Köln Belediye Başkanı Roters: Türk toplumunun Almanya’ya uyumu bir başarı hikayesidir

Almanya’nın Köln kenti Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters, (SPD), uyum tartışmalarında sürekli olumsuz örneklerin gündeme getirildiğine işaret ederek, çok sayıda olumlu örnek bulunduğuna vurgu yaptı ve başarılı bir uyumun yolunun sosyal dezavantajl

Almanya’nın Köln kenti Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters, (SPD), uyum tartışmalarında sürekli olumsuz örneklerin gündeme getirildiğine işaret ederek, çok sayıda olumlu örnek bulunduğuna vurgu yaptı ve başarılı bir uyumun yolunun sosyal dezavantajları ortadan kaldırmaktan geçtiğinin altını çizdi. Almanya’nın Köln kenti işadamları kulübü Wirtshcaftsclub Köln, 19 Ocak akşamı verdiği yeni yıl resepsiyonunda Alman ve Türk işadamlarını buluşturdu. Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters ve Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa’nın da katılarak birer konuşma yaptığı gecede, Türk-Alman ilişkileri ve Almanya’daki Türklerin uyumu konuşuldu. Resepsiyona Türk işadamlarının kurmuş olduğu Sinerji Köln İşadamları ve Girişimciler Derneği SYNKO yönetiminden Vedat Güneş, Köln Belediye Meclisi’nin CDU’lu üyesi Efkan Kara, Alman ve Türk çok sayıda işadamı katıldı.     Resepsiyonda bir konuşma yapan Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters, devletin imkanlarını, sosyal dezavantajları gidermek, dengelemek için kullanması gerektiğini vurguladı. Entegrasyon problemlerinin çözülmesi için sosyal dezavantajların ortadan kaldırılması gerektiğine işaret eden Roters, “Gençlerin desteklenmesi gerekir. Kamu imkanları, gençlerin kalifiye insan olmaları için kullanılmalı. Eldeki mali imkanların, net, kesin hedefli olarak kullanılması, daha sonra da başarının kontrol edilmesi gerekir. Kullanılabilecek çok mali imkanlar var. Böylesi uyum çalışmaları, bir kentin sosyal barışının korunması için de çok önemlidir. Çok farklı kültürlerin bir arada yaşatılması konusunda Köln’de çok uygun koşullar var. Dünyaya açık bir kent olmamız, bir birimize gidebiliyor olmamız gibi.” dedi.     Bu noktada göçmenlere düşen şeyin ise, sunulan teklif ve imkanları değerlendirmeye hazır olmak olduğunun altını çizen Roters, “Göçmenlere dönük bir önemli proje de Stadtteilmütter (Kentin parçası anneler) projesidir. Proje, göçmen annelere hitap ediyor, bir araya gelmeyi ve anneleri desteklemeyi amaçlıyor. Annelerle çocukları birlikte eğiten bu proje çok başarılı oluyor, daha da yaygınlaştırılmalı.” diye konuştu.     Uyum tartışmalarında sürekli olumsuz örneklerin verildiğine işaret eden Roters, “Sadece başarısız uyum örneklerine bakmamalıyız. Aksine çok çok başarılı uyum örnekleri var. Birlikte ne kadar başarılı olduğumuzu gösteren çok sayıda örnek var. İki dili de iyi bilen Türk kökenli gençler iş dünyası için büyük şans oluyor, ben bunu firmalarda bizzat gördüm.” ifadelerini kullandı.     Burada bir konuşma yapan Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa, Almanya’da 2010 yılına entegrasyon tartışmalarının damgasını vurduğunu hatırlatarak “Tartışma ve değerlendirmeler, doğru ekonomik veri ve istatistiklerle sürdürülürse, Türk toplumunun entegrasyonunun bir başarı hikayesi olduğu tespit edilecektir. Bugün 75 bin Türk firması Almanya çapında 450 bin kişiyi istihdam etmektedir. 1992 yılında 12 bin olan Türk üniversiteli sayısı bugün 40 bindir. Üstelik bu rakamlar, ancak 90’lı yıllarda Almanya’da kalıcı olmaya karar veren bir topluma aittir.” dedi.     Tabi ki problemlerin de olduğunu belirten Basa, “Ancak tam da bu bizim, yarısı dolu bardağın dolu tarafını görmemizi engellememeli. Geriye dönenlerle birlikte toplam 6 milyonluk bir kitlede hiç problemin olmaması mümkün değildir” şeklinde değerlendirdi.     Problemlerin sosyal problemler olduğuna dikkat çeken Basa, şöyle ekledi: “Sosyal problemlerin etnik, milli, dini ve ideolojik anlatımlarla ölçülmeye çalışılması doğru değildir. Türkiye’den göçün 50. yılını da kutlayacağımız 2011 yılında umarım, insanların genleri de tartışma konusu yapılmaz. Ki bunlar göçmenlerde, burada istenmedikleri duygusunu uyandırıyor”     Türkiye ve Almanya’nın büyük ekonomik krizden daha az etkilenen ve daha hızlı ve güçlü çıkan iki ülke olduğuna vurgu yapan Basa, önemli noktada olan Türkiye-Almanya ticaret miktarının 30 değil, 100 milyar dolar olması gerektiğini kaydetti. Basa, “Türkiye’nin bölgesindeki ağırlığı Alman firmalarına da büyük imkanlar sunuyor. İki dile hakim insan potansiyeli de, birlikte çalışma potansiyelini güçlendiriyor. Türk-Alman toplumun dinamiklerinin bilincinde olmalıyız.” şeklinde belirtti. Alman-Türk toplumunun başkentinin Köln olduğunu belirten Basa, TD-IHK, Türkiye’nin yatırım ajansı ISPAT gibi kurumların Köln’de olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin dünyanın en büyük gemi, cam, çimento, tekstil, televizyon, gübre ve şekerli ürünler üreticisi olduğunu bildiren Basa, “Türkiye’nin AB üyeliği, uyum tartışmalarını bitirecektir.” dedi.     Wirtschaftsclub Köln Başkanı Marc Kurtenbach ise, “Biz çok kültürlü (Multikulti) bir kentiz, böyle olmak istiyoruz.” dedi. Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının göz kamaştırdığına işaret eden ve aynı zamanda bir bankanın yönetim kurulu başkanı olan Kurtenbach, 2030 yılında Türkiye’nin refah durumunun çok daha iyi olacağına işaret etti.