Darbenin Yıldönümünde İşkencecilerden Mahkemede Hesap Soruyor
1980'de henüz 31 yaşında bir öğretmenken eş ve çocuklarından ayrılıp cezaevine düşen Sait Özdemir, cezaevinde kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü gardiyan ve cezaevi müdüründen 12 Mart 1971 muhtırasının yıldönümünde mahkemede hesap soruyor.
Bursa Adliyesi’nde açılan davanın ikinci duruşması öncesi açıklamalarda bulunan Özdemir, "Bu dava belki acıları bal yapmaz ama çok önemli." dedi.
1980 darbesi mağduru öğretmen Sait Özdemir, 1971’deki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükümetin istifaya zorlandığı askeri müdahalenin 42’inci yıldönümünde cezaevinde kendisine işkence edenlerden mahkemede hesap soruyor. Ordunu’nun Aybastı ilçesi Sarıyer Köyü’nde 1980'de henüz 31 yaşında bir öğretmenken eş ve çocuklarından ayrılıp cezaevine düşen Sadit Özdemir, darbe döneminde cezaevinde kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü cezaevi müdürleri ve gardiyanlar R.Ç., N.B., Z.B. ve G.Y. hakkında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın ikinci duruşması için sabah saatlerinde Bursa Adliyesi’ne gelen Sait Özdemir, "Bu bir 12 Eylül çığlığıdır. Bizleri utançlı yıllara yaşatanların belgesi, isimleri var. Artık dosyalar el değiştirmeye başladı.
Bugün ne tarihin cilvesidir ki; bu mahkeme günüyle başka bir darbe günü aynı güne rastladı. Her 10 yılda bir ekin gibi biçilmişiz, yardan atılmışız, hendeklere gömülmüşüz, ölüp ölüp dirilmişiz. Bu dava bir okyanusta damladır. Bu damlaların aşındırma hızını artırmamız gerekiyor, ancak böyle hesaplaşabiliriz biz. Bu dava ‘12 Eylül karanlığına bir kibrit yakma’ demiştik. Nazım da demişti, ‘Ben yanmasam, sen yanmasan’ diye başlamıştı. Bu kibriti ben yakmazsam, sen yakmazsan nasıl çıkacak 12 Eylül karanlığı, aydınlığa. Arkeoloğun nasıl bir antik kentteki eserleri gün yüzüne çıkarma yeteneği varsa o şekilde olacaktır. Darbe döneminde ölenleri, sakatları, acıyı bal yapamayanlar ayağa kalkacak. Diyecekler ki; ‘Budur gerçek, tarih gerçek gündem’. Biz hazırız tanıklığa." dedi.
Baro Başkanı Ekrem Demiröz de 12 Eylül darbesinin acılarını yaşanırken kendisinin de avukat olarak haksızlığa uğrayanların peşinden koşturduğunu söyledi.
Baro Başkanı Demiröz şunları kaydetti: "Hep şunu düşünüyorduk; ‘Bu acıların hesabı sorulacak mı?’. O dönem avukatlık yapan, acı çeken insanların peşinden koşan birisi olarak buradayım. Simgesel değerleri arkasındaki tüm değerlerin çok daha üzerindedir. Öylesine büyük acılardan çıkıp geldik. Simgesel değerin reel boyutu var. Bu iddiayı, bu insanlık suçunu iddianameye dönüştüren ve bunu kabul ederek davaya dönüştüren savcı ve hakimleri kutluyorum. Sadece işkence yapanlar değil, işkence yaptıranlar da bu davada olabilseydi keşke. O apoletleri paletleri düşmüş iki ihtiyardan ne işkence yapmış iki gardiyandan ibaret değil, bu davanın özel anlamı var. Bu dava Türkiye’de tek. Diğer başvuruların da savcılarımız tarafından iddianameye ve kabul edilmesini dönüştürülmesini diliyorum. Yıllar öne yaşatılmış acıların sorulabileceği ihtimalini düşünmek bile bende buruk sevinç yaşıyor. Umarız ülkemiz ne darbeler ne acılar görmez."KELLİ FELLİ HOCALARIMIZ SANIKLARA RAPOR VERİYOR18 Nisan’da görülecek Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın müdahil avukatlarından Arif Ali Cangı da sanıkların duruşma salonuna gelmemesini eleştirdi.
Avukat Cangı, "Bu dava sadece Sait Özdemir’i ilgilendirmiyor. Simgesel bir dava. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya darbe yapmaktan yargılanıyor. Devletin içindeki kimi kurumlar halen 12 Eylül zihniyetiyle onları koruma altına aldılar ve sanık olarak mahkemeye göndermediler. Ne yazık ki üniversitelerimizde kelli felli öğretim üyeleri onlara abartılı raporlarla duruşmaya gelmelerini engellediler. Bu davanın takipçisiyiz. Dava sonucunda mahkumiyet çıkması için çabalıyoruz. Bu dava tüm Türkiye toplumunun davası. Bir alamda 12 eylül rejiminin ilk davasıdır." diye konuştu.
Konuşmaların ardından duruşma salonuna girmeye hazırlanan Sait Özdemir ve arkadaşları, duruşmanın saat 14.00’e ertelendiği yönündeki haberle adliye önünden ayrıldı. Duruşma saat 14.00’te Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak .
1980 darbesi mağduru öğretmen Sait Özdemir, 1971’deki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükümetin istifaya zorlandığı askeri müdahalenin 42’inci yıldönümünde cezaevinde kendisine işkence edenlerden mahkemede hesap soruyor. Ordunu’nun Aybastı ilçesi Sarıyer Köyü’nde 1980'de henüz 31 yaşında bir öğretmenken eş ve çocuklarından ayrılıp cezaevine düşen Sadit Özdemir, darbe döneminde cezaevinde kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü cezaevi müdürleri ve gardiyanlar R.Ç., N.B., Z.B. ve G.Y. hakkında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın ikinci duruşması için sabah saatlerinde Bursa Adliyesi’ne gelen Sait Özdemir, "Bu bir 12 Eylül çığlığıdır. Bizleri utançlı yıllara yaşatanların belgesi, isimleri var. Artık dosyalar el değiştirmeye başladı.
Bugün ne tarihin cilvesidir ki; bu mahkeme günüyle başka bir darbe günü aynı güne rastladı. Her 10 yılda bir ekin gibi biçilmişiz, yardan atılmışız, hendeklere gömülmüşüz, ölüp ölüp dirilmişiz. Bu dava bir okyanusta damladır. Bu damlaların aşındırma hızını artırmamız gerekiyor, ancak böyle hesaplaşabiliriz biz. Bu dava ‘12 Eylül karanlığına bir kibrit yakma’ demiştik. Nazım da demişti, ‘Ben yanmasam, sen yanmasan’ diye başlamıştı. Bu kibriti ben yakmazsam, sen yakmazsan nasıl çıkacak 12 Eylül karanlığı, aydınlığa. Arkeoloğun nasıl bir antik kentteki eserleri gün yüzüne çıkarma yeteneği varsa o şekilde olacaktır. Darbe döneminde ölenleri, sakatları, acıyı bal yapamayanlar ayağa kalkacak. Diyecekler ki; ‘Budur gerçek, tarih gerçek gündem’. Biz hazırız tanıklığa." dedi.
Baro Başkanı Ekrem Demiröz de 12 Eylül darbesinin acılarını yaşanırken kendisinin de avukat olarak haksızlığa uğrayanların peşinden koşturduğunu söyledi.
Baro Başkanı Demiröz şunları kaydetti: "Hep şunu düşünüyorduk; ‘Bu acıların hesabı sorulacak mı?’. O dönem avukatlık yapan, acı çeken insanların peşinden koşan birisi olarak buradayım. Simgesel değerleri arkasındaki tüm değerlerin çok daha üzerindedir. Öylesine büyük acılardan çıkıp geldik. Simgesel değerin reel boyutu var. Bu iddiayı, bu insanlık suçunu iddianameye dönüştüren ve bunu kabul ederek davaya dönüştüren savcı ve hakimleri kutluyorum. Sadece işkence yapanlar değil, işkence yaptıranlar da bu davada olabilseydi keşke. O apoletleri paletleri düşmüş iki ihtiyardan ne işkence yapmış iki gardiyandan ibaret değil, bu davanın özel anlamı var. Bu dava Türkiye’de tek. Diğer başvuruların da savcılarımız tarafından iddianameye ve kabul edilmesini dönüştürülmesini diliyorum. Yıllar öne yaşatılmış acıların sorulabileceği ihtimalini düşünmek bile bende buruk sevinç yaşıyor. Umarız ülkemiz ne darbeler ne acılar görmez."KELLİ FELLİ HOCALARIMIZ SANIKLARA RAPOR VERİYOR18 Nisan’da görülecek Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın müdahil avukatlarından Arif Ali Cangı da sanıkların duruşma salonuna gelmemesini eleştirdi.
Avukat Cangı, "Bu dava sadece Sait Özdemir’i ilgilendirmiyor. Simgesel bir dava. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya darbe yapmaktan yargılanıyor. Devletin içindeki kimi kurumlar halen 12 Eylül zihniyetiyle onları koruma altına aldılar ve sanık olarak mahkemeye göndermediler. Ne yazık ki üniversitelerimizde kelli felli öğretim üyeleri onlara abartılı raporlarla duruşmaya gelmelerini engellediler. Bu davanın takipçisiyiz. Dava sonucunda mahkumiyet çıkması için çabalıyoruz. Bu dava tüm Türkiye toplumunun davası. Bir alamda 12 eylül rejiminin ilk davasıdır." diye konuştu.
Konuşmaların ardından duruşma salonuna girmeye hazırlanan Sait Özdemir ve arkadaşları, duruşmanın saat 14.00’e ertelendiği yönündeki haberle adliye önünden ayrıldı. Duruşma saat 14.00’te Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak .