Diyarbakır’ın Bütün Renkleri Digiad'ın İftarında Buluştu
Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD)’nin geleneksel iftarı, şehrin bütün renklerini bir araya getirdi.
İftarda siyasetçilerden kanaat önderlerine, sivil toplumdan iş dünyasına kadar yüzlerce kişi bir araya geldi. Seyda ve melleler, Alevi derneklerinin temsilcileri, Süryaniler, Meryemana Kilisesi'nin Papazı, AK Parti ve BDP'li siyasetçiler yan yana oturarak birlikte yaşamanın güzelliğini sergiledi. İftarda konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ve gazeteci-yazar Ahmet Taşgetiren, İslam dünyasına huzur gelmesi ve akan kanın durması temennisinde bulundu. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Rönesans Düğün Salonu’nda verilen iftar yemeğinde konuşan DİGİAD Başkanı Alaaddin Korkutata, davetlerine icabet edenlere teşekkür etti. Korkutata, küresel krizin etkisini hala sürdürdüğü bir ortamda Türkiye’nin hızla büyüdüğünü hatırlatarak, “ Bu başarı ülkemizin fedakar insanların yurt ve yuva açarak kaliteli ve dürüst binlerce insan yetiştirmesiyle oldu. İnşallah bunların sayısı günden güne artacaktır. Bizi içten yıkmaya çalışan, ciğerimizi parçalayan bir problemle karşı karşıyayız. İnşallah geçmişte ihmal ya da ihlal edilen anayasal haklar yerine, birlik ve beraberliğimize yönelik kalıcı karar alınır yeni anayasa çalışmasında.” dedi.
BAKAN EKER: DİYARBAKIR, 1373 YILDIR RAMAZAN’I İDRAK EDİYOR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Diyarbakır’ın 1373 senedir Ramazan’ı idrak ettiğini söyledi.
Kan dökülmesinin haram kılındığı Ramazan ayında İslam coğrafyasında üstelik Müslümanlar arasında kan döküldüğünü anlatan Eker, yaşanan kutlu günlerin, çatışmaların son bulmasına vesile olmasını diledi. Diyarbakır’ın 'küller altında kalmış bir mücevver gibi' olduğunu belirten Bakan Eker, “Bu şehir 30 yılda bu dokusundan çok şey kaybetti. Kültürel, insani ve evrensel barışa ait değerlerini kaybetti. Bu şehir bir mülteci kampına dönüştü ve beraberinden çok sorun getirdi.” diye konuştu.
Türkiye’yi huzura kavuşturmaya çalıştıklarını anlatan Eker, Diyarbakır’da bir dizi teşvikler hayata geçirdiklerini, baraj ve sulama kanallarının devam ettiği bu ortamı birilerinin zehirlemeye çalıştığını kaydetti.
Bakan Eker, şunları söyledi: “İstihdam getirecek şantiyeleri yakmak, iş makinelerini ya da kendileri gibi düşünmeyen siyasetçileri dağa kaçırarak korkutmaya çalışıyorlar. Bir şeyleri bahane edip esnafın derdi yetmiyormuş gibi kepenk kapattırıyorlar. Bu şehirde bir sessiz çoğunluk var. Hadiseleri izliyor. Bir kısmı da baskıya sessiz kalıyor dükkânını kapatıyor. Ama büyük kısmı sessiz ve ibretle seyrediyor. Bizim biraz daha bu zulüm karşısında sesimizi çıkartmamız gerekiyor. Nasıl ki Türkiye demokratik meşru talepler dile getiriliyorsa burada da aynı şekilde işadamı ve sanayici olarak bu topraklarda istihdam üretmeye çalışan yatırım yapan insanlar olarak sesimizi çıkartmamız gerekir. Hiç kimsenin iradesi birkaç kİşinin ipoteğinde değildir. Birilerinin politik çıkarına uymuyor diye ne zaman önemli bir adım atılsa arkasından bir saldırı geliyor. Türkiye’de çok da acı çekmiş bir siyasetçi Leyla Zana bir umudunu dile getirdi arkasından ne tür saldılar geldiğini gördük. Ortam zehirlenmek istiyor. Hükümet olarak, terör örgütünün bu konu ile ilgili bize rota çizmesine müsaade etmeyeceğiz.”
TAŞGETİREN: DÜNYAYA İSLAM, İSLAM’A DA MÜSLÜMAN LAZIM
Gazeteci- yazar Ahmet Taşgetiren ise İslam dünyasında bir hareketliliği, bir sancıyı yaşadıklarını anlattı. Türkiye’nin de hem bir sancıyı hem bir umudu yaşadığını anlatan Taşgetiren, “Ne çıkarmak lazım diyorum bundan bir imtihan çıkarmak lazım. İmtihan alanı ise 2000’li yıllarda İslam barışını gerçekleştirmek. Evet bunu gerçekleştirebilecek miyiz? Ramazan bunu bize sağlayacak mı? İslam bizatihi barış demek. Ama İslam coğrafyasında İslamcın amaçladığı barışı hala kuramadık.” diye konuştu.
Etnik aidiyetin hiçbir önemi olmadığını anlatan Taşgetiren, “Önemli olan bizi yaratan Allah’tan ne kadar kendimize değer taşıyoruz. Ramazan belki düşünmemiz gereken budur. Yarın mahşer ortamında hangimizin hangi etnik aidiyetimizden olduğunu mu düşüneceğiz? Ah bir resule tabi olsak diyeceğiz. İslam kardeşliği, efendimiz bir Arap ama üstünlüğü takva olarak açıklıyor.” ifadelerini kullandı. Müslümanların bir imtihanla karşı karşıya olduğunu belirten Taşgetiren şunları söyledi: “Dünyaya İslam lazım, İslam’a da Müslüman lazım. İslami kalp dokusu hayat disiplini haline getirmiş Müslüman lazım. İslam bizim hayatımızın anlamı olur diyen Müslüman lazım. İslam dünyası İslam barışını gerçekleştirecek mi? Biz Suriye, Mısır’da Türkiye de barışı gerçekleştirecek miyiz. Bu coğrafyayı paramparça etmek projesi sömürgeci güçlerin amacıydı. Allah a sarılmak bir kuran çağrısıdır. Gerisi hep teferruattır.” DİGİAD’ın iftar yemeğine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan, Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Sur – Dicle Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Köklükaya, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Cuma İçten, Süleyman Hamzaoğulları, BDP'li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, Gazeteci-yazar Ümit Fırat, Erkan Turan Aytav, Diyarbakır Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cafer Koluma, Diyarbakır'daki Süryani Kadim Cemaatinden Yusuf Akbulut, Diyarbakır Meryemana Kilisesi Papazı Yusuf Akyüz, vali yardımcıları, kaymakamlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, emekli müftüler ile müftü yardımcılarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
BAKAN EKER: DİYARBAKIR, 1373 YILDIR RAMAZAN’I İDRAK EDİYOR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Diyarbakır’ın 1373 senedir Ramazan’ı idrak ettiğini söyledi.
Kan dökülmesinin haram kılındığı Ramazan ayında İslam coğrafyasında üstelik Müslümanlar arasında kan döküldüğünü anlatan Eker, yaşanan kutlu günlerin, çatışmaların son bulmasına vesile olmasını diledi. Diyarbakır’ın 'küller altında kalmış bir mücevver gibi' olduğunu belirten Bakan Eker, “Bu şehir 30 yılda bu dokusundan çok şey kaybetti. Kültürel, insani ve evrensel barışa ait değerlerini kaybetti. Bu şehir bir mülteci kampına dönüştü ve beraberinden çok sorun getirdi.” diye konuştu.
Türkiye’yi huzura kavuşturmaya çalıştıklarını anlatan Eker, Diyarbakır’da bir dizi teşvikler hayata geçirdiklerini, baraj ve sulama kanallarının devam ettiği bu ortamı birilerinin zehirlemeye çalıştığını kaydetti.
Bakan Eker, şunları söyledi: “İstihdam getirecek şantiyeleri yakmak, iş makinelerini ya da kendileri gibi düşünmeyen siyasetçileri dağa kaçırarak korkutmaya çalışıyorlar. Bir şeyleri bahane edip esnafın derdi yetmiyormuş gibi kepenk kapattırıyorlar. Bu şehirde bir sessiz çoğunluk var. Hadiseleri izliyor. Bir kısmı da baskıya sessiz kalıyor dükkânını kapatıyor. Ama büyük kısmı sessiz ve ibretle seyrediyor. Bizim biraz daha bu zulüm karşısında sesimizi çıkartmamız gerekiyor. Nasıl ki Türkiye demokratik meşru talepler dile getiriliyorsa burada da aynı şekilde işadamı ve sanayici olarak bu topraklarda istihdam üretmeye çalışan yatırım yapan insanlar olarak sesimizi çıkartmamız gerekir. Hiç kimsenin iradesi birkaç kİşinin ipoteğinde değildir. Birilerinin politik çıkarına uymuyor diye ne zaman önemli bir adım atılsa arkasından bir saldırı geliyor. Türkiye’de çok da acı çekmiş bir siyasetçi Leyla Zana bir umudunu dile getirdi arkasından ne tür saldılar geldiğini gördük. Ortam zehirlenmek istiyor. Hükümet olarak, terör örgütünün bu konu ile ilgili bize rota çizmesine müsaade etmeyeceğiz.”
TAŞGETİREN: DÜNYAYA İSLAM, İSLAM’A DA MÜSLÜMAN LAZIM
Gazeteci- yazar Ahmet Taşgetiren ise İslam dünyasında bir hareketliliği, bir sancıyı yaşadıklarını anlattı. Türkiye’nin de hem bir sancıyı hem bir umudu yaşadığını anlatan Taşgetiren, “Ne çıkarmak lazım diyorum bundan bir imtihan çıkarmak lazım. İmtihan alanı ise 2000’li yıllarda İslam barışını gerçekleştirmek. Evet bunu gerçekleştirebilecek miyiz? Ramazan bunu bize sağlayacak mı? İslam bizatihi barış demek. Ama İslam coğrafyasında İslamcın amaçladığı barışı hala kuramadık.” diye konuştu.
Etnik aidiyetin hiçbir önemi olmadığını anlatan Taşgetiren, “Önemli olan bizi yaratan Allah’tan ne kadar kendimize değer taşıyoruz. Ramazan belki düşünmemiz gereken budur. Yarın mahşer ortamında hangimizin hangi etnik aidiyetimizden olduğunu mu düşüneceğiz? Ah bir resule tabi olsak diyeceğiz. İslam kardeşliği, efendimiz bir Arap ama üstünlüğü takva olarak açıklıyor.” ifadelerini kullandı. Müslümanların bir imtihanla karşı karşıya olduğunu belirten Taşgetiren şunları söyledi: “Dünyaya İslam lazım, İslam’a da Müslüman lazım. İslami kalp dokusu hayat disiplini haline getirmiş Müslüman lazım. İslam bizim hayatımızın anlamı olur diyen Müslüman lazım. İslam dünyası İslam barışını gerçekleştirecek mi? Biz Suriye, Mısır’da Türkiye de barışı gerçekleştirecek miyiz. Bu coğrafyayı paramparça etmek projesi sömürgeci güçlerin amacıydı. Allah a sarılmak bir kuran çağrısıdır. Gerisi hep teferruattır.” DİGİAD’ın iftar yemeğine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan, Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Sur – Dicle Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Köklükaya, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Cuma İçten, Süleyman Hamzaoğulları, BDP'li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, Gazeteci-yazar Ümit Fırat, Erkan Turan Aytav, Diyarbakır Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cafer Koluma, Diyarbakır'daki Süryani Kadim Cemaatinden Yusuf Akbulut, Diyarbakır Meryemana Kilisesi Papazı Yusuf Akyüz, vali yardımcıları, kaymakamlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, emekli müftüler ile müftü yardımcılarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.