Verem Haftası
Malatya Sağlık İl Müdürü Hacı Bayram Zengin, "İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir" dedi.
Verem ile ilgili olarak toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesi amacıyla 2-8 Ocak 2010 tarihleri arasında "64.Verem Savaşı Eğitim ve Propaganda Haftası" olarak düzenlendiğini yaptığı yazılı açıklamada bildiren Malatya Sağlık İl Müdürü Hacı Bayram Zengin, Verem (tüberküloz) hastalığı, "Mycobacterium tuberculosis" basili tarafından oluşturulan bulaşıcı bir hastalıktır.
Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu İnsanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanma ihtimali bulunmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve her 1,7 milyon insan bu hastalıktan ölmektedir.
Türkiye'de 2008 yılı verilerine göre Verem Savaşı Dispanserlerinde kayıtlı 18 bin 452 Verem hastası vardır. Bu hastaların yüzde 62'si erkek, yüzde 38'i kadındır. Hastaların yüzde 70'inde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 30'unda akciğer dışındaki organlar (Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek beyin vb.) tutulmuştur" ifadelerini kullandı.
"Verem mikrobu, hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırmaktadır.
Verem hastalığı oluştuğunda; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama gece terlemesi gibi genel yakınmalar görülür. Bunun dışında öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi akciğer şikayetleri yanında ateş de ortaya çıkar" diyen Zengin, iki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerektiğini vurguladı.
Zengin, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Verem tedavisinde kullanılan ilaçlar ücretsiz olarak Verem Savaşı Dispanserlerinden verilmektedir. İlaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü tedaviyi yarım bırakan hastalar toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün önerdiği bu stratejiye Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) denilir.
Çocuklarımızı veremden korumanın en etkin ve kolay yolu doğumdan sonra 2. ayında BCG aşısı ile aşılamaktır. Özellikle tüberküloz menenjit riskine karşın BCG aşısı son derece önemlidir. Yetişkinlerde ise aşı hastalık için koruyucu değildir.
Dünyada tek etkene bağlı ve tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde en çok ölüme yol açan hastalık Verem hastalığıdır. Bu nedenle toplumdaki tüm bireylerin bu konuda duyarlı olması, hastalık bulguları olan kişilerin teşhis için en kısa sürede Verem Savaşı Dispanserlerine başvurması, hastalık tespit edilenlerin de tedavilerini hekim tarafından önerilen şekilde eksiksiz olarak tamamlamaları çok önemlidir."
Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu İnsanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanma ihtimali bulunmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve her 1,7 milyon insan bu hastalıktan ölmektedir.
Türkiye'de 2008 yılı verilerine göre Verem Savaşı Dispanserlerinde kayıtlı 18 bin 452 Verem hastası vardır. Bu hastaların yüzde 62'si erkek, yüzde 38'i kadındır. Hastaların yüzde 70'inde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 30'unda akciğer dışındaki organlar (Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek beyin vb.) tutulmuştur" ifadelerini kullandı.
"Verem mikrobu, hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırmaktadır.
Verem hastalığı oluştuğunda; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama gece terlemesi gibi genel yakınmalar görülür. Bunun dışında öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi akciğer şikayetleri yanında ateş de ortaya çıkar" diyen Zengin, iki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerektiğini vurguladı.
Zengin, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Verem tedavisinde kullanılan ilaçlar ücretsiz olarak Verem Savaşı Dispanserlerinden verilmektedir. İlaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü tedaviyi yarım bırakan hastalar toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün önerdiği bu stratejiye Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) denilir.
Çocuklarımızı veremden korumanın en etkin ve kolay yolu doğumdan sonra 2. ayında BCG aşısı ile aşılamaktır. Özellikle tüberküloz menenjit riskine karşın BCG aşısı son derece önemlidir. Yetişkinlerde ise aşı hastalık için koruyucu değildir.
Dünyada tek etkene bağlı ve tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde en çok ölüme yol açan hastalık Verem hastalığıdır. Bu nedenle toplumdaki tüm bireylerin bu konuda duyarlı olması, hastalık bulguları olan kişilerin teşhis için en kısa sürede Verem Savaşı Dispanserlerine başvurması, hastalık tespit edilenlerin de tedavilerini hekim tarafından önerilen şekilde eksiksiz olarak tamamlamaları çok önemlidir."