Sizler 28 Şubat'ın Son İzini Sildiniz

Meclis'te kabul edilen kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun teklifi ile ilgili açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Baskıyla gelen demokratik yolla düzeltildi. Sizler 28 Şubat'ın son izini sildiniz. Millet egemenliğini yücelttiğiniz için teşekkür ediyorum" dedi.

Sizler 28 Şubat'ın Son İzini Sildiniz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve kabul edilen kanun teklifi hakkında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasında satır başları şöye;

Mücadelenizden özellikle de metanetinizden dolayı, kalbi hislerle herbirinizi tek tek tebrik ediyor, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bugün ben çok duyguluyum. Sizler bugün bir kez daha tarih yazdınız. Tarihe silinmeyecek bir not düştünüz. Belki bunu biz anlamıyor olabiliriz ama inanıyorum ki gelecek kuşaklar, nesiller bunu anlayacaklar ve bizleri hayırla yad edecekler. Sizin gayretlerinizle, sizin mücadelenizle çıkarılan yasa sadece Milli Eğitim'i ilgilendiren bir yasa değildir. Bu yasa Türkiye'de Milli Egemenliğin sahibinin kimin olduğunu bir kez daha teyid etmiş bir yasadır. Çıkardığımız yasa, Türkiye'de demokrasinin ne kadar ileriye ulaştığının ispatı olan bir yasadır. Çıkan bu yasayla egemenliğin millet ait olduğu bir kez daha kayıt altına alınmıştır. AK Parti'yi kurarken sıkça tekrarladığımız 'yeter, sözde, kararda milletindir' söylemimiz bu yasayla bir kez daha anlam kazanmıştır. Sizler sadece bir yasa çıkartmadınız, baskıyla, dayatmayla getirilen bir yasayı kendi vicdanınıza ve en önemlisi milletin sesine kulak vererek düzelttiniz. Faşist bir baskıyla gelen düzenleme işte bugün demokratik bir yolla düzeltilmiştir. Sizler tarihimize kara bir leke olarak kazanmış 28 Şubat'ın son izini, 28 Şubat'tan 15 yıl sonra geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah'ın izniyle kaldırdınız.

Adını milletin vijdanına yazdıran bu kadroyu yürekten kutluyorum, bir kez daha sizlere teşekkür ediyorum. Gerek bakan ve bakanlık kadromuz, komisyonda ki arkadaşlarımız, Genel Kurul çalışmalarında Grup Başkanvekili arkadaşlarım, ortaya koyduğunuz tablo gerçekten son derece anlamlıdır. Bundan dolayı bu mücadele, verilen bu emek tabii ki burada özellikle aralıksız bu mücadeleyi gece, gündüz sürdüren Meclis başkanımıza, Meclis başkanvekilimize ve tüm divana da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

''PSİKOLOJİK TEDAVİYE İHTİYAÇLARI VAR''
Aralıksız bu işi sürdürmek kolay bir iş değil, tabii ki muhalefet partileri tarafından sergilenen tavır da son derece anlamlıydı. Biz bu tavrı 12 Eylül halk oylamasında da gördük, aynen böyleydi. Neler yapmadılar ki? Orada da AK Parti bir taraftaydı, diğerleri bir tarafta. Ama sabırlıydık ve neticesini de 26 maddelik o paketi çıkartarak gördük. Yetmedi, milletimize gittik ve milletimiz de yüzde 58'le o pakete 'evet' dedi. CHP, MHP ve BDP tıpki bugün olduğu gibi 12 Eylül'de de beraber hareket ettiler. Statüko partisi olduklarını tartışmaya mahâl bırakmayacak şekilde ortaya koydular. Genel Kurul'da ortak hareket ettiler, Meclis dışında sokaklarda da birlikte polisle çatıştılar, provokasyon ürettiler. 12 Eylül'de nasıl milletten ders aldılarsa bugünde aynı dersi aldılar. Tandoğan Meydanı'nda anamuhalefet partisi grup toplantısı yapacak kadar bu ülkede Meclis İç Tüzüğü'nü bilmeyecek kadarlardır. Bunların durumu bu ve destek kıtalarının neler yaptıklarını gördünüz. Kim bunlar? İşte o malum STK'lar ve onların pedagojik, psikolojik yanları varmış hakikaten hem pedagojik hemde psikolojik tedaviye ihtiyaçları var. Faturayı hemen kime kesiyorlar? Polise kesiyorlar, taşla sopayla kim saldırdı? Neymiş polis su sıkmış. CHP Meclis'te olsun yada olmasın kendi köhnemiş zihniyetini her zaman ülkeye dayattı.

''KUR'AN SÜS EŞYASI DEĞİLDİR''
CHP, Türkiye'de sadece ve sadece demokratik zeminde siyaset yapılacağını bugün bir kez daha görmüştür. CHP, tüm çirkinliğine, hırçınlığına, provokasyonlara rağmen millet iradesini çiğneyememiştir. Tabii ki sadece CHP değil, dümen suyuna giren, CHP ile birlikte omuz omuza veren MHP, o da ne yazık ki şiddetle, provokasyonla ifadede ki yakıştıramadığımız şekilde bu yola girmiştir. 12 Eylül halk oylamasında omuz omuza mücadele veren CHP, MHP ve BDP oradan alamadığı dersi bugün yine buradan almışlardır. Millet tıpki 12 Eylül'de olduğu gibi bu yasa görüşmesinde de kimin kimlerle hareket ettiğini net olarak görmüştür. Anamuhalefet şöyle bir ifade kullanıyor; Hani önergeyle 9. madde esnasında Kur'an'ın ve Peygamberimiz'in hayatının seçmeli olarak verilmesine yönelik önergeler verilmesinden tabii ki CHP çok rahatsız. Fakat İzmir'de baktım; ''Biz diyor Kur'an-ı Kerim'i odamızın baş ucunda hep saklarız''diyor. Sayın Kılıçdaroğlu Kur'an bir süs eşyası değil, bir ilham kaynağıdır. Onun için Akif'i biraz okuman lazım, sadece milli marş olarak okumak yetmez, anlamak lazım biraz duymak lazım ama bunlarda öyle birşey yok. 'Biz besmeleyi çeker, okuruz' diyor inşallah öyledir. Bu sizi neden bu kadar rahatsız ediyor, seçmeli ders bu isteğe bağlı, rahat olun, cebir yok istersen gönderirsin neden bundan rahatsız oluyorsun? İşte önemli nokta bu. Rahatsızlar çünkü geleceği görüyorlar, neyi görüyor? Çünkü bu milletin ruh kökünde bunun arayışı var, bunu görüyor.

''TÜRKİYE'DE BİR DÖNEMİ KAPATTINIZ''
Sizler bugün Türkiye'de bir dönemi kapattınız, bugün 28 Şubat'ın son izini sildiniz, bugün azınlığın çoğunluğa hükmettiği çarpık anlayışı birkez daha yok ettiniz. Kesintisiz eğitim yürütülen tankların, talimatların gölgesinde çıkmıştı. Siz vijdanınızla karar vererek, milletin vijdanının sesi olarak tarihi bir yanlışı düzelttiniz. Çıkan yasanın pegadojik boyutu da önemlidir, ilk kez Milli Eğitim sistemi halkın isteği doğrultusunda şekillenmiştir. Çocukları 7 yaşında okula alıp, 15 yaşına kadar 8 yıl boyunca kesintisiz şekilde formatlama dönemi artık son bulmuştur. Bugün artık çocuklar anaokulunun ardından 4 yıl ilkokul eğitimi alacaklar ardından da istedikleri okula devam edecekler. Meslek liseleri artık her çocuğa açık olacak, her aile çocuğunu endişe duymadan meslek liselerine gönderecek. Çocuklarımız kendi tercihleri doğrultusunda artık milli, manevi değerlerini çok daha güçlü şekilde öğrenecekler. Üniversiteler belli kişilere değil, artık bu ülkenin çocuklarına kapılarını ardına kadar açacaklar. Artık çocuklarımızın ayak bileklerinde inşallah zincir bağlı olmayacak, zihinlerinde aynı şekilde o bulanık yapı olmayacak. Rahat hareket edecekler, kör ideolojinin, ikna odalarının esir aldığı okullarımız bu günden itibaren özgürleşecek ve dünya ile rekabete girişecekler. Neresinden bakarsanız bakın bugün Türkiye adına önemli bir gündür, gururluyuz ama kibirli değiliz, onurluyuz ama hiçbir zaman şımarmıyoruz, şımarmayacağız. Demokrasiyi yücelttiğiniz, statükonun karşısında dimdik eğilmeden durduğunuz için sizi kutluyorum.

Çocuklarımıza aydınlık bir rota çizdiğiniz için sizi kutluyorum, çok kısa bir süre önce bir dostum öyle söyledi; Yani ben şimdi, çocuğum geç evlenmiş, artık bu anladığımız manada İmam Hatip Okulu'na mı göndereceğim? dedi. Valla senin bileceğin iş dedim, böyle bir heyecan, coşku vardı. Hani soruyorlar ya, devlet herşeyi hazırlayacak, vatandaşlarına tercihi sunacak, vatandaşta istediğini seçecek. Yapılan budur, ben bir kez daha hepinize tek tek teşekkür ediyorum, gece, gündüz demediniz ve alanı boş bırakmayacağınıza inanıyorum. Bütün verilen bu mücadeleyi halkımıza anlatmamız lazım, halkımıza bunların gerçek yüzünü anlatmalısınız. Hamd, şükür noktasındayız, herhalde bu gece hamdı, şükürü unutmazsınız. Allah sizlerden razı olsun, yarın gensoru oylamalarında olalım diyorum'