Bebeğini, Eşarbıyla Boğarak Öldürdü
Bursa'da gayrimeşru ilişki sonucu iş yerinin tuvaletinde dünyaya getirdiği bebeğini, eşarbıyla boğarak öldürdüğü iddia edilen sanığın yargılanmasına başlandı.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, ''yakın akrabayı öldürmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuklu sanık Sinem Ö. ilk kez hakim karşısına çıktı.
Sinem Ö, ifadesinde, 4 yıldır ayrı yaşadığı eşi E.Ö ile boşanma sürecinde olduğunu ve bir süre önce baba ocağı olan Mustafakemalpaşa ilçesine yerleştiğini söyledi.
Bu arada Gökhan Y. ile arkadaş olduğunu anlatan Sinem Ö, ''Cinsel ilişkiye girdik ve hamile kaldım. Gökhan'a hamile olduğumu söyledim. Başta benimle evleneceğini söyledi.
Daha sonra telefonlarını açmadı. En son görüştüğümüzde 'Ne yaparsan yap' diyerek benimle evlenmeyeceğini söyledi.
Hamile olduğumu ailemden ve iş arkadaşlarımdan gizledim'' dedi.
Olay günü, beli ağrımaya başlayınca tuvalete gittiğini ifade eden sanık, şöyle konuştu:
''Tuvaletteyken birden bebek geldi. Elimi uzattım, ancak yere düştü. Göbek bağını koparttım. İş önlüğüme sardıktan sonra tuvaletten çıkıp giyinme dolaplarının olduğu odaya gittim. Eşarbımı üşümesin diye kafasına bağladım ve uçlarını da ağlamasın diye emzik gibi ağzına soktum. Daha sonra da poşetin içerisine koyarak arkadaşlarımın yanına gittim. Hamile olduğumdan kimsenin haberi yoktu. Paniklediğim için arkadaşlarıma doğum yaptığımı söyleyemedim. Arkadaşlarım kanamamı görünce beni hastaneye götürdüler. Poşeti de arabaya koydum. Beni muayene eden doktor doğum yaptığımı anladı. Bebeği de arabadaki poşette bulmuşlar. Öldürme kastım yoktu, istemeyerek oldu, çok pişmanım.''
Mahkeme heyeti, sanığı olay günü hastaneye götüren iş arkadaşlarını, kardeşini ve muayeneye katılan ebeyi de şahit olarak dinledi.
Zübeyde Hanım Doğumevi'nde 37 yıldır ebe olarak görev yapan ve tanık olarak ifade veren Naime Kılıç, şunları söyledi:
''Sanık, hastaneye geldiğinde çok fazla kanaması vardı. Kendisine ağrı kesici yapılıp gönderilmesini istedi. Muayeneye aldığımızda kordonu gördük ve doğum yaptığını fark ettik. 'Bebek nerede' diye sorduğumuzda 'Tuvalete düştü' dedi.
Doğum salonuna gönderdik. Yaklaşık bir saat sonra poşet içerisinde bebek geldi. Poşeti ben açtım. Bebeğin boğazında eşarpla düğüm atılmış, eşarbın uçları da ağzına sokulmuştu. Başında sarılı herhangi bir şey yoktu. Belki ağlar diye boğazındaki düğümü çözdüm. Ağzının içi tamamen eşarpla doluydu'' dedi.
Mahkeme heyeti, bebeğin ölü olarak dünyaya gelip gelmediğini tespit edebilmek için olay günü otopside çekilen fotoğraf CD'lerini inceledi. Heyet, resimlerde bebeğin boynunda morluklar olduğunu tespit etti.
Cumhuriyet savcısi ise mütalaasında sanığa, ''kasten çocuğunu öldürmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatının esas hakkındaki son savunmasını yapması için süre vererek, duruşmayı erteledi .
Sinem Ö, ifadesinde, 4 yıldır ayrı yaşadığı eşi E.Ö ile boşanma sürecinde olduğunu ve bir süre önce baba ocağı olan Mustafakemalpaşa ilçesine yerleştiğini söyledi.
Bu arada Gökhan Y. ile arkadaş olduğunu anlatan Sinem Ö, ''Cinsel ilişkiye girdik ve hamile kaldım. Gökhan'a hamile olduğumu söyledim. Başta benimle evleneceğini söyledi.
Daha sonra telefonlarını açmadı. En son görüştüğümüzde 'Ne yaparsan yap' diyerek benimle evlenmeyeceğini söyledi.
Hamile olduğumu ailemden ve iş arkadaşlarımdan gizledim'' dedi.
Olay günü, beli ağrımaya başlayınca tuvalete gittiğini ifade eden sanık, şöyle konuştu:
''Tuvaletteyken birden bebek geldi. Elimi uzattım, ancak yere düştü. Göbek bağını koparttım. İş önlüğüme sardıktan sonra tuvaletten çıkıp giyinme dolaplarının olduğu odaya gittim. Eşarbımı üşümesin diye kafasına bağladım ve uçlarını da ağlamasın diye emzik gibi ağzına soktum. Daha sonra da poşetin içerisine koyarak arkadaşlarımın yanına gittim. Hamile olduğumdan kimsenin haberi yoktu. Paniklediğim için arkadaşlarıma doğum yaptığımı söyleyemedim. Arkadaşlarım kanamamı görünce beni hastaneye götürdüler. Poşeti de arabaya koydum. Beni muayene eden doktor doğum yaptığımı anladı. Bebeği de arabadaki poşette bulmuşlar. Öldürme kastım yoktu, istemeyerek oldu, çok pişmanım.''
Mahkeme heyeti, sanığı olay günü hastaneye götüren iş arkadaşlarını, kardeşini ve muayeneye katılan ebeyi de şahit olarak dinledi.
Zübeyde Hanım Doğumevi'nde 37 yıldır ebe olarak görev yapan ve tanık olarak ifade veren Naime Kılıç, şunları söyledi:
''Sanık, hastaneye geldiğinde çok fazla kanaması vardı. Kendisine ağrı kesici yapılıp gönderilmesini istedi. Muayeneye aldığımızda kordonu gördük ve doğum yaptığını fark ettik. 'Bebek nerede' diye sorduğumuzda 'Tuvalete düştü' dedi.
Doğum salonuna gönderdik. Yaklaşık bir saat sonra poşet içerisinde bebek geldi. Poşeti ben açtım. Bebeğin boğazında eşarpla düğüm atılmış, eşarbın uçları da ağzına sokulmuştu. Başında sarılı herhangi bir şey yoktu. Belki ağlar diye boğazındaki düğümü çözdüm. Ağzının içi tamamen eşarpla doluydu'' dedi.
Mahkeme heyeti, bebeğin ölü olarak dünyaya gelip gelmediğini tespit edebilmek için olay günü otopside çekilen fotoğraf CD'lerini inceledi. Heyet, resimlerde bebeğin boynunda morluklar olduğunu tespit etti.
Cumhuriyet savcısi ise mütalaasında sanığa, ''kasten çocuğunu öldürmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatının esas hakkındaki son savunmasını yapması için süre vererek, duruşmayı erteledi .
