AB raporunda 'kadına şiddet' vurgusu

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve Türkiye'nin son 1 yılda gösterdiği performansı değerlendiren İlerleme Raporu'nda ordu üzerinde sivil denetime övgü, kadın şiddeti ve ifade özgürlükleri konusunda uyarılar yer aldı. İşte Dışişleri Bakanlığı'nın “ölçülü ve adil değil” dediği rapordan satırbaşları:

AB raporunda 'kadına şiddet' vurgusu
- Türkiye AB’ye uyum kriterlerini yerine getirmeyi sürdürüyor ve siyasi kriterler konusunda yeterli. Ancak temel hak ve özgürlüklerde yeni reformlara ihtiyaç var.

- Özellikle ifade özgürlüğü konusunda kaygı verici gelişmeler var. Gazeteci ve yazarlar hakkında açılan davalar, internet kısıtlamaları kaygı verici.

- Balyoz ve Ergenekon davalarında tutukluluk sürelerinin uzunluğu, sanık avukatlarının iddianamede yer alan delillere ulaşamaması gibi sıkıntılar nedeniyle adil yargılamaya yönelik kaygılar oluşuyor. Buna rağmen bu iki dava Türkiye açısından demokrasiye karşı işlendiği iddia edilen suçlara ışık tutmak ve hukukun üstünlüğüyle demokratik kurumların uygun işleyişine güveni artırmak için fırsat olmaya devam ediyor.

- 2010 Eylül’ündeki anayasa referandumunda sağlanamayan geniş tabanlı katılım ve uzlaşının yeni anayasa konusunda gerçekleşmesine dikkat edilmeli. Yeni anayasa, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına saygıyı güvence altına alan kurumların istikrarını güçlendirecek ve aralarında Kürt meselesinin de bulunduğu köklü sorunların çözülmesini sağlayacaktır.

- Türkiye ordu üzerinde sivil denetim konusunda iyi ilerleme kaydetti. YAŞ toplantısında yeni komutanlarının geciktirilmeden atanması hükümetin üst düzey komutanların atanmasını kontrol ettiğini doğruladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkilerini aşan siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı müdahale girişimi vakaları azaldı.

- Buna rağmen başka bir aşama kaydedilmeli. YAŞ’ın yapısı ve yetkileri değiştirilmeli. Terfi ve atamalarda sivil kontrolü halen sınırlı. İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarının jandarma üzerindeki yetkisi sınırlı kalıyor. Genelkurmay Başkanı Başbakan’a değil Savunma Bakanı’na bağlı olmalı.

- Hapishanelerde yatanların yüzde 47’si tutuklulardan oluşuyor. Hapishaneler yargının ağır işlemesi nedeniyle kalabalık ve koşulları bu kalabalık nüfus nedeniyle iyileştirilemiyor.

- Medya kuruluşlarına birçok kez yüksek para cezası uygulandı. İnternete erişimde kısıtlamalar devam ediyor.

- Türkiye yargı alanında özellikle geçen yılki anayasa paketinin uygulanmasıyla ilerleme sağlamaya devam etti. Adalet Bakanlığı’nın HSYK üzerindeki etkisi azaldı. HSYK artık daha çoğulcu ve temsil yeteneği yüksek bir kurum.

- Deniz Feneri davasında iddianame halen hazırlanmadı. Davaya bakan savcıların değiştirilmesi kaygı yaratıyor.

- Yolsuzlukla mücadelede sınırlı ilerleme sağlandı. Yolsuzluğa karışan milletvekilleri ve kamu görevlileri halen dokunulmazlık zırhına sahip.

- Kadın-erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme konusunda atılan adımlar sınırlı kaldı. Özellikle namus cinayetleri ve kadına karşı şiddette artış gözleniyor. Polisler kendilerine yardım için gelen kadınları geri çeviriyor. Savcı ve hakimler ise yavaş kalıyor. Aile mahkemeleri yetersiz. Ayrıca bazı kamu figürlerinin tecavüz ve şiddet olayları sonrası kadınları suçlar şekilde açıklamalar yaptığı gözlendi. Ayrıca kadınların siyasetteki temsil oranı düşük.

- Kürt açılımına devam edilmedi. Korucu sistemi ve mayınlar sorun teşkil ediyor. PKK şiddetinde artış var.

- Türkiye, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyetine (Rum Kesimi) deniz ve hava limanlarını açma yükümlülüğünü uyarılara rağmen halen yerine getirmiş değil.

Raporda Türkiye’ye katılım öncesi AB’den aktarılan yardım miktarının 2011 yılı için 781.9 milyon euro olduğu belirtildi.

Gül’e özel övgü

Türkiye-AB müzakereleri başladığında Dışişleri Bakanı olan Gül’e raporda özel bölüm ayrıldı. Raporda Gül’ün giderek kutuplaşan ülkede uzlaştırıcı ve birleştirici bir rol oynadığı vurgulandı. 10 yıl sonra ilk kez bir Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır’ı ziyaret etmesinin önemli olduğuna vurgu yapıldı ve Hrant Dink davasında da aktif rol oynadığına dikkat çekildi. Gül’ün Türkiye’nin dış politikasında da önemli bir yer aldığına dikkat çeken raporda Gül’ün Türkiye’nin gündemindeki bazı kilit meseleleri yapıcı açıklamalar ve müdahalelerde çözdüğü kayda geçirildi. Cumhurbaşkanının görev süresinin kaç yıl olduğuna yönelik tartışmanın ise halen devam ettiği vurgulandı.