Atatürk Üniversitesi, Bilimsel Başarıları Proje Ofisi İle Artıracak
Atatürk Üniversitesi bünyesinde Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi kuruldu.
Ofisin açılışı nedeniyle düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, üniversitelerinin TÜBİTAK projelerinde yeterli sırada olmadığını belirterek, bu noktada proje ofisinden beklentilerinin büyük olduğunu söyledi.
Kültür Merkezi Mavi Salon’da düzenlenen programda konuşan Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, üniversitelerin asli görevlerinden birinin bilimsel çalışmalar yapmak ve bunu halkın faydasına sunmak olduğunun altını çizdi. 2000 yılında bilimsel araştırmalara 3.1 milyar ayrılırken 2010 yılında bu rakamın 3 katına çıktığının altını çizen Rektör Koçak, “Eskiden yüksek öğrenime ayrılan para fazlayken bugün bu konuda özel sektör ön plana çıkıyor. Dolayısıyla özel sektör ile işbirliği yapan üniversiteler öne çıkacak.” dedi.
Diğer üniversitelerle rekabet etmek için en az onlar kadar ya da bir fazlasını yapmak gerektiğini dile getiren Rektör Koçak, sözlerine şöyle devam etti: “Vakıf üniversiteleri bilimsel araştırmalarda çok önde. Çünkü araştırma ofisleri ve elemanları var. Devlet üniversiteleri ise yeni yeni bu şekilde araştırmalar yapmaya başladı. Atatürk Üniversitesi de bölgesinde öncü bir kuruluş. Biz, belediyeler, KUDAKA, Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlarla ortaklaşa işler yaparak bölgemizin kalkınmasına fayda sağlamalıyız.”
Atatürk Üniversitesi’nin TÜBİTAK’ta panelist noktasında iyi bir yerde olduğunu, ancak projelerdeki yerinin iyi olmadığını dile getiren Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, “Projelerde Türkiye geneli 29. sıradayız. İlk sıralarda özel üniversiteler ve bu işlere önce başlayan üniversiteler bulunuyor. Bizim gibi eski ve büyük bir üniversite daha yükseklerde yer almalı. 2010 yılında TÜBİTAK’a 91 proje gönderdik, bunlardan 8’i kabul edildi. Buradan da 1.5 milyon TL destek aldık. Bizden sonra 166 üniversite var, ama bu sıra bizim için yeterli değil. Bunun için bilimsel çalışmaları destekleme adına yeni bir teşvik uygulama başlattık. AB, TÜBİTAK gibi kaynaklara proje getiren arkadaşlara ilk müracaata 500 dolar vermeyi kabul ettik. İkinci aşamada proje kabul gördüğünde de yine en küçüğüne 500 dolardan başlamak üzere 2 bin dolara kadar destek vereceğiz. Böylece çalışan arkadaşları ödüllendirmiş ve çalışmak isteyenleri de teşvik etmiş olacağız. Bu şekilde üniversitemizin daha iyi yerlere gelecektir. Bunun yanında Türkiye dünyada en fazla yayın yapan ülkelerden biri haline geldi ama patent noktasında yeterli değiliz. Bu çalışmalarla bu noktada da iyi yerlere gelmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
Ofis sorumlusu Prof. Dr. İhsan Efeoğlu ise proje ofisinin danışma heyetinde 11 akademisyenin bulunduğunu belirtti. Devlet üniversitelerinin büyük çoğunluğunda proje ofislerinin olmadığını söyleyen Efeoğlu, hedeflerini şöyle anlattı: “Proje ofisiyle amacımız, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin katma değer oluşturması hedefleri ve araştırma etkinlikleri için girişimci olan bilim insanlarına yardım etmektir. Ofisimizin çalışma alanı ise her türlü proje kaynakları ve fırsatlarını ilişki duyumlarını izlemek ve duyurmaktır.”
Efeoğlu, toplantı, çalıştay, seminer gibi bilimsel etkinlikler planlamayı düşündüklerinin altını çizerek, proje ofisini tanıtmak için ilerleyen zamanlarda fakülte ve yüksek okullarda programlar düzenleyeceklerinin sözlerine ekledi.
Kültür Merkezi Mavi Salon’da düzenlenen programda konuşan Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, üniversitelerin asli görevlerinden birinin bilimsel çalışmalar yapmak ve bunu halkın faydasına sunmak olduğunun altını çizdi. 2000 yılında bilimsel araştırmalara 3.1 milyar ayrılırken 2010 yılında bu rakamın 3 katına çıktığının altını çizen Rektör Koçak, “Eskiden yüksek öğrenime ayrılan para fazlayken bugün bu konuda özel sektör ön plana çıkıyor. Dolayısıyla özel sektör ile işbirliği yapan üniversiteler öne çıkacak.” dedi.
Diğer üniversitelerle rekabet etmek için en az onlar kadar ya da bir fazlasını yapmak gerektiğini dile getiren Rektör Koçak, sözlerine şöyle devam etti: “Vakıf üniversiteleri bilimsel araştırmalarda çok önde. Çünkü araştırma ofisleri ve elemanları var. Devlet üniversiteleri ise yeni yeni bu şekilde araştırmalar yapmaya başladı. Atatürk Üniversitesi de bölgesinde öncü bir kuruluş. Biz, belediyeler, KUDAKA, Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlarla ortaklaşa işler yaparak bölgemizin kalkınmasına fayda sağlamalıyız.”
Atatürk Üniversitesi’nin TÜBİTAK’ta panelist noktasında iyi bir yerde olduğunu, ancak projelerdeki yerinin iyi olmadığını dile getiren Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, “Projelerde Türkiye geneli 29. sıradayız. İlk sıralarda özel üniversiteler ve bu işlere önce başlayan üniversiteler bulunuyor. Bizim gibi eski ve büyük bir üniversite daha yükseklerde yer almalı. 2010 yılında TÜBİTAK’a 91 proje gönderdik, bunlardan 8’i kabul edildi. Buradan da 1.5 milyon TL destek aldık. Bizden sonra 166 üniversite var, ama bu sıra bizim için yeterli değil. Bunun için bilimsel çalışmaları destekleme adına yeni bir teşvik uygulama başlattık. AB, TÜBİTAK gibi kaynaklara proje getiren arkadaşlara ilk müracaata 500 dolar vermeyi kabul ettik. İkinci aşamada proje kabul gördüğünde de yine en küçüğüne 500 dolardan başlamak üzere 2 bin dolara kadar destek vereceğiz. Böylece çalışan arkadaşları ödüllendirmiş ve çalışmak isteyenleri de teşvik etmiş olacağız. Bu şekilde üniversitemizin daha iyi yerlere gelecektir. Bunun yanında Türkiye dünyada en fazla yayın yapan ülkelerden biri haline geldi ama patent noktasında yeterli değiliz. Bu çalışmalarla bu noktada da iyi yerlere gelmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
Ofis sorumlusu Prof. Dr. İhsan Efeoğlu ise proje ofisinin danışma heyetinde 11 akademisyenin bulunduğunu belirtti. Devlet üniversitelerinin büyük çoğunluğunda proje ofislerinin olmadığını söyleyen Efeoğlu, hedeflerini şöyle anlattı: “Proje ofisiyle amacımız, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin katma değer oluşturması hedefleri ve araştırma etkinlikleri için girişimci olan bilim insanlarına yardım etmektir. Ofisimizin çalışma alanı ise her türlü proje kaynakları ve fırsatlarını ilişki duyumlarını izlemek ve duyurmaktır.”
Efeoğlu, toplantı, çalıştay, seminer gibi bilimsel etkinlikler planlamayı düşündüklerinin altını çizerek, proje ofisini tanıtmak için ilerleyen zamanlarda fakülte ve yüksek okullarda programlar düzenleyeceklerinin sözlerine ekledi.