SP'den Suriye Tezkeresine Tepki
Saadet Partisi Van İl Başkanı Necip Yavuzer, parti olarak savaş istemediklerini ifade ederek, bölge ülkelerinin Suriye meselesini kendi aralarında müzakereler sonucunda halletmeleri gerektiğini söyledi.
Parti binasında basın açıklaması düzenleyen Necip Yavuzer, İslam dinine yönelik saldırılar başta olmak üzere birçok konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Müslümanların değer yargılarına ve kutsallarına yapılan hakaretler üzerine çıkan olayların, Batı'nın kasıtlı çalışmasının neticesi olduğunu ifade eden Yavuzer, amacın Müslümanları şiddet yanlısı göstermek ve bu konuda kamuoyu oluşturmak olduğunu dile getirdi.
Bu tür oyunlarla Müslümanların son dönemlerdeki uyanışlarına bir nevi engel olunmak istendiğinin açıkça ortada olduğunu anlatan Yavuzer, “Hedef saptırmak gibi görünen bu hakaretleri telin ediyor ve Müslümanları asli vazifelerine davet ediyoruz. Hz. Peygambere yapılan hakaret ve Müslümanları bu hakaretleri ile sokaklara dökmekteki asıl maksat Kur’ani uyanışı engellemektir. Biz bu oyuna gelmeyeceğimizi ve uyanışın hız kazanması için emperyalistlerin ve Siyonizm’in oyunlarını her dem ve platformda deşifre etmeye gayret göstereceğimizi beyan ediyoruz” dedi.
Kürt sorununun Allah’ın aziz dini olan gerçek İslam ile çözüleceği gerçeğinden hareketle bu konuya ağırlık verilmesi gerektiğine inandıklarını da vurgulayan Necip Yavuzer şöyle konuştu: “Başbakanın, 'Bu kadar terörist öldürdük, şu kadar şehit verdik' sözleri, kanın kanla öç alınması gibi söylemi, çözümden yana çözümsüzlüğü körüklemesi Kürt sorununa nasıl baktığını göstermektedir. Kürt sorunu Allah’ın aziz dini olan gerçek İslam ile çözüleceği gerçeğinden hareketle bu konuya ağırlık verilmesine inanıyoruz. Malum olduğu üzere Arap Baharı olarak adlandırılan, gerçekte Batı emperyalizminin İslam ülkelerini yeni bir plan ve proje ile tekrar kontrolleri altına alma girişimidir. Rahmetli Erbakan hocamıza Arap Baharı sorulduğunda, “Siyonizm’in kadro değişimidir” demişti. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine Suriye tarafından atılan ve 5 vatandaşımızın şehit olmasına yol açan saldırı bizleri ve tüm halkımızı üzüntüye sevk ederken, AKP iktidarı Meclis'ten MHP’nin desteği ile gerektiğinde müdahale etmek için tezkere çıkardı. Biz Saadet Partisi olarak böyle bir savaşın olmasını istemediğimizi ve bölge ülkelerinin bu meseleyi kendi aralarında müzakereler sonucunda halletme yoluna gitmesi gerektiği düşüncesindeyiz.”
Kaynak: İHA
Bu tür oyunlarla Müslümanların son dönemlerdeki uyanışlarına bir nevi engel olunmak istendiğinin açıkça ortada olduğunu anlatan Yavuzer, “Hedef saptırmak gibi görünen bu hakaretleri telin ediyor ve Müslümanları asli vazifelerine davet ediyoruz. Hz. Peygambere yapılan hakaret ve Müslümanları bu hakaretleri ile sokaklara dökmekteki asıl maksat Kur’ani uyanışı engellemektir. Biz bu oyuna gelmeyeceğimizi ve uyanışın hız kazanması için emperyalistlerin ve Siyonizm’in oyunlarını her dem ve platformda deşifre etmeye gayret göstereceğimizi beyan ediyoruz” dedi.
Kürt sorununun Allah’ın aziz dini olan gerçek İslam ile çözüleceği gerçeğinden hareketle bu konuya ağırlık verilmesi gerektiğine inandıklarını da vurgulayan Necip Yavuzer şöyle konuştu: “Başbakanın, 'Bu kadar terörist öldürdük, şu kadar şehit verdik' sözleri, kanın kanla öç alınması gibi söylemi, çözümden yana çözümsüzlüğü körüklemesi Kürt sorununa nasıl baktığını göstermektedir. Kürt sorunu Allah’ın aziz dini olan gerçek İslam ile çözüleceği gerçeğinden hareketle bu konuya ağırlık verilmesine inanıyoruz. Malum olduğu üzere Arap Baharı olarak adlandırılan, gerçekte Batı emperyalizminin İslam ülkelerini yeni bir plan ve proje ile tekrar kontrolleri altına alma girişimidir. Rahmetli Erbakan hocamıza Arap Baharı sorulduğunda, “Siyonizm’in kadro değişimidir” demişti. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine Suriye tarafından atılan ve 5 vatandaşımızın şehit olmasına yol açan saldırı bizleri ve tüm halkımızı üzüntüye sevk ederken, AKP iktidarı Meclis'ten MHP’nin desteği ile gerektiğinde müdahale etmek için tezkere çıkardı. Biz Saadet Partisi olarak böyle bir savaşın olmasını istemediğimizi ve bölge ülkelerinin bu meseleyi kendi aralarında müzakereler sonucunda halletme yoluna gitmesi gerektiği düşüncesindeyiz.”