçık Bastırdı

AK Parti, Başkanlık Sistemi'nin halka doğru anlatılması için "Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor" isimli kitap bastırdı.

AK Parti, Başkanlık Sistemi İçin Kitapçık Bastırdı
Kitapta başkanlık sistemiyle ilgili sorular ve cevaplar yer alırken, AK Parti’nin teklifinin ise sadece hükümet sistemindeki değişikliğe yönelik olduğu belirtildi. AK Parti, Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun koordinatörlüğünde “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” isimli kitapçık hazırlandı. AK Parti Grup Toplantısı Sonrasında AK Partili milletvekillerine dağıtılan kitapta ise Başkanlık Sistemi ile ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. AK Parti daha önce ise 17 Mart’ta 17 ilde eş zamanlı olarak “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” adı altında toplantılar, konferanslar ve paneller düzenlemişti.

Kitapçığın sunuş kısmında ise parlamenter sistemin her zaman güçlü tek parti hükümetlerini ortaya çıkarmasının mümkün olamayacağı belirtilerek, “Bu nedenle Türkiye’nin hükümet sisteminde bir değişime gitmesi uzun vadede ülkemizin lehine olacaktır” ifadesi dikkat çekiyor. Kitapçıkta başkanlık sistemini merhum Alparslan Türkeş ile Necmettin Erbakan’ın da istediğine vurgu yapılırken, sisteminin bugünlerde yeniden tartışmaya açılmasıyla ilgili olarak ise şu değerlendirmeler yer alıyor: “1961 ve 1981 Anayasaları yazılırken, başkanlık modeli üzerinde duruldu. 1970 yılında Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde kurulan Milli Nizam Partisi’nin programında yer aldı. Alparslan Türkeş’in ‘Dokuz Işık’ alı kitabında Türkiye için en ideal hükümet modelinin başkanlık sistemi olduğu belirtildi. Ardından Özal ve Sonrasında Demirel başkanlık sistemini tartışmaya açtı. Son olarak AK Parti 2001 yılında kuruluş bildirgesinde Türkiye’de başkanlık sistemini yeniden tartışmaya açacağını deklere etti.

Tartışmanın bugünlerde yeniden canlanmasının nedeni ise, mevcut hükümet sistemi tercihimizin Türkiye’nin siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel yapısı ile uyumlu olmadığı gerçeğinin bir kez daha anlaşılmasıyla ilgilidir.”

“MEVCUT SİSTEM, HUKUK DEVLETİ İLKESİNE AYKIRI”

Milletvekillerine dağıtılan kitapçıkta mevcut parlamenter sistemini dünyada hiçbir örneği olmayan, ne olduğu belirsiz bir yapı olduğunun altı çizilirken, bu yapının ayrıca demokratik devlet ve hukuk ilkeleriyle tamamen çelişkili olduğuna vurgu yapıldı. Mevcut yapının; istikrarsız hükümetlere, ekonomik bunalımlara, güvenlik sorunu ve teröre neden olduğu detaylı bir şekilde anlatılırken, koalisyonlar döneminde Türkiye’nin dış politikada itibar kaybına uğradığı hatırlatılıyor.

Kitapçıkta dikkat çeken bir diğer husus ise, şuan ki hükümet sisteminin, hukuk devleti ilkesine aykırı hükümler barındırdığı konusu. Kitapçıkta bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinden örnekler verilirken, Cumhurbaşkanı’nın her alana müdahale yetkisi olduğu fakat aynı zamanda her şeyden sorumsuz olduğunun altı çizildi. Kitapçıkta Cumhurbaşkanı yetkileriyle ilgili olarak şu ifadeler yer aldı: “Yetkisiz olan kişinin sorumsuzluğu olağan kabul edilebilir. Ama bizim anayasamızda yer aldığı şekliyle siyasete, bürokrasiye, yargıya, idareye kısaca her alana müdahale yetkisiyle donatılmış bir konumun sorumsuz olarak tanımlanması hukuk devleti ilkesiyle asla uyumlu değildir.”

“PARLAMENTER SİSTEMLE SORUNLAR YAŞANMAYA DEVAM EDECEK”

Kitapçıkta parlamenter sisteminin dört dörtlük bir şekilde işlemeye devam etse bile ileride yaşanacak sorunların kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Bu sebepten dolayı AK Parti’nin başkanlık sistemini önerdiği kaydedilirken, başkanlık sisteminin tanımı ile ilgili olarak ise şu ifadeler yer alıyor: “Başkanlık sistemi, yürütme organının doğrudan halk tarafından seçildiği ve seçimle işbaşına gelen başkanın yasama organı tarafından görevinden alınamadığı bir hükümet sistemidir. Sistemin en belirgin özelliği sert kuvvetler ayrılığına dayanması, bu sayede yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinden ayrı çalışması esasının uygulanmasıdır.”

“BAŞKANLIK SİSTEMİNDE YASAMA ORGANI ÇOK DAHA ETKİLİ”


Kitapçıkta “Başkanlık sisteminde parlamentonun önemi azalmakta mıdır?” sorusuna da cevap veriliyor. Cevap olarak ise şu açıklama yer alıyor: “Başkanlık sistemiyle ilgili bir başka yanlış algı da, Başkanın bütün sisteme hakim olarak parlamentoyu etkisiz bıraktığı yönündeki algıdır. Oysa başkanlık sisteminde yasama organı çok daha etkili ve yetkili olmaktadır. Kanun ve bütçe gibi çok önemli iki yetkiyi elinde tutan Meclis, bu iki yetki sayesinde Başkanı kendisine muhtaç bırakmakta ve onu parlamento ile iyi geçinmek zorunda bırakmaktadır.”

“BAŞKANLIK SİSTEMİNDE FEDERALİZM ZORUNDU DEĞİL”

AK Parti’nin dağıttığı kitapçıkta ayrıca Başkanlık sisteminin federalizmi de beraberinde getireceği yönündeki endişeler de hatırlatılarak bu endişelerin yersiz olduğu belirtiliyor. Başkanlık sistemine karşı çıkanların ülkenin bölüneceğine dair iddialar ileri sürdükleri belirtilerek, “Oysa federalizm bir devlet şeklidir, başkanlık ise bir hükümet sistemidir. Her ikisi de farklı kategorilerde birer tercihtir. İsteyen ülke istediği modeli seçebilir. Hükümet sistemi olarak başkanlığı seçen bir ülkenin zorunlu olarak devlet sistemi tercihinin federalizm olması gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle federal yapı başkanlık sisteminin zorunlu bir Sonucu değildir” deniliyor.

Başkanlık sistemini uygulayan üniter devlet yapısına sahip ülkelerin de olduğu ve üniter yapıdaki bir devlet de başkanlık sisteminin olabileceği kaydedilerek, “Zaten AK Parti’nin teklifi de sadece hükümet sisteminde değişiklik yapılmasına ilişkindir. Teklifte devlet sistemine ilişkin olarak, yani üniter devlet konusunda hiçbir değişiklik yer almamaktadır” açıklamasına yer veriliyor.

“BAŞKANLIK SİSTEMİYLE, ÇİFT MECLİS GEREKMEYECEK”

Kitapçıkta dikkat çeken bir diğer başlık ise çift meclis konusu. Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte çift meclise geçilmesinin zorunlu olmadığı belirtilerek şu bilgilere yer veriliyor: “Üniter devletlerde çift meclis sistemi zorunlu değildir. Üniter devletlerde çift meclis sistemi siyasal bir tercihtir. Dolayısıyla Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi aynı zamanda çift meclisli bir yapıya bürünmesini gerektirmeyecektir. Kaldı ki Türkiye 1961 Anayasası döneminde parlamenter sistem içinde çift meclisli yapıyı denemiş, ancak sistemi ağırlaştırması ve beklenen faydayı sağlamadığı gerekçesiyle bundan vazgeçmiştir.”

2007 YILINDAKİ ‘HAYIR’ BLOĞU HATIRLATILDI


Kitapçığın Sonunda ise başkanlık sisteminin otoriter rejimler ortaya çıkarabileceği yönündeki korkular da değerlendiriliyor. Açıklamada 2007 hatırlatması yapılarak şu açıklama yer alıyor: “AK Parti Başkanlık sistemini teklif ederken millete güven duyduğunu da ifade etmiş olmaktadır. Bugün başkanlık sistemine karşı çıkan siyasi partilerin 2007 yılında cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik referandumda millete olan bu güvensizliklerinden dolayı ‘Hayır’ bloğunu oluşturduklarını unutmamak gerekir.”
Kaynak: İHA