Beşir Ayvazoğlu Son Kitabı Ateş Denizi'ni Anlattı

Küçükçekmece Belediyesi'nin kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği söyleşiye konuk olan gazeteci-yazar Beşir Ayvazoğlu, yeni kitabı “Ateş Denizi”ni anlattı.

Beşir Ayvazoğlu Son Kitabı Ateş Denizi'ni Anlattı

Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden biri olan, gazeteci-yazar Beşir Ayvazoğlu, Küçükçekmece Belediyesi'nin kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği söyleşinin konuğu oldu. Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde, Salih Zengin moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Küçükçekmeceli sanatseverlerle bir araya gelen usta yazar, yeni kitabı “Ateş Denizi”ni anlattı.

Günümüzde artık her romanın kendisini oluşturduğunu belirten Ayvazoğlu, yazarların istedikleri tarzda rahatça yazabildiklerini söyledi.

Bu nedenle yazarlıkla alakalı kaideler koymanın yanlış olduğunu da hatırlatan Ayvazoğlu, "Bir ömürlük çalışmanın mahsulü bu kitap benim için. Aşağı yukarı 40 kitabım var. Son kitabımda hem bunların birikimi, hem de yazarlık maceram var. Tabii ki 5 yıl boyunca tüm basını taradım ve araştırma da yaptım" dedi.

"SANATKARLARI TANIMAK İSTEDİM
Son kitabında kurgu ve gerçek olayları iç içe geçirdiğini kaydeden Ayvazoğlu, sanatkarların hayatını merak ettiği için biyografi yazmaya başladığını ifade etti.

Ayvazoğlu ayrıca, "Adam akıllı bir biyografi yazmak için yola çıktım. Peyami Safa’yı yazarken Ahmet Haşim’i; Şeyh Galip Efendi’yi yazarken de Dede Efendi’yi tanıdım. Tüm çalışmalarım birbirini bütünleyen çalışmalar oldu bu yüzden" dedi.

Biyografisini yazdığı Tanburi Cemil Bey'in İstanbul’un en özlü seslerinden biri ve büyük icracı olduğunu da söyleyen Ayvazoğlu, "Tanburi Cemil Bey ruhunuzun derinliklerinden sizi yakalıyor. Özellikle tambur icrasıyla tavrı değiştiren ve musikimizde yeni hamleler yaptıran biri. Büyük bir virtüöz aynı zamanda... Bir sazı eline aldığı zaman, onun bütün sırlarını söyletebiliyor" dedi.

"'ATEŞ DENİZİ' BUNUN EN BÜYÜK KANITI"
Kitabını 1930’ların Türkçesiyle yazmasına rağmen, şimdiye kadar hiç kimsenin kendisine ‘anlamadım’ demediğini kaydeden usta yazar, "Ateş Denizi, eski Türkçenin anlaşılabilir olduğunun kanıtıdır" diye konuştu.

Ayvazoğlu ayrıca, "Cemil Bey bir gün bir Çingene'nin elinden zurnasını alıp, çalıyor. Çingene dehşete düşüyor. Bu arada Tanburi Cemil Bey'in Çingene olduğuna dair söylentiler de çıktı ama soylu bir Osmanlı ailesinin mensubu kendisi" diye konuştu.

"BİYOGRAFİDE DENGE ÖNEMLİ"
Modern biyografi yazarlarının en mahrem sırlara kadar her şeyi yazdıklarını da kaydeden Ayvazoğlu, kendisinin kahramanlarının hayatlarını yazarken, “Acaba benim biyografimi yazsalar, ben bundan rahatsız olur muyum?” diye düşünerek, empati kurduğunu söyledi.

Biyografi yazarlığında en önemli şeyin denge olduğunu da vurgulayan usta isim, kişiyi ne çok yermek, ne de çok övmek gerektiğinin altını çizdi.

"Ben nereden başladığımı bilmiyorum ancak bir yerden başlamak gerek. Meraklı olmak, bilginin peşinden koşmak, o bilgi edinme zevkine varmak gerek. Bir şeyi çok isteyince, kavuşmamak imkansız. Her heyecanla istenen şey, aşkın tezahürüdür. İçinizdeki o aşk olmazsa, siz de bir yere varamazsınız" diyerek yazarlığın aşkla yapılabilecek bir meslek olduğunun altını çizen yazar, program sonunda Küçükçekmece Belediyesi tarafından hediye edilen kitaplarını imzaladı.
Kaynak: İHA