Tbmm Başkanı Çiçek'ten Aa'ya Özel Röportaj Açıklaması
Melda Çetiner - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun son 3 ayda 45 gün çalışarak 4 maddede mutabık kaldığını belirterek, çalışmaların bu tempoyla sürmesi halinde 24. Dönem'de hatta 25. Dönem'de de bitmeyeceğini kaydetti.
Yeni anayasa yapamamanın Türkiye'ye risklerinin büyük olacağını ifade eden Çiçek, 2014 yılından sonra yürütmenin çift başlı hale geleceğini savundu.
Çiçek'in, AA muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
-''Benim meselem değil''-
Soru: Uzlaşma komisyonundan bir metin çıkmazsa bir planınız var mı-
Çiçek: Bu benim meselem değil. Uzlaşma Komisyonu ve Meclis Başkanlığı olarak 4 siyasi partinin desteğiyle, kararıyla biz bu işi götürüyoruz. Bu Komisyon eğer çok inandırıcı, makul bir süre, 'biz bu anlaşmazlıkları, uyuşmazlıkları kısa sürede ortadan kaldırıyoruz' diyecek bir yol, yöntem, irade ortaya koymazsa... Şu ana kadar partiler irade koydu. Şimdi Komisyon irade koyacak, kendi partileriyle görüşerek. Böyle bir irade koymadıktan sonra, bundan sonraki durum benim değil... Partilerin vereceği karar. Bu konuda değişik görüşler var. AK Parti diyor ki; '4 partiyle olsun isteriz. Bu olmadı CHP ile mutabakat ararız, onunla olmadığı MHP ile, onunla olmadı BDP ile...' AK Parti Meclis'te çoğunluğu olan bir parti, 'ben bu yöntemle işi yapacağım' diyorsa, o zaman Meclis Başkanlığı'nın yapabileceği bu safhada bir şey yok. O normal usulü göre yapılacak anayasa çalışmasıdır. O bizim değil, orada partilerin kendi aralarındaki diyalog ve işbirliğidir, daha sonra İçtüzük'teki komisyon üzerinden bu çalışa yapılacak demektir. O partiler de kendi aralarında bir komisyon kurar, çalışır mı çalışmaz mı, kendilerinin bileceği iştir.
-''Kendilerinin karar vermeleri lazım''-
Soru: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun bundan sonra çalışması tehlikeye mi girmiş oluyor-
Çiçek: Bugün kendileri bir karar vermeleri lazım. Ben de kamuoyuna ilk defa bu kadar ayrıntılı bir tablo veriyorum. Diyorum ki 'ek süre' denildi. 31 Aralık'a kadar bitiremedik. Hedefimiz budur dedik. ondan sonra 3 ay geçti. 3 ay içinde 45 gün...Gün itibarıyla yüzde 50 verimli kullanılmış. 3 ay içinde de mutabık kalınan madde sayısı 4 olarak gözüküyor. Demek ki daha biz her 3 ayda 4 maddede mutabık kalacaksak, o zaman bu dönem de yetmez. Aceleye getirmeyelim ama bu tempoyla da bu dönem de 25. Dönem de yetmez.
-''Dünyanın en pahalı anayasası...''
Soru: Anayasa yapamamanın riski nelerdir-
Çiçek: Çok büyük riskleri vardır. Evvela yeni bir anayasayı 4 parti bir araya gelip çıkaramamış olur. Bu güven açısından son derece önemlidir. 'Dördünüz bir araya geldiniz, 30 sene de şikayet ettiniz, darbecilerin anayasası, darbe sonucu yapılmış, darbe anayasası' diye. Hadi buyurun siz bir araya gelin yapın denildi, bu defa da yapamadınız. Bu herhalde siyaset kurumu bakımından başlı başına bir müeyyidedir. Ayrıca ilave müeyyide arama gerek yok. Güven açısından sıkıntılı olur. İkincisi, yeni bir anayasa yapılmadığı takdirde günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen, öncelikleri, dengeleri, felsefesiyle bugünün şartlarıyla uyuşmayan bir anayasayla Türkiye'yi yönetmek gibi bir mecburiyet hasıl olur. Bu da her gün sıkıntı çıkarmaya devam ediyor. Bir eski yapı düşünün; her gün çatısı akıyor, penceresinden soğuk geliyor, duvar çatlamış...Böyle bir yapının içinde toplum nasıl oturmuş olacak- Her gün bir yerini tıkayarak ya da her gün yeni bir anayasal sorunla siyaset kurumu tartışma yapıyor. Gerginlik yaşanıyor, sıkıntılar yaşanıyor. Bu yanlış anayasaya göre kanun çıkarıyoruz, Anayasa Mahkemesi denetim yapıyor. Bu başlı başına yetmez mi, yeni bir anayasa yapamamanın bedeli olarak-
Kaldı ki 2014'ten sonra bugünkünden daha fazla anayasal sorunlarla Türkiye karşı karşıya kalır. Bunun aksini kimse iddia edemez. Bir ülkenin sorunları kişisel becerilerle, maharetlerle daha fazla götürülemez. Sistemin kendisi 82'den bu tarafa önemli tartışmaları, önemli bunalımları ortaya koymuştur. Dünyanın en pahalı anayasasıdır bu. Bir fırladı, herkes varlığının yüzde 70'ini kaybetti. Daha hala 2012'deki o bunalımların tesirleri tümüyle ortadan kaldırılmış değil. Bedeli bundan daha pahalı bir anayasa olur mu- Onun için siyaset kurumu bir şekliyle yeni anayasayı bu dönem topluma kazandırma durumunda. Bu ihtiyaç her geçen gün daha açık hale geliyor.
-''Doğru olan kadar politik olanı da gündeme getirir''-
Soru: Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini mi kastediyorsunuz-
Çiçek: Elbette. 2014 ifadesini onun için kullandım. 2014'ten sonra yürütme organı daha çift başlı olacaktır. Bu kadar yetki kullanacak, halktan büyük destek alacak ve yaptığı hiçbir işlemden dolayı hiçbir sorumluluğu olmayacak ve tekrar seçilebilecek. Tekrar seçilme, o zaman doğru olan kadar politik olanı da gündeme getirir. Halbuki bir ülkede politika tek olması gerekir. O politikayı yürütme organı olarak hükümet yürütür ve muhalefet de onu denetler. Şimdi üçüncü bir unsur girmiş oluyor.''
Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA
Çiçek'in, AA muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
-''Benim meselem değil''-
Soru: Uzlaşma komisyonundan bir metin çıkmazsa bir planınız var mı-
Çiçek: Bu benim meselem değil. Uzlaşma Komisyonu ve Meclis Başkanlığı olarak 4 siyasi partinin desteğiyle, kararıyla biz bu işi götürüyoruz. Bu Komisyon eğer çok inandırıcı, makul bir süre, 'biz bu anlaşmazlıkları, uyuşmazlıkları kısa sürede ortadan kaldırıyoruz' diyecek bir yol, yöntem, irade ortaya koymazsa... Şu ana kadar partiler irade koydu. Şimdi Komisyon irade koyacak, kendi partileriyle görüşerek. Böyle bir irade koymadıktan sonra, bundan sonraki durum benim değil... Partilerin vereceği karar. Bu konuda değişik görüşler var. AK Parti diyor ki; '4 partiyle olsun isteriz. Bu olmadı CHP ile mutabakat ararız, onunla olmadığı MHP ile, onunla olmadı BDP ile...' AK Parti Meclis'te çoğunluğu olan bir parti, 'ben bu yöntemle işi yapacağım' diyorsa, o zaman Meclis Başkanlığı'nın yapabileceği bu safhada bir şey yok. O normal usulü göre yapılacak anayasa çalışmasıdır. O bizim değil, orada partilerin kendi aralarındaki diyalog ve işbirliğidir, daha sonra İçtüzük'teki komisyon üzerinden bu çalışa yapılacak demektir. O partiler de kendi aralarında bir komisyon kurar, çalışır mı çalışmaz mı, kendilerinin bileceği iştir.
-''Kendilerinin karar vermeleri lazım''-
Soru: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun bundan sonra çalışması tehlikeye mi girmiş oluyor-
Çiçek: Bugün kendileri bir karar vermeleri lazım. Ben de kamuoyuna ilk defa bu kadar ayrıntılı bir tablo veriyorum. Diyorum ki 'ek süre' denildi. 31 Aralık'a kadar bitiremedik. Hedefimiz budur dedik. ondan sonra 3 ay geçti. 3 ay içinde 45 gün...Gün itibarıyla yüzde 50 verimli kullanılmış. 3 ay içinde de mutabık kalınan madde sayısı 4 olarak gözüküyor. Demek ki daha biz her 3 ayda 4 maddede mutabık kalacaksak, o zaman bu dönem de yetmez. Aceleye getirmeyelim ama bu tempoyla da bu dönem de 25. Dönem de yetmez.
-''Dünyanın en pahalı anayasası...''
Soru: Anayasa yapamamanın riski nelerdir-
Çiçek: Çok büyük riskleri vardır. Evvela yeni bir anayasayı 4 parti bir araya gelip çıkaramamış olur. Bu güven açısından son derece önemlidir. 'Dördünüz bir araya geldiniz, 30 sene de şikayet ettiniz, darbecilerin anayasası, darbe sonucu yapılmış, darbe anayasası' diye. Hadi buyurun siz bir araya gelin yapın denildi, bu defa da yapamadınız. Bu herhalde siyaset kurumu bakımından başlı başına bir müeyyidedir. Ayrıca ilave müeyyide arama gerek yok. Güven açısından sıkıntılı olur. İkincisi, yeni bir anayasa yapılmadığı takdirde günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen, öncelikleri, dengeleri, felsefesiyle bugünün şartlarıyla uyuşmayan bir anayasayla Türkiye'yi yönetmek gibi bir mecburiyet hasıl olur. Bu da her gün sıkıntı çıkarmaya devam ediyor. Bir eski yapı düşünün; her gün çatısı akıyor, penceresinden soğuk geliyor, duvar çatlamış...Böyle bir yapının içinde toplum nasıl oturmuş olacak- Her gün bir yerini tıkayarak ya da her gün yeni bir anayasal sorunla siyaset kurumu tartışma yapıyor. Gerginlik yaşanıyor, sıkıntılar yaşanıyor. Bu yanlış anayasaya göre kanun çıkarıyoruz, Anayasa Mahkemesi denetim yapıyor. Bu başlı başına yetmez mi, yeni bir anayasa yapamamanın bedeli olarak-
Kaldı ki 2014'ten sonra bugünkünden daha fazla anayasal sorunlarla Türkiye karşı karşıya kalır. Bunun aksini kimse iddia edemez. Bir ülkenin sorunları kişisel becerilerle, maharetlerle daha fazla götürülemez. Sistemin kendisi 82'den bu tarafa önemli tartışmaları, önemli bunalımları ortaya koymuştur. Dünyanın en pahalı anayasasıdır bu. Bir fırladı, herkes varlığının yüzde 70'ini kaybetti. Daha hala 2012'deki o bunalımların tesirleri tümüyle ortadan kaldırılmış değil. Bedeli bundan daha pahalı bir anayasa olur mu- Onun için siyaset kurumu bir şekliyle yeni anayasayı bu dönem topluma kazandırma durumunda. Bu ihtiyaç her geçen gün daha açık hale geliyor.
-''Doğru olan kadar politik olanı da gündeme getirir''-
Soru: Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini mi kastediyorsunuz-
Çiçek: Elbette. 2014 ifadesini onun için kullandım. 2014'ten sonra yürütme organı daha çift başlı olacaktır. Bu kadar yetki kullanacak, halktan büyük destek alacak ve yaptığı hiçbir işlemden dolayı hiçbir sorumluluğu olmayacak ve tekrar seçilebilecek. Tekrar seçilme, o zaman doğru olan kadar politik olanı da gündeme getirir. Halbuki bir ülkede politika tek olması gerekir. O politikayı yürütme organı olarak hükümet yürütür ve muhalefet de onu denetler. Şimdi üçüncü bir unsur girmiş oluyor.''
Yayıncı: Kudret Topçu
