Başbakan Erdoğan'ın Ulusa Sesleniş Konuşması...(3)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bütün dünyanın Türkiye'nin vizyonunu, atılımını gördüğünü, bildiğini ve takdir ettiğini belirterek, "Bugün bu gelişmeleri doğru okuyamayanlar da, bir gün mutlaka gerçekleri göreceklerdir; bundan hiç şüphemiz yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bütün dünyanın Türkiye'nin vizyonunu, atılımını gördüğünü, bildiğini ve takdir ettiğini belirterek, "Bugün bu gelişmeleri doğru okuyamayanlar da, bir gün mutlaka gerçekleri göreceklerdir; bundan hiç şüphemiz yok. Bu büyük milletin medeniyet yürüyüşünden rahatsız olanlar önümüze ne kadar taş koymaya, ne kadar engel çıkarmaya çalışırlarsa çalışsınlar, biz inançla yolumuzda yürümeye devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş Konuşması'nda bugünün dünyasında her ülkenin çok boyutlu, çok yönlü bir diplomasi seyri izlemesinin artık kaçınılmaz hale geldiğini, Türkiye'nin hedefinin de bu aktif ve gerçekçi seyir çizgisini yakalamak olduğunu belirterek, Kanada'nın Toronto şehrinde toplanan G-20 Zirvesi'ne değindi.
Zirvenin öncelikli gündem maddesinin, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesi olduğunu belirten Erdoğan, "Şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, G-20 zirvesinde de Türkiye'nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi. Bu anlamda Türkiye'nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya
ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor" dedi.
Zirvede yaptığı konuşmada Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izledikleri stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardığını belirten Erdoğan, krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübeleri de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduklarını kaydetti.

BM EN AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER KONFERANSI 2011'DE TÜRKİYE'DE
Hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesinden yanayız. Yine ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılmasını ve düşük gelirli ülkelerin dünya ekonomisine daha fazla entegre edilmesini çok önemli görüyoruz. Gerek G-20 toplantılarında, gerekse diğer platformlarda, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunlarına ilişkin
görüşlerimizi kuvvetli bir şekilde dile getiriyoruz. İnşallah, 2011 yılı Haziran ayında ülkemizde "Birleşmiş Milletler Dördüncü En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı"nı gerçekleştirerek bu meseleyi daha güçlü şekilde vurgulama fırsatı bulacağız. Milletim adına gururla ifade edeyim ki; az gelişmiş ülkelerin sorunlarının dünya kamuoyunun gündemine taşınmasına yönelik bu çabalarımız, bütün dünyada büyük bir takdirle karşılanıyor, izleniyor" dedi.

ABD BAŞKANI OBAMA İLE GÖRÜŞME
Başbakan Erdoğan, G-20 Zirvesi öncesinde ABD Başkanı Barack Obama ve heyetiyle çok kapsamlı ve verimli bir heyetler arası görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, bu görüşmede başta iki ülke ilişkileri olmak üzere, bölgesel ve küresel pek çok konuda kapsamlı değerlendirmelerde bulunduklarını aktardı. Başta terörle mücadelede işbirliği, İran'ın nükleer faaliyetleri, İsrail'in Gazze'ye yardım konvoyuna yaptığı saldırı, Afganistan ve Filistin'deki gelişmeler olmak üzere hemen her konuda görüş alışverişinde
bulunduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak bütün bu konulardaki hassasiyetlerimizi en açık şekliyle ifade ettik. Bu görüşmemizin, gerek ikili ilişkilerimiz, gerekse bölge ve dünya barışı için çok yararlı sonuçlar getireceğini ümit ediyoruz. Zira gayet samimi bir havada cereyan eden, bütün düşündüklerimizi çok açık, net ortaya koyabildiğimiz bir görüşme oldu."
Yine Zirve sırasında İngiltere'nin yeni Başbakanı Cemeron, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Medvedev, Almanya Başbakanı Merkel, İtalya Başbakanı Berlusconi ile de görüştüklerini ifade eden Erdoğan, bu arada eş başkanı oldukları Medeniyetler İttifakında İspanya Başbakanı Zapatero ile de görüştüğünü söyledi. Erdoğan, her biriyle, hem G-20 gündemindeki konular, hem de ülkeleri, bölge ve dünya barışını ilgilendiren sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Başbakan Erdoğan şunları
kaydetti:
"Bakınız sadece bir G-20 Zirvesi'nin bu kısa özeti bile Türkiye'nin diplomatik olarak nasıl geniş bir vizyona sahip olduğunu göstermeye yeterlidir. Bütün dünya bu vizyonu, bu atılımı görüyor, biliyor, takdir ediyor. Bugün bu gelişmeleri doğru okuyamayanlar da, bir gün mutlaka gerçekleri göreceklerdir; bundan hiç şüphemiz yok."

"EKSEN KAYMASI YAYGARASI"
Geniş bir katılımla 5. kez toplanan Türk Arap Ekonomi Forumu'nun, Arap ülkeleriyle son yıllarda büyük bir gelişme seyri gösteren ticari ilişkilerin geleceğine ışık tutan son derece yararlı bir buluşma olduğunu vurgulayan Erdoğan, Arap ülkeleri ile tarihi ve coğrafi yakınlığa rağmen 2002 yılında toplam 7 milyar dolar seviyesinde bir ticaret hacmi olduğunu söyledi. Hükümet olarak, Arap ülkeleriyle çok daha büyük bir potansiyele sahip olan ticari ilişkileri geliştirmek için büyük çaba sarf ettiklerini
belirten Erdoğan, "Bu çabalar neticesinde 2008 yılında bu ülkelerle ticaret hacmimiz yüzde 428'lik bir artışla 37 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Lütfen dikkat ediniz 6 yılda, Arap ülkeleriyle ticaretimizi, 7 milyar dolardan, 37 milyar dolara çıkarttık. Dile kolay 7 milyar nere, 37 milyar dolar nere. Bizim bu hamlemizle, pazar payları düşen bazı çevreler, hemen medyadaki uzantılarıyla, 'Türkiye Ortadoğu'ya kayıyor', 'Türkiye'nin ekseni kayıyor' yaygarasına başladılar.
Arap ülkeleri menşeli iki bin civarında şirket, bugün Türkiye'de çeşitli alanlarda yatırım yapıyor. 2002-2009 yılları arasındaki dönemde Arap ülkelerinden Türkiye'ye toplam 6.2 milyar dolar değerinde doğrudan yatırım sermayesi girişi gerçekleşmiş durumda. Yine birçok Türk müteahhitlik firması Arap ülkelerinde başarılı inşaat projelerine imza atarak o ülkelerle olan ilişkilerimizi daha da güçlendiriyorlar" diye konuştu.

"TÜRKİYE BÖLGENİN ÖZGÜN SESİ"
Bu ay içinde, İstanbul'da düzenlenen Türkiye, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Yunanistan, Hırvatistan, Moldova ve Karadağ'ın tam üye olarak katıldığı Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci zirvesine değinen Erdoğan, "Bölge ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliğini geliştirme ve Güneydoğu Avrupa'ya kalıcı istikrar getirme yönündeki iradelerinin sembolü olan bu süreç, bölgenin ortak iradesini ve özgün sesini yansıtan tek Balkan işbirliği forumudur. Bu özelliğiyle,
1930, 1950 ve 1980'li yıllardaki Balkan işbirliği modellerinin siyasi mirasçısı olarak nitelendirilebilir. Türkiye, bölgesel konuların ele alınarak, bölgesel çözüm yollarının üretilebileceği bir Üst Düzey Siyasi İşbirliği Forumu olarak gördüğü Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci'ne, bölgenin özgün sesi olması nedeniyle özel önem vermektedir" şeklinde konuştu.

AR-GE FAALİYETLERİ
Türkiye'nin potansiyelinin de, hedeflerinin de çok büyük olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin rekabet gücünü artırmak suretiyle ekonomiyi güçlendirmeyi, istikrarlı büyümeyi temin etmeyi ve uzak olmayan bir gelecekte dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflediklerini yineledi. Bu hedefi yakalamak için yeniliklere açık olmak, Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarında, son yıllarda yakalanan ivmeyi daha da arttırmak gerektiğini vurguladı. Erdoğan, 2002 ile 2008 yılları arasında,
2008 sabit fiyatları ile Ar-Ge harcamalarında ülke olarak üç kata yakın bir artış sağlandığını belirterek, bu artış hızında Türkiye'nin bugün Çin'den sonra dünyada ikinci ülke konumunda olduğunu söyledi. Dünyada araştırmacı sayısını en hızlı artıran ikinci ülkenin de yine Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Özel sektörün Ar-Ge'ye ayırdığı finans kaynağı 2007 yılında tarihimizde ilk kez kamu kaynaklarından ayrılan miktarı aştı. Özel sektörde çalışan araştırmaclı sayısı 2002 yılına göre 2008 yılında 4,5 kat arttı. Özel sektöre 2000-2004 yıları arasındaki beş yıllık dönemde verilen toplam destek sabit fiyatlarla 360 milyon lira iken, 2005-2009 yılları arasındaki beş yıllık dönemde 4 kat artışla bu rakam 1 milyar 300 milyon liraya yükseldi. 2005-2010 arasında DPT'nin Üniversiteler, TÜBİTAK ve diğer kamu
kurumlarına tahsis ettiği Teknolojik Araştırma Sektörü yatırım ödeneği 6,5 milyar liraya ulaştı. Aynı yıllar için TÜBİTAK aracılığı ile akademik projelere verilen destek 50 milyon liradan 13 katlık bir artışla 680 milyon liraya çıktı. Evet, üniversitelere verilen proje desteği, 50 milyondan 680 milyona çıktı. 2008 ve 2009 yıllarında Ar-Ge Teşvik Yasası'ndan yararlanan 600 mükellefimize 2 milyar liraya yakın Ar-Ge vergi indirimi sağlandı. Bu tablo ülkemiz adına bir gurur tablosudur, bir umut tablosudur."

"MEDENİYET YÜRÜYÜŞÜNDEN RAHATSIZ OLANLAR"
Tamamlanan her yatırım, açılan her tesis, gerçekleştirilen her hizmetin, Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara doğru attığı hayırlı adımlar olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin adım adım aydınlık geleceğini inşa ettiğini söyledi. Erdoğan, "Milletimiz günbegün hak ettiği medeniyet seviyesine doğru ilerliyor. Bu büyük milletin medeniyet yürüyüşünden rahatsız olanlar önümüze ne kadar taş koymaya, ne kadar engel çıkarmaya çalışırlarsa çalışsınlar, biz inançla yolumuzda yürümeye devam edeceğiz.
Canlarını bu ülkenin varlığını, birliğini, geleceğini ve ideallerini korumak uğrunda veren aziz şehitlerimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. Bu vesileyle bütün şehitlerimize bir kere daha Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyor, gazilerimize de acil şifalar temenni ediyorum. Allah Türkiye'nin yolunu, bahtını, ufkunu açık etsin" diyerek sözlerine son verdi.