Kaçak Zeytinyağı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Suriye’den kaçak yolla zeytinyağı getirildiği iddialarını TBMM gündemine taşıdı.
CHP'li Susam, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdi. Susam, önergesinde kaçakçılığın, Türkiye’nin dünya liderliğini hedeflediği ve stratejik sektör olarak gördüğü zeytin ve zeytinyağına büyük zarar verdiğine dikkat çekti.
Önergesine ilişkin yaptığı açıklamada; son bir ay içerisinde zeytinyağı fiyatlarında hızlı bir düşüş yaşandığını belirten Susam, şunları dile getirdi: “Sektör temsilcileri, Suriye’den kaçak yolla getirilen ve ucuza piyasaya sürülen zeytinyağının bunda etkisi olduğu görüşündedir. Hasadın büyük ölçüde başlamadığı bugünlerde ülkeye 8 bin ton zeytinyağının sokulduğu iddia ediliyor. Kaçak yağın küçük partiler halinde kamyonetlerle sınırı geçirildiği; Türkiye’de çeşitli fabrikalara üreticiler adına makbuz kesilerek sisteme dahil edildiği öne sürülüyor. Neticede yağ fiyatları ham rafinelik zeytinyağını 3.5 liraya, sızma fiyatlarının ise 4.5 liraya kadar düşmüştür.” Böyle bir kaçakçılığın yasadışı kazanç elde etmenin çok ötesinde olduğunu vurgulayan Susam, şöyle konuştu: “Ülkenin stratejik ürün ve stratejik sektör olarak gördüğü; dünya liderliğini hedeflediği zeytin ve zeytinyağı sektörüne büyük darbe indirmektedir. Bugünün fiyatı, 2002 yılında TARİŞ’in yağ alım fiyatının da altındadır. 2002’den bu yana mazot 1 lira 10 kuruştan 4 liraya, gübre 160 liradan 780 liraya yükseldi. Bu ortamda bu fiyat, üreticinin yıllık masrafını bile çıkarmayacaktır. AB ülkelerinde, zeytinyağı üreticisini korumak ve geliştirmek adına litre başına 1.3 dolar civarında teşvik verilirken; gerek sürekli artan girdi maliyetlerine karşın fiyatın sabit kalması nedeniyle üretim gücünü her geçen gün yitirmektedir.” Zeytinyağının köylüden çıkış fiyatıyla raflarda perakende fiyatı arasında çok önemli farklılıklar olduğunu anlatan Susam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette aracılar, sıkımevleri ve dağıtıcıların da sektörün parçası olarak belirli ölçüde kazanç elde etmesi gerekmektedir. Ancak üreticinin paraya en fazla ihtiyacı olduğu dönemde fiyatları aşağı çeken bu türde spekülasyonlara izin verilirse, üreticinin bir yıllık alın teri üç beş liraya kapatılmak istenir. Üreticiyi spekülatörlerin eline bırakmamak için devletin koruyucu anlayışına ve desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Devletin verdiği desteklerin ve ürün fiyatlarının dipte olduğu bu dönemde, kaçak zeytinyağının fiyatları daha da düşürmesi, üreticiye büyük zarar verecektir.”
Kaynak: İHA
Önergesine ilişkin yaptığı açıklamada; son bir ay içerisinde zeytinyağı fiyatlarında hızlı bir düşüş yaşandığını belirten Susam, şunları dile getirdi: “Sektör temsilcileri, Suriye’den kaçak yolla getirilen ve ucuza piyasaya sürülen zeytinyağının bunda etkisi olduğu görüşündedir. Hasadın büyük ölçüde başlamadığı bugünlerde ülkeye 8 bin ton zeytinyağının sokulduğu iddia ediliyor. Kaçak yağın küçük partiler halinde kamyonetlerle sınırı geçirildiği; Türkiye’de çeşitli fabrikalara üreticiler adına makbuz kesilerek sisteme dahil edildiği öne sürülüyor. Neticede yağ fiyatları ham rafinelik zeytinyağını 3.5 liraya, sızma fiyatlarının ise 4.5 liraya kadar düşmüştür.” Böyle bir kaçakçılığın yasadışı kazanç elde etmenin çok ötesinde olduğunu vurgulayan Susam, şöyle konuştu: “Ülkenin stratejik ürün ve stratejik sektör olarak gördüğü; dünya liderliğini hedeflediği zeytin ve zeytinyağı sektörüne büyük darbe indirmektedir. Bugünün fiyatı, 2002 yılında TARİŞ’in yağ alım fiyatının da altındadır. 2002’den bu yana mazot 1 lira 10 kuruştan 4 liraya, gübre 160 liradan 780 liraya yükseldi. Bu ortamda bu fiyat, üreticinin yıllık masrafını bile çıkarmayacaktır. AB ülkelerinde, zeytinyağı üreticisini korumak ve geliştirmek adına litre başına 1.3 dolar civarında teşvik verilirken; gerek sürekli artan girdi maliyetlerine karşın fiyatın sabit kalması nedeniyle üretim gücünü her geçen gün yitirmektedir.” Zeytinyağının köylüden çıkış fiyatıyla raflarda perakende fiyatı arasında çok önemli farklılıklar olduğunu anlatan Susam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette aracılar, sıkımevleri ve dağıtıcıların da sektörün parçası olarak belirli ölçüde kazanç elde etmesi gerekmektedir. Ancak üreticinin paraya en fazla ihtiyacı olduğu dönemde fiyatları aşağı çeken bu türde spekülasyonlara izin verilirse, üreticinin bir yıllık alın teri üç beş liraya kapatılmak istenir. Üreticiyi spekülatörlerin eline bırakmamak için devletin koruyucu anlayışına ve desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Devletin verdiği desteklerin ve ürün fiyatlarının dipte olduğu bu dönemde, kaçak zeytinyağının fiyatları daha da düşürmesi, üreticiye büyük zarar verecektir.”