Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik Açıklaması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, milletin doğulusuyla batılısıyla şehitler verdiğini belirterek, ''Ama bugün sanki bir ayrılık varmış gibi bu konunun takdim edilmesi, insanlarımız arasında bir ayrışmanın öteden beri teşvik edilmesi anlaşılır şey değil. Bunu ayrıştırmak ne Çanakkale'de mümkündür ne Sarıkamış'ta mümkündür ne toprakta mümkündür ne de yaşarken hayatta mümkündür'' dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik ile İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nün yüksek lisans programı mezunları diploma ve 2012-2013 akademik yılı açılış törenlerine katıldı.
Çelik, konuşmasına şehitlere ve büyük halk ozanı Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Terörün hedefinin insanlık olduğunu belirten Çelik, ''Tunceli'de patlayan bombayla Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın herhangi bir yerinde patlayan bombanın farkının olmadığını, artık bütün dünya ülkelerinin, bütün insanlığın görmesi gerektiği inancı içerisindeyim. Filan yerin bombası, filan yerin teröristi gibi bir ayrışmaya tabi tutmak, bu ayrışmayı anlamak, bu bakış açısını anlamakta zorlandığımızı belirtmek istiyorum'' diye konuştu.
İnsanlığın, bir ve bütün olarak teröre karşı bir cephe alması gerektiğine işaret eden Çelik, bu konuda dünyanın lafta kaldığını söyledi.
Teröre karşı gerekenlerin yapılmadığını görmekten büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
''Biz, doğulusuyla batılısıyla, Diyarbakırlısıyla İzmirlisiyle, Vanlısıyla Bursalısıyla Çanakkale'de yan yana şehitler verdik. Sarıkamış'ta yan yana şehitlerimiz yatıyor, Yemen'de yan yana yatıyor. Ama bugün sanki bir ayrılık varmış gibi bu konunun takdim edilmesi, insanlarımız arasında bir ayrışmanın öteden beri teşvik edilmesi anlaşılır şey değil. Bunu ayrıştırmak ne Çanakkale'de mümkündür ne Sarıkamış'ta mümkündür ne toprakta mümkündür ne de yaşarken hayatta mümkündür. Onun için sesin yükselmesinde, doğudan batıdan, yalnız batıdan değil, ben bu dönem Güneydoğu milletvekiliyim, Güneydoğu'da vatandaşlarımızın bu birlikteliğin bozulamayacağına dair seslerini yükseltmelerinde çok büyük zaruret vardır. İzmirli sesini yükseltiyor, Bursalı sesini yükseltiyor, Balıkesirli yükseltiyor, İstanbullu yükseltiyor, Ankaralı yükseltiyor, Anadolu'dan ses geliyor. Ses aynı olduğuna göre, Türkiye'nin dört bir tarafından, insanlık adına bu ülkenin birliği, dirliği adına yükseltilmesi zarureti olduğunu ifade ediyorum.''
-''Ekranda kimseyle bayramlaşmak mümkün değil''-
Günümüzde kitle iletişim araçlarının hızla geliştiğini ve buna paralel olarak beden gücünün yerini beyin gücünün aldığını anlatan Çelik, bilgiyi ve teknolojiyi üreten, kullanan ve bunu nitelikli insana dönüştüren ülkelerin önde olacağını söyledi.
Bilgi teknolojisinin dünyanın rotasını belirleyen bir pusula niteliğinde olduğunu belirten Çelik, bilgi ve teknolojiye yatırım yaparken, ülkeyi ayakta tutan değerlere ve toplumsal yapıya da sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Çelik, ''Bilişim dünyasına kendimizi kaptırdığımız zaman ekranda kimseyle bayramlaşmak da mümkün değildir, büyüklerin elini de öpmek mümkün değildir. Kendimizi yalnızlığa, izole etmeye hakkımız olmadığı inancındayım'' dedi.
-''Bilgiyle gökyüzüne yol bulunur''-
Yusuf Has Hacip'in, bin yıl önce Kutadgu Bilig'de ''Bilgiyle gökyüzüne yol bulunur'' dediğine işaret eden Çelik, ''Asırlar sonra gökyüzüne yol bulundu ama bulunabileceğini bizim ecdadımız ifade etmiş. Biz daha yeni yerli uçağı, yerli otomobili konuşuyoruz'' dedi.
Yılların boşa geçtiğini dile getiren Çelik, ''Eller aya, biz yaya, doğru bir tanımdır. Aya gidenlerin nelerle, yaya kalanların nelerle meşgul edildiklerini mutlaka sorgulamamız, geçmişten ders çıkarmamız gerekiyor. Dikkatli olunması gereken bir coğrafyada yaşadığımızı da hiçbir zaman unutmamalıyız'' diye konuştu.
''Zamanında gelmeyen hizmet, sorun çözmeyen evrak, sadra şifa olmayan bürokratik anlayıştan milletimiz çok çekti'' diyen Çelik, çok yazışma, az hizmet dönemlerinin büyük ölçüde geride kaldığını söyledi.
Devlet kapısının çile kapısı olmaması yolunda mesafeler alındığını ancak hala yapılması gerekenler olduğunu belirten Çelik, 657 sayılı personel rejiminin 657'den fazla kez değişikliğe uğradığını ifade etti.
Kamu personel rejiminin tüm ihtiyaçları dikkate alacak şekilde yeniden ele alınması, sosyal taraflarla, ilgililerle masaya yatırılması gerektiğini anlatan Çelik, çağdaş bir Türkiye'ye uygun bir personel rejimi ihtiyacı olduğunu kaydetti.
-TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. İsbir-
TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Eyyup Günay İsbir, 1952'de Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında var olan teknik yardım anlaşmasına ek bir protokolle kurulan TODAİE'nin kamu yönetiminde çağdaş yaklaşım ve yeniliklerin yansıtılması görevini sürdürdüğünü söyledi.
TODAİE'nin uluslararası ölçüde söz sahibi bir hüviyet kazandığını belirten İsbir, yüksek lisans ve doktora programlarının AB Kamu Yönetimi Birliği tarafından akredite edildiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından, yüksek lisans programı mezunlarına diplomaları verildi.
Muhabir: Fatma Can
Yayıncı: Eda Ay
Kaynak: AA
Çelik, konuşmasına şehitlere ve büyük halk ozanı Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Terörün hedefinin insanlık olduğunu belirten Çelik, ''Tunceli'de patlayan bombayla Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın herhangi bir yerinde patlayan bombanın farkının olmadığını, artık bütün dünya ülkelerinin, bütün insanlığın görmesi gerektiği inancı içerisindeyim. Filan yerin bombası, filan yerin teröristi gibi bir ayrışmaya tabi tutmak, bu ayrışmayı anlamak, bu bakış açısını anlamakta zorlandığımızı belirtmek istiyorum'' diye konuştu.
İnsanlığın, bir ve bütün olarak teröre karşı bir cephe alması gerektiğine işaret eden Çelik, bu konuda dünyanın lafta kaldığını söyledi.
Teröre karşı gerekenlerin yapılmadığını görmekten büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
''Biz, doğulusuyla batılısıyla, Diyarbakırlısıyla İzmirlisiyle, Vanlısıyla Bursalısıyla Çanakkale'de yan yana şehitler verdik. Sarıkamış'ta yan yana şehitlerimiz yatıyor, Yemen'de yan yana yatıyor. Ama bugün sanki bir ayrılık varmış gibi bu konunun takdim edilmesi, insanlarımız arasında bir ayrışmanın öteden beri teşvik edilmesi anlaşılır şey değil. Bunu ayrıştırmak ne Çanakkale'de mümkündür ne Sarıkamış'ta mümkündür ne toprakta mümkündür ne de yaşarken hayatta mümkündür. Onun için sesin yükselmesinde, doğudan batıdan, yalnız batıdan değil, ben bu dönem Güneydoğu milletvekiliyim, Güneydoğu'da vatandaşlarımızın bu birlikteliğin bozulamayacağına dair seslerini yükseltmelerinde çok büyük zaruret vardır. İzmirli sesini yükseltiyor, Bursalı sesini yükseltiyor, Balıkesirli yükseltiyor, İstanbullu yükseltiyor, Ankaralı yükseltiyor, Anadolu'dan ses geliyor. Ses aynı olduğuna göre, Türkiye'nin dört bir tarafından, insanlık adına bu ülkenin birliği, dirliği adına yükseltilmesi zarureti olduğunu ifade ediyorum.''
-''Ekranda kimseyle bayramlaşmak mümkün değil''-
Günümüzde kitle iletişim araçlarının hızla geliştiğini ve buna paralel olarak beden gücünün yerini beyin gücünün aldığını anlatan Çelik, bilgiyi ve teknolojiyi üreten, kullanan ve bunu nitelikli insana dönüştüren ülkelerin önde olacağını söyledi.
Bilgi teknolojisinin dünyanın rotasını belirleyen bir pusula niteliğinde olduğunu belirten Çelik, bilgi ve teknolojiye yatırım yaparken, ülkeyi ayakta tutan değerlere ve toplumsal yapıya da sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Çelik, ''Bilişim dünyasına kendimizi kaptırdığımız zaman ekranda kimseyle bayramlaşmak da mümkün değildir, büyüklerin elini de öpmek mümkün değildir. Kendimizi yalnızlığa, izole etmeye hakkımız olmadığı inancındayım'' dedi.
-''Bilgiyle gökyüzüne yol bulunur''-
Yusuf Has Hacip'in, bin yıl önce Kutadgu Bilig'de ''Bilgiyle gökyüzüne yol bulunur'' dediğine işaret eden Çelik, ''Asırlar sonra gökyüzüne yol bulundu ama bulunabileceğini bizim ecdadımız ifade etmiş. Biz daha yeni yerli uçağı, yerli otomobili konuşuyoruz'' dedi.
Yılların boşa geçtiğini dile getiren Çelik, ''Eller aya, biz yaya, doğru bir tanımdır. Aya gidenlerin nelerle, yaya kalanların nelerle meşgul edildiklerini mutlaka sorgulamamız, geçmişten ders çıkarmamız gerekiyor. Dikkatli olunması gereken bir coğrafyada yaşadığımızı da hiçbir zaman unutmamalıyız'' diye konuştu.
''Zamanında gelmeyen hizmet, sorun çözmeyen evrak, sadra şifa olmayan bürokratik anlayıştan milletimiz çok çekti'' diyen Çelik, çok yazışma, az hizmet dönemlerinin büyük ölçüde geride kaldığını söyledi.
Devlet kapısının çile kapısı olmaması yolunda mesafeler alındığını ancak hala yapılması gerekenler olduğunu belirten Çelik, 657 sayılı personel rejiminin 657'den fazla kez değişikliğe uğradığını ifade etti.
Kamu personel rejiminin tüm ihtiyaçları dikkate alacak şekilde yeniden ele alınması, sosyal taraflarla, ilgililerle masaya yatırılması gerektiğini anlatan Çelik, çağdaş bir Türkiye'ye uygun bir personel rejimi ihtiyacı olduğunu kaydetti.
-TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. İsbir-
TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Eyyup Günay İsbir, 1952'de Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında var olan teknik yardım anlaşmasına ek bir protokolle kurulan TODAİE'nin kamu yönetiminde çağdaş yaklaşım ve yeniliklerin yansıtılması görevini sürdürdüğünü söyledi.
TODAİE'nin uluslararası ölçüde söz sahibi bir hüviyet kazandığını belirten İsbir, yüksek lisans ve doktora programlarının AB Kamu Yönetimi Birliği tarafından akredite edildiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından, yüksek lisans programı mezunlarına diplomaları verildi.
Muhabir: Fatma Can
Yayıncı: Eda Ay