2010-2011 Eğitim Öğretim Yılının Başlaması
Eğitim-Bir-Sen Van Şube Sekreteri Naci Dündar, eğitimin pek çok sorununun çözüm beklediğini belirterek, "Yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmen için 2010-2011 eğitim-öğretim yılı; aydınlık, demokratik, özgürlük alanlarının alabildiğine genişlediği bir Türkiye umudunu doruğa çıkaran ağırlıklı gündemin oluşturduğu beklenti ve heyecanla başlıy

2010-2011 eğitim öğretim yılının başlamasına günler kala bir açıklama yapan Naci Dündar, anayasa değişikliğinden ve kamu görevlilerinin sendikal mücadelesi ile ilgili bir değerlendirme yaptıktan sonra, eğitim konusuna geçti. Dündar, "Eğitim sistemimiz, ana sorunlarının gölgesinde, palyatif müdahalelerle yürütülmeye çalışılmaktadır. Eğitim sistemimizin en önemli problemi sınav ve dershane odaklı oluşudur. Şu an dershane sayısının ortaöğretimdeki okul sayısını geçmiş olması oldukça düşündürücüdür. Sınav ve dershane odaklı olmaktan kurtulmanın yolu, okullardaki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesinden geçmektedir. Bireyin en önemli gelişim aşaması olan meslek seçimi, hayatı boyunca vereceği en önemli kararlardan biridir. Meslek seçiminin bilinçli bir yöntemle yapılması, hem kişi ve ailesi açısından hem de ülkenin geleceği açısından önem arz etmektedir. Sınav sistemi, adaletin terazisi gibidir. Sistemin birikimi ölçme ve ölçütler çerçevesinde yerleştirme işleminde bulunma işlevine hangi ölçüde olursa olsun, bir müdahalede bulunulması kabul edilebilir, affedilebilir değildir. ÖSYM'nin sınavlarıyla belirlenen; iştir, aştır, ekmektir, yaşamdır. Bu hususta terazinin diline müdahalede bulunmak büyük ihanettir, emek hırsızlığıdır. Sınavlara hazırlanmak için ekonomik yük altına giren, gece gündüz ders çalışarak emek sarf eden 'hak etmiş'lerin emeğinin birileri tarafından soruların sızdırılması suretiyle 'hak etmemiş'lere aktarımı son derece aşağılık bir faaliyettir. Bugüne kadar ÖSYM'ye güvenilmiş, herkes, ağabey-dayı arayışına girmeden, ancak sınavlara hazırlanmak suretiyle emeline ulaşabileceğinin bilincine varmış ve sistem oturmuştu. Bugün gelinen noktada yitirilen en önemli şey güvendir. Güvenin yitirilmiş olması kaosa davetiye çıkarmaktadır. ÖSYM yeniden organize edilmelidir. Bunun için de ilk olarak bu kadar skandala rağmen hala o koltukta neden oturduğunu anlayamadığımız ÖSYM Başkanı derhal görevden alınmalıdır. KPSS sonuçları üzerindeki tartışma yüzünden 30 bin öğretmenin atamasının ertelenmesi, eğitim-öğretimin başlamasıyla öğretmen ihtiyacı olan okullarda ciddi sıkıntılar oluşturacaktır. Tespitlerimize göre Türkiye genelinde 149 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Bununla birlikte 250-300 bin öğretmen adayı da atama beklemektedir. Öğretmen açığının giderilmesi için en az 100 bin öğretmen hemen atanmalıdır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde öğretmen açığı oldukça fazladır. Bu yörelerde çalışan öğretmenlere ücret anlamında pozitif ayrımcılık yapılarak, illerin durumuna göre tazminat ödenmelidir.
Derslik başına ortalama 28 öğrenci düşmesi için toplamda 76 bin dersliğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açığın giderilmesi yönünde çaba gösterilmesi gerekmektedir" dedi.
