Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik: Mavi Marmara Baskınını Sineye Çekmiyoruz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İsrail`in Mavi Marmara baskınının sineye çekilmeyeceğini belirterek, Türkiye`nin sorununun Yahudiler değil İsrail hükümetinin izlediği politikalar olduğunu söyledi.


Füze Kalkanı Sistemi`nin, bir NATO projesi olduğunu vurgulayan Çelik, İsrail`i koruma veya bir başka ülkeye saldırma amaçlı kurulmadığının altını çizdi. Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin ise Çelik, bazı davaların mahkemede değil medyada görüldüğünü, savcıların görevden alınmasının da ilk olmadığını kaydetti.

AK Parti Genel Merkezi`nde bir basın toplantısı düzenleyen Çelik; İsrail, Deniz Feneri soruşturması ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) hakkında açıklamalarda bulundu. Ortadoğu`da demokrasiyi desteklediklerini dile getiren Çelik, Suriye`de olup bitenler için "bana ne" denilemeyeceğini ifade etti. Bu düşüncenin, içe kapanık tek parti döneminde olabileceğini savunan Çelik, hükümetin böyle bir politikasının olmadığını belirtti. Her sondajdan petrol çıkmamasının petrol aramadan vazgeçilmesi anlamına gelmediğini anlatan Çelik, popülist yaklaşımların ne olduğunu bildiklerini, ancak kendi sokaklarına yönelik bile popülist yapmadıklarını söyledi. Türkiye`nin Ortadoğu`da izlediği politikanın "insanlık vicdanı bunu gerektirdiği için" yaptıklarını dile getiren Çelik, alınan `cesaret ödülünün` iade edilme taleplerini de eleştirdi.

"YAHUDİLERLE BİR SORUNUMUZ YOKTUR"
Kendilerinin İsrail politikalarına itiraz ettiğini, halkıyla ise bir sorun bulunmadığının altını çizen Çelik, İsrail ile bir problem var diye bütün dünyadaki Yahudilere savaş açan bir faşist zihniyetin kendilerine uymadığını söyledi.
Türkiye`deki Yahudiler başta olmak üzere, yeryüzündeki Yahudilerle sorunları olmadığını vurgulayan Çelik, İsrail`deki Yahudiler ile de bir sorun olmadığını kaydetti. İsrail`in başına buyruk, şımarık oğlan muamelesi gören politikalarına karşı olduklarını dile getiren Çelik, AK Parti`nin toptancı bir anlayış ile bir milleti, ırkı veya kavmi itham etmeyeceğini belirtti. 9 vatandaşın İsrail tarafından hunharca katledilmesine ses çıkarılmamasının, milliyetçilikle bir ilgisinin olmadığını anlatan Çelik, toptancı olmanın her zaman yanıltacağını ve yanlış yere götüreceğini dile getirdi. Mavi Marmara baskınını sineye çekmeyecelerini belirten Çelik, konunun üzerine gidilmesinin ise vatandaş onurunu, hayatlarını önemsedikleri anlamına geldiğini ifade etti.


"FÜZE KALKAN SİSTEMİ NATO PROJESİDİR"
Füze Kalkan Sistemi`ne yönelik açıklamalarda da bulunan Çelik, Birleşmiş Milletler (BM)`in Amerika başta olmak üzere daimi üyelerinin yıllardır İsrail`i himaye ettiğini belirtti. BM`nin İsrail aleyhine karar verdiğini ama bunun vetolara takıldığını anlatan Çelik, ancak NATO`nun böyle bir görevi olmadığının altını çizdi.
Füze Kalkan Sistemi`nin, bir NATO projesi olduğuna dikkat çeken Çelik, şu veya bu ülkeye yönelik olmadığını, korumayı esas almadığı, saldırma amaçlı olmadığının karara bağlandığını söyledi. Sistemin, NATO üye ülkelerini koruma amaçlı olduğunu vurgulayan Çelik, Türkiye`nin istediklerinin kabul edildiğini ve sadece radar sisteminin kurulacağını belirtti. Sanki Türkiye`nin NATO`ya ilk defa giriyor gibi bir yaklaşım sergilendiğini savunan Çelik, Türkiye`nin ilk günden bugüne kadar onlarca tesisi bulunduğunu, bundan sonra da olacağını ifade etti.
Bütün askeri sistemlere saldırı olabileceğini dile getiren Çelik, Saddam füzelerinin Türkiye`yi vuracağının yıllarca konuşulduğunu hatırlattı. "Askeri üssünüz, merkeziniz varsa, size saldırmaya niyetleri vardır, her zaman hedeftir." diyen Çelik, bunu ilkokul çocuğunun dahi bildiğini belirterek, sadece radar ünitesinin geleceğini, bunun da Türkiye`nin tezlerinin kabul edildikten sonra kurulmasına izin verildiğini belirtti.

"KILIÇDAROĞLU SURİYE İLE MEZHEPSEL YAKINLIĞI NEDENİYLE Mİ DAYANIŞMAYA GİRİYOR"
Mavi Marmara baskını konusunda Lahey Adalet Divanı`na gidileceğini hatırlatan Çelik, uluslararası bir mahkeme tarafından İsrail`in yaptıklarının ortaya çıkmasını istediklerini vurguladı. Çelik, yakında gereken müracaatların yapılacağını ifade etti.
CHP ve MHP`nin, hükümetin dış politikasını eleştirme hakkı bulunduğunu dile getiren Çelik, kendilerinin Türkiye`yi haksız, İsrail ve Suriye`yi haklı çıkaran açıklamaları eleştirdiklerini söyledi. Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`na seslenerek, "Mezhep yakınlığı nedeniyle mi bu dayanışmaya giriyor; akıllara bu geliyor. Eğer böyle ise bu affedilemez." dedi. Türkiye`nin elini, tezlerini zayıflatacak davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirten Çelik, bunun en doğal hakları bulunduğunu kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Libya, Tunus ve Mısır gezilerine de değinen Çelik, onların kendi kardeşleri olduğunu ifade etti. Bütün taklitlerin aslına hizmet ettiğini anlatan Çelik, Kılıçdaroğlu`nun Somali yerine Kenya`ya gittiğini, Başbakan`ı taklit ederek yolunu şaşırdığını savundu. Kılıçdaroğlu`nun Libya, Tunus ve Mısır`a gitmesi halinde buna şaşırmayacağını dile getiren Çelik, "Keşke muhalefet akılcı politikalarla bunu yapsa." dedi. Başbakan`ın bu ziyaretlerini çok önemsediklerini vurgulayan Çelik, dış politikada duygusallık yapılmayacağını ama duyguların akılların emrinde olması gerektiğini, kendi duygularının da akıllarının hizmetinde olduğunu ifade etti.

"SAVCILARIN GÖREVDEN ALINMASI İLK DEĞİL"
Son dönemde davaların mahkemede değil medyada görülmeye başladığını ileri süren Çelik, medya suçlu ilan ediyorsa mahkemelerin ne iş yapacağını sordu. Bu söylediklerinin, Ergenekon ve Balyoz davaları için de geçerli olduğunu anlatan Çelik, davalar konusunda medyanın yazacaklarının sınırlarının belli olduğunu söyledi. Savcıların görevden alınmasının Türkiye`de ilk defa olmadığını ifade eden Çelik, Balyoz savcılarının da soruşturma yokken görevden alındığını belirtti. O gün tek kelimeyle buna itiraz edilmediğini savunan Çelik, hatta alkışlandığını, çifte standardın hoş olmadığını ifade etti.
HSYK soruşturmasının bitmek üzere olduğunu ve müfettişlerin raporu kurula sunacağını, sonra görüşülüp karar verileceğini dile getiren Çelik, haklının haksızın tespit edilmesinin mahkemelere bırakılmasını istedi. Çelik, medya üzerinden yürüyen bir davanın sağlıklı olacağını düşünmediğini kaydetti.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile TÜBA`ya ilişkin yapılan değişikliklere yönelik eleştiriler konusunda ise Çelik, hükümetin bilimsel kriterlere göre üye seçeceğini ifade etti. Almanya`da rektörü milli eğitim bakanının seçtiğini dile getiren Çelik, eleştirilerin dünya standartlarına bakılıp öyle yapılması gerektiğini söyledi.


"İLKER BAŞBUĞ HAKKINDA GEREĞİ YAPILMADI"
Diğer yandan, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ`a, andıç internet siteleri konusunda bilgi verildiği, ancak Başbuğ`un dinlemediği yönündeki iddialar konusunda ise Çelik, Başbuğ döneminde bazı iddiaların gündeme geldiğini ama gereğinin yapılmadığını söylediğini hatırlattı.
Başbuğ`un, lav silahlarına boru, ıslak imza için kağıt parçası dediğini ve internet andıcının inkarına gidildiğini dile getiren Çelik, fırkateyn üzerine çıkıp insanların tehdit edilmesinin tercih edildiğini vurguladı. Hükümetten internet andıcını Başbuğ`a kimin söylediğini bilmediğini anlatan Çelik, ancak hükümete yönelik halkın parasıyla çok kirli propaganda yürütüldüğünü ama birşey yapılmadığını söyledi. Andıcın gerçek olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Çelik, mahkeme sonucunun beklenip suçlu suçsunuz ortaya çıkacağının görüleceğini kaydetti.
Kendisinin açıkladığı sivilleşme konusundaki 15 maddeye ilişkin bir soruya ise Çelik, açıklamalarının hükümetin eylem planı olmadığını vurguladı. Öyle olması halinde bunu Başbakanın veya hükümetten birinin açıklayacağını dile getiren Çelik, Türkiye`nin her alanda tam demokratik bir ülke olmasını istediğini vurguladı. O konudaki görüşlerini kamuoyunun takdirine sunduğunu anlatan Çelik, konunun tartışılmasını istediğini ifade etti. "Aklın, bilimin, demokrasinin gereği neyse yapmak zorundayız." diyen Çelik, bütün ırkçıların toptancı olduğunu tekrarlayarak, "Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bin darbeci veya 100 darbe plancısı olabilir. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri, 1 milyonluk bir camia. Bütün orduya, bütün TSK`ya bunu mal etmek hakkaniyetle, vicdanla bağdaşmaz." diye konuştu.