Suriye'deki Çatışmalarda 60 Binden Fazla Kişi Hayatını Kaybetti
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği raporuna göre, çatışmaların başladığı 15 Mart 2011'den bu yana Suriye'de 60 binden fazla insan yaşamını yitirdi.
OHCR tarafından hazırlatılan raporun sonuçlarını Cenevre'de açıklayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, 15 Mart 2011 ila 30 Kasım 2012 arasında 59 bin 648 kişinin hayatını kaybettiğini, bu rakamın 2013 başı itibarıyla 60 bini geçtiğinin tahmin edildiğini belirtti.
Çatışmalardaki kayıpların beklediklerinin çok üzerinde çıktığını dile getiren Pillay, ''Bu rapor bugüne kadar hazırlanan en detaylı analiz ama doğal olarak kesin rakamlar değil'' dedi.
Navi Pillay, Suriye'de görev yapan personelinin en çok ''uluslararası toplum nerede, bu katliamı durdurmak için niçin harekete geçmiyorsunuz'' sorusuna muhatap olduğuna işaret ederek, ''Bu sorulara tatmin edici bir cevap bulamıyoruz. Biz oyalanırken Suriye yanıyor'' dedi.
Raporda, kayıplara ilişkin rakamların Suriye Hükümeti'nin de aralarında olduğu 7 ayrı kaynaktan derlendiği ifade edilirken, her kurbanın adı soyadı, nerede ve ne zaman hayatını kaybettiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Raporda, bu dört unsurun tespit edilemediği ölüm raporlarının listeye alınmadığı belirtilerek, can kayıplarına ilişkin gerçek sayının çok daha fazla olabileceği kaydedildi.
Kaynak: AA
Çatışmalardaki kayıpların beklediklerinin çok üzerinde çıktığını dile getiren Pillay, ''Bu rapor bugüne kadar hazırlanan en detaylı analiz ama doğal olarak kesin rakamlar değil'' dedi.
Navi Pillay, Suriye'de görev yapan personelinin en çok ''uluslararası toplum nerede, bu katliamı durdurmak için niçin harekete geçmiyorsunuz'' sorusuna muhatap olduğuna işaret ederek, ''Bu sorulara tatmin edici bir cevap bulamıyoruz. Biz oyalanırken Suriye yanıyor'' dedi.
Raporda, kayıplara ilişkin rakamların Suriye Hükümeti'nin de aralarında olduğu 7 ayrı kaynaktan derlendiği ifade edilirken, her kurbanın adı soyadı, nerede ve ne zaman hayatını kaybettiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Raporda, bu dört unsurun tespit edilemediği ölüm raporlarının listeye alınmadığı belirtilerek, can kayıplarına ilişkin gerçek sayının çok daha fazla olabileceği kaydedildi.