Bakan Ergün, PMD'yi Ziyaret Etti
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, özel meslek liselerinin de yeni teşvik sistemi kapsamında destekleneceğini belirterek, "Özel meslek liselerinde öğrencilerden bedel alınmayacak. O bedel MEB kaynaklarından karşılanacak" dedi
Bakan Ergün, Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Ergün, yeni teşvik sisteminin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ne zaman sunulacağının sorulması üzerine, sistemin Başbakana sunulduğunu ve programının uygun olduğu bir zamanda kamuoyuna açıklayacağını bildirdi
ÖZEL MESLEK LİSELERİNE TEŞVİK
Yeni teşvik sisteminde eğitime de teşvik verileceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Ergün, seçim öncesinden bu yana mesleki eğitimin üzerinde durduklarını ve lise düzeyinde mesleki eğitimin yüzde 65-70'ler seviyesine çıkmasını hedeflediklerini söyledi
Mesleki eğitimde ciddi bir tahribatın olduğunu, meslek liselerinde öğrenci sayısının azaldığını, kalitenin düştüğünü ve iyi öğretmenlerin başka okullara gittiğini belirten Bakan Ergün, kat sayının kaldırılması gibi çalışmalar öğrencileri yeniden meslek liselerine yöneltse de bunun yeterli olmadığını anlattı
Meslek liselerinin genel lise eğitiminden daha güçlü bir pozisyona sahip olması gerektiğine işaret eden Ergün, şunları kaydetti: 'Bunun için yaptığımız çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) içinde meslek liselerini yaygınlaştırmak. Biz bunu geçen dönem başlatmıştık. Bugün 10 civarında meslek lisesi kuruldu. Bazılarında meslek yüksekokulu da açıldı. Hatta bir kısmında bazı mühendislik fakültelerinin açılmasını temin etme imkanımız olacak
Özel sektörün de meslek lisesi açabilmesi için çalışmalarımız var. Özel sektör meslek lisesi açtığında bu teşvik kapsamında değerlendirilecek. Yatırım olarak ve işletme sürecinde de bir takım özel teşvikler olacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın meslek liselerinde öğrenci başına yapmış olduğu bir harcama var. Bu harcamalar üzerinden bir hesap yapılarak öğrenci başına özel sektörün meslek liselerinde, okula bir takviyede bulunulmuş olacak; yani öğrenci başına bir bedel ödenecek, sürdürülebilirliğini sağlamakaçısından. Yani özel meslek liselerinde öğrencilerden bedel alınmayacak. O bedel MEB kaynaklarından bir teşvik olarak özel meslek liselerinde uygulama imkanımız olacak. '
TÜRKİYE'NİN İNSAN GÜCÜ İHTİYACI
Türkiye'nin ara kademe insan gücü ihtiyacının hesaplanıp hesaplanmadığına yönelik bir soruya da cevap veren Bakan Ergün, bu konuda bu yılbaşından bu yana bir saha araştırması yapıldığını kaydetti. Sanayinin işgücü ihtiyacını araştıran bu çalışmanın Haziran ayında sonuçlanacağını bildiren Ergün, 'Doğrudan doğruya araziden alınan sonuçlar olacak bunlar ve bu sonuçlar bizim mesleki eğitim konusundaki yönlendirmemize de imkan verecek. Mesleki eğitimin ihtiyaçlarını tam olarak ortaya çıkarma imkanımız olacak 'dedi
'KILIÇDAROĞLU GÜNDEME GETİRDİĞİNDE BİZ YAPMIŞTIK '
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun OSB'lerde yatılı meslek okulları açılmasına yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine Bakan Ergün, 'O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık zaten. Aklın yolu bir. Kemal Bey'in de seçimlerde bunu ifade etmiş olması, mesleki eğitimin önemini kavramış ve ifade etmiş olması açısından değerli bir şey. Ama biz bunu zaten başlatmıştık.Yani OSB'lerde meslek lisesi kuruluşunu seçimlerden önceki dönemde başlattık. Bu dönemde ona zaten hız veriyoruz. Bütün OSB'lerde şartlarımüsait olanlardan başlayarak yaygınlaştırmış olacağız 'dedi.
'2023 HEDEFLERİ İÇİN OTOMOTİVDE YERLİ MARKA ŞART '
Bakan Ergün, yerli otomobil üretimi için firmaların neler yaptığına yönelik bir soru üzerine, Türkiye'de üretim yapan firmaların büyük bölümünün bu konuda çalışma içinde olduklarını söyledi. Ergün, 'Çünkü bu konu bir duygusal, milli hislerimizi okşamak için ortaya atılmış bir konu değil. Bunun rasyonel ve ekonomik sebepleri var. Bu sebepler sektör tarafından da çok iyi bilinmektedir. Bu kadar güçlü yan sanayinin ve 50 yıllık birikimin sonunda yerli markalar oluşturmamak sektör adına bir eksikliktir 'dedi
Türkiye'nin 2023'te dünyadaki 10 büyük ekonomiden biri olma hedefini hatırlatan Ergün, 'Bunu yapan ülkelerin bazı karakteristik özellikleri var. Bunlardan biri de sanayide bazı ürünlerde o ülkelerin hepsinin uluslararası markaları var. Bunlardan bir tanesi de otomotiv sektöründeki markalaşmadır. 2023'teki bu hedeflere varırken, bizim otomotiv sektöründeki markalaşmayı ihmal ederek varmamız mümkün değil 'diye konuştu
'TÜRK FİRMALAR YABANCI ORTAKLARINA YERLİ ÜRETİM İÇİN ORTAKLIK TEKLİF ETSİN '
Bakan Ergün, sektörün içindeki ana aktörlerin yerli otomobil için çalışmalar yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
'Teşvik sistemiyle beraber bu çalışmalar ete kemiğe bürünmüş olacak. Ama hepsi şunun farkında ki; 'evet, biz markalaşma konunda Türkiye'nin bu hedefleri ile uyumlu adımlar atmamız lazım'. Türkiye'de başka markaların üretimini yapan ana aktörlere teklifimiz şu; 'Ya müstakil olarak kendiniz yapın, yapabilirsiniz, başka ortaklar bulabilirsiniz. Ama mevcut ortamlarınıza da şunu teklif etmelisiniz; sizin markanızı, teknolojinizi, tasarımınızı burada üretmek için size partner olduk. Şimdi bizim tasarımımızı,teknolojimizi ve markamızı üretmek için siz bize partner olun'. Bunu OYAK'ın Renault'a çok rahat teklif edebilmesi lazım. Tofaş'ın Fiat'a, Koç grubunun Ford'a çok rahat bunları teklif edebilmesi lazım. Kibar Holding'in Hundai'e bunu teklif edebilmesi lazım. Çünkü bunlar ortaklık şeklinde yürütülen işler. Eminim onlar da bu konuda ciddi bir çalışma içindeler. '
ÜNİVERSİTELERDE GİRİŞİMCİLİK VE YENİLİKÇİLİK ENDEKSİ
Ergün, Türkiye'nin 2023 hedeflerinden birinin de GSMH'nin yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapılması olduğunu hatırlatarak, bunun için de patent ve lisans sayılarının artması gerektiğini ve bunun için alt yapının hazırlanması gerektiğini söyledi
Bu kapsamda üniversiteleri yeniden bir sıralamaya tabi tutmak istediklerini ifade eden Bakan Ergün, şöyle devam etti: 'Üniversitelerde girimcilik ve yenilikçilik endeksi oluşturuyoruz. Hangi üniversite daha girişimci, hangi üniversiteden daha çok şirket kuruluyor, hangisinde daha çok buluş yapılıyor, patent alınıyor, lisanslanıyor; bunların görülebilmesi lazım. Bunlar oldukça bizim o zaman Türkiye patent üreten, lisans üreten, teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi mümkün
Öğretim üyelerinin yükselme kriterleri yeniden belirleniyor. Sadece akademik yayın yapmak ve bunların yayınlanması yeterli değil. Bunlara yapılan atıflar son derece önemli. Bir yayın yaptınız, yayınlandı ama hiç atıf yapıldı mı buna? Siz yayın yapmışsınız fakat kimse sizin yayınınıza atıf yapan yok. Demek ki işe yaramayan, kimsenin istifade edemeyeceği bir yayın yapmışız. Biz o yayınla akademik kariyer elde etmiş olabiliriz ama aslında yayınların işe yarar olmasını esas almamız lazım. Sonra, bu yayınlarpatente ulaşmış mı? Bu patent alan ürün sanayiye gitti mi, üretim oldu mu, lisansa dönüştü mü? Bunu yapanlar daha hızlı yükselmeliler. Sadece akademik yayın yapıyorsa o daha yavaş ilerlemeli. Bu gibi yeni kriterlerle akademik camianın da daha yükselişini temin etmiş olacağız. '
BİLİM VE TEKNOLOJİ ATEŞELİĞİ
Bu dönemde gerçekleştirecekleri önemli konulardan birinin de Türkiye'nin yurt dışındaki elçiliklerinde 'Bilim ve Teknoloji Ataşelikleri' kurulması olduğunu belirten Ergün, yurt dışında farklı ülke ve üniversitelerdeki Türk akademisyenleri hem bulundukları ülkelerde hem de Türkiye'de organize edeceklerini anlattı. Ergün, yılda bir kez çeşitli alanlarda çalışma yapan Türk bilim insanlarını Türkiye'de bir araya getireceklerini ve ilk olarak bu yıl Temmuz ayında dünyadaki 100 Türk bilim adamını seçip TürkAkademisyenler Kurultayı yapacaklarını söyledi
Bakan Ergün, 'Dışişleri Bakanlığımızla protokolü hazırladık. İlk etapta Dışişleri Bakanlığı üzerinden, daha sonra da bakanlığımızın teşkilat kanunda değişiklik yaparak dış teşkilat olarak bunları kuracağız Ama ilk etapta bazı ülkelerde Bilim ve Teknoloji Ataşelikleri kuruyoruz. O ülkelerdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, o ülkelerdeki bilim adamlarımızın organizasyonunu, şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın organizasyonunu da yürütecek ataşeler oluşturuyoruz. İlk etapta ABD'deSan Francisco ve Boston'da olacak. San Francisco'daki 'bilgi ve iletişim teknolojileri' konusunda uzman bir arkadaşımız olacak. Boston'daki bioteknoloji konusunda uzman bir arkadaşımız olacak. Almanya'da, Avrupa Merkezi olarak Berlin'de bir tane açacağız ve bir de Japonya, Tokyo'da kuracağız. İlk etapta 4 tane ateşe olacak. Sonra bunu 10'a çıkartacağız 'diye konuştu
Ergün, ataşelerin Türkiye'den gönderileceğini belirterek, 'Bakanlık müşavirliği kadrosuna alıp, Dışişleri kadrosuna vereceğiz. Onların orada yaptıkları harcamalarla ilgili ödenekleri bizim bakanlık bütçesinden transfer edeceğiz 'dedi
'MEVCUT EĞİTİM SİSTEMİ ÇOK KATI VE BİLİMSEL TEMELE DAYANMIYOR '
Tartışmaları devam eden 12 yıllık kademeli eğitim sistemini öngören yasa teklifini nasıl bulduğu ve mesleki eğitime ne gibi katkılan sağlayacağına yönelik bir soruya cevap veren Bakan Ergün, mesleki eğitime katkı sağlayacak bir sistem olarak gördüğünü söyledi
Mevcut eğitim sisteminin katı bir sistem olduğunu ve bilimsel bir temele de dayanmadığını belirten Ergün, '28 Şubat sürecinin bir sonucu olarak parlamentoda nasıl tartışıldığını biliyoruz. O günkü hükümet 8 yıllık kesintisiz eğitim tasarısını getirirken bilimsel analizle getirmiş değil. Şimdi 'referanduma götürülsün' deniyor. 8 yıllık eğitim referanduma mı sunuldu mu ki, bu sunulsun. Bu, tepeden inme, 28 Şubat sürecinde süreci yöneten hükümetin ilk görevlerinden biri budur denilerek parlamentodangeçirilmiş bir sistem. Dolayısıyla bilimsel alt yapısı araştırılmış değil. O açıdan baktığınızda katı bir sistem. Sistemin amacı 28 Şubat'ın hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğu için, eğitim sistemini restore etmek, eğitim kalitemizi artırmak veya mesleki eğitim güçlendirmek gibi amaçlardan uzak. Tek bir amacı var; 'bu gidişatın önünü kesmemiz lazım, durum çok vahim, eğer imam hatip liseleri böyle giderse filan düşüncedeki siyasi partinin oylarlı yüzde 65'e ulaşacak. Bu da Türkiye için tehlikeolacak. O zaman bu işin önü kesilmesi lazım. Tek bir gayeyle yapılan bir iş adeta. Bunu yaparken tüm mesleki eğitim tahrip oldu gitti 'diye konuştu
4+4+4 sisteminin 'imam hatiplerin önünü açtığı' gerekçesiyle eleştirildiğini belirten Ergün, 'O da bir meslek lisesi onun da önünü açık olması icap eder. Bizim toplum kendine göre dindarlığı önemseyen bir toplum, dini hassasiyeti olan bir toplum. O zaman bu toplumun bu konuda beklediği hizmetler var. Nitelikli din hizmeti sunma devlete ait bir görevdir. Nitelikli din hizmeti sunacak adamın kaynağı ne olacak? Ona göre bir din eğitimi olması gerekiyor. Bu da devletin denetimi ve gözetiminde yapılmasıgereken bir husus. Nitelikli dini bilgi üretilmesi lazım. Çoğu dini bilgi çok eski dönemlerden bugüne transfer olmuş bilgiler. Bu bilgilerin toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gerekiyor. 'Biz kapatmıştık, bin yıl açılmayacaktı, şimdi niye açmaya çalışıyorsunuz' anlayışı doğru olmaz 'şeklinde konuştu
ÖZEL MESLEK LİSELERİNE TEŞVİK
Yeni teşvik sisteminde eğitime de teşvik verileceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Ergün, seçim öncesinden bu yana mesleki eğitimin üzerinde durduklarını ve lise düzeyinde mesleki eğitimin yüzde 65-70'ler seviyesine çıkmasını hedeflediklerini söyledi
Mesleki eğitimde ciddi bir tahribatın olduğunu, meslek liselerinde öğrenci sayısının azaldığını, kalitenin düştüğünü ve iyi öğretmenlerin başka okullara gittiğini belirten Bakan Ergün, kat sayının kaldırılması gibi çalışmalar öğrencileri yeniden meslek liselerine yöneltse de bunun yeterli olmadığını anlattı
Meslek liselerinin genel lise eğitiminden daha güçlü bir pozisyona sahip olması gerektiğine işaret eden Ergün, şunları kaydetti: 'Bunun için yaptığımız çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) içinde meslek liselerini yaygınlaştırmak. Biz bunu geçen dönem başlatmıştık. Bugün 10 civarında meslek lisesi kuruldu. Bazılarında meslek yüksekokulu da açıldı. Hatta bir kısmında bazı mühendislik fakültelerinin açılmasını temin etme imkanımız olacak
Özel sektörün de meslek lisesi açabilmesi için çalışmalarımız var. Özel sektör meslek lisesi açtığında bu teşvik kapsamında değerlendirilecek. Yatırım olarak ve işletme sürecinde de bir takım özel teşvikler olacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın meslek liselerinde öğrenci başına yapmış olduğu bir harcama var. Bu harcamalar üzerinden bir hesap yapılarak öğrenci başına özel sektörün meslek liselerinde, okula bir takviyede bulunulmuş olacak; yani öğrenci başına bir bedel ödenecek, sürdürülebilirliğini sağlamakaçısından. Yani özel meslek liselerinde öğrencilerden bedel alınmayacak. O bedel MEB kaynaklarından bir teşvik olarak özel meslek liselerinde uygulama imkanımız olacak. '
TÜRKİYE'NİN İNSAN GÜCÜ İHTİYACI
Türkiye'nin ara kademe insan gücü ihtiyacının hesaplanıp hesaplanmadığına yönelik bir soruya da cevap veren Bakan Ergün, bu konuda bu yılbaşından bu yana bir saha araştırması yapıldığını kaydetti. Sanayinin işgücü ihtiyacını araştıran bu çalışmanın Haziran ayında sonuçlanacağını bildiren Ergün, 'Doğrudan doğruya araziden alınan sonuçlar olacak bunlar ve bu sonuçlar bizim mesleki eğitim konusundaki yönlendirmemize de imkan verecek. Mesleki eğitimin ihtiyaçlarını tam olarak ortaya çıkarma imkanımız olacak 'dedi
'KILIÇDAROĞLU GÜNDEME GETİRDİĞİNDE BİZ YAPMIŞTIK '
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun OSB'lerde yatılı meslek okulları açılmasına yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine Bakan Ergün, 'O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık zaten. Aklın yolu bir. Kemal Bey'in de seçimlerde bunu ifade etmiş olması, mesleki eğitimin önemini kavramış ve ifade etmiş olması açısından değerli bir şey. Ama biz bunu zaten başlatmıştık.Yani OSB'lerde meslek lisesi kuruluşunu seçimlerden önceki dönemde başlattık. Bu dönemde ona zaten hız veriyoruz. Bütün OSB'lerde şartlarımüsait olanlardan başlayarak yaygınlaştırmış olacağız 'dedi.
'2023 HEDEFLERİ İÇİN OTOMOTİVDE YERLİ MARKA ŞART '
Bakan Ergün, yerli otomobil üretimi için firmaların neler yaptığına yönelik bir soru üzerine, Türkiye'de üretim yapan firmaların büyük bölümünün bu konuda çalışma içinde olduklarını söyledi. Ergün, 'Çünkü bu konu bir duygusal, milli hislerimizi okşamak için ortaya atılmış bir konu değil. Bunun rasyonel ve ekonomik sebepleri var. Bu sebepler sektör tarafından da çok iyi bilinmektedir. Bu kadar güçlü yan sanayinin ve 50 yıllık birikimin sonunda yerli markalar oluşturmamak sektör adına bir eksikliktir 'dedi
Türkiye'nin 2023'te dünyadaki 10 büyük ekonomiden biri olma hedefini hatırlatan Ergün, 'Bunu yapan ülkelerin bazı karakteristik özellikleri var. Bunlardan biri de sanayide bazı ürünlerde o ülkelerin hepsinin uluslararası markaları var. Bunlardan bir tanesi de otomotiv sektöründeki markalaşmadır. 2023'teki bu hedeflere varırken, bizim otomotiv sektöründeki markalaşmayı ihmal ederek varmamız mümkün değil 'diye konuştu
'TÜRK FİRMALAR YABANCI ORTAKLARINA YERLİ ÜRETİM İÇİN ORTAKLIK TEKLİF ETSİN '
Bakan Ergün, sektörün içindeki ana aktörlerin yerli otomobil için çalışmalar yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
'Teşvik sistemiyle beraber bu çalışmalar ete kemiğe bürünmüş olacak. Ama hepsi şunun farkında ki; 'evet, biz markalaşma konunda Türkiye'nin bu hedefleri ile uyumlu adımlar atmamız lazım'. Türkiye'de başka markaların üretimini yapan ana aktörlere teklifimiz şu; 'Ya müstakil olarak kendiniz yapın, yapabilirsiniz, başka ortaklar bulabilirsiniz. Ama mevcut ortamlarınıza da şunu teklif etmelisiniz; sizin markanızı, teknolojinizi, tasarımınızı burada üretmek için size partner olduk. Şimdi bizim tasarımımızı,teknolojimizi ve markamızı üretmek için siz bize partner olun'. Bunu OYAK'ın Renault'a çok rahat teklif edebilmesi lazım. Tofaş'ın Fiat'a, Koç grubunun Ford'a çok rahat bunları teklif edebilmesi lazım. Kibar Holding'in Hundai'e bunu teklif edebilmesi lazım. Çünkü bunlar ortaklık şeklinde yürütülen işler. Eminim onlar da bu konuda ciddi bir çalışma içindeler. '
ÜNİVERSİTELERDE GİRİŞİMCİLİK VE YENİLİKÇİLİK ENDEKSİ
Ergün, Türkiye'nin 2023 hedeflerinden birinin de GSMH'nin yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapılması olduğunu hatırlatarak, bunun için de patent ve lisans sayılarının artması gerektiğini ve bunun için alt yapının hazırlanması gerektiğini söyledi
Bu kapsamda üniversiteleri yeniden bir sıralamaya tabi tutmak istediklerini ifade eden Bakan Ergün, şöyle devam etti: 'Üniversitelerde girimcilik ve yenilikçilik endeksi oluşturuyoruz. Hangi üniversite daha girişimci, hangi üniversiteden daha çok şirket kuruluyor, hangisinde daha çok buluş yapılıyor, patent alınıyor, lisanslanıyor; bunların görülebilmesi lazım. Bunlar oldukça bizim o zaman Türkiye patent üreten, lisans üreten, teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi mümkün
Öğretim üyelerinin yükselme kriterleri yeniden belirleniyor. Sadece akademik yayın yapmak ve bunların yayınlanması yeterli değil. Bunlara yapılan atıflar son derece önemli. Bir yayın yaptınız, yayınlandı ama hiç atıf yapıldı mı buna? Siz yayın yapmışsınız fakat kimse sizin yayınınıza atıf yapan yok. Demek ki işe yaramayan, kimsenin istifade edemeyeceği bir yayın yapmışız. Biz o yayınla akademik kariyer elde etmiş olabiliriz ama aslında yayınların işe yarar olmasını esas almamız lazım. Sonra, bu yayınlarpatente ulaşmış mı? Bu patent alan ürün sanayiye gitti mi, üretim oldu mu, lisansa dönüştü mü? Bunu yapanlar daha hızlı yükselmeliler. Sadece akademik yayın yapıyorsa o daha yavaş ilerlemeli. Bu gibi yeni kriterlerle akademik camianın da daha yükselişini temin etmiş olacağız. '
BİLİM VE TEKNOLOJİ ATEŞELİĞİ
Bu dönemde gerçekleştirecekleri önemli konulardan birinin de Türkiye'nin yurt dışındaki elçiliklerinde 'Bilim ve Teknoloji Ataşelikleri' kurulması olduğunu belirten Ergün, yurt dışında farklı ülke ve üniversitelerdeki Türk akademisyenleri hem bulundukları ülkelerde hem de Türkiye'de organize edeceklerini anlattı. Ergün, yılda bir kez çeşitli alanlarda çalışma yapan Türk bilim insanlarını Türkiye'de bir araya getireceklerini ve ilk olarak bu yıl Temmuz ayında dünyadaki 100 Türk bilim adamını seçip TürkAkademisyenler Kurultayı yapacaklarını söyledi
Bakan Ergün, 'Dışişleri Bakanlığımızla protokolü hazırladık. İlk etapta Dışişleri Bakanlığı üzerinden, daha sonra da bakanlığımızın teşkilat kanunda değişiklik yaparak dış teşkilat olarak bunları kuracağız Ama ilk etapta bazı ülkelerde Bilim ve Teknoloji Ataşelikleri kuruyoruz. O ülkelerdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, o ülkelerdeki bilim adamlarımızın organizasyonunu, şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın organizasyonunu da yürütecek ataşeler oluşturuyoruz. İlk etapta ABD'deSan Francisco ve Boston'da olacak. San Francisco'daki 'bilgi ve iletişim teknolojileri' konusunda uzman bir arkadaşımız olacak. Boston'daki bioteknoloji konusunda uzman bir arkadaşımız olacak. Almanya'da, Avrupa Merkezi olarak Berlin'de bir tane açacağız ve bir de Japonya, Tokyo'da kuracağız. İlk etapta 4 tane ateşe olacak. Sonra bunu 10'a çıkartacağız 'diye konuştu
Ergün, ataşelerin Türkiye'den gönderileceğini belirterek, 'Bakanlık müşavirliği kadrosuna alıp, Dışişleri kadrosuna vereceğiz. Onların orada yaptıkları harcamalarla ilgili ödenekleri bizim bakanlık bütçesinden transfer edeceğiz 'dedi
'MEVCUT EĞİTİM SİSTEMİ ÇOK KATI VE BİLİMSEL TEMELE DAYANMIYOR '
Tartışmaları devam eden 12 yıllık kademeli eğitim sistemini öngören yasa teklifini nasıl bulduğu ve mesleki eğitime ne gibi katkılan sağlayacağına yönelik bir soruya cevap veren Bakan Ergün, mesleki eğitime katkı sağlayacak bir sistem olarak gördüğünü söyledi
Mevcut eğitim sisteminin katı bir sistem olduğunu ve bilimsel bir temele de dayanmadığını belirten Ergün, '28 Şubat sürecinin bir sonucu olarak parlamentoda nasıl tartışıldığını biliyoruz. O günkü hükümet 8 yıllık kesintisiz eğitim tasarısını getirirken bilimsel analizle getirmiş değil. Şimdi 'referanduma götürülsün' deniyor. 8 yıllık eğitim referanduma mı sunuldu mu ki, bu sunulsun. Bu, tepeden inme, 28 Şubat sürecinde süreci yöneten hükümetin ilk görevlerinden biri budur denilerek parlamentodangeçirilmiş bir sistem. Dolayısıyla bilimsel alt yapısı araştırılmış değil. O açıdan baktığınızda katı bir sistem. Sistemin amacı 28 Şubat'ın hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğu için, eğitim sistemini restore etmek, eğitim kalitemizi artırmak veya mesleki eğitim güçlendirmek gibi amaçlardan uzak. Tek bir amacı var; 'bu gidişatın önünü kesmemiz lazım, durum çok vahim, eğer imam hatip liseleri böyle giderse filan düşüncedeki siyasi partinin oylarlı yüzde 65'e ulaşacak. Bu da Türkiye için tehlikeolacak. O zaman bu işin önü kesilmesi lazım. Tek bir gayeyle yapılan bir iş adeta. Bunu yaparken tüm mesleki eğitim tahrip oldu gitti 'diye konuştu
4+4+4 sisteminin 'imam hatiplerin önünü açtığı' gerekçesiyle eleştirildiğini belirten Ergün, 'O da bir meslek lisesi onun da önünü açık olması icap eder. Bizim toplum kendine göre dindarlığı önemseyen bir toplum, dini hassasiyeti olan bir toplum. O zaman bu toplumun bu konuda beklediği hizmetler var. Nitelikli din hizmeti sunma devlete ait bir görevdir. Nitelikli din hizmeti sunacak adamın kaynağı ne olacak? Ona göre bir din eğitimi olması gerekiyor. Bu da devletin denetimi ve gözetiminde yapılmasıgereken bir husus. Nitelikli dini bilgi üretilmesi lazım. Çoğu dini bilgi çok eski dönemlerden bugüne transfer olmuş bilgiler. Bu bilgilerin toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gerekiyor. 'Biz kapatmıştık, bin yıl açılmayacaktı, şimdi niye açmaya çalışıyorsunuz' anlayışı doğru olmaz 'şeklinde konuştu