"Bdp’De Zemin Kayması Var, Ajitasyonla Tutunmaya Çalışıyor" (Özel)
BDP’li milletvekillerinin son günlerde özellikle güvenlik güçlerine karşı takındığı tavır ile alınan ‘sivil itaatsizlik’ kararına her kesimden tepki yağıyor.
BDP’li milletvekillerinin son günlerde özellikle güvenlik güçlerine karşı takındığı tavır ile alınan ‘sivil itaatsizlik’ kararına her kesimden tepki yağıyor. Doğu ve Güneydoğulu milletvekilleri, BDP’nin son zamanlarda zemin kayması yaşadığını, bu yüzden 12 Haziran’da yapılacak seçimler öncesi ajitasyon yöntemi ile halktan oy devşirmeye çalıştığını söyledi. Bölge halkının artık gerilim ve şiddet yerine kardeşlik ikliminin hakim olduğu, huzur ve güven ortamı istediğine işaret eden milletvekilleri, BDP’nin yaptıklarının hem kendilerine hem bölgeye hem de ülkeye büyük zararlar verdiğine dikkat çekti.
PKK’nın daha önce Mart ayında kaldırılacağını duyurduğu eylemsizlik kararının ardından BDP harekete geçti. Önce BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, elindeki taşlarla polis otosuna ve vatandaşlara saldırdı. Ardından BDP’li Sebahat Tuncel bir başkomiseri tokatladı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise polis panzerinin üstüne çıkarak zafer işareti yaptı. BDP’lilerin ortaya koyduğu tavır tüm Türkiye’de tepki ile karşılandı. AK Parti’nin bölge milletvekilleri de BDP’lilerin tavrını ‘çılgınlık’ olarak niteledi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, herkesin her demokratik eylemi yapma hakkının olduğunu, ancak seçim arifesinde yapılanların soruna çözüm getirip getirmediğinin iyi hesaplanması gerektiğini söyledi. Kurt, “Toplumu geriyor mu çözümü kolaylaştırıyor mu? Yoksa çözümün önünde engel mi oluşturuyor? Şimdiye kadar ortala çıkan tablo bunun BDP’nin siyaseti açısından kolaylaştırıcı olmadığını söylemek mümkün. İnsanlar bunu değerlendiriyor. Diyarbakır’dan olan olaylarla ilgili gelen bilgiler, özellikle Ofis esnafı artık iş, ticaret yapak istiyor. Dükkanlarının kapatılmasını istemiyor. Evine ekmek götürmek istediklerini söylüyor.” ifadelerini kullandı.
BÖLGE HALKI ARTIK PRİM VERMİYOR
BDP’nin topluma korku ve endişe salarak politika ürettiğini anlatan Kurt, “Geçmişte de bugüne bakıldığında BDP’nin bir ajitasyon üretme mantığı var. Tahrik ediyor. Bunu yaparken de bir karşılık bekliyor. Bu ruh hali içinde başkalarının hata yapmalarını bekliyor. İşte bize bunu yaptılar. Özellikle bu konuda emniyetin duruşu sabrı çok sağduyulu. Bunun devam etmese gerekir. Çünkü tahrik üzerine bir plan döndüğü ortada. Milletvekillerinin içinde olduğu tahrikler herkes tarafından kınandı. Toplumun bu konuda tecrübesi var. Bunlara prim vermiyor artık.” diye konuştu.
AK Parti Van Milletvekili İkram Dinçer ise Kürtlerin savunucusu iddiasındaki BDP’nin bölgeye ve bölge insanına demokrasi getirecek gelişmelere karşı olduğunu ileri sürdü. BDP’nin öteden beri bunu yapmaya çalıştığını ifade eden Dinçer, “Ben onların bu duruşları ile ne bölgeye ne de ülkeye bir fayda sağlamayacağını düşünüyorum.” dedi.
Kürt sorunu konusunda demokratikleşme alanında çok önemli adımlar atıldığına işaret eden Dinçer, “BDP’nin en büyük korkusu istismar alanlarının tek tek yok edilmesi. Bunu bildikleri için ‘biz ortamı daha çok nasıl gereriz, Türkiye’deki kavgayı ve ateşi körükleriz’in çabasındalar. Bunun için her gün atılan tutarlı ve doğru adımlar sebebiyle kaybolan istismar sahaları için endişeleniyorlar. Gittikçe de şiddete başvuruyorlar. Resmi kolluk görevlisi polisi tokatlıyor, şapkasını almaya çalışıyor, halkı taşlıyorlar. Böyle çılgınlık olmaz, devlet böyle yönetilmez. Siyaset böyle yapılmaz. BDP’nin bir kez daha kendisini gözden geçirmesi lazım. Bu şekilde hareket ettikleri sürece de Kürtlerden destek değil, tokat yiyecekler.” şeklinde konuştu.
BDP’NİN DURUŞU TAMAMEN SİYASİ
AK Parti Siirt Milletvekili Afif Demirkıran ise BDP’nin tavrını bölgede yaşadığı zemin kaymasına bağladı. BDP’nin sergilediği tavrın Kürt sorununa çözüm üretmeye dönük olmadığını, bunun tamamen siyasi kaygılardan kaynaklandığını ifade eden Demirkıran da şu görüşleri dile getirdi:
“Seçmen üzerindeki o baskılar ortadan kalkınca bu BDP’de çok ciddi şekilde taban kayması oldu. Bunun için tekrar baskı ve sindirme ile bu zemini kazanmak istiyorlar. Yani tamamen seçimlere yönelik bir harekettir. Kürt sorununa çözüm noktasında hiçbir şey Çünkü 2002 yılından bu yana yapılanlar hayal bile edilemeyecek ölçüde. Demokratik açılımlar yapıldı. Daha yapılacaklar var. Ama biz bunları yaptıkça baka türlü halkın duygularını kullanıp kendilerine siyasi rant elde etmek isteyenlerin altından zemin kayıyor. Bunun sonucudur ki böyle bir karar aldılar. Zaten BDP her seçim öncesi BDP bunları yapıyor. BDP yapıyor bu başkalarının da hesabına geliyor. Geçmişteki olayları tekrarlatmak istiyorlar. Bölge halkına hem psikolojik hem de fiziki baskı uyguluyorlar. Bunlar bildik senaryolar.”
PKK’nın daha önce Mart ayında kaldırılacağını duyurduğu eylemsizlik kararının ardından BDP harekete geçti. Önce BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, elindeki taşlarla polis otosuna ve vatandaşlara saldırdı. Ardından BDP’li Sebahat Tuncel bir başkomiseri tokatladı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise polis panzerinin üstüne çıkarak zafer işareti yaptı. BDP’lilerin ortaya koyduğu tavır tüm Türkiye’de tepki ile karşılandı. AK Parti’nin bölge milletvekilleri de BDP’lilerin tavrını ‘çılgınlık’ olarak niteledi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, herkesin her demokratik eylemi yapma hakkının olduğunu, ancak seçim arifesinde yapılanların soruna çözüm getirip getirmediğinin iyi hesaplanması gerektiğini söyledi. Kurt, “Toplumu geriyor mu çözümü kolaylaştırıyor mu? Yoksa çözümün önünde engel mi oluşturuyor? Şimdiye kadar ortala çıkan tablo bunun BDP’nin siyaseti açısından kolaylaştırıcı olmadığını söylemek mümkün. İnsanlar bunu değerlendiriyor. Diyarbakır’dan olan olaylarla ilgili gelen bilgiler, özellikle Ofis esnafı artık iş, ticaret yapak istiyor. Dükkanlarının kapatılmasını istemiyor. Evine ekmek götürmek istediklerini söylüyor.” ifadelerini kullandı.
BÖLGE HALKI ARTIK PRİM VERMİYOR
BDP’nin topluma korku ve endişe salarak politika ürettiğini anlatan Kurt, “Geçmişte de bugüne bakıldığında BDP’nin bir ajitasyon üretme mantığı var. Tahrik ediyor. Bunu yaparken de bir karşılık bekliyor. Bu ruh hali içinde başkalarının hata yapmalarını bekliyor. İşte bize bunu yaptılar. Özellikle bu konuda emniyetin duruşu sabrı çok sağduyulu. Bunun devam etmese gerekir. Çünkü tahrik üzerine bir plan döndüğü ortada. Milletvekillerinin içinde olduğu tahrikler herkes tarafından kınandı. Toplumun bu konuda tecrübesi var. Bunlara prim vermiyor artık.” diye konuştu.
AK Parti Van Milletvekili İkram Dinçer ise Kürtlerin savunucusu iddiasındaki BDP’nin bölgeye ve bölge insanına demokrasi getirecek gelişmelere karşı olduğunu ileri sürdü. BDP’nin öteden beri bunu yapmaya çalıştığını ifade eden Dinçer, “Ben onların bu duruşları ile ne bölgeye ne de ülkeye bir fayda sağlamayacağını düşünüyorum.” dedi.
Kürt sorunu konusunda demokratikleşme alanında çok önemli adımlar atıldığına işaret eden Dinçer, “BDP’nin en büyük korkusu istismar alanlarının tek tek yok edilmesi. Bunu bildikleri için ‘biz ortamı daha çok nasıl gereriz, Türkiye’deki kavgayı ve ateşi körükleriz’in çabasındalar. Bunun için her gün atılan tutarlı ve doğru adımlar sebebiyle kaybolan istismar sahaları için endişeleniyorlar. Gittikçe de şiddete başvuruyorlar. Resmi kolluk görevlisi polisi tokatlıyor, şapkasını almaya çalışıyor, halkı taşlıyorlar. Böyle çılgınlık olmaz, devlet böyle yönetilmez. Siyaset böyle yapılmaz. BDP’nin bir kez daha kendisini gözden geçirmesi lazım. Bu şekilde hareket ettikleri sürece de Kürtlerden destek değil, tokat yiyecekler.” şeklinde konuştu.
BDP’NİN DURUŞU TAMAMEN SİYASİ
AK Parti Siirt Milletvekili Afif Demirkıran ise BDP’nin tavrını bölgede yaşadığı zemin kaymasına bağladı. BDP’nin sergilediği tavrın Kürt sorununa çözüm üretmeye dönük olmadığını, bunun tamamen siyasi kaygılardan kaynaklandığını ifade eden Demirkıran da şu görüşleri dile getirdi:
“Seçmen üzerindeki o baskılar ortadan kalkınca bu BDP’de çok ciddi şekilde taban kayması oldu. Bunun için tekrar baskı ve sindirme ile bu zemini kazanmak istiyorlar. Yani tamamen seçimlere yönelik bir harekettir. Kürt sorununa çözüm noktasında hiçbir şey Çünkü 2002 yılından bu yana yapılanlar hayal bile edilemeyecek ölçüde. Demokratik açılımlar yapıldı. Daha yapılacaklar var. Ama biz bunları yaptıkça baka türlü halkın duygularını kullanıp kendilerine siyasi rant elde etmek isteyenlerin altından zemin kayıyor. Bunun sonucudur ki böyle bir karar aldılar. Zaten BDP her seçim öncesi BDP bunları yapıyor. BDP yapıyor bu başkalarının da hesabına geliyor. Geçmişteki olayları tekrarlatmak istiyorlar. Bölge halkına hem psikolojik hem de fiziki baskı uyguluyorlar. Bunlar bildik senaryolar.”