Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa Tasarısı'nın 3 Maddesi Kabul Edildi. Tasarının Görüşmelerine Yarın Devam Edilecek
TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülen Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa Tasarısı'nın 3 maddesi kabul edildi.
Tasarının görüşmelerinde, ''mal varlığının dondurulması''na yönelik düzenleme eleştirildi.
Tasarıyla ilgili görüşlerini ifade eden CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, tasarıya ilişkin endişelerin olduğunu belirterek, ''Eğer Hükümet'e karşı muhalifseniz çok kolay terörist damgası yiyebiliyorsunuz. Türkiye'de artık o kadar çok insan terör kapsamında değerlendiriliyor ki bunun içinde HES'lere karşı eylem yapanlar da var, 29 Ekim kutlamalarına katılanlar da var'' dedi.
Fransa'da öldürülen 3 PKK'lının Fransa Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü, ayrıca o ülkede korunup kollandıklarını ifade eden Yılmaz, ''Avrupa hiçbir talebimizi karşılamazken, bizim sorgusuz sualsiz istenen kişilerin mal varlığını dondurmak doğru mu- Tasarıyı belirli çekinceler koyarak kabul edilebilir hale getirmeliyiz'' görüşünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer, mal varlığını dondurma kararının ilgililer açısından yıkıcı olacağını savunarak, endişelerin BM üyesi ülkelerde ve yakın zamandaki dava ve mahkeme kararlarında yetkili makamlarca dile getirildiğini ifade etti.
Dinçer, ''Bu tasarının yasalaşması durumunda Hamas ve Çeçenlerle ilgili de işlem yapmak zorunda kalacak. Hükümet buna hazır mı- Hükümet'in söylemleri farklıdır'' dedi.
BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, düzenlemeyi ''felaket tasarısı'' olarak tanımlayarak, uluslararası alanda kabul edilen ''terör'' tanımı dışına çıkılarak bazı hükümler getirildiğini söyledi.
Bozlak, ''Tasarı bu şekilde yasalaşırsa haklarında dava bile açılmadan insanların mallarına el konulabilecek. AKP'nin milletvekili olan Galip Ensarioğlu, TMK'dan ceza aldığında malına el konulabilecek. Bu tasarı kabul edilirse Türkiye'de iktidar istemediği muhaliflerin üzerine cezai ve ekonomik baskı oluşturacak, onların yok olmasına sebep olacak. Kürt işadamları sık boğaz edilerek, yok 'sen şunu yaptın, bunu yaptın' denilecek. Sadece kişilere değil, şirketler, kurumlar, sendikalar, dernekler, belediyeler ciddi zarar görecek'' diye konuştu.
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, PKK'ya fon sağlanmasının sözleşme kapsamına girmediğini ifade ederek, ''Bu çok kritik noktadır. Tasarı bize terörle mücadele için elimize enstrüman veriyor mu-'' diye sordu.
-''Türkiye kara listeye girerse ne olur-''-
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tasarının 22 Şubat'a kadar çıkarılmaması halinde ne olacağı sorularına, OECD'ye bağlı çalışan Kara Paranın Aklanması ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair faaliyetleri yürüten Mali Eylem Görev Gücü'nün 34 ülke ve 2 kurum olmak üzere 36 üyeli olduğunu anlattı.
Ergin, ''Bu yapı içinde mevzuatı yapmamış iki ülke var; biri Türkiye, biri Endonezya. Bundan dolayı Türkiye, koyu gri listeye alınmış durumda. 22-23 Şubat'a kadar Genel Kurul toplanacak ve o tarihe kadar bir gelişme olmazsa üyeliğimiz tamamen askıya alınacak ve kara listeye alınma söz konusu olacak. Bu listede iki ülke var; İran ile Kuzey Kore var'' diye konuştu.
Türkiye'nin kara listeye girmesi halinde ne olacağına ilişkin olarak Ergin, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin ticari potansiyeli, ekonomisi ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Yapılabilecek olan şeyler şunlar; Türkiye'den yurt dışına ve yurtdışından Türkiye'ye para transferleri şu anki şartlarda olmayacaktır. FAFT'nin getirdiği yatırımlarla ayrı bir denetim mekanizması getirilecek ve bu paraların terörün finansmanında kullanılmadığına dair kanaat getirildikten sonra, bir takım süreçler ve incelemelerden geçirildikten sonra transferler sağlanabilecek. Bu süreçler uzatılarak ve zahmet çektirilerek yapılacak. Bu Türkiye'nin her türlü ekonomik faaliyeti, ithalat, ihracat ve kredi kullanma, kullandırmada önemli olumsuzluklar yaşatabilecektir. Türkiye'de sıcak para temininde belli zorluk ve gecikmeler yaşanacaktır. Bunun getireceği faiz artırımları, faiz artırımlarının ortaya çıkaracağı enflasyon yükselmesi ve komple ekonominin genel parametrelerinde bozulma söz konusu olabilecek.''
-''Sorun olabilecek önlemler düşünüldü''-
Ergin, düzenlemenin Türkiye'de siyasi saiklerle muhaliflerin üzerinde kullanılma ihtimalinin dile getirildiğine işaret ederek, Türkiye'deki Türk vatandaşlarının mal varlıklarına ilişkin nasıl uygulama yapılacağının açık olduğunu, CMK 128. maddeye atıf yapıldığını anlattı. Maddenin uygulamasının Cumhuriyet savcılıkları ve yargı organlarının tasarruflarıyla yapılabileceğini, idari kararlarla Türk vatandaşlarının Türkiye'deki mal varlıklarına yönelik yaptırım uygulanamayacağını belirten Ergin, şunları kaydetti:
''Yurtdışında olanlara ilişkin olarak Değerlendirme Komisyonu'nun yapacağı değerlendirme sonuç değildir, Bakanlar Kurulu'na gelmektedir. Bakanlar Kurulu'nun müzakereler sonunda vereceği karar esastır ama bu da idari yargının denetimine tabidir. Yargının denetimi dışında yapılmış bir şey söz konusu değildir. Peki, doğrudan yargının denetimine versek daha iyi olmaz mı- FAFT uygulamalarına baktığımız zaman bunu yargı üzerinde yapan ülke yok gibidir. Ya ilgili bakanlıklar ya bizim oluşturduğumuz gibi idari komiteler tespiti yapıyor ve uyguluyor bunu. Yargısal faaliyetin devreye önden girmesi, sürecin önleyici tedbir alma gücünü zayıflatacaktır. Zaman uzayacağından etkinliğin azalacağı endişesiyle bu tür derlendirmelere çok sıcak bakmamaktadır. Tasarıda sorun olabilecek hususlara ilişkin önlemler düşünülmüştür.''
Ergin, sözleşmenin maddelerinde Türkiye olarak tasarruf etme imkanı olmadığına işaret ederek, 9 yarı uluslararası sözleşmenin de kapsamda değerlendirildiğini belirtti.
Ergin, ''Bütün bunların içinde endişeleri karşılayıcı düzenlemeler vardır diye düşünüyorum. Bizim kendi metnimizde sayılan TMK'ya yapılan atıf, bizim açımızdan kapsamı genişleten ve eylemleri içine alan tedbirdir'' dedi.
-''Malvarlığını dondurma, el koymadır''-
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Adem Sözüer, Türkiye'nin sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi ve bunda tereddüt duymaması gerektiğini ifade ederek, ''Bu sözleşmenin amacı Türkiye'nin terörle ilgili aldığı önlemlere ilişkin değildir. O yüzden Türkiye'nin silahlı gruplarla yaptığı çatışma sözleşmenin amacı değil. TMK'ya yapılan atıf sadece Türkiye'yi bağlar. Halbuki yapılmak istenen tüm ülkelerin bazı tedbirleri uygulamasıdır. Bir başka ülkeden, 'şu örgütle çatışma halindeyiz, sözleşmeyi uygulayın' diyemeyiz'' dedi.
Türkiye'nin, uluslararası yükümlülüğünü yerine getirirken nasıl davranacağının kendi inisiyatifinde olduğuna işaret eden Sözüer, sözleşmede geçen ''mal varlığını dondurma'' ifadesinin, ''el koyma'' anlamına geldiğini vurguladı. Sözüer, ''Biz hukuka uygun düzenleme yaptık ve önlem aldık. Yarın başka devlet Türkiye'den dilediği kişilerin mal varlığına el koy dediğinde bizim kuracağımız komisyonun hiçbir etkisi olmaz. Biz hukuka uygun olanı yapalım daha sonraki gelişmelere o zaman bakalım. Tasarıdan endişe ediliyor. Bu bir Hükümet meselesi değil, insan hakları evrensel ilkeleriyle ilgidir'' diye konuştu.
Sözüer, tasarıdaki ''mal varlığını dondurma'' kararının tedbirden çok ceza olduğuna işaret ederek, ''Listede herkes olabilir. Ben o listeye girdiğimde hiçbir şüpheye gerek olmaksızın, benim Türkiye'deki tüm mal varlığım için uygulanır. Türkiye'deki tüm gerçek ve tüzel kişilerle ilgili uygulanabilir. Burada sınırlama yok'' dedi.
-''Çıkarmak istediğimiz bir düzenleme değil''-
AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, ''Tasarı çok severek, isteyerek çıkarmak istediğimiz bir düzenleme değil. Tasarıdaki hususlar, mevcut düzenlemelerimizde var. Tek sıkıntı yaratacak konu, Türkiye'de bulunan mal varlıklarla ilgili sorun değil; bunun hakkındaki dondurma kararı yargı mercileri tarafından verilecek. BM'nin aldığı kararları sorgusuz sualsiz uyguluyoruz. Şu ana kadar 13-14 karar verilmiş. Belki 'yaptığınız bize uygun değil' diyecekler, biz savunabilirsek savunacağız, belki ileride başka değişiklikler yapacağız veya buna gerek kalmayacak. Sözleşmenin gereklerini tam olarak yerine getirmiyoruz. Bizden istenen daha sert hükümler. Biz kendi hukuk sistemimize göre yaptık'' diye konuştu.
Toplantıya katılan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, BM'deki mekanizma ve oluşturulan liste hakkında bilgi verdi.
Adalet Bakanı Ergin, ''Her uluslararası sözleşme kendi egemenliğinizden bir miktar sarfınazar etmeyi getiriyor. BM üyesiyiz, kaçınamayacağımız bir takım şeyler var. Ama bu onların yaptığı her yanlışa boyun uzatacağız diye bir şey yok'' dedi.
3 maddesi kabul edilen Tasarının görüşmelerine yarın devam edilecek.
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA
Tasarıyla ilgili görüşlerini ifade eden CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, tasarıya ilişkin endişelerin olduğunu belirterek, ''Eğer Hükümet'e karşı muhalifseniz çok kolay terörist damgası yiyebiliyorsunuz. Türkiye'de artık o kadar çok insan terör kapsamında değerlendiriliyor ki bunun içinde HES'lere karşı eylem yapanlar da var, 29 Ekim kutlamalarına katılanlar da var'' dedi.
Fransa'da öldürülen 3 PKK'lının Fransa Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü, ayrıca o ülkede korunup kollandıklarını ifade eden Yılmaz, ''Avrupa hiçbir talebimizi karşılamazken, bizim sorgusuz sualsiz istenen kişilerin mal varlığını dondurmak doğru mu- Tasarıyı belirli çekinceler koyarak kabul edilebilir hale getirmeliyiz'' görüşünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer, mal varlığını dondurma kararının ilgililer açısından yıkıcı olacağını savunarak, endişelerin BM üyesi ülkelerde ve yakın zamandaki dava ve mahkeme kararlarında yetkili makamlarca dile getirildiğini ifade etti.
Dinçer, ''Bu tasarının yasalaşması durumunda Hamas ve Çeçenlerle ilgili de işlem yapmak zorunda kalacak. Hükümet buna hazır mı- Hükümet'in söylemleri farklıdır'' dedi.
BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, düzenlemeyi ''felaket tasarısı'' olarak tanımlayarak, uluslararası alanda kabul edilen ''terör'' tanımı dışına çıkılarak bazı hükümler getirildiğini söyledi.
Bozlak, ''Tasarı bu şekilde yasalaşırsa haklarında dava bile açılmadan insanların mallarına el konulabilecek. AKP'nin milletvekili olan Galip Ensarioğlu, TMK'dan ceza aldığında malına el konulabilecek. Bu tasarı kabul edilirse Türkiye'de iktidar istemediği muhaliflerin üzerine cezai ve ekonomik baskı oluşturacak, onların yok olmasına sebep olacak. Kürt işadamları sık boğaz edilerek, yok 'sen şunu yaptın, bunu yaptın' denilecek. Sadece kişilere değil, şirketler, kurumlar, sendikalar, dernekler, belediyeler ciddi zarar görecek'' diye konuştu.
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, PKK'ya fon sağlanmasının sözleşme kapsamına girmediğini ifade ederek, ''Bu çok kritik noktadır. Tasarı bize terörle mücadele için elimize enstrüman veriyor mu-'' diye sordu.
-''Türkiye kara listeye girerse ne olur-''-
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tasarının 22 Şubat'a kadar çıkarılmaması halinde ne olacağı sorularına, OECD'ye bağlı çalışan Kara Paranın Aklanması ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair faaliyetleri yürüten Mali Eylem Görev Gücü'nün 34 ülke ve 2 kurum olmak üzere 36 üyeli olduğunu anlattı.
Ergin, ''Bu yapı içinde mevzuatı yapmamış iki ülke var; biri Türkiye, biri Endonezya. Bundan dolayı Türkiye, koyu gri listeye alınmış durumda. 22-23 Şubat'a kadar Genel Kurul toplanacak ve o tarihe kadar bir gelişme olmazsa üyeliğimiz tamamen askıya alınacak ve kara listeye alınma söz konusu olacak. Bu listede iki ülke var; İran ile Kuzey Kore var'' diye konuştu.
Türkiye'nin kara listeye girmesi halinde ne olacağına ilişkin olarak Ergin, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin ticari potansiyeli, ekonomisi ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Yapılabilecek olan şeyler şunlar; Türkiye'den yurt dışına ve yurtdışından Türkiye'ye para transferleri şu anki şartlarda olmayacaktır. FAFT'nin getirdiği yatırımlarla ayrı bir denetim mekanizması getirilecek ve bu paraların terörün finansmanında kullanılmadığına dair kanaat getirildikten sonra, bir takım süreçler ve incelemelerden geçirildikten sonra transferler sağlanabilecek. Bu süreçler uzatılarak ve zahmet çektirilerek yapılacak. Bu Türkiye'nin her türlü ekonomik faaliyeti, ithalat, ihracat ve kredi kullanma, kullandırmada önemli olumsuzluklar yaşatabilecektir. Türkiye'de sıcak para temininde belli zorluk ve gecikmeler yaşanacaktır. Bunun getireceği faiz artırımları, faiz artırımlarının ortaya çıkaracağı enflasyon yükselmesi ve komple ekonominin genel parametrelerinde bozulma söz konusu olabilecek.''
-''Sorun olabilecek önlemler düşünüldü''-
Ergin, düzenlemenin Türkiye'de siyasi saiklerle muhaliflerin üzerinde kullanılma ihtimalinin dile getirildiğine işaret ederek, Türkiye'deki Türk vatandaşlarının mal varlıklarına ilişkin nasıl uygulama yapılacağının açık olduğunu, CMK 128. maddeye atıf yapıldığını anlattı. Maddenin uygulamasının Cumhuriyet savcılıkları ve yargı organlarının tasarruflarıyla yapılabileceğini, idari kararlarla Türk vatandaşlarının Türkiye'deki mal varlıklarına yönelik yaptırım uygulanamayacağını belirten Ergin, şunları kaydetti:
''Yurtdışında olanlara ilişkin olarak Değerlendirme Komisyonu'nun yapacağı değerlendirme sonuç değildir, Bakanlar Kurulu'na gelmektedir. Bakanlar Kurulu'nun müzakereler sonunda vereceği karar esastır ama bu da idari yargının denetimine tabidir. Yargının denetimi dışında yapılmış bir şey söz konusu değildir. Peki, doğrudan yargının denetimine versek daha iyi olmaz mı- FAFT uygulamalarına baktığımız zaman bunu yargı üzerinde yapan ülke yok gibidir. Ya ilgili bakanlıklar ya bizim oluşturduğumuz gibi idari komiteler tespiti yapıyor ve uyguluyor bunu. Yargısal faaliyetin devreye önden girmesi, sürecin önleyici tedbir alma gücünü zayıflatacaktır. Zaman uzayacağından etkinliğin azalacağı endişesiyle bu tür derlendirmelere çok sıcak bakmamaktadır. Tasarıda sorun olabilecek hususlara ilişkin önlemler düşünülmüştür.''
Ergin, sözleşmenin maddelerinde Türkiye olarak tasarruf etme imkanı olmadığına işaret ederek, 9 yarı uluslararası sözleşmenin de kapsamda değerlendirildiğini belirtti.
Ergin, ''Bütün bunların içinde endişeleri karşılayıcı düzenlemeler vardır diye düşünüyorum. Bizim kendi metnimizde sayılan TMK'ya yapılan atıf, bizim açımızdan kapsamı genişleten ve eylemleri içine alan tedbirdir'' dedi.
-''Malvarlığını dondurma, el koymadır''-
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Adem Sözüer, Türkiye'nin sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi ve bunda tereddüt duymaması gerektiğini ifade ederek, ''Bu sözleşmenin amacı Türkiye'nin terörle ilgili aldığı önlemlere ilişkin değildir. O yüzden Türkiye'nin silahlı gruplarla yaptığı çatışma sözleşmenin amacı değil. TMK'ya yapılan atıf sadece Türkiye'yi bağlar. Halbuki yapılmak istenen tüm ülkelerin bazı tedbirleri uygulamasıdır. Bir başka ülkeden, 'şu örgütle çatışma halindeyiz, sözleşmeyi uygulayın' diyemeyiz'' dedi.
Türkiye'nin, uluslararası yükümlülüğünü yerine getirirken nasıl davranacağının kendi inisiyatifinde olduğuna işaret eden Sözüer, sözleşmede geçen ''mal varlığını dondurma'' ifadesinin, ''el koyma'' anlamına geldiğini vurguladı. Sözüer, ''Biz hukuka uygun düzenleme yaptık ve önlem aldık. Yarın başka devlet Türkiye'den dilediği kişilerin mal varlığına el koy dediğinde bizim kuracağımız komisyonun hiçbir etkisi olmaz. Biz hukuka uygun olanı yapalım daha sonraki gelişmelere o zaman bakalım. Tasarıdan endişe ediliyor. Bu bir Hükümet meselesi değil, insan hakları evrensel ilkeleriyle ilgidir'' diye konuştu.
Sözüer, tasarıdaki ''mal varlığını dondurma'' kararının tedbirden çok ceza olduğuna işaret ederek, ''Listede herkes olabilir. Ben o listeye girdiğimde hiçbir şüpheye gerek olmaksızın, benim Türkiye'deki tüm mal varlığım için uygulanır. Türkiye'deki tüm gerçek ve tüzel kişilerle ilgili uygulanabilir. Burada sınırlama yok'' dedi.
-''Çıkarmak istediğimiz bir düzenleme değil''-
AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, ''Tasarı çok severek, isteyerek çıkarmak istediğimiz bir düzenleme değil. Tasarıdaki hususlar, mevcut düzenlemelerimizde var. Tek sıkıntı yaratacak konu, Türkiye'de bulunan mal varlıklarla ilgili sorun değil; bunun hakkındaki dondurma kararı yargı mercileri tarafından verilecek. BM'nin aldığı kararları sorgusuz sualsiz uyguluyoruz. Şu ana kadar 13-14 karar verilmiş. Belki 'yaptığınız bize uygun değil' diyecekler, biz savunabilirsek savunacağız, belki ileride başka değişiklikler yapacağız veya buna gerek kalmayacak. Sözleşmenin gereklerini tam olarak yerine getirmiyoruz. Bizden istenen daha sert hükümler. Biz kendi hukuk sistemimize göre yaptık'' diye konuştu.
Toplantıya katılan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, BM'deki mekanizma ve oluşturulan liste hakkında bilgi verdi.
Adalet Bakanı Ergin, ''Her uluslararası sözleşme kendi egemenliğinizden bir miktar sarfınazar etmeyi getiriyor. BM üyesiyiz, kaçınamayacağımız bir takım şeyler var. Ama bu onların yaptığı her yanlışa boyun uzatacağız diye bir şey yok'' dedi.
3 maddesi kabul edilen Tasarının görüşmelerine yarın devam edilecek.
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Sefa Salantur