'Mevcut Sistem, Mesleki Eğitimi Güçlendirmek Gibi Bir Amaca Hizmet Etmiyor'

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, hükümetleri dönemindeki mesleki eğitime yönelik düzenlemeleri savundu.

Ergün, "Mevcut sistem, 28 Şubat'ın ürünü. Bilimsel bir temele dayanmıyor. Tepeden inme bir sistemdir. Araştırılmış ve tartışılmış değildir. 28 Şubat'ın hedeflerine dönüktür, bu nedenle mesleki eğitimi güçlendirmek gibi bir amaca hizmet etmemektedir. İtirazlar sadece 'imam hatiplerin önünü açıyor' yönündedir. Ancak imam hatipler de meslek liseleridir ve onların da önü açılmalıdır." dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Parlamento Muhabirleri Derneği(PMD)'ni ziyaret etti. Mesleki eğitime yönelik değerlendirmelerde bulunan Bakan Ergün, sanayinin işgücü ihtiyacını tespit etmek amacıyla ocak ayında başlattıkları araştırmanın, haziran ayında sonuçlanacağını ve çıkan sonuçlar doğrultusunda mesleki eğitimin yönlendirileceğini ifade etti.

Ergün, "Mesleki eğitim önemle üzerinde durduğumuz bir konu. Mesleki eğitim veren okullarda ciddi bir tahribat olduğunu ve buna bağlı olarak öğrenci sayısının düştüğünü görüyoruz. Sınavlarda katsayının azaltılması ve kaldırılması öğrencileri yeniden bu okullara yöneltti, ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyoruz. Organize sanayi bölgeleri içinde meslek liselerini yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Özel sektörün de meslek lisesi açması yönünde çalışmalarımız var. Bu şirketler teşvikten faydalandırılacak. Öğrenciler herhangi bir bedel ödemeden bu okullarda eğitimlerini sürdürecekler. Milli Eğitim Bakanlığı meslek lisesi açan özel şirketlere öğrenci başına bedel ödeyecek." diye konuştu. Bir gazetecinin 'Kemal Kılıçdaroğlu, organize sanayi bölgelerinde yatılı okullar projesini gündeme getirdi ne düşünüyorsunuz?' sorusunu Ergün, "O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık" şeklinde cevapladı.

Ergün şöyle konuştu: "Mesleki eğitimin önemini kavramış olması bizim için değerlidir. Ancak biz zaten o konuda gereken çalışmaları başlattık ve bu dönemde hız vererek yaygın hale getireceğiz." Yerli otomobil üretimi ile ilgili soruyu da cevaplayan Ergün, şöyle konuştu: "Yerli otomobil üretimi konusunda firmaların çoğu çalışma içindeler. Bu mesele duygusal, milli hisleri okşamak için ortaya atılmadı. Rasyonel ve ekonomik sebepleri var. 50 yıllık birikim ve güçlü yan sanayisi olan bir ülkenin yerli otomobil üretimini gerçekleştirmesi gerekiyor. Markalaşmayı ihmal edemeyiz. 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinin karakteristik özelliklerine baktığımızda, hepsinin uluslararası markaları var bunlardan biri de otomotiv sektörüdür. Bu ülkeler aynı zamanda yüzde 3 Ar-Ge çalışması yapan ülkelerdir. 10 yıl önce Türkiye, binde 45 Ar-Ge harcaması yapan bir ülkeydi, bugün yüzde 1 oranına yükseldi. Milli gelir de 3 kat arttı. Hedef, 2023'te 2 trilyon dolarlık bir milli gelire ulaştığımızda, 60 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapmaktır. Markalaşma konusunda Türkiye'nin hedefleriyle uyumlu atılımlar yapmalıyız. Yeni ortaklıklarda bu kez bizim onlara 'bizim tasarım ve teknolojimizi üretmek için gelin, siz bize ortak olun' dememiz gerekiyor. "