Chp‘li Anadol, ‘Taciz‘ İddialarını Ciddiye Almadığını Söyledi
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Odatv muhabiri İklik Bayraktar‘ın CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın tacizine uğradığı yönündeki ifadesini ciddiye almadığını belirterek, "Şimdi CHP ile uğraşmak lazım. Her türlü iftira beklenebilir artık. Ama bu kadar kısa süre içinde kaç kere tacize uğramış, hangi koşullarda, onu da bilmiyorum" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Anadol, Meclis‘te basınla sohbet toplantısı düzenledi. 1960 ihtilali sırasında üniversite öğrencisi, 12 Mart muhtırasında ilçe başkanı, 12 Eylül darbesinde ise milletvekili olduğunu hatırlatan Anadol, Türkiye‘nin bütün çalkantılı dönemlerini ve o günlerin medyasının yaşadıklarını gördüğünü ifade etti. Bugünkü kadar demokrasinin tehlikede olduğu bir döneme rastlamadığını kaydeden Anadol, "İronik biçimde adına ileri demokrasi denilen bir rejim, 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerini,
darbecilerin, cuntacıların emirlerini uygulayan mahkemeleri aratır hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
12 Eylül döneminde barış derneği davasından tutuklandığını hatırlatan Anadol, mahkemeye çıkarılmayı 6 ay bekletildikleri için kıyameti kopardıklarını anlattı. Artık Türkiye‘de güçler ayrılığı bulunmadığını savunan Anadol, yasamanın, yürütmenin tahakkümü altında olduğunu, son referandumdan sonra yargının da yürütmenin emrine girdiğini söyledi. Adına Ergenekon denilen davanın savcısı Zekeriya Öz‘ün, ‘Emniyetten bize yazı geliyor, biz de imzalayıp mahkemeye gönderiyoruz‘ şeklinde bir açıklama yaptığını
kaydeden Anadol, emniyetin İçişleri Bakanlığı‘nın emrinde olduğunu ama Zekeriya Öz‘ün kimin emrinde olduğunun açıklanması gerektiğini söyledi.
AB uyum yasalarıyla Türkiye‘de kitap toplatılmasının yasaklandığına işaret eden Anadol, buna karşın bazı kitapları yazanların daha kitabı basmadan içeri alındığını söyledi. Türkiye‘de artık kimsenin hak ve özgürlüklerden bahsedemeyeceğini dile getiren Anadol, hangi gazetecinin neyle suçlanacağının belli olmadığını bildirdi. Anadol, "Böyle bir ülkedeki rejimin adına takınyalı faşizm denir. Türkiye hızla böyle bir dönemden çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
Kamuoyunun son operasyonlardan duyduğu rahatsızlığın ardından ‘yetmez ama evet‘çilerin bile rahatsızlıklarını yazdıkları yazılarla dile getirmeye başladıklarını belirten Anadol, "Bu rahatsızlıktan ürken tepelerdeki kişiler, sorumlu kişiler şimdi kaygılarını dile getiriyorlar. Bunlar timsahın gözyaşlarıdır. Bu sonucu elde etmek için bu değişiklikleri yaptınız. Türkiye‘nin özgür, demokratik bir ülke olması için son fırsat 12 Haziran seçimleridir. Türkiye, ileri falan değil normal standartlarda bir
demokratik yaşama bir an önce geçmelidir" dedi.
Anadol, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. CHP‘nin aday belirleme takvimine ilişkin soru üzerine Anadol, Yüksek Seçim Kurulu‘nun seçim takvimini belirlemesinden sonra CHP Genel Merkezi‘nin de gerekli parti için takvimi hazırlayacağını söyledi.
Anadol, Odatv muhabiri İklim Bayraktar‘ın savcılık sorgusunda röportaj için gittiği eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın tacizine uğradığını söylediğinin hatırlatılması üzerine bu sözlerin Bayraktar‘ın ifadesinden alındığına işaret ederek, "İfade gizli değil mi? Nasıl yayınlanıyor? Vaka-i adiye haline geldi. Yadırgamıyoruz da artık" dedi. Başbakan Erdoğan‘a gizlilik konusundaki kanun maddesini kaldırması çağrısında bulunan Anadol, Deniz Feneri davasında gizlilik kararına uyulması gerektiği için bunu
kaldıramayacağını savundu. Anadol şunları söyledi:
"Bu arkadaş hangi koşullarda söyledi bilmiyorum. Ben de sizin gibi gazetede okudum. Seçime çok az bir süre kaldı. Adına Ergenekon denilen davada, diğer davalarda hak arayanların, mağdur olanların yanında tek örgüt var. CHP. Şimdi CHP ile uğraşmak lazım. CHP‘li politikacılara bir şeyler bulaştırmak lazım. Her türlü iftira beklenebilir artık. Bunları da hiç ciddiye almıyorum. Adı geçen kişi hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Tanımıyorum da kendisini. Ama bu kadar kısa süre içinde kaç kere tacize
uğramış, onları da mahkemede anlatmış, hangi koşullarda, onu da bilmiyorum. Ciddiye almıyorum. Her türlü iftirayı da bekliyoruz artık."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun Mustafa Balbay için ‘Umarım CHP‘yi seçer‘ ifadelerini kullandığının hatırlatılması üzerine Anadol, "Sayın Genel Başkan‘ın o cümlesine aynen katılıyorum" dedi.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz‘ün ‘Bize kimse talimat veremez‘ sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Anadol, Zekeriya Öz‘ün ‘Emniyetten geliyor biz imzalıyoruz‘ sözlerinin talimat alıp almadığını ortaya koyduğunu söyledi.
Kaynak: İHA
darbecilerin, cuntacıların emirlerini uygulayan mahkemeleri aratır hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
12 Eylül döneminde barış derneği davasından tutuklandığını hatırlatan Anadol, mahkemeye çıkarılmayı 6 ay bekletildikleri için kıyameti kopardıklarını anlattı. Artık Türkiye‘de güçler ayrılığı bulunmadığını savunan Anadol, yasamanın, yürütmenin tahakkümü altında olduğunu, son referandumdan sonra yargının da yürütmenin emrine girdiğini söyledi. Adına Ergenekon denilen davanın savcısı Zekeriya Öz‘ün, ‘Emniyetten bize yazı geliyor, biz de imzalayıp mahkemeye gönderiyoruz‘ şeklinde bir açıklama yaptığını
kaydeden Anadol, emniyetin İçişleri Bakanlığı‘nın emrinde olduğunu ama Zekeriya Öz‘ün kimin emrinde olduğunun açıklanması gerektiğini söyledi.
AB uyum yasalarıyla Türkiye‘de kitap toplatılmasının yasaklandığına işaret eden Anadol, buna karşın bazı kitapları yazanların daha kitabı basmadan içeri alındığını söyledi. Türkiye‘de artık kimsenin hak ve özgürlüklerden bahsedemeyeceğini dile getiren Anadol, hangi gazetecinin neyle suçlanacağının belli olmadığını bildirdi. Anadol, "Böyle bir ülkedeki rejimin adına takınyalı faşizm denir. Türkiye hızla böyle bir dönemden çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
Kamuoyunun son operasyonlardan duyduğu rahatsızlığın ardından ‘yetmez ama evet‘çilerin bile rahatsızlıklarını yazdıkları yazılarla dile getirmeye başladıklarını belirten Anadol, "Bu rahatsızlıktan ürken tepelerdeki kişiler, sorumlu kişiler şimdi kaygılarını dile getiriyorlar. Bunlar timsahın gözyaşlarıdır. Bu sonucu elde etmek için bu değişiklikleri yaptınız. Türkiye‘nin özgür, demokratik bir ülke olması için son fırsat 12 Haziran seçimleridir. Türkiye, ileri falan değil normal standartlarda bir
demokratik yaşama bir an önce geçmelidir" dedi.
Anadol, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. CHP‘nin aday belirleme takvimine ilişkin soru üzerine Anadol, Yüksek Seçim Kurulu‘nun seçim takvimini belirlemesinden sonra CHP Genel Merkezi‘nin de gerekli parti için takvimi hazırlayacağını söyledi.
Anadol, Odatv muhabiri İklim Bayraktar‘ın savcılık sorgusunda röportaj için gittiği eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın tacizine uğradığını söylediğinin hatırlatılması üzerine bu sözlerin Bayraktar‘ın ifadesinden alındığına işaret ederek, "İfade gizli değil mi? Nasıl yayınlanıyor? Vaka-i adiye haline geldi. Yadırgamıyoruz da artık" dedi. Başbakan Erdoğan‘a gizlilik konusundaki kanun maddesini kaldırması çağrısında bulunan Anadol, Deniz Feneri davasında gizlilik kararına uyulması gerektiği için bunu
kaldıramayacağını savundu. Anadol şunları söyledi:
"Bu arkadaş hangi koşullarda söyledi bilmiyorum. Ben de sizin gibi gazetede okudum. Seçime çok az bir süre kaldı. Adına Ergenekon denilen davada, diğer davalarda hak arayanların, mağdur olanların yanında tek örgüt var. CHP. Şimdi CHP ile uğraşmak lazım. CHP‘li politikacılara bir şeyler bulaştırmak lazım. Her türlü iftira beklenebilir artık. Bunları da hiç ciddiye almıyorum. Adı geçen kişi hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Tanımıyorum da kendisini. Ama bu kadar kısa süre içinde kaç kere tacize
uğramış, onları da mahkemede anlatmış, hangi koşullarda, onu da bilmiyorum. Ciddiye almıyorum. Her türlü iftirayı da bekliyoruz artık."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun Mustafa Balbay için ‘Umarım CHP‘yi seçer‘ ifadelerini kullandığının hatırlatılması üzerine Anadol, "Sayın Genel Başkan‘ın o cümlesine aynen katılıyorum" dedi.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz‘ün ‘Bize kimse talimat veremez‘ sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Anadol, Zekeriya Öz‘ün ‘Emniyetten geliyor biz imzalıyoruz‘ sözlerinin talimat alıp almadığını ortaya koyduğunu söyledi.