``japon Ne Yapmış``...

``İlk kitabım `Japon Yapmış` da Japonya`nın dili, dini, tarihi, sanatları, kültürü ve Japonya denilince ilk akla gelen kavramlar anlatıldı.

`Japon Ne Yapmış` adlı ikinci kitabımda yabancı olarak Japonya`da yaşamayı ve Japon mutfağını aktarmaya çalıştım

`Japon Yapmış, Türk Gezmiş` adını vermeyi düşündüğüm üçüncü kitabımda ise Japonya`nın gezilecek yerlerini anlatacağım`` -``Mükemmeliyetçilikleri nedeniyle çok emin olmadan yabancı dilde konuşmamayı tercih eden Japonların en önemli sorunu yabancı dil`` -``Japonlar, büyük bir imparatorluk, kültürü, dili, mutfağı olan Osmanlı`nın devamı modern Türkiye`ye ve Türklere büyük bir hayranlık duyuyorlar`` (fotoğraflı) ANKARA - 18.11.2011 - Arife Yıldız Ünal - Ekonomi Bakanlığı Uzmanı Onur Ataoğlu, yaklaşık 4 yıl görev yaptığı Japonya`da yaşadıklarını ve izlenimlerini anlattığı ``Japon Yapmış`` ve bu kitabın devamı niteliğinde yazdığı Eylül`de piyasaya çıkan ``Japon Ne Yapmış`` kitabında Japonya denilince ilk akla gelen kavramları, bir yabancı olarak Japonya`da yaşamayı ve Japon mutfağını anlatıyor

Onur Ataoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2002-2006 yılları arasında Tokyo Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliği yaptığı dönemde, Japonya ve Japon halkına ilişkin çok ilginç bulduğu izlenimlerini internet aracılığıyla arkadaşlarıyla paylaştığını, arkadaşlarının önerisi üzerine kitap yazmaya karar verdiğini söyledi

Kitap yazmaya karar verdikten sonra ülkeyi ve halkı daha dikkatli gözlemlemeye başladığını, yaşadıklarını daha sistematik bir şekilde yazmaya başladığını anlatan Ataoğlu, ``Japonya`nın tarihi, coğrafyası ve kültürünü öğrenmek için İngilizce kitaplar aldım, okudum. Çok fazla dolaştım ve her gittiğim yerle ilgili izlenimlerini not ettim. Türkiye`ye döndükten sonra bu notlarımı `Japon Yapmış` ve `Japon Ne Yapmış`` kitaplarımda topladım`` diye konuştu

-``Japon Yapmış, Türk Gezmiş`` ilkbaharda çıkacak- ``Japon Yapmış`` adlı kitabında, Japonya`nın dili, dini, tarihi, sanatları, kültürü ve Japonya denilince ilk akla gelen kavramların anlatıldığını belirten Ataoğlu, şöyle devam etti: ``Yabancı olarak Japonya`da yaşamanın nasıl olacağını ise `Japon Ne Yapmış` adlı ikinci kitabımda anlattım. Bir yabancı olarak izlenimlerimi, Japon mutfağını, festivalleri, eğlence alışkanlıklarını aktarmaya çalıştım. Üçüncü kitabım Japonya`yı gezilecek bir ülke olarak tanıtmaya yönelik. Tokyo, Kyoto ve Osaka gibi üç büyük şehri başta olmak üzere tüm Japonya`yı okuyuculara gezdirmeye çalışacağım. İlkbaharda yayımlanacak olan üçüncü kitabımın adını `Japon Yapmış, Türk Gezmiş` olarak düşündüm ama henüz netleşmedi.`` -Japonya`da en önemli sorun yabancı dil- Japonya`daki en önemli sorunun yabancı dil olduğuna dikkati çeken Ataoğlu, ``Yabancı dil konusunda çok sıkıntılılar. Yurt dışında uzun süre kalmış olan, az sayıdaki Japonun İngilizcesi iyi ama Japonya`da yaşayan dışarıya çıkmamış Japonlarla iletişim kurmak sıkıntılı. İngilizceyi çok iyi bilmeme rağmen sokağa indiğimde işe yaramadı. Japonya`da günlük hayatta İngilizcenin yeri yok`` dedi

Japonların mükemmeliyetçilikleri nedeniyle çok emin olmadan bir yabancıyla konuşmamayı tercih ettiklerini anlatan Ataoğlu, ``Bir keresinde Japon bir kızdan yardım istedim. Kız, İngilizce bilmediğini söyledi ama bana yardım etti. Biraz sohbet ettiğimde kızın İngiliz Dili ve Edebiyatı 4. sınıfta olduğunu öğrendim ve çok şaşırdım. İngilizce alanında eğitim görmüş ama İngilizce bilmediğini söylüyor. Kafalarında kurdukları İngilizce cümleden yüzde 100 emin değilse konuşmuyorlar. Mümkün olduğu kadar temas kurmamaya çalıştıkları yabancılara uzaylı görmüş gibi davranıyorlar`` diye konuştu

-Türklere büyük bir hayranlıkla yaklaşıyorlar- Yüzyıllarca dışa kapalı bir şekilde yaşadıkları için yabancıları benimsemediklerini, ancak yabancılara büyük saygı duyduklarını ifade eden Ataoğlu, kendileri gibi bir imparatorluktan gelen Türklere karşı, diğer milletlere göre daha saygılı ve hayran olduklarını söyledi

Ataoğlu, ``Tarihte öğrendikleri Osmanlı İmparatorluğunu kendi imparatorluklarına benzetiyorlar. Atatürk`ü biliyorlar ve kendi imparatorlarıyla benzerlikler kuruyorlar. Bu nedenle büyük bir imparatorluk, kültürü, dili, mutfağı olan modern Türkiye`ye ve Türklere büyük bir saygı duyuyorlar. Ben bunun keyfini çok sürdüm. Avrupa ülkesine gittiğinizde `aaa Türkler` diye karşılanırken, Japonya`da büyük bir hayranlıkla yaklaşıyorlar Türklere`` dedi

-Japonlar, her alanda dirayetli- Onur Ataoğlu, bir soru üzerine, Japonya`da yaşanan deprem ve tsunami sonrasında insanların dirayetli tavırlarının dikkati çektiğini, Van`da yaşanan depremde de aynı duyarlılığı gösterdiklerini ve Türklere yardıma koştuklarını hatırlatan Ataoğlu, Van`da meydana gelen ikinci depremde hayatını kaybeden Atsuşi Miyazaki`nin ailesinin de yardımda ölen çocuklarının Türkiye`deki çalışmaları dolayısıyla gurur duyduklarını belirten tutumlarını hayatlarının her alanında gösterdiklerini kaydetti

Bu arada, Ataoğlu, İstanbul Kitap Fuarı`nda yarın 15.00-17.00, 19 Kasım Cumartesi günü ise 11.00-14.00 saatleri arasında kitap tanıtımı ve imza gününe katılacak

-``Uzay kapsülü arızalandığı için gezegenlerine inmiş uzaylı``- Kitapta, Ataoğlu, Japonya`da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ``Japonya`da yabancı, ömür boyu yabancıdır. Yabancıları tanımlamak için `gaijin` kelimesi kullanılır

``İşin en keyifli yanlarından biri, yabancı olduğunuz anlaşılmasına rağmen size `yolunacak turist` gözüyle bakmamaları. Japonya`da hele ki taşrada yabancı turist diye bir kavram pek gelişmediğinden sizi görünce ne yapacaklarını bilememenin şaşkınlığıyla kalakalıyorlar, daha sonra uzay kapsülü arızalandığı için mecburen gezegenlerine inmiş bu uzaylıyla iletişim kurma ihtiyacı hissediyorlar.`` ``Bir mağazaya girip siyah bir ayakkabı beğeniyorsunuz. Ayakkabının kahverengisini soruyorsunuz. Tezgahtar ise `Bir dakika lütfen` diyerek ortadan kayboluyor. Bekliyorsunuz, bekliyorsunuz ve adam 20 dakika sonra gelip, `maalesef yok` diyor. Yahu küçücük dükkanda zaten 20 kalem mal satılıyor, onların da hangi renginin olup olmadığını söylemek için 20 dakikaya niye ihtiyaç duyarsınız.`` ``Bir dükkana girdim. Resepsiyonda genç bir Japon tarafından güler yüzle karşılandım. Bisiklet kiralama isteğimi dile getirdim. 1000 yen karşılığında 3 saatliğine kiralayabileceğimi söyledi. 3 saat vaktim olmadığını, saatlik kiralamanın mümkün olup olamayacağını sordum. Arkadaki odaya girdi, perde arkasındaki yetkiliyle bir şeyler konuştu, geri gelip sadece 1000 yene 3 saat kiralayabileceklerini söyledi. Japonların bu konularda hiçbir esneklik payları olmadığını, `Tamam abi, sana uygun bir şey yaparız` demeyeceklerini bildiğimden, kabul ettim ve şakayla karışık `Pekala 1000 yene 3 saat kiralayabilir miyim? diye sordum. Kendi esprime gülerken, çocuk içeriye girdi, perde arkasındaki esrarengiz yetkiliyle uzun uzun bir şeyler konuştu. Sonra yüzünde ülser acısı çekiyormuş gibi bir ifadeyle geldi, `Aşağıdan istediğiniz bisikleti alıp, istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Sizden para istemiyoruz` dedi. Bisikleti alırken de ismimi, adresimi, telefonumu vb. hiçbir bilgiyi sormadı.`` (ARF-FZL)
Kaynak: AA