Suriye Ulusal Konsey Sözcüsü Tourkmani: Türkiye Etkisini Artırmalı
Suriye Ulusal Konseyi Sözcüsü Abdallah Tourkmani, “Türkiye’nin katkısını olumlu buluyoruz. Arap Baharı amacına ulaşana kadar daha da etkisini artırmasını istiyoruz.” dedi.
Suriyeli muhaliflerin katılımıyla Suriye’de yaşananların ele alındığı toplantının açılışında Suriye bayrağı krizi yaşandı. Panelistlerin konuşma yapacağı masalara asılan Ulusal Konsey Bayrağı’nın AKKM yöneticileri tarafından kaldırılması istendi. Suriyeliler ile salon görevlileri arasında kısa bir tartışma yaşandı. Ardından ise bayraklar toplanarak sorun aşıldı. Suriye Ulusal Konseyi Sözcüsü Abdallah Tourkmani açılış konuşması için kürsüye çıktığında toplatılan bayrakları tekrar kürsüye astı. Pet şişeyle bayrağı sabitleyen Tourkmani, salondan alkış aldı. Muhaliflerin bayrağı eşliğinde konuşan Tourkmani, Arapça yaptığı konuşmasında Suriye’de yaşananları anlattı.
Abdallah Tourkmani, program öncesi gazetecilerin sorularını da cevapladı. Son 40 yıldır Arap coğrafyasında ayaklanma ve devrimlerin olması için yeterli bir potansiyelin oluştuğunu dile getiren Tourkmani, Arap ülkelerinin ekonomik kalkınması, ama demokratik hakların son derece kısıtlanmasının kendi özünde bu devrimlerin yapılmasını gerektirdiğini ifade etti.
Tourkmani, “Arap Baharı aslında geç kaldı. Doğrudan bir günde çözüm sağlar diye bir durum yok. Çözüme gidilen adımlar var. Uzun bir istibdat ve despotluk geçmişi olan ülkelerde bir gün ve gecede demokrasiye geçmeyi beklemek iyi olmaz.” diye konuştu.
“TÜRKİYE ETKİSİNİ ARTIRMALI”
Tourkmani, Türkiye’nin desteği konusunda ise şunları kaydetti: “Türkiye Ortadoğu’da ağırlığı olan ve saygın bir ülkedir. Büyük bir demokrasi tecrübesi vardır. Türkiye’nin katkısını olumlu buluyoruz. Arap Baharı amacına ulaşana kadar Türkiye’nin etkisinin artmasını istiyoruz.” Suriye’de yaşananların bir vahşet olduğuna dikkat çeken Tourkmani, “Medyanın dünyaya aktardığı bilgiler ancak devede kulak kalır. Dünya kamuoyu, daha sonradan, sular durulduktan sonra olacak ve yapılan vahşet ve katliamların aktarılan bilgilerin çok çok üstünde olduğunu görecek. Çok vahim durum var.” şeklinde konuştu.
DAGHSTANİ: AİLEM HALA ORADA
Humus’ta çatışmaların ilk 4 ayında bulunan Aktivist Midia Daghstani ise ailesinin hala Humus’ta olduğunu dile getirdi. Daghstani, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Humus, bu hareketin başladığı ilk şehirlerden birisidir. Geçen yılın Mart ayının 15’inde ilk defa Humus’ta halk, Beşşar Esed’in fotoğrafını yakma cesaretini gösterdi. Tavizsiz duruşundan dolayı Humus şehri yönetim için büyük bir tehdit oluşturdu. Rejim, ‘krizi Humus’ta çözebilirsem diğer şehirlerde daha kolay çözebilirim’ düşüncesindeydi. Bu yüzden neye mal olursa olsun oradaki krizi, orada ayaklanmayı bastırmayı kafasına koymuştu. Bu bedeller yüzlerce ölüme yol açtı. Binlerce ev yıkıldı. Binlerce insan yerinden yurdundan edildi. İnsanların şu andaki durumları çok kötü. Halk orada evlerinde oturamıyor. Güvenlik kaygısından dolayı. Camilerde ikamet etmek durumunda. Ailem hala orada. Bütün bu olayları yaşıyor. Akrabalarımın çoğu orada, kimisi kaçtı, kimisi çıkarıldı."
"SURİYE REJİMİ, HİÇBİR AHLAKI İLKEYİ GÖRMEYEN, BARBAR VE VAHŞİ BİR REJİM"
Türkiye’ye şimdiye kadar yaptığı yardımları için teşekkür eden Daghstani, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, göçe tabi tutulan Suriyelilere kucak açtı. Mültecileri barındırdı. Türkiye’nin daha etkili ve somut bir şekilde meseleye müdahalesini istiyoruz. Muhatabı olduğumuz rejim, hiçbir ahlakı ilkeyi görmeyen, barbar ve vahşi bir rejim. Dış müdahale olmadan meselenin Suriye içinde çözülmesi konusunda benim şüphelerim var. Güvenli kanalların açılması lazım ki orada yardıma muhtaç halka yardım ulaştırılsın.” Toplantı, 'Sıradan kahramanların sıra dışı öyküleri' isimli oturumla devam etti .