Meme Kanserinde İlk Tanıyı Kendiniz Koyun

Kadınlarda en fazla görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserinin görülme oranları her geçen yıl artmakla birlikte ölüm oranlarında düşüş görülüyor.

Bunda, son yıllarda geliştirilen yeni tedavi yöntemleri ve ileri teknolojik uygulamaların büyük payı bulunuyor. Ancak ileri teknolojiyle uygulanan tedavi yöntemleri tedavideki başarı oranlarını artırsa da uzmanlar, meme kanserinde hayat kurtaran en öneli faktörün erken tanı olduğunu ifade ediyor.

Acıbadem Bursa Hastanesi Meme Kliniği Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Abdullah Zorluoğlu, kadınların belli aralıklarla memelerini kontrol etmeleri, meme kanserini, ileri aşamalara ulaşmadan fark etmenin ve tedaviye erken başlangıcın ilk adımını oluşturduğunu söyledi.
Son yıllarda meme kanseri bilincinin artması sayesinde hastalara daha erken tanı konulabildiğini vurgulayan Prof. Zorluoğlu, şu bilgileri verdi: "Erken tanı için doğurgan yaş grubundaki her kadının her ay düzenli olarak memesini muayene etmesi ve sorun fark ettiğinde genel cerrahi uzmanına başvurması temel unsur. Risk grubunda olmayan kadınların, hiçbir yakınması olmasa bile 40 yaşından sonra senede bir kez klinik meme muayenesi olmaları ve mamografi çektirmeleri son derece önemli. Risk grubundaki kadınlar ise hekimleri ile bu durumu konuşmalı ve kişiselleştirilmiş bir tarama politikası çerçevesinde izlenmeli."
Meme kanserinin, günümüzde multidisipliner yaklaşımla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul edildiğini belirten Dr. Zorluoğlu, bu nedenle tedavinin başlangıç aşamasında hem cerrahi ve tıbbi onkolojinin hem de radyasyon onkolojisinin görüşü alınarak, tedavinin varılan uzlaşma sonrası planlanması gerektiğini söyledi. Zorluoğlu, şöyle konuştu:
"Günümüzde çoğu hastanın memesi korunabiliyor ve cerrahi sonrası gerçekleştirilecek radyoterapi ve kemoterapi sayesinde ciddi başarılar elde edilebiliyor. Meme koruyucu cerrahi için uygun olmayan hastaların bir bölümüne ameliyat öncesi kemoterapi veriliyor ve tümör boyutunda küçülme sağlandığında meme koruyucu cerrahi uygulanabiliyor. Gerçekleştirilen tedavi planına göre, memesinin tamamının alınmasına karar verilen hastanın uygulanacak cerrahi öncesi konuyu mutlaka plastik rekonstrüktif cerrahla konuşması gerekiyor. Yapılacak cerrahi ile eşzamanlı veya tedavi sonrasında yapılabilecek ayrı bir cerrahi müdahale ile yeni bir meme yapılabiliyor. Hastanın kendi dokusundan veya sentetik malzeme kullanılarak yapılan bu girişimler artık tedavinin bütünü içerisinde değerlendiriliyor ve çoğu hasta tarafından tercih ediliyor."

Zorluoğlu, meme kanserinin belirtilerini şöyle sıraladı:

• Memede elle hissedilen bir sertlik veya kitle,
• İki meme arasında son dönemde ortaya çıkan asimetri,
• Meme başında veya meme cildinde içe doğru çekinti,
• Memede kızarıklık, yara, egzama, kabuklanma, çatlama,
• Meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm,
• Meme başında şekil veya yön değişikliği,
• Memede olağan dışı şişlik veya boyut artışı,
• Adet dönemlerinde memede rastlanabilenden farklı karakterde ağrı,
• Meme başından akıntı; özellikle pembe, kırmızı renkte,
• Koltuk altında sertlik, şişlik veya kitle