Arınç: İsrail ve Türkiye, Tazminat Konusunda Çalışmalara Bugün Başladı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail'in Türkiye'den resmen özür dilemesinin ardından iki ülke arasında tazminat konusunda çalışmalara bugün başlandığını söyledi.

Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da İsrail tarafı ile bir görüşme yaparak tazminat konusunun hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini kendilerine ilettiğini aktardı.Bakanlar Kurulu sonrasında basın toplantısı düzenleyen Bülent Arınç'a, İsrail'in özür dilemesinin ardından sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin bir soru yöneltildi. İsrail'in özür dilemesini "fevkelade olumlu bir gelişme" olarak niteleyen Bülent Arınç, "Dış politika bakımından büyük bir başarımızdır. Kararlılığımızın inançlı ve samimi olmamızın bize kazandırdığı büyük bir başarıdır. Bundan dolayı 75 milyonun büyük bir gurur taşıdığını büyük bir başarıyı paylaşmış olmanın haklı gururunu yaşadığını çok samimi olarak inanıyorum." dedi.

Aradan 72 saat geçmesine rağmen ana muhalefet lideri Kemal Kılıdçaroğlu'ndan bir açıklama duymadıklarını belirten Arınç, "Bugün sayın (CHP milletvekili Faruk) Loğoğlu'nun bir yazılı açıklamasından bahsettiler. Yani fıkralarla bu anlatılır da burada söylemem çok doğru değil. Bu sevinci paylaşamayanların bu sevinci paylaşmak istemezken ortaya koydukları bir takım iddiaları ve düşünceleri çok garipsiyorum. Şüphesiz CHP de bu milleti temsil eden bir parti olarak İsrail'in tarihinde ilk defa çok açık bir biçimde özür kelimesini de ifade ederek yazılı beyanıyla da hükümet olarak desteklediği bir karar vermesi, Türkiye'nin kararlı siyasetinin bir sonucuydu. Çünkü bugüne kadar ben de biliyorum ki özür dışında her şeyi yapalım teklifleri gelmişti. 'Çok üzgünüz bizler feryat ediyoruz, biz de ağlıyoruz' bunların hiçbirsi kabul edilmedi. Diplomaside her kelimenin özel bir anlamı vardır ama 'apologize' dediğimiz zaman bunu resmen özür anlamına geldiğini İngilizce bilenler çok iyi bilirler. Loğoğlu'nun da bunu bilmesi gerekir. Yıllarca Türkiye'yi büyükelçi olarak temsil etmiş bir insanın bu sevinci paylaşmış olmasını temenni ederdik. Ama ciğere uzanamayan bir psikoloji içerisinde bunu kötülemek amacıyla ve hiç üşenmeden sıkılmadan da 5 sayfalık bir yazı yazmış. Bu bir başarıdır, bu başarıda elbette sayın başbakanımız, dışişleri bakanımız, hükümetimizin büyük bir payı vardır. Türk milleti bunu biliyor ve buna inanıyor." diye ekledi.Bundan sonraki süreci takip edeceklerini dile getiren Başakan Yardımcısı Arınç, "Şüphesiz bunun gerçekleşmiş olması ve alanda bu işin görülmesi lazım. Evet, özür dilenmiştir. Özrün bir anlamı da şudur: 'Bu bir haksız fiildir. Bu haksız fiilin sahibi de biziz. Açık sularda sizin geminize ben askerlerimi gönderdim, müdahale ettiler, ölümlere, yaralanmalara yol açtılar. Sizden özür diliyoruz.' İkinci aşaması tazminat. Tazminat konusunda her iki taraf hükümetlerinden görevlendirilen kişiler çalışmalar yapacaklardır. Bunun bugün startı da verilmiştir. Sayın dışişleri bakanımız karşı tarafla görüşmeler yapmış ve süratle tazminat konusunun çözülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Üçüncüsü de sadece Gazzeye değil, Filistin'e uygulanan haksız ambargo ve ambargo benzeri bir takım kısıtlamaların nasıl kaldırılabileceği konusunda da yine takibimiz altında olacaklardır. Böylelikle İsrail ile Türkiye arasında dış ilişkilerin veya diplomatik ilişkilerin normalleşmesi ve bundan sonra bu ilişkilerin daha da güçlenmesi mümkün olabilecektir. Konu üzerinde teknik çalışmalar devam ediyor." dedi.

ERDOĞAN'IN FİLİSTİN ZİYARETİ

Başbakan Erdoğan'ın Gaze'ye gitme niyetini de dile getiren Arınç, "Bir ihtimale göre; bu bir iyi niyet düşüncesidir. Sayın Başbakanımızın Nisan ayı içerisinde mümkün olabilirse Filistin'i, Gazze'yi ziyareti söz konusudur. Ancak mümkün olmayabilir. Bu ihtimali de düşünmemiz lazım. En azından bu inancını, bu niyetini sayın başbakanımız geçtiğimiz günlerde ifade etmişti. Bu üçlü meseleyi bir bütün halinde hayata geçirmek üzere devletten devlete hükümettten hükümete çalışmalarımız esasen vardır, her ihtimali karşı bugün onları rahatlıkla masaya koyabilecek durumdayız." ifadelerini kullandı.İsrail'in özür dilemesi konusunda kamuoyunda çeşitli spekülasyonlar olduğu hatırlatılan Arınç, şu cevabı verdi: "Spekülasyonlara cevap verilmez, gülünür, geçilir veya elinin tersiyle itilir. Bunlar saçma sapan şeylerdir. Olayın üzerinden 3 sene geçti ve Türkiye her toplantıda bütün uluslararası toplantılarda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere bu 3 şarttan bir santim bile uzaklaşmadı. Zaman içerisinde biz hep bunlardan ikisinin kabul edilebileceği, bir tanesi için de farklı bir şekilde özür anlamına gelebilecek sözlerin kullanılabileceği veya sadece bunun üzerinde durulabileceği teklifleri geldi. Bunların hepsi elimizin tersiyle itildi. 3'ü olmazsa Türkiye kesinlikle kabul etmeyecek (dendi). Bunun üzerine de büyükelçilerimiz çekildi, en düşük düzeyde sadece bir kişi bırakıldı orada. O da 3. katip seviyesinde bir arkadaşımızdır. Onlar da aynı şeyi bizim talebimiz üzerine yaptılar. İsrail'le bizim bugüne kadar arka planında başka bir anlaşma var, bunun için de böyle bir noktaya gelmemiz gerektiğini düşünseydik, bize yapılan tekliflerin hepsini sadece İsrail tarafından değil, İsrail'in araya koyduğu kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından İsrail adına talep edildi. Türkiye bunların hepsine 'hayır' cevabını verdi ve sonunda demek ki konjonktür de müsait hale geldi. Türkiye'ye karşı açıkça özür dilendi. Bunun arkasında ne spekülasyon olacak? 75 milyondan hiç kimse 'spekülasyon vardır' demez; ama (MHP Grup Başkanvekili) Oktay Vural gene bir şeyler bulabilir. "