Uyku Apnesi, Alkol ve Sigara Kullananlarda Daha Çok Görülüyor
Kulak Burun Boğaz Doktoru Hakan Yüksel, uyku apnesinin daha çok alkol ve sigara kullananlarda görüldüğünü söyledi.
Söz konusu hastalığın, aşırı kilolu ve orta yaş üzeri erkeklerde de görüldüğünü belirten Yüksel, uyku apnesinin, uykuda solunumun kısa süreli durması ve kandaki oksijen düzeyinin belirli seviyelerin altına inmesiyle ortaya çıktığını ifade etti.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ve Medicalpark Özel Antalya Hastane Kompleksi’nin ortaklaşa düzenlediği bilgilendirme toplantısında uyku apnesi ve horlama konusu ele alındı. Kulak Burun Boğaz Operatör Doktoru Hakan Yüksel, uyku apnesi ve horlamanın, uyku laboratuvarlarında yapılan testlerle tanısı konabilen bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
Türkiye’de apnenin ne olduğunu bilmeyenlerin oranının yüksek olduğunu dile getiren Yüksel, “Bize başvuran hastaların büyük bir kısmı ‘Horlamam var ya da benimle kimse uyumuyor’ şeklinde sorunlarını anlatıyor. Maalesef insanlar sağlıklarını derinden etkileyen apnenin çok ciddi bir hastalık olduğunun bilincine varamıyor.” dedi.
Son yıllarda horlama ve apneye uygulanan cerrahi girişimlerde pek çok yeniliğin bu alanda tedaviye dahil olduğunu belirten Yüksel, bunlardan en önemlilerinin dil askısı, hyoid süspansiyon ve troid süspansiyon olduğunu kaydetti.
Uyku apnesinin, uyku sırasında nefes durması ve durma süresinin 10 saniyeden fazla olması durumu olarak açıklayan Yüksel, 10 saniyeden fazla süren bu durumun gürültülü bir şekilde horlama, nefes alamama şeklinde birbirini takip ettiğini belirterek, “Alkol ve sigara kullananlarda, kilolu, 40 yaş üstü kişilerde sıklıkla görülür. Erkeklerde, kadınlara oranla iki kat daha fazla göze çarpmaktadır. Ayrıca, uyku apnesi kalıtımsal olarak da görülebilir. Yani kişi kilolu olmasa bile kişilerde kalıtıma bağlı olarak ortaya çıkabilir. Uyku apnesinin tanımlamasından yola çıkarak, uyku sırasında yanıbaşımızdaki kişide tanımdaki şekli ile horlama ve nefes alma düzensizliği görüldüğünde, buna tanık olan kişilere büyük görev düşmektedir. Buna tanık olan kişiler, apne belirtisi gösteren kişileri bir uzmana yönlendirmelidir.” diye konuştu.
Uyku apnesi olan kişilerin dinlenmeden uyandığına değinen Yüksel, hastalığın diğer etkilerini şöyle sıraladı: “Dinlenmiş biçimde uyanamamak, yani yorgun şekilde güne başlamak, nefes almak için panikle uyanmak, bazen uyanamayıp kalkamamak, gün içinde uykusuzluk, ani baş ağrısı, kilo almak, dikkatsizlik, unutkanlık, ani ruhsal değişmeler ve anlık sinir hali, karar vermede tereddüt etme, yüksek tansiyon, özellikle çocuklarda hiperaktif davranış biçimleri.” Uyku apnesine bağlı uyku bozukluğu ve buna bağlı gelişen uykusuzluğun insan sağlığını tehdit edici hastalıklara sebebiyet verebildiğine dikkat çeken Yüksel, şöyle konuştu: “Özellikle araba ve büyük iş makinesi kullanan kişilerde uyku apnesinin daha ağır sonuçlar doğurduğu görülür. Birçok trafik kazası ve iş kazasının temelinde yatan ani dikkat dağınıklığı uyku apnesine bağlı kaliteli uyku uyuyamamanın sonuçlarıdır. Uyku apnesinin tedavi edilmediği durumlarda yüksek tansiyon, kalp hastalıkları görülmektedir. Cinsel fonksiyon bozuklukları, gece inmeleri, sabah baş ağrıları gibi birçok komplikasyonlar görülebiliyor.”
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ve Medicalpark Özel Antalya Hastane Kompleksi’nin ortaklaşa düzenlediği bilgilendirme toplantısında uyku apnesi ve horlama konusu ele alındı. Kulak Burun Boğaz Operatör Doktoru Hakan Yüksel, uyku apnesi ve horlamanın, uyku laboratuvarlarında yapılan testlerle tanısı konabilen bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
Türkiye’de apnenin ne olduğunu bilmeyenlerin oranının yüksek olduğunu dile getiren Yüksel, “Bize başvuran hastaların büyük bir kısmı ‘Horlamam var ya da benimle kimse uyumuyor’ şeklinde sorunlarını anlatıyor. Maalesef insanlar sağlıklarını derinden etkileyen apnenin çok ciddi bir hastalık olduğunun bilincine varamıyor.” dedi.
Son yıllarda horlama ve apneye uygulanan cerrahi girişimlerde pek çok yeniliğin bu alanda tedaviye dahil olduğunu belirten Yüksel, bunlardan en önemlilerinin dil askısı, hyoid süspansiyon ve troid süspansiyon olduğunu kaydetti.
Uyku apnesinin, uyku sırasında nefes durması ve durma süresinin 10 saniyeden fazla olması durumu olarak açıklayan Yüksel, 10 saniyeden fazla süren bu durumun gürültülü bir şekilde horlama, nefes alamama şeklinde birbirini takip ettiğini belirterek, “Alkol ve sigara kullananlarda, kilolu, 40 yaş üstü kişilerde sıklıkla görülür. Erkeklerde, kadınlara oranla iki kat daha fazla göze çarpmaktadır. Ayrıca, uyku apnesi kalıtımsal olarak da görülebilir. Yani kişi kilolu olmasa bile kişilerde kalıtıma bağlı olarak ortaya çıkabilir. Uyku apnesinin tanımlamasından yola çıkarak, uyku sırasında yanıbaşımızdaki kişide tanımdaki şekli ile horlama ve nefes alma düzensizliği görüldüğünde, buna tanık olan kişilere büyük görev düşmektedir. Buna tanık olan kişiler, apne belirtisi gösteren kişileri bir uzmana yönlendirmelidir.” diye konuştu.
Uyku apnesi olan kişilerin dinlenmeden uyandığına değinen Yüksel, hastalığın diğer etkilerini şöyle sıraladı: “Dinlenmiş biçimde uyanamamak, yani yorgun şekilde güne başlamak, nefes almak için panikle uyanmak, bazen uyanamayıp kalkamamak, gün içinde uykusuzluk, ani baş ağrısı, kilo almak, dikkatsizlik, unutkanlık, ani ruhsal değişmeler ve anlık sinir hali, karar vermede tereddüt etme, yüksek tansiyon, özellikle çocuklarda hiperaktif davranış biçimleri.” Uyku apnesine bağlı uyku bozukluğu ve buna bağlı gelişen uykusuzluğun insan sağlığını tehdit edici hastalıklara sebebiyet verebildiğine dikkat çeken Yüksel, şöyle konuştu: “Özellikle araba ve büyük iş makinesi kullanan kişilerde uyku apnesinin daha ağır sonuçlar doğurduğu görülür. Birçok trafik kazası ve iş kazasının temelinde yatan ani dikkat dağınıklığı uyku apnesine bağlı kaliteli uyku uyuyamamanın sonuçlarıdır. Uyku apnesinin tedavi edilmediği durumlarda yüksek tansiyon, kalp hastalıkları görülmektedir. Cinsel fonksiyon bozuklukları, gece inmeleri, sabah baş ağrıları gibi birçok komplikasyonlar görülebiliyor.”