İnsan her yerde insandır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Değişim Liderleri Zirvesi'nin açılış töreninde konuştu.

İstanbul'daki zirvenin açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan: Hristiyanlığın Avrupa'ya akışına şahitlik etmiş mimari eserlerle karşılaşırsınız. Yurtlarından edilmiş Musevi'lere kucak açmış olan bu şehrin her inanca, her renge ev sahipliği yaptığını bizzat bu şehri teneffüs ederek anlayabilirsiniz. Yüzyıllar boyunca bu coğrafyada bir başken otalarak merkezi konumda bulunan İstanbul bugünün de dünyanın da kültür ve hoşgörü başkenti demokrasinin ve finansın uluslararası merkezi konumuna yükselmiştir. Türkiye mevcut rejimi ile demokrasi tecrübesi ile bugün ulaştığı standartlarla değişimi yöneten iradesiyle islam ile demokrasinin yan yana olabileceğini tüm dünyaya başarılı bir şekilde göstermiştir. Şu anda Türkiye ile AB katılım müzakerelerini kararlı şekilde yürüttüğümüzü düşünecek olursak önyargının kırılması için çaba göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.

İnsan her yer de insandır. Demokrasi bazı toplumlar için hak görüp diğer bazıları için henüz erken demek önyargıların ardına sığınıp bazı toplumların demokrasiye hazır olmadıklarını söylemek adaletsizliktir ve bugün yaşadığımız pek çok sorun bundan kaynaklanmaktadır. Irak'ın demokratikleştirilmesi için uluslararası toplum tarafından ortaya konan iştiyak, Kuzey Afrika'dan yükselen demokrasi taleplerinden de ne yazık ki esirgenmiştir. Petrol bir kriter asla olamaz. Ortadoğu'ya ve Kuzey Afrika'ya baktıklarında sadece petrol görenler sadece piyasa görenler çok büyük bir yanılgı içinde oldukları kadar toplumların vicdanlarında da telafisi zor yaralar açmakta adalet duygusunu da tahrip etmektedirler. Son küresel finans krizi eşitlik ve adalet duygusunu kenara itmesinin dışlamasının bir neticesidir. Küreseleşme diyoruz. Dünyanın artık her yerine televizyon yayınları ulaşıyor. İnsanlar lüks yaşamları sınırsızca yapılan harcamaları seyrediyorlar. Sermayenin küreselleştiği böyle bir çağda refahın adaletin barış ve demokrasinin küreselleşmemesi insanlık adına acı sonuçlar doğuracaktır ve nitekim de doğuruyor.

Lider değişime hükmedebilen değişimi kontrol edebilen değişime istikamet çizen kişidir. Lider aynı zamanda değişen değişime ayak uyduran kişidir. Değişimin gerisinde kalan dünyanın gittiği istikametin halkının gerisinde kalan lider öncü olmaktan çıkar ve zalime dönüşür. Herlider değişimin önünde durulmayacağını değişime set çekilmeyeceğini veya çekilemeyeceğini görmek durumundadır. Toplumun arzu ve taleplerine duyarsız kalan her lider değişim rüzgarı karşısında yenilgiye uğrayacaktır. Lider koltuğa zenginlik katan kişidir, koltuktan zenginlik kazanan kişi değildir.

Mevlana diyor ki 'Her gün bir yerden göçmek ne iyi her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım'

Mevlana'nın da dediği gibi düne ait ne varsa gitti. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Aynen herşey nasıl süratle değişiyorsa siyasette de bir güncellemenin sürekli daim olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Bugün sanal tehditlerle insanları korkutma sindirme değişimi erteleme değil derhal değişim sürecini başlatma zamanıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun gönül mimarlığını yapmış olan Şeyh Edebali 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyor. İnsanın olmadığı yerde devlette var olmayacaktır. İnsanın yücelmediği yerde devlet de yücelmeyecektir. Türkiye olarak bölgedeki değişimi dikkatle izliyoruz, gerektiğinde tavsiyelerimizi dile getiriyoruz.

Tarihin kültürün ve inançların büyük oranda ortak olduğu bu coğrafyada herhangi bir ülkenin sorunu tüm bölgenin sorunu haline gelebiliyor. Türkiye olarak kendi refah ve istikrarımız için tüm bu coğrafyada refah ve istikrar çabalarını cesaretle yürütüyoruz. Sadece bölgesel ölçekte değil küresel ölçekte de yoğun çabalırımız var. Tarihin sona erdiği tezi en son Ortadoğu ve Afrika'daki değşiim hareketleri de çürütülmüştür. Küresel finans krizi bize ülkeler arasındaik çok önemli bir eksikliği işaret etmişti. Dayanışma olmaksızın paylaşma olmaksızın ortak sorunlara ortak çözümler üretmeksizin tehditleri geride bırakamayız. Tunus Tunuslularındır, Mısır Mısırlılarındır. Her ülkenin kendine has şartları olabilir. Her ülke tarihinden ve toplumsal yapısından dolayı değişimi farklı şekillerde yaşayabilir. Bizler buralarda değişimi kontrol etmek değil, istikamet göstermekle mükellefiz. Ülkeleri halkları kendi kaderlerine terketmek takdir edersiniz ki bencillik olacaktır. Değişimi arzu eden toplumların çıkış yolu bulmaları için de ortak bir tavır belirlemek zorundayız. Dünyayı birlikte değiştirmek, hep birlikte uzlaşma ile paylaşım ve dayanışma temelinde belirlemek durumundayız. Dışardan yapılacak müdahalelelrin özellikle askeri yöntemlerin çözüme katkı sağlamadığını ne yazık ki başka örneklerde gördük ve yaşadık. Libya'ya veya diğer bir ülkeye yapılacak bir NATO müdahalesini son derece faydasız görüyor, tehlikeli olabileceği kaygılarını taşıyoruz. Libya'da şiddetin sona ermesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. Terör bugün artık tek tek ülkelerin meselesi olmaktan çıkmış, uluslararası boyut kazanmış ve küresel bir tehdide dönüşmüştür. New York'u Londra'yı, Moskova'yı İstanbul ve Türkiye'nin diğer bazı kentlerini vuran terör kaostan beslenmektedir. Benim teröristim kötüdür, senin teröristin iyidir gibi bir anlayış yanlıştır. Burada bir sitemimi sizlerle paylaşmak durumundayım. Türkiye'de son 8 yılda çok büyük değişim kaydettik. Milli gelirimizi 8 yılda üç kat arttırdık. Yapısal reformlar sayesinde küresil finans krizini en az etki ile atlattık. Şimdi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almak için çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Teröre karşı yoğun mücadele verdik. Cesur bir duruş sergiledik. Terörü salt güvenlik tedbirleri ile değil, ekonomik kültürel siyasi reformlarla minimize etmek için başarılı çalışmalar yaptık. Dünyanın takdirle izlediği reformlarımız oldu.

Gelişmiş ülke ve demokrasilerde darbelere vesayete çanak tutan bir medya olmadığını biliyoruz. Türkiye son 8 yılda basın özgürlüğü noktasında çok ileri standartlara kavuşmuş, attığımız cesur adımlarla konuşulamayanlar artık gündeme taşınır hale gelmiştir. Şuanda cezaevinde tutuklu olarak bulunanlar ki 27 kişidir bunlar nedenini araştırdığınız zaman iddia şudur: Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs veya bunun yanında bazı terör örgütlerine üye olmaktır. Terör örgütleri ile bir çok ortak faaliyetler. Bunun yanında bir çok şuanda ifade etmekten edep duyacağım bazı konular. Başta AP olmak üzere Türkiye üzerine çalışan Türkiye üzerine raporlar hazırlayan çevrelerin meselelerin özüne hakim olarak görüş beyan etmeleri daha hakkaniyet olacaktır.

Çok değerli misafirler, Saygıdeğer dostlarım,

Bugün tüm dünya tarihi hadiselere tanıklık ediyor. Değişim tarih boyunca süre geldiği gibi bugün de tüm hızıyla devam ediyor. Değişimin demokrasi ve insan hakları hukukun üstünlüğü istikametinde olması için bizlere tüm dünya liderlerine büyük sorumluluklar düşüyor. Tüm katılımcılara, misafirlerimize bir kez daha Türkiye'ye İstanbulumuza hoş geldiniz diyor çalışmalarınızda başarılar diliyorum, bir kez daha teşekkür ediyor hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum' dedi.