Dsi'den Sulama Kanaletleri Açıklaması

Manisa DSİ 22.Şube Müdürü Bilgin Telek, açık sulama kanaletlerinin yerin altına alınmasıyla ilgili olarak, "Kanaletleri yerin altına sokmak mümkün değil ama biz yine çözüm arayışlarımızı sürdürüyoruz.

Şuan sulama mevsimi olduğu için ancak Eylül ayında gereken ne varsa oturup, buna bir çözüm bulmaya çalışacağız" dedi.

Manisa'da bir grup mahalle sakini, çocuklarının oyun oynarken tarla sulamak için kullanılan beton kanaletlerin içerisine düştüğünü ve ölüm tehlikesi geçirdiği ile ilgili basına yansıyan haberlerin ardından Manisa DSİ 22. Şube Müdürü Bilgin Telek, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. DSİ'nin bu tesisleri yaparken büyük bir para ve emek sarf ettiğini kaydeden Telek, "Bugün Türkiye’de sulamaya açılamamış alanlar yüzde 50. Manisa 50 yıl önceden bu tesislere kavuşuyor. Bugünkü baraj ve kanalların değeri 3 milyar TL civarındadır. Manisa büyümeye başlayınca insanlar yavaş yavaş arazi arsa bulayım diye sulama alanlarına girmeye başlıyor. Yavaş yavaş o oradan, bu buradan derken bizim tarım alanlarımız araziye dönmeye başlıyor. Yani bu olaydan asıl mağdur olan Devlet Su İşleri'dir. Ben bundan 50 yıl önce dünyanın parasını saymış tesis açmışım, sen benim tesisimi hiçe sayarak geliyorsun ev yapıyorsun, sulamayı öldürüyorsun. O zaman ev yapılacaksa ben oraya masrafta yapmazdım, o masrafı alır ülkenin başka yerine yapardım. Bir başkasının hakkını yemişte oluyorlar böylelikle. Ne oluyor DSİ’nin yaptığı tesis kadik oluyor, DSİ'nin yaptığı masraflar boşa gidiyor. Orada imarı açan ben değilim. Orası tarım alanı, tarım alanını bana sormadan imar açıyorsa, oradaki önlemleri o almak zorunda. İşin genel felsefesi budur. Ama böyle kestirip atamıyorsunuz. Nihayet orada insanlar var, etkileniyorlar bir şekilde" dedi.

"ÇARPIK KENTLEŞMENİN FATURASINI DSİ ÇEKİYOR" Çarpık kentleşmenin faturasını DSİ'nin çektiğini belirten Telek, sözlerine şöyle devam etti: Orası bağ, bahçeydi. Bizim kayıtlarımızda orası daha tarla gözüküyor. Sonuç itibari ile bu bir yara. Bir şeklide bu su bir yerden geçmesi gerekiyor. Sonuç itibari ile bu bir mühendislik meselesi. O kadar uzun boyda olan kanaletlerin yer altına alınması da çok kolay bir olay değil. Bu şeklide bir teknik çözüm bulamadığımız için kangıren vaziyette duruyor. Oraya gelen vatandaşlar orada bir kanal olduğunun bilincindeydi. Gerekirse çözümü kendisi arayacak veya el birliği ile kritik olan bölgelere beraber bir çözüm üretmeliyiz. Ama kimsenin bişey dediği yok. 'Yerin altına sok', bu tabut değil ki bunun bir hesabı kitabı var. Kapalı sistemde suyun yarısı ulaşması gerektiği yere ulaşmıyor. Kapattığımız zaman suyun yarısı ulaşmadığında ve o zaman tazminat davası açılabiliyor DSİ’ye. Orada ki halktan kim benim yardımıma gelecek böyle olunca. Elbetteki insan hayatı bunların çok daha önünde. İstediğin kadar parayı ver insanı geri getiremezsin. Her şeye rağmen bir şeyler bulup bunun bir çözüme kavuşması için arayışlar içerisindeyiz. Sulama mevsimi geldiği içinde bunu şuan yerin altından sokmakta mümkün değil. Eylül ayında gereken ne varsa oturup konuşacağız. Buna bir çözüm bulmaya çalışacağız. "
Kaynak: İHA