Fatih Altaylı yalan haber iddialarına sert yanıt verdi
Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik'in Gazete Habertürk'e yönelik yalan haber suçlamaları üzerine "Araştırma Komisyonu" kuran Altaylı suçluları buldu.
Herşey önceki akşam AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, Habertürk Televizyonunda Didem Yılmaz’ın sorularını yanıtlarken, Gazete Habertürk’ün yazı dizisini eleştirmesi ile başladı.Anayasa referandum sürecinde AK Parti’nin görüşlerini dile getiren Çelik, Gazete Habertürk’ü yalan haber yapmakla suçladı. Gazete Habertürk, bir çok sanatçıdan görüş aldığı haberinde hangi sanatçının referandumda ’Evet’ ve ’Hayır’ diyeceğini yazmıştı. Çelik bu haberdeki sanatçıları arayıp oylarının rengini sorduğunu ve gazetede yalan yazıldığını ileri sürdü.
ALTAYLI YALAN HABER SUÇLAMASINI YALANLADI
Gazete Habertürk genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı bugün köşesinde eski Bakan Çelik’in bu suçlamasına yanıt verdi. Haberini savunan Altaylı, gazetede bir Araştırma Komisyonu kurduklarını bu komisyonun haberin doğruluğunu onaylaması üzerine Çelik’i arayıp konuştuğunu yazdığı köşesinde "olayı kapatmayı tercih ettiğinin" de altını çizdi.
İşte Altaylı’nın köşesinden "Bir iddia, bir araştırma ve gerçekler" başlıklı bölüm:
Gecenin bir vakti Habertürk Televizyonu’nu izliyorum. Didem Arslan Yılmaz’ın konuğu, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Milli Eğitim Bakam Hüseyin Çelik. Çelik, bir soru üzerine sözü bizim birkaç gündür yayımladığımız "Kanaat önderlerine sorduk" yazı dizisine getiriyor. Habertürk Gazetesi, geniş bir yelpazeden yazar, akademisyen, gazeteci, siyasetçi ve sanatçılara 12 Eylül’de yapılacak Anayasa değişikliği referandumunda "Evet" mi, "Hayır" mı diyeceklerini sormuştu. Ve bizce müthiş bir tarafsızlık ve özen içinde yayımlamıştı.
Ancak Hüseyin Çelik, "Ben bu ankette hayır yanıtı verdiği yazılan kişileri aradım. Öyle dememişler. Hatta Mustafa Sandal’ı kimse aramamış" diyerek bazı isimler saydı.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Büyük bir özenle hazırlanan bu haber, inanılmaz bir biçimde karalanıyordu. İlk içimden geçen, telefona sarılıp yayma bağlanmak ve "Hayır öyle değil" demek oldu.
Ancak bunu yapmadım. Bunun yerine hemen Yayın Koordinatörümüz Osman Gencer’i aradım. Hemen bir "Araştırma Komisyonu" kurduk. Osman Gencer’in yanı sıra AHT Genel Müdürü Ramazan Kurnaz ve Magazin Gazetemizin Koordinatörü Kadir Kaymakçı’yı bu konuyu araştırmakla görevlendirdik. Arkadaşlarımız hemen gazeteye gelerek bu dizi için yapılan yüzlerce görüşmenin ses kayıtlarını mcelemeye başladılar. Kayıtlar bulundu. Adnan Şenses hiçbir şüpheye mahal vermeyecek biçimde "Hayır" diyordu. Behzat Uygur "Hayırlısı olsun" diyor, kahkahayı patlatıyordu ve hayırının üzerinde şapka vardı.
Çelik’in söylediğinin aksine, Mustafa Sandal’la konuşulmuştu ancak Sandal’ın yanıtı "Hayır" olarak da algılanabilirdi "Evet" olarak da hatta çekimser olarak da. Sadece Mehmet Ali Erbil’le konuşulamamıştı, Erbil yerine sorumuzun yanıtını "Basın Danışmanı" Perim Özgeldi aracılığıyla vermişti ve "Hayır" diyordu. Bunun dışında bütün bu kişiler aranmıştı. Komisyondaki arkadaşlarım bununla da yetinmediler. İlgili kişiler bir kez daha arandı. Görüşü yaymlanan kişilerin yaymdan sonra bir düzeltme yollayıp yollamadıklarına bakıldı. Böyle bir şey de yoktu. Hiçbiri, "Biz böyle demedik" diye bir düzeltme yapmamış, sadece Behzat Uygur, Ateş Çelik arkadaşımızı arayıp "Görüşümü yayınladın, başın göğe erdi mi" demişti.
Ancak yine de bu kez daha ihtiyatlı konuşmayı tercih ettiler. Komisyonumuzun yaptığı çalışma dün sabah sona erince ben de Hüseyin Çelik’i aradım. Batman’da şehit ailelerine taziye ziyareti yaparken buldum Çelik’i. "Sayın Bakanım. Dün televizyonda sizi dinledim ve hemen bir araştırma yaptırdım. Elimizde bütün görüşmelerin bantları var. İsterseniz size ulaştırabilirim. Haberimiz satırı satırına doğrudur" dedim.
Hüseyin Bey, "Gerek yok Fatih Bey. Belli ki, sanatçı arkadaşlarımız kimseyi kırmamak için böyle bir yol seçmişler. Ya da fikirlerini değiştirmişler. Oluyor böyle şeyler" dedi.
Gerçekten oluyor böyle şeyler. Sanatçılarımız telefonda karşılarında bir Bakan bulunca "nezaket" göstermiş olmalılar diyerek meseleyi kapatmayı tercih ediyorum. Belki de kabahat bizde oldu. Böyle bir soruyu herkese sormamak lazımmış
ALTAYLI YALAN HABER SUÇLAMASINI YALANLADI
Gazete Habertürk genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı bugün köşesinde eski Bakan Çelik’in bu suçlamasına yanıt verdi. Haberini savunan Altaylı, gazetede bir Araştırma Komisyonu kurduklarını bu komisyonun haberin doğruluğunu onaylaması üzerine Çelik’i arayıp konuştuğunu yazdığı köşesinde "olayı kapatmayı tercih ettiğinin" de altını çizdi.
İşte Altaylı’nın köşesinden "Bir iddia, bir araştırma ve gerçekler" başlıklı bölüm:
Gecenin bir vakti Habertürk Televizyonu’nu izliyorum. Didem Arslan Yılmaz’ın konuğu, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Milli Eğitim Bakam Hüseyin Çelik. Çelik, bir soru üzerine sözü bizim birkaç gündür yayımladığımız "Kanaat önderlerine sorduk" yazı dizisine getiriyor. Habertürk Gazetesi, geniş bir yelpazeden yazar, akademisyen, gazeteci, siyasetçi ve sanatçılara 12 Eylül’de yapılacak Anayasa değişikliği referandumunda "Evet" mi, "Hayır" mı diyeceklerini sormuştu. Ve bizce müthiş bir tarafsızlık ve özen içinde yayımlamıştı.
Ancak Hüseyin Çelik, "Ben bu ankette hayır yanıtı verdiği yazılan kişileri aradım. Öyle dememişler. Hatta Mustafa Sandal’ı kimse aramamış" diyerek bazı isimler saydı.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Büyük bir özenle hazırlanan bu haber, inanılmaz bir biçimde karalanıyordu. İlk içimden geçen, telefona sarılıp yayma bağlanmak ve "Hayır öyle değil" demek oldu.
Ancak bunu yapmadım. Bunun yerine hemen Yayın Koordinatörümüz Osman Gencer’i aradım. Hemen bir "Araştırma Komisyonu" kurduk. Osman Gencer’in yanı sıra AHT Genel Müdürü Ramazan Kurnaz ve Magazin Gazetemizin Koordinatörü Kadir Kaymakçı’yı bu konuyu araştırmakla görevlendirdik. Arkadaşlarımız hemen gazeteye gelerek bu dizi için yapılan yüzlerce görüşmenin ses kayıtlarını mcelemeye başladılar. Kayıtlar bulundu. Adnan Şenses hiçbir şüpheye mahal vermeyecek biçimde "Hayır" diyordu. Behzat Uygur "Hayırlısı olsun" diyor, kahkahayı patlatıyordu ve hayırının üzerinde şapka vardı.
Çelik’in söylediğinin aksine, Mustafa Sandal’la konuşulmuştu ancak Sandal’ın yanıtı "Hayır" olarak da algılanabilirdi "Evet" olarak da hatta çekimser olarak da. Sadece Mehmet Ali Erbil’le konuşulamamıştı, Erbil yerine sorumuzun yanıtını "Basın Danışmanı" Perim Özgeldi aracılığıyla vermişti ve "Hayır" diyordu. Bunun dışında bütün bu kişiler aranmıştı. Komisyondaki arkadaşlarım bununla da yetinmediler. İlgili kişiler bir kez daha arandı. Görüşü yaymlanan kişilerin yaymdan sonra bir düzeltme yollayıp yollamadıklarına bakıldı. Böyle bir şey de yoktu. Hiçbiri, "Biz böyle demedik" diye bir düzeltme yapmamış, sadece Behzat Uygur, Ateş Çelik arkadaşımızı arayıp "Görüşümü yayınladın, başın göğe erdi mi" demişti.
Ancak yine de bu kez daha ihtiyatlı konuşmayı tercih ettiler. Komisyonumuzun yaptığı çalışma dün sabah sona erince ben de Hüseyin Çelik’i aradım. Batman’da şehit ailelerine taziye ziyareti yaparken buldum Çelik’i. "Sayın Bakanım. Dün televizyonda sizi dinledim ve hemen bir araştırma yaptırdım. Elimizde bütün görüşmelerin bantları var. İsterseniz size ulaştırabilirim. Haberimiz satırı satırına doğrudur" dedim.
Hüseyin Bey, "Gerek yok Fatih Bey. Belli ki, sanatçı arkadaşlarımız kimseyi kırmamak için böyle bir yol seçmişler. Ya da fikirlerini değiştirmişler. Oluyor böyle şeyler" dedi.
Gerçekten oluyor böyle şeyler. Sanatçılarımız telefonda karşılarında bir Bakan bulunca "nezaket" göstermiş olmalılar diyerek meseleyi kapatmayı tercih ediyorum. Belki de kabahat bizde oldu. Böyle bir soruyu herkese sormamak lazımmış