Bahçeli Yol Haritasını Açıkladı Ankara

İ YOL HARİTASINI AÇIKLADI

ANKARA (A.

İ YOL HARİTASINI AÇIKLADI

ANKARA (A.A) - 13.07.2010 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Masum talepler olarak başlanılan adımların, yarın ülkemizde hangi badirelere mal olacağını dikkate almayan, hesabını yapmayan vizyonsuzluğa artık ülkemizin tahammülü yoktur' dedi.
Bahçeli, MHP'nin referandumda izleyeceği yol haritasını milletvekilleri, il ve belediye başkanlarının da katılımıyla Anadolu Gösteri Merkezi'nde açıkladı.
MHP lideri, referandumun Türkiye açısından bir dönüm noktası olduğunu belirterek partisinin referandumda daha önce de açıkladığı gibi 'Hayır' oyu kullanacağını bildirdi.
İnsanlar yaşadıkça, toplumun yaşantısı ve ihtiyaçları değiştikçe ve insanlık değerleri geliştikçe anayasaların da değişmesinin kaçınılmaz olacağını ve Türk anayasasının da değişebileceğini ifade eden Bahçeli, ancak bu değişikliklerin ülkenin şartlarına göre yapılması gerektiğini aksi takdirde 'Başka toplumları demokratik ve özgürlükçü yapan bir anayasanın, bir diğer toplumu ayrışmaya kadar götürebileceğini' vurguladı. 
'Bizim tarihimiz; dayatmacı, kopyacı ve taklitçi özgürlük ve rejim hayranlarının bize özgü milli niteliklerimizi ihmalinin sonucu, yabancı başkentlerden taşınan formüllerin bir ülkeyi nasıl felakete götürebileceğinin en belirgin örneğidir' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
'Elbette ki Osmanlı'nın çöküşündeki tek nedeni Tanzimat'ı ilan eden Mustafa Reşit Paşa'da, Avrupa ile işbirliğine açık Mithat Paşa;da ve hatta sömürgecilerle el ele veren Damat Ferit Paşa;da arayamayız. Ancak bu çözülmenin bir süreç içinde gerçekleştiğini; yaklaşık yetmiş sene içinde batılı dayatmalara teslim olan elitlerin, hatta bu dayatmaları bir sevda olarak yorumlayan idarecilerin, yabancılarla iş birliği yapılmasını bir ideoloji haline getiren aydınların kusurunun ve körlüğünün eseri olduğunu da söyleyebiliriz.
1839;da Gülhane;de heyecan içinde ferman okuyan aciz devlet adamı, hayatta bile olmadığı 1920;lere gelindiğinde ülkesinin yıkılacağını muhtemelen beklemiyordu da, öngörmüyordu da. Elbette ki, sözde özgürlük, eşitlik ve adalet gibi önemli kavramların peşine takılmış olanlar mesela on sene sonra devletin ortada kalmayacağını hesaba katmıyorlardı.
Döneminde masum talepler olarak görülenlerin altı yüz yıllık bir koca imparatorluğu dağıtacağını, etnik kimliklerin dirileceğini, kaynakların sömürüleceğini ve yüzyıl içinde toplumların birer birer ayrılarak, devleti Anadolu;ya hapsedeceğini istemiyorlardı ve beklemiyorlardı.'
Türkiye'nin geçmişten dersler alması gerektiğini ifade eden Bahçeli, 'Biz bu konuda, ecdadımızın bu yıkımı en iyimser haliyle, istemeden ama gelişmeleri de hesaba katmadan yaptığına yormak gerektiğini düşünüyoruz. Onların gerisinde ders alacakları yaşanmış tecrübeler yoktu. Ama bir asır sonra aynı küresel oyunlara bir kez daha düşenler için masum diyemeyeceğimiz gibi, cahil veya gafil tanımı bile bunları karşılamaya yetmeyecektir. Geride kalan yüzyıllarda başımıza nelerin geldiğini bilerek yine aynı karanlık yollara sapmak isteyenleri bugün tanımlayacağımız tek kavram kalmıştır, o da ihanettir' görüşünü savundu.

-'YANLIŞLARI TEKRARLAMAK'-

Konuşmasında 'Masum talepler olarak başlanılan adımların, yarın ülkemizde hangi badirelere mal olacağını dikkate almayan, hesabını yapmayan vizyonsuzluğa artık ülkemizin tahammülü yoktur' diyen Bahçeli, 'Tanzimat ve Meşrutiyet yöneticilerinin yaptığı yanlışları tekrarlamanın da ne anlamı vardır, ne de ısrarı halinde farklı bir sonuç karşımıza çıkacaktır. Geçen asırdaki sapma ve körlüğün bedelini Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına kadar çekilerek ödedik' dedi.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bir millet bu zillete bir kere düşer, bir devlet bu hatayı bir kere yapar, ve aydın ise bu şuursuzluğu şayet ders çıkarmışsa tekrarlamaz. Yıkımın yenisine ne Türkiye;nin, ne Türk milletinin tahammülü vardır.
Dikkat ediniz, yüz otuz yıllık çözülmenin bütün aktörleri bugün de karşımızdadır; dayatmalara teslim olmuş idareciler, iş birlikçi basın mensupları ve lobiler, Batı;ya tapınan yabancı hayranı yerli misyonerler, çareyi dışarıda arayan çağdaş muhip cemiyetleri, geri kalmış olmayı milletine vehmeden taklitçiler, Paris;te, Londra;da olanı kullanarak, takarak, giyerek gelişeceğimizi zanneden ahmaklar, kalkınmayı yalnızca parlamento, gelişmeyi yalnızca demokrasi, zenginliği lüks semtlerdeki vitrinlerden ibaret görenler, yabancıların denetim ve kontrolüne geçmiş elitler, kurtuluşu ve çözümü dış dünyanın vizyonunda arayanlar ile nihayet o gün ülkemizi çöküşe el birliğiyle, ama bilerek ama bilmeden götürenlerin tamamı bugün de mevcuttur. Dışarı çıktığınızda etrafınıza bakınız, o günkü aktörlerin hepsi istisnasız şimdi de vardır.'
Konuşmasında 'Elbette 12 Eylül ile hesaplaşacağız' diyen Bahçeli, ancak bunun yönteminin farklı olacağını bildirdi.

13.07.2010 14:05:49