Jeoloji Mühendislerinden Petrol Kanunu Açıklaması
Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın Şubesi üyesi Jeoloji Mühendisi Hasan Kuru, TBMM Başkanlığına sunulan “Türk Petrol Kanunu Tasarısı”nın geçecek nesiller için büyük önem arz ettiğini belirtti.
![Jeoloji Mühendislerinden Petrol Kanunu Açıklaması](https://images.beyazgazete.com/haber/2013/1/5/20130105_jeoloji-muhendislerinden-petrol-kanunu-aciklamasi.jpg)
Hazırlamış bu yasada çok büyük eksiklik, kendi içerisinde tutarsızlıklar ve ülke menfaatini tam anlamıyla barındırmadığı yönünde düşünce oluştuğunu savunan Kuru, “TBMM Başkanlığına sunulan Türk Petrol Kanunu Tasarısının bir kısmına madde madde göz atıldığında; arama ruhsatları gerekli uzatmalarla birlikte karalarda 9 yıl karasuları içinde ki denizlerde ise 14 yıl olacak ve bu süre geniş alanları kapsayacaktır. Petrol hakkı sahibi ruhsatı dahilinde yöre halkının yaşamını zora sokmayacak, doğaya ve çevreye zarar vermeyecek ve bunları tehlikeye atmayacak şekilde petrol işlemi için gerekli tesis ve ekipmanı kurar. Aynı konu hakkında Petrol hakkı alınmasından önce, petrol işlemleri esnasında doğabilecek zarar ve ziyanı karşılamak üzere Genel Müdürlükçe tespit edilecek teminatın verilmesi zorunludur. Bir paragraf üstte ruhsat sahibinin yöre halkı ve çevreye zarar vermeyecek ve tehlikeye atmayacağı belirtilirken bir pragraf altta ruhsat sahibinden teminat verilmesinden bahsedilmektedir. Arayıcı tespit ettiği bir petrol bulgusundan ve keşiften Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nü haberdar etme mecburiyetinde olacak. İhbarın zamanı ve şekli yönetmelikle düzenlenecek. Bu adar önemli bir konuda önce yasa çıksın sonra yönetmelikler düzenlenir anlayışı hem muğlak hem de anlaşılamamaktadır. Bu kanuna göre, işletme ruhsatı sahibine talebi halinde ürettiği petrolü, nakletmek üzere boru hattı inşa izni verilebilir. Örnek olarak işletme ruhsatı sahibi çok uluslu bir firmaya hangi ülke çıkarına, menfaatlerine ve hangi amaç güdülerek bu imtiyaz bu firmalara verilmek isteniyor. Bir arayıcı veya işletmeci ürettiği petrolün sekizde birini devlet hissesi olarak ödemekle yükümlüdür. Gravitesi 21.5 API’dan daha düşük olan ham petrolden her bir 0.1 API gravite farkı için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden hesaplanan beş ABD cent karşılığı Türk Lirası daha az devlet hissesi alınır. Üretilecek petroldeki gravite düşüklüğü sebebiyle yapılacak indirim devleti zarara uğratmayacak mıdır ve 8’de bir pay hakkı neye göre belirlenmiştir. Petrol hakkı sahiplerinin, safi kazançları üzerinden ödemekle yükümlü bulundukları vergiler ve hissedarları adına yapmaları gereken gelir vergileri kesintisi toplamı yüzde 40 oranını geçemez. Zaten ülkemizdeki büyük firmalardan düzgün bir şekilde vergi toplayamayan ülkemiz çok uluslu firmalardan belirtilen yüzde 40’ a kadar ibaresiyle ülkemizin büyük oranda vergi kaybına uğrayacağı düşünülmektedir” şeklinde konuştu.
Tasarının yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulunan Kuru, sözlerini şöyle tamamladı: “Bazı maddelerinin Türk vatandaşları tarafından hazırlanmadığı sonucu çıkarılabilmekte, aksi düşünülmek dahi istenmemektedir. Ekonomik önem arz eden yeraltı kaynaklarımız bu şekilde çok uluslu firmalara feda edilmemelidir. Evet ülkemizin daha modern ve çağdaş, milletinin refahını ve ekonomik gücünü arttıracak yasal düzenlemelere ihtiyacı olmakla birlikte üst kısımda irdelenen maddeler ışığında ülkemiz hak ettiği kazancı sağlayamayacaktır. Ülkemizin ekonomik çıkarları her türlü siyasi düşünce ve ekonomik uygulamadan öte ve üstün olmalıdır. Bu konuda ülkemizin geleceği, yarınlarımızın teminatı nesillerimize hak ettikleri refah ve mutluluğu sağlamak için konuya bahis yasanın devlet büyüklerimiz tarafından tekrar değerlendirilmesi önem arz etmektedir”