Erdoğan: Kazanan türkiye Olacak Ankara
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '12 Eylül akşamı 'evet' oylarının çıkması halinde kazanan Türkiye olacaktır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '12 Eylül akşamı 'evet' oylarının çıkması halinde kazanan Türkiye olacaktır. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçiş olacağı için hep birlikte biz kazanacağız' dedi.
Başbakan Erdoğan, STV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Referandumun AK Parti için bir güven oylaması olmadığını vurgulayan ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'Referandum Tayyip Erdoğan'ın gidişi olacaktır' sözlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Böyle bir şeyin içine sokuyor. Hep bu hayal içinde gezip tozuyor. Önce sen git kaset meseleni hallet. Kendine sahip olamadın. Kendi içinde çok güvendiklerin, elini kaldırdığın, elini kaldıranlar seni ne hale getirdiler, önce bunu hallet. Gelip de AK Parti'nin içiyle ilgili kötü bir şeyin hevesinde olma. Dünyanın içinde halk oylamaları kalkıp da böyle bir neticeyi doğurmaz. Burada kaybedenler kim olacaktır? Darbe heveslileri kaybedecektir, statükodan yana olanlar kaybedecektir, vesayetçiler kaybedecektir, bürokratik oligarşi, aynı zamanda oligarşik yapının her çeşidi kaybedecektir, çeteler kaybedecek ve bu özlem içinde olanlar kaybedecek, bundan daha güzel ne olur? Ve millet kazanacak.'
-BİZİM SÖYLEYECEKLERİMİZ BELLİ-
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Başörtüsü sorununu ben çözerim' demeye başladığını belirterek, 'Bugünden tezi yok, samimiysen, dürüstsen gel. Başkası ile yanımıza gelmesin, ikimiz bu işi beraber çözeriz. Oturalım. Zaten bizim söyleyeceklerimiz belli' dedi.
Başbakan Erdoğan, kendisiyle ilgili kararı veren Yargıtay'daki dairenin 'belli bir mezhebin ağırlıklı olduğu bir daire olduğunu' belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Verdiler kararı. Ben detayına girmiyorum. Detayında çok şeyler var. Onları da açıklamaya kalktığım zaman Türkiye'de 'Sayın Başbakan halklıymış' denilir. Ama biz bir taraftan bu ülkede şu anda, ben Alevi kardeşlerimin ciddi bir kısmını tenzih ederim ama bilmelerini de isterim ki bu kesimin içerisinde farklı fraksiyonlar var bunların içerisinde, bu tür yaklaşımlar var. Ben bedel ödemişim. Bedeli de bana onlar ödettiler. Suçum neydi? MEB Talim ve Terbiye Kurulu tavsiyede bulunuyor, bu şiiri okuduğum için Ziya Gökalp'e ait, bundan dolayı ben 10 aya mahkum olmuşum. Benim suçum başka birşey değil. Şu anda yargının saygınlığını korumak için bu işin ifşasına girmiyorum. Belki zaman gelecek bunları da teşhir edeceğiz. Ama onlar zaten şimdi ben bu ifadeleri kullanırken zaten kendilerini biliyorlar, 'ben bu işin içinde vardım' diye.'
'Yani bu iş planlı bir hareket mi?' sorusuna Erdoğan, 'Tabii canım. Ortada zaten olan belli. Şimdi siz bunlardan özgürlük bekleyebilir misiniz, özgürlüğü savunmalarını bekleyebilir misiniz?' diye sordu.
-'BOYKOT TEHDİDİ ANTİ DEMOKRATİKTİR'-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin halk oylamasına yönelik boykot çağrısına ilişkin, vatandaşın bireysel olarak bir seçimi oylamayı boykot edebileceğini, ancak bir siyasi partinin vatandaşı boykot için tehdit etmesinin 'anti demokratik' olduğunu kaydetti.
BDP'nin benzer tavrı Meclis'te de sergilediğine dikkat çeken Erdoğan, 'Kendi arkadaşlarını oy kabinine göndermeyen halkın sandığa gitmesine tahammül edebilir mi? Çünkü neticenin ne olacağını biliyorlar. Bırak gitsin oyunu serbestçe kullansın. 'Evet' mi, 'Hayır' mı, ya da hiç mi mühür vurmaz, boş zarf mı verir, bırak ne yaparsa yapsın' dedi.
Erdoğan, 'güvenlik güçlerinin silah bırakması' yönündeki söylemlere ilişkin olarak ise, şunları söyledi:
'Bu tür ifadeyi kullanırken bir defa bir şeyin bilinmesi lazım, biz terör örgütüyle mücadelemizi sürdürmekten geri duramayız. 'Silahlar bırakılmalıdır' yaklaşımı çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Silahı terörist bırakır. Güvenlik güçleri silah bırakmaz. Silah güvenlik gücünün adeta demirbaşıdır, enstrümanıdır. Güvenlik güçleri nasıl bırakır, böyle birşey olur mu? Vatandaşın can güvenliği onunla sağlanacaktır. Bu çok yanlış bir yaklaşım. 'Operasyonlar dursun'... Güvenlik güçleri operasyon meraklısı değil ki. Karşısında operasyonu gerektirecek bir durum varsa, orada da devletin resmi güvenlik gücünün operasyon yapmaması diye birşey olabilir mi? Sonra millete hesabını nasıl verecek? Bu, terör örgütüne yapılması gereken bir çağrıdır. Bunlar terör örgütüne bu çağrıyı yiğitçe yapamadılar... Bazı STK'ların bu konuda daha net tavır alıyor olması bu süreci olumlu istikamette etkilemiştir. Bu STK'lara teşekkür ediyorum. Bazı STK'lar var ki terör örgütünün yaptıklarına çanak tutuyorlar ülke genelinde.'
-'BELEDİYE BURSLARININ ÖNÜ AÇILABİLİR'-
Belediyelerin verdiği, Anayasa Mahkemesi kararıyla kesilen eğitim bursları konusunda da yeni bir düzenleme yapabileceklerini belirten Erdoğan, 'Halk oylamasından sonra bu işi çözebiliriz. Bir müjde olarak verelim. Bunu tekrar meclise getirebiliriz. Gücü olan belediyelerin burs vermesine yol açabilecek bir mali çalışmayı yerel yönetimlerle yapar, bunun önünü açarız' diye yanıtladı.
09.09.2010 02:30:18
Başbakan Erdoğan, STV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Referandumun AK Parti için bir güven oylaması olmadığını vurgulayan ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'Referandum Tayyip Erdoğan'ın gidişi olacaktır' sözlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Böyle bir şeyin içine sokuyor. Hep bu hayal içinde gezip tozuyor. Önce sen git kaset meseleni hallet. Kendine sahip olamadın. Kendi içinde çok güvendiklerin, elini kaldırdığın, elini kaldıranlar seni ne hale getirdiler, önce bunu hallet. Gelip de AK Parti'nin içiyle ilgili kötü bir şeyin hevesinde olma. Dünyanın içinde halk oylamaları kalkıp da böyle bir neticeyi doğurmaz. Burada kaybedenler kim olacaktır? Darbe heveslileri kaybedecektir, statükodan yana olanlar kaybedecektir, vesayetçiler kaybedecektir, bürokratik oligarşi, aynı zamanda oligarşik yapının her çeşidi kaybedecektir, çeteler kaybedecek ve bu özlem içinde olanlar kaybedecek, bundan daha güzel ne olur? Ve millet kazanacak.'
-BİZİM SÖYLEYECEKLERİMİZ BELLİ-
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Başörtüsü sorununu ben çözerim' demeye başladığını belirterek, 'Bugünden tezi yok, samimiysen, dürüstsen gel. Başkası ile yanımıza gelmesin, ikimiz bu işi beraber çözeriz. Oturalım. Zaten bizim söyleyeceklerimiz belli' dedi.
Başbakan Erdoğan, kendisiyle ilgili kararı veren Yargıtay'daki dairenin 'belli bir mezhebin ağırlıklı olduğu bir daire olduğunu' belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Verdiler kararı. Ben detayına girmiyorum. Detayında çok şeyler var. Onları da açıklamaya kalktığım zaman Türkiye'de 'Sayın Başbakan halklıymış' denilir. Ama biz bir taraftan bu ülkede şu anda, ben Alevi kardeşlerimin ciddi bir kısmını tenzih ederim ama bilmelerini de isterim ki bu kesimin içerisinde farklı fraksiyonlar var bunların içerisinde, bu tür yaklaşımlar var. Ben bedel ödemişim. Bedeli de bana onlar ödettiler. Suçum neydi? MEB Talim ve Terbiye Kurulu tavsiyede bulunuyor, bu şiiri okuduğum için Ziya Gökalp'e ait, bundan dolayı ben 10 aya mahkum olmuşum. Benim suçum başka birşey değil. Şu anda yargının saygınlığını korumak için bu işin ifşasına girmiyorum. Belki zaman gelecek bunları da teşhir edeceğiz. Ama onlar zaten şimdi ben bu ifadeleri kullanırken zaten kendilerini biliyorlar, 'ben bu işin içinde vardım' diye.'
'Yani bu iş planlı bir hareket mi?' sorusuna Erdoğan, 'Tabii canım. Ortada zaten olan belli. Şimdi siz bunlardan özgürlük bekleyebilir misiniz, özgürlüğü savunmalarını bekleyebilir misiniz?' diye sordu.
-'BOYKOT TEHDİDİ ANTİ DEMOKRATİKTİR'-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin halk oylamasına yönelik boykot çağrısına ilişkin, vatandaşın bireysel olarak bir seçimi oylamayı boykot edebileceğini, ancak bir siyasi partinin vatandaşı boykot için tehdit etmesinin 'anti demokratik' olduğunu kaydetti.
BDP'nin benzer tavrı Meclis'te de sergilediğine dikkat çeken Erdoğan, 'Kendi arkadaşlarını oy kabinine göndermeyen halkın sandığa gitmesine tahammül edebilir mi? Çünkü neticenin ne olacağını biliyorlar. Bırak gitsin oyunu serbestçe kullansın. 'Evet' mi, 'Hayır' mı, ya da hiç mi mühür vurmaz, boş zarf mı verir, bırak ne yaparsa yapsın' dedi.
Erdoğan, 'güvenlik güçlerinin silah bırakması' yönündeki söylemlere ilişkin olarak ise, şunları söyledi:
'Bu tür ifadeyi kullanırken bir defa bir şeyin bilinmesi lazım, biz terör örgütüyle mücadelemizi sürdürmekten geri duramayız. 'Silahlar bırakılmalıdır' yaklaşımı çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Silahı terörist bırakır. Güvenlik güçleri silah bırakmaz. Silah güvenlik gücünün adeta demirbaşıdır, enstrümanıdır. Güvenlik güçleri nasıl bırakır, böyle birşey olur mu? Vatandaşın can güvenliği onunla sağlanacaktır. Bu çok yanlış bir yaklaşım. 'Operasyonlar dursun'... Güvenlik güçleri operasyon meraklısı değil ki. Karşısında operasyonu gerektirecek bir durum varsa, orada da devletin resmi güvenlik gücünün operasyon yapmaması diye birşey olabilir mi? Sonra millete hesabını nasıl verecek? Bu, terör örgütüne yapılması gereken bir çağrıdır. Bunlar terör örgütüne bu çağrıyı yiğitçe yapamadılar... Bazı STK'ların bu konuda daha net tavır alıyor olması bu süreci olumlu istikamette etkilemiştir. Bu STK'lara teşekkür ediyorum. Bazı STK'lar var ki terör örgütünün yaptıklarına çanak tutuyorlar ülke genelinde.'
-'BELEDİYE BURSLARININ ÖNÜ AÇILABİLİR'-
Belediyelerin verdiği, Anayasa Mahkemesi kararıyla kesilen eğitim bursları konusunda da yeni bir düzenleme yapabileceklerini belirten Erdoğan, 'Halk oylamasından sonra bu işi çözebiliriz. Bir müjde olarak verelim. Bunu tekrar meclise getirebiliriz. Gücü olan belediyelerin burs vermesine yol açabilecek bir mali çalışmayı yerel yönetimlerle yapar, bunun önünü açarız' diye yanıtladı.
09.09.2010 02:30:18