Projeleri 5 Ülkeye İlham Oldu
Barınaklardaki hayvanların sahiplenilmesi, sokaklara su ve yemek odakları yapılması için Toroslar Anadolu Lisesi'nin Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Programı kapsamında hazırladığı "Hayvanlar İçin Empati Geliştirme" projesi, Türkiye ile Polonya, Galler, Almanya, Bulgaristan ve Litvanya'da da uygulanacak.
Kentleşmeden dolayı yaşam alanları daraldığı için sokaklarda kalan hayvanlara dikkat çekmek amacıyla yola çıkan lise öğretmenleri Ebru Laledemir, Hafize Ata Arslan, Emin Tatlıcı ve Esmeray Dönmez ile öğrencilerden oluşan proje ekibi, barınaklarda kalan hayvanların fiziki şartlarının iyileştirilmesini hedefliyor.
AB'den 23 bin avro hibe desteği alan proje kapsamında Türkiye, Bulgaristan ve Galler'deki bazı barınaklara yiyecek alındı, köpekler için yeni kulübe yaptırıldı.
Proje koordinatörü Gülşah Çulha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerde hayvanlarla karşı empati duygusunu geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Barınaklardaki fiziki koşulları iyileştirmek için sponsor aradıklarını ifade eden Çulha, "Projemize sağlanan 23 bin avro hibenin bir kısmını ülkemizde, bir kısmını da Bulgaristan ve Galler'de projeyi yürüten partnerlerimiz aracılığıyla hayvanlara yiyecek ve kulübe için harcadık. 2 yıl sürecek projede gıda desteğinin yanı sıra hayvanların sahiplenilmesi, sokaktaki hayvanlar için su ve yemek odakları yapılması da planlanıyor. Bunun için sponsorlara ihtiyacımız var" dedi.
Çocukların hayvanlarla iç içe olmasını da amaçladıklarını vurgulayan Çulha, şunları kaydetti:
"Hayvanla kurulan bağ, çocuğun duygusal ve toplumsal gelişimine olumlu katkı sunuyor. Hayvanlarla sağlıklı iletişim kuran çocuk, kendisi gibi olmayan başka canlı varlığın sorumluluğunu almayı da öğreniyor. Hayvan sevgisi, çocuğun ahlaki gelişiminde de önemli rol oynuyor. 'Ben merkezci' olmasının önüne geçiyor ve sorumluluk aşılıyor. Hayvanı sevmek, ona zarar vermemek, onun iyiliğini düşünmek, çocuğun sadece hayvanlara olan olumlu duygularını beslemekle kalmıyor, başkalarının varlığının da kendisininki kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Çocuk, bu şekilde duygusal ve maddi anlamda verici olmayı, diğerinden sürekli talep etmemeyi, mutlak alıcı olmamayı da öğreniyor. Özellikle köpek gibi sadakat duygusu olan canlıların fazlasıyla karşılık verdiğini gördükçe sevginin karşılıklı ilişki olduğunun farkına varır."
Hayvanlarla iletişim kuran çocuklarda paylaşım duygusunun da arttığına dikkati çeken Çulha, "Hayvanlarla kurulan bağ, çocuğun arkadaşlık duygusunun gelişimine katkıda bulunuyor. Bu ilişki sayesinde çocuk, daha hoşgörülü, verici, paylaşımcı, anlayışlı, farklılığa açık olur. Çocuklara hayvan sevgisi aşılamak için çıktığımız bu yolda daha çok kişiyi yanımızda görmek, bizi daha mutlu edecek" diye konuştu.
Kaynak: AA
AB'den 23 bin avro hibe desteği alan proje kapsamında Türkiye, Bulgaristan ve Galler'deki bazı barınaklara yiyecek alındı, köpekler için yeni kulübe yaptırıldı.
Proje koordinatörü Gülşah Çulha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerde hayvanlarla karşı empati duygusunu geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Barınaklardaki fiziki koşulları iyileştirmek için sponsor aradıklarını ifade eden Çulha, "Projemize sağlanan 23 bin avro hibenin bir kısmını ülkemizde, bir kısmını da Bulgaristan ve Galler'de projeyi yürüten partnerlerimiz aracılığıyla hayvanlara yiyecek ve kulübe için harcadık. 2 yıl sürecek projede gıda desteğinin yanı sıra hayvanların sahiplenilmesi, sokaktaki hayvanlar için su ve yemek odakları yapılması da planlanıyor. Bunun için sponsorlara ihtiyacımız var" dedi.
Çocukların hayvanlarla iç içe olmasını da amaçladıklarını vurgulayan Çulha, şunları kaydetti:
"Hayvanla kurulan bağ, çocuğun duygusal ve toplumsal gelişimine olumlu katkı sunuyor. Hayvanlarla sağlıklı iletişim kuran çocuk, kendisi gibi olmayan başka canlı varlığın sorumluluğunu almayı da öğreniyor. Hayvan sevgisi, çocuğun ahlaki gelişiminde de önemli rol oynuyor. 'Ben merkezci' olmasının önüne geçiyor ve sorumluluk aşılıyor. Hayvanı sevmek, ona zarar vermemek, onun iyiliğini düşünmek, çocuğun sadece hayvanlara olan olumlu duygularını beslemekle kalmıyor, başkalarının varlığının da kendisininki kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Çocuk, bu şekilde duygusal ve maddi anlamda verici olmayı, diğerinden sürekli talep etmemeyi, mutlak alıcı olmamayı da öğreniyor. Özellikle köpek gibi sadakat duygusu olan canlıların fazlasıyla karşılık verdiğini gördükçe sevginin karşılıklı ilişki olduğunun farkına varır."
Hayvanlarla iletişim kuran çocuklarda paylaşım duygusunun da arttığına dikkati çeken Çulha, "Hayvanlarla kurulan bağ, çocuğun arkadaşlık duygusunun gelişimine katkıda bulunuyor. Bu ilişki sayesinde çocuk, daha hoşgörülü, verici, paylaşımcı, anlayışlı, farklılığa açık olur. Çocuklara hayvan sevgisi aşılamak için çıktığımız bu yolda daha çok kişiyi yanımızda görmek, bizi daha mutlu edecek" diye konuştu.