Bik Samsun Şube Müdürü Bayraktar: İlanda Adaleti Getiriyoruz

Basın İlan Kurumu(BİK) Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar, “Basına verilen ilanlarda adaleti temin etti. Ahmet’in hakkını Mehmet’e verecek değiliz. Herkes mevzuatın getirdiği ölçülerde hakkını alacaktır." dedi.

Basın İlan Kurumu(BİK) Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar, “Basına verilen ilanlarda adaleti temin etti. Ahmet’in hakkını Mehmet’e verecek değiliz. Herkes mevzuatın getirdiği ölçülerde hakkını alacaktır." dedi.

Mevzuatın kurallarını yerine getirmeyenlerin resmi ilan alma hakkını kaybedince ‘Çok sesliliği engelliyorlar, demokrasiye aykırı davranıyorlar, sesimizi kısıyorlar‘ diye yaygara kopardığını dile getiren Bayraktar, "Bugüne kadar hiçbir işletmenin kapısına kilit vurulmasının tarafında olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Ancak bu demek değildir ki yapılan haksızlıklara göz yumacağız." ifadesini kullandı.

Basın İlan Kurumu(BİK) Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ilgi alanları içindeki bütün kuruluşları A’dan Z’ye mercek altına aldıklarını kaydetti. Bayraktar, içerikten mizanpaja, satış rakamından abone yapısına, haber devamından fotoğraf altlarına, döviz kurlarına hatta muhabirlerin imza kullanılmamasına kadar incelediklerini belirtti. Bayraktar, "İlk günle bugün arasında müthiş mesafe kat ettik. Dün niye geldiniz diyenler bugün iyi ki varsınız diyor. Demek ki doğru iş yapıyoruz. Gittiğimiz her yere adalet getiriyoruz.” diye kaydetti.

Resmi ilanı kaderleriymiş gibi algılayanların ömrünün uzun olmayacağının altını çizen BİK Samsun Şube Müdürü Mustafa Bayraktar, açıklamasında şunlara yer verdi: “Bu anlayış maalesef BİK’e patron gözüyle bakıyor. Oysa BİK’in görevleri yasayla düzenlenmiştir. Biz hiçbir kuruluşun işleyişine karşı bir müdahale içinde olamayız. Görev ve yetki alanımız bellidir. Bir gazetenin resmi ilan payı gelirlerinin önemli bir kısmını teşkil etmemeli. Ama duyuyoruz ki gelirinin tamamını resmi ilandan tedarik edenlerin sayısı çok fazla ve kafalarda soru işaretlerinin doğmasına neden oluyor. Bu durum gelişmek için hamle yapmak isteyenleri de olumsuz etkiliyor. Okunma sorunu olmamasına rağmen satış rakamlarının düşüklüğü en büyük sorun olarak karşımızda duruyor. Görülüyor ki yerel basın doğmuştur, ama gelişememiştir. Ayakta kalmak için resmi ilana bel bağlayanlar gelişimin önündeki en büyük engel olarak göze çarpıyor.”

Yerel basının ayağa kalkması için son derece iyi ve sağlıklı zemin olduğunu da ifade eden Bayraktar, “Teknoloji yerel basının gelişmesi için lokomotif görevi üstleniyor. Bunu çok iyi algılamak gerekir. Halkın gazetelere ilgisinin artırılması için yeni hamleler yapılmalı ki bunun en önemli ayağı okuma alışkanlığının geliştirilmesi olarak göze çarpıyor. Fiyatların düşük olmasına rağmen gazete satışlarının istenilen düzeyde olmamasına rağmen çözüm adına hiç kimse adım atmıyor. Gazete okuma alışkanlığı ilköğretime kadar inmeli. Her okul yönetimi okuma alışkanlığının gelişmesi için gazetelerin görev yerlerinde olması için çaba içinde olmalı. Çocuklara okuma-yazma uygun görülen gazete manşetlerinde öğretilmeli. Bu çok maliyetli bir iş değil. Sadece meşakkatlidir. Yapılabilir mi? Kararlılıkla ve ortak akılla çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.” önerilerinde bulundu.

Samsun basın sektörünün önümüzdeki yıllara damga vuracak nitelikte olduğunu belirten BİK Şube Müdürü Mustafa Bayraktar, açıklamasını şöyle tamamladı: “Teknik donanım açısından bırakın bölgeyi ülke genelinde parmakla gösterilebilecek noktada. Bazı gazeteler ulusal düzeyde, bazı yazarlar okurların terazisinde, bazı fotoğraflar haberi anlatmaya yetiyor artıyor bile. Eksiklik yok mu? Elbette var. Samsun her yönüyle gelişmeye müsait ve etkinliği artabilecek bir yer. Nüfuzunu artırmak için her zemin de hazır. Sadece basın sektöründe değil eğitimden sağlığa, spordan kültüre, dış ticaretten turizme kadar müthiş dinamizme sahip. Önemli olan ortak akılla bu işi yürütme kararlılığıdır. Samsun’un artık başrol oynama zamanı geldi. Herkes bu memleketin kalkınması için bir nefer olmalıdır. Sosyal ve ekonomik kalkınmışlık her alanda olduğu gibi basının da kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacaktır. Kendi ayakları üzerinde duran özgür ve bağımsız basınına da hepimizin ihtiyacı yok mu?”