Bakan Ergün: 'Marka çıkan yerden terör çıkmaz'
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin, otomobilin her parçasını ürettiğini belirterek ''Otomobil markamız yok ama istersek olur'' dedi.
Haber Türk'te yayımlanan ''Teke Tek'' programında Türk otomotiv sektörünü değerlendiren Ergün, Türkiye'deki siyasi istikrarın, makro ekonomik dengelerin, ekonomik krizlere karşı mali disiplinin yan yana durduğunu belirterek, tüm bunların Türkiye'nin dünya çapında yükselen gücüyle birlikte ilerlediğini kaydetti.
Türkiye'nin otomotivde müthiş bir yan sanayiye sahip olduğuna dikkati çeken Ergün, şunları kaydetti:
''Türkiye olarak otomobilin her parçasını üretiyoruz, motorun her parçasını üretiyoruz. Otomobil markamız yok ama istersek olur. Bütün markalar ve modellerin en kaliteli yan sanayi ürünleri ülkemizde üretiliyor. Toyota'nın Japonya'da üretilen arabaları geri çağrılıyor. Türkiye'de üretilen arabaları geri çağrılmıyor. Diğer markalarda da iyi bir mühendislik var. İyi bir teknoloji kullanımı var. Bütün bu avantajlı unsurlara baktığımız zaman büyüyen bir iç pazar var. Geçen sene sadece Türkiye iç pazarında 510 bin otomobil satıldı. Bu sene 650 bin tahmin ediliyor. Bir kaç yıl sonra 1 milyon bir iç pazarımız olacak.''
Türk toplumunun iç pazarda üretilen modellerden farklı marka ve modelleri talep ettiğini belirten Ergün, bu talebin yüzde 30'unun iç pazarda, yüzde 70'inin ise dış pazardan karşılandığını ifade etti.
''Türkiye'deki otomobil sahipliği dünya ortalamasının altında'' diyen Ergün, ''Dünyada ortalama bin kişiye 140 otomobil düşerken, Türkiye'de 100-120 otomobil düşüyor. Bulgaristan'da bin kişiye 300 otomobil düşüyor. Almanya'da bin kişiye 600 otomobil düşüyor. Dünya ortalamasının altındayız ama otomobil sahibi olma arzusunun en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. Sürekli milli gelirimiz artıyor. Orta gelir düzeyine transfer olan insanların sayısı da artıyor. Finansman olanakları da kolaylaşıyor. Daha ucuz ve daha uzun vadeli bir finansman temin edebiliyor insanlar bu nedenle bir milyon araç satımına doğru gidebiliyoruz. Bu tecrübeyi, bu teknolojik birikimi, bu tasarım kabiliyetini, bu büyüyen pazarı, bu finansal şartları bir markaya ve modellere dönüştürmek ve kaybettiğimiz zamanı telafi etmemiz için her şey müsait'' diye konuştu.
Türkiye'de ileride oluşacak bir milyonluk iç pazarın yüzde 20'sine sahip bir marka için bunun 200 bin otomobil anlamına geldiğini ifade eden Ergün, 200 bin otomobil üretip satan bir markanın dünya da markalaşması için bir dayanak noktası ve bölge için büyük bir fırsat niteliği taşıdığını söyledi.
Türkiye'de geçtiğimiz yıl satılan 510 bin otomobilden 360 bininin ithal otomobil olduğunu belirten Ergün, ''Çok güçlü bir yan sanayimiz var. Dünyanın en meşhur markalarına Türkiye'nin yan sanayisi parça üretiyor. Türkiye'de bir firma böyle bir markayı ortaya çıktığı zaman, tasarımını kendisi yapacak, markasını kendisi yapacak, üretim bandını burada oluşturacak. Montajını burada yapacak. Bazı rekabet gücü olan markaları da belki yurt dışından başka firmalardan yapacak. Yüzde yüz yerli olsun diye bir fantezimiz yok. Kendi markamızın, damgamızın olduğu bir otomobilin olmasının zamanı gelmiş olması lazım. Marka çıkan yerde terör olmaz.'' dedi.
Türkiye'nin otomotivde müthiş bir yan sanayiye sahip olduğuna dikkati çeken Ergün, şunları kaydetti:
''Türkiye olarak otomobilin her parçasını üretiyoruz, motorun her parçasını üretiyoruz. Otomobil markamız yok ama istersek olur. Bütün markalar ve modellerin en kaliteli yan sanayi ürünleri ülkemizde üretiliyor. Toyota'nın Japonya'da üretilen arabaları geri çağrılıyor. Türkiye'de üretilen arabaları geri çağrılmıyor. Diğer markalarda da iyi bir mühendislik var. İyi bir teknoloji kullanımı var. Bütün bu avantajlı unsurlara baktığımız zaman büyüyen bir iç pazar var. Geçen sene sadece Türkiye iç pazarında 510 bin otomobil satıldı. Bu sene 650 bin tahmin ediliyor. Bir kaç yıl sonra 1 milyon bir iç pazarımız olacak.''
Türk toplumunun iç pazarda üretilen modellerden farklı marka ve modelleri talep ettiğini belirten Ergün, bu talebin yüzde 30'unun iç pazarda, yüzde 70'inin ise dış pazardan karşılandığını ifade etti.
''Türkiye'deki otomobil sahipliği dünya ortalamasının altında'' diyen Ergün, ''Dünyada ortalama bin kişiye 140 otomobil düşerken, Türkiye'de 100-120 otomobil düşüyor. Bulgaristan'da bin kişiye 300 otomobil düşüyor. Almanya'da bin kişiye 600 otomobil düşüyor. Dünya ortalamasının altındayız ama otomobil sahibi olma arzusunun en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. Sürekli milli gelirimiz artıyor. Orta gelir düzeyine transfer olan insanların sayısı da artıyor. Finansman olanakları da kolaylaşıyor. Daha ucuz ve daha uzun vadeli bir finansman temin edebiliyor insanlar bu nedenle bir milyon araç satımına doğru gidebiliyoruz. Bu tecrübeyi, bu teknolojik birikimi, bu tasarım kabiliyetini, bu büyüyen pazarı, bu finansal şartları bir markaya ve modellere dönüştürmek ve kaybettiğimiz zamanı telafi etmemiz için her şey müsait'' diye konuştu.
Türkiye'de ileride oluşacak bir milyonluk iç pazarın yüzde 20'sine sahip bir marka için bunun 200 bin otomobil anlamına geldiğini ifade eden Ergün, 200 bin otomobil üretip satan bir markanın dünya da markalaşması için bir dayanak noktası ve bölge için büyük bir fırsat niteliği taşıdığını söyledi.
Türkiye'de geçtiğimiz yıl satılan 510 bin otomobilden 360 bininin ithal otomobil olduğunu belirten Ergün, ''Çok güçlü bir yan sanayimiz var. Dünyanın en meşhur markalarına Türkiye'nin yan sanayisi parça üretiyor. Türkiye'de bir firma böyle bir markayı ortaya çıktığı zaman, tasarımını kendisi yapacak, markasını kendisi yapacak, üretim bandını burada oluşturacak. Montajını burada yapacak. Bazı rekabet gücü olan markaları da belki yurt dışından başka firmalardan yapacak. Yüzde yüz yerli olsun diye bir fantezimiz yok. Kendi markamızın, damgamızın olduğu bir otomobilin olmasının zamanı gelmiş olması lazım. Marka çıkan yerde terör olmaz.'' dedi.