'Eğitimin Çift Dilli Hale Gelmesi, İki Milletli, İki Devletli Toplumun Yolunun Açılmasıdır'
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, "Eğitimin çift dilli hale gelmesi, iki milletli, iki devletli toplumun yolunun açılmasıdır" dedi.
Demokratikleşme paketi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, ideolojik kutuplaşmaların Türkiye’yi nerelere götürdüğünü geçmişte çok acı tecrübelerle gördüklerini, ancak kullanılan dilin bütünleştiren bir dil olmadığını ve paketle ilgili eleştirilere gösterilen tepkilerin var olan ayrışmaları daha da derinleştirmeye hizmet ettiğini söyledi.
Andımızı çok önemsediklerini kaydeden Kartal, "Sabah andı çok önemsiz, anlamsız bir şeyse, önemsiz olan bir şey neden bu kadar etnik ayrımcıların gündemini oluşturuyor. Andın içinde bazı çevrelerin hoşuna gitmeyen şeyler olabilir. Hiçbir toplumda yüzde yüz kabul gören bir yasa yoktur. Öğrenci andına küçük bir çevrenin eleştirisi vardı, şimdi şimdi andın kaldırılması da eleştiriliyor. Üstelik andımızın kaldırılmasından rahatsız olan daha büyük bir kitle var. Madem siyaset halkın taleplerine göre yapılıyor, bu talepleri karşılamak da siyaset yapan bizlerin görevi. Esas maksat Türk kimliğinden duyulan rahatsızlık. Bu kimlik parçalanmadıkça öteki ikincil kimliklere yer açmak mümkün değil. Onun için ırkçılık suçlaması hep Türklükle irtibatlandırılarak izah ediliyor. Bu milletin genlerinde ve milliyetçilik anlayışında ırkçılık gibi bir hastalık olsaydı, bin defa ortalık kan gölüne dönerdi. Ne PKK’nın ne de BDP’nin yaptıkları tahammül edilebilir şeyler değil. Eğitimin çift dilli hale gelmesi, iki milletli, iki devletli toplumun yolunun açılmasıdır. Bu düzenleme AK Parti’den de birçok insanın içine sinmemiştir. Çift dilli eğitim yapan hiçbir ülke rahat değil. İşte Belçika, işte İspanya, her iki ülke de için için kaynıyorlar. Çok dilli toplum, ortak dilin olmadığı bir bakıma dilsiz toplumdur. Türkiye süratle o yöne doğru sürükleniyor. Ana dil eğitiminin etnik ayrılıkçıları teskin ettiği tek bir ülke ve örnek yoktur. Kaldı ki bu düzenleme özel okullarla sınırlı kalmayacaktır. Şu anda gündemi belirleyen bazı medya grupları ve yazarlar, ortak dili, ortak kimliği yok etme noktasında fikir birliği yapmışçasına konuşuyorlar. Farklı düşünenler öz vatanlarında garip duruma düştüler" dedi.
Medyada PKK'nın ülkeyi bölmek için dayattığı talepleri demokrasi, insan hakları ve liberalizm kisvesi altında savunan ve son derece etkili olan geniş bir çevre olduğunu ifade eden Kartal, "Onlardan başka kimsenin sesi duyulmuyor. Bu sürecin yanlışlarını gösterecek olanlar ise, seslerini duyuramıyorlar. Bir yerde hakkı söyleyenler oldukça, yanlıştan dönme ihtimali de vardır. Onu da kaybederseniz ne hak kalır, ne hakikat. Türkiye şimdi tam da böyle bir noktada duruyor" diye konuştu
Kaynak: İHA
Andımızı çok önemsediklerini kaydeden Kartal, "Sabah andı çok önemsiz, anlamsız bir şeyse, önemsiz olan bir şey neden bu kadar etnik ayrımcıların gündemini oluşturuyor. Andın içinde bazı çevrelerin hoşuna gitmeyen şeyler olabilir. Hiçbir toplumda yüzde yüz kabul gören bir yasa yoktur. Öğrenci andına küçük bir çevrenin eleştirisi vardı, şimdi şimdi andın kaldırılması da eleştiriliyor. Üstelik andımızın kaldırılmasından rahatsız olan daha büyük bir kitle var. Madem siyaset halkın taleplerine göre yapılıyor, bu talepleri karşılamak da siyaset yapan bizlerin görevi. Esas maksat Türk kimliğinden duyulan rahatsızlık. Bu kimlik parçalanmadıkça öteki ikincil kimliklere yer açmak mümkün değil. Onun için ırkçılık suçlaması hep Türklükle irtibatlandırılarak izah ediliyor. Bu milletin genlerinde ve milliyetçilik anlayışında ırkçılık gibi bir hastalık olsaydı, bin defa ortalık kan gölüne dönerdi. Ne PKK’nın ne de BDP’nin yaptıkları tahammül edilebilir şeyler değil. Eğitimin çift dilli hale gelmesi, iki milletli, iki devletli toplumun yolunun açılmasıdır. Bu düzenleme AK Parti’den de birçok insanın içine sinmemiştir. Çift dilli eğitim yapan hiçbir ülke rahat değil. İşte Belçika, işte İspanya, her iki ülke de için için kaynıyorlar. Çok dilli toplum, ortak dilin olmadığı bir bakıma dilsiz toplumdur. Türkiye süratle o yöne doğru sürükleniyor. Ana dil eğitiminin etnik ayrılıkçıları teskin ettiği tek bir ülke ve örnek yoktur. Kaldı ki bu düzenleme özel okullarla sınırlı kalmayacaktır. Şu anda gündemi belirleyen bazı medya grupları ve yazarlar, ortak dili, ortak kimliği yok etme noktasında fikir birliği yapmışçasına konuşuyorlar. Farklı düşünenler öz vatanlarında garip duruma düştüler" dedi.
Medyada PKK'nın ülkeyi bölmek için dayattığı talepleri demokrasi, insan hakları ve liberalizm kisvesi altında savunan ve son derece etkili olan geniş bir çevre olduğunu ifade eden Kartal, "Onlardan başka kimsenin sesi duyulmuyor. Bu sürecin yanlışlarını gösterecek olanlar ise, seslerini duyuramıyorlar. Bir yerde hakkı söyleyenler oldukça, yanlıştan dönme ihtimali de vardır. Onu da kaybederseniz ne hak kalır, ne hakikat. Türkiye şimdi tam da böyle bir noktada duruyor" diye konuştu