Somali`ye Giden Türk Doktorlar Döndü
Somali- Kenya sınırındaki Mogadişu Kampı`na şifa dağıtmaya giden gönüllü Türk doktorlar yurda döndü.
Uluslararası Sağlık Eğitim Derneği (USEDER) Proje Koordinatörü Dr. Serdar Ertuğrul, "Her gün arabalar dolusu çocuğu sahra hastanesine taşıdık ama maalesef çoğunun ölüsünü ailelerine teslim etmek zorunda kaldık" dedi
Büyük insanlık dramının yaşandığı her gün yüzlerce çocuğun ölümle yüzleştiği Somali`ye şifa dağıtmaya giden Uluslar arası Sağlık Eğitim Derneği (USEDER) üyesi 12 gönüllü Türk doktor, yurda hüzünlü döndü. Yurda dönen gönüllü doktorlar adına konuşan Uluslararası Sağlık Eğitim Derneği (USEDER) Proje Koordinatörü Dr. Serdar Ertuğrul, "Mogadişu şehrinin etrafında kurulan 2 milyon insanın yaşadığı mülteci kamplarını ziyaret ettik. Durum içler acısıydı, buradan giderken düşündüklerimizin çok ötesinde büyük birinsanlık dramıyla karşılaştık. Kamplarda her çadırın perdesini kaldırdığımızda susuzluktan ölmek üzere olan çocuklarla karşılaştık" dedi
Dr. Ertuğrul, açlık, susuzluk ve salgın hastalıklar yüzünden 10 binlerce çocuğun ölümle pençeleştiğini belirterek, "Çocukları kurtarmak için uğraştık ama maalesef bir çoğunu ailelerine ölü olarak teslim ettik. Kampların etrafı mezarlıklarla dolu. Her akşam orada 12 bin aileye binlerce çocuğa Kimse Yok Mu Derneği`nin nezaretinde yemek dağıtımında bulunduk. Gönüllülerden oluşan ekibimizden 12 doktorla Türkiye`ye döndük. 8 doktorumuz Mogadişu`da kaldı. 26 Ağustos`ta Türkiye`den yola çıkacak 17 kişilikekibimiz mülteci kamplarına ulaşıncaya kadar sağlık hizmeti vermeye devam edecekler" diye konuştu.
Yaşanan insanlık dramının medyada görüldüğünden çok vahim olduğuna dikkat çeken Ertuğrul, insanların canlarını kurtarabilmek için kavurucu çöl sıcağında 250 kilometrelik yolu kat ederek Kenya`ya ulaşmaya çalıştıklarını söyledi. Dr. Serdar Ertuğrul, "Çocuklar yollarda perişan oluyor ve bir çoğu göçü tamamlamadan ölüyor. Bu yüzden oraya çok daha fazla sağlık ekibi ve ilaç gönderilmesi gerekiyor. Her gün evinizde sevdiğiniz yavrularınızın kardeşleri orada ölüyorlar. Çocukla göç yoluna çıkan anneler birtanesini bile kurtaramıyorlar. Annelerin ıstırabı çok büyük. Ölen çocukları düşünerek daha fazla yardımda bulunmak, daha fazla gayret göstermek lazım" şeklinde konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri çalışmalarını yerinde takip ettiklerine işaret eden Ertuğrul, şunları söyledi: "Türkiye`den gelen yardım kuruluşlarının dışında kamplarda hiç kimse yok. Gerçekten bütün İslam Alemi, bütün Avrupa orada yok. Kızılhaç yok, sadece Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH ve Kimse Yok Mu var. Türkiye`deki yardım kuruluşlarının dışında hiçbir yardım kuruluşunu göremedik. En köklü çalışmayı Kimse Yok Mu Derneği yapmış. Kurduğu yardım merkezinde 5 aydır Somalili mültecilere sıcak yemek veriyor, yeryüzü doktorları ve diğer gönüllü hekimler sağlık hizmeti sunuyor. Bunun dışında diyanetin vesağlık bakanlığımızın sahra hastanesi çok yoğun faaliyet gösteriyor. Bize de çok destek oldular. Ölmek üzere olan çocukları yetişemedik. Sahrada kurduğumuz iki klinik yeterli olmadı ve onları sağlık bakanlığının çadırlarında tedavi etmeye çalıştık. Her gün arabalar dolusu sahra hastanesine götürdüğümüz çocukların çoğunun cesedini ailelerine teslim etmek zorunda kaldık."
Kaynak: İHA
Büyük insanlık dramının yaşandığı her gün yüzlerce çocuğun ölümle yüzleştiği Somali`ye şifa dağıtmaya giden Uluslar arası Sağlık Eğitim Derneği (USEDER) üyesi 12 gönüllü Türk doktor, yurda hüzünlü döndü. Yurda dönen gönüllü doktorlar adına konuşan Uluslararası Sağlık Eğitim Derneği (USEDER) Proje Koordinatörü Dr. Serdar Ertuğrul, "Mogadişu şehrinin etrafında kurulan 2 milyon insanın yaşadığı mülteci kamplarını ziyaret ettik. Durum içler acısıydı, buradan giderken düşündüklerimizin çok ötesinde büyük birinsanlık dramıyla karşılaştık. Kamplarda her çadırın perdesini kaldırdığımızda susuzluktan ölmek üzere olan çocuklarla karşılaştık" dedi
Dr. Ertuğrul, açlık, susuzluk ve salgın hastalıklar yüzünden 10 binlerce çocuğun ölümle pençeleştiğini belirterek, "Çocukları kurtarmak için uğraştık ama maalesef bir çoğunu ailelerine ölü olarak teslim ettik. Kampların etrafı mezarlıklarla dolu. Her akşam orada 12 bin aileye binlerce çocuğa Kimse Yok Mu Derneği`nin nezaretinde yemek dağıtımında bulunduk. Gönüllülerden oluşan ekibimizden 12 doktorla Türkiye`ye döndük. 8 doktorumuz Mogadişu`da kaldı. 26 Ağustos`ta Türkiye`den yola çıkacak 17 kişilikekibimiz mülteci kamplarına ulaşıncaya kadar sağlık hizmeti vermeye devam edecekler" diye konuştu.
Yaşanan insanlık dramının medyada görüldüğünden çok vahim olduğuna dikkat çeken Ertuğrul, insanların canlarını kurtarabilmek için kavurucu çöl sıcağında 250 kilometrelik yolu kat ederek Kenya`ya ulaşmaya çalıştıklarını söyledi. Dr. Serdar Ertuğrul, "Çocuklar yollarda perişan oluyor ve bir çoğu göçü tamamlamadan ölüyor. Bu yüzden oraya çok daha fazla sağlık ekibi ve ilaç gönderilmesi gerekiyor. Her gün evinizde sevdiğiniz yavrularınızın kardeşleri orada ölüyorlar. Çocukla göç yoluna çıkan anneler birtanesini bile kurtaramıyorlar. Annelerin ıstırabı çok büyük. Ölen çocukları düşünerek daha fazla yardımda bulunmak, daha fazla gayret göstermek lazım" şeklinde konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri çalışmalarını yerinde takip ettiklerine işaret eden Ertuğrul, şunları söyledi: "Türkiye`den gelen yardım kuruluşlarının dışında kamplarda hiç kimse yok. Gerçekten bütün İslam Alemi, bütün Avrupa orada yok. Kızılhaç yok, sadece Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH ve Kimse Yok Mu var. Türkiye`deki yardım kuruluşlarının dışında hiçbir yardım kuruluşunu göremedik. En köklü çalışmayı Kimse Yok Mu Derneği yapmış. Kurduğu yardım merkezinde 5 aydır Somalili mültecilere sıcak yemek veriyor, yeryüzü doktorları ve diğer gönüllü hekimler sağlık hizmeti sunuyor. Bunun dışında diyanetin vesağlık bakanlığımızın sahra hastanesi çok yoğun faaliyet gösteriyor. Bize de çok destek oldular. Ölmek üzere olan çocukları yetişemedik. Sahrada kurduğumuz iki klinik yeterli olmadı ve onları sağlık bakanlığının çadırlarında tedavi etmeye çalıştık. Her gün arabalar dolusu sahra hastanesine götürdüğümüz çocukların çoğunun cesedini ailelerine teslim etmek zorunda kaldık."
