Başbakan Erdoğan: 'Tahran Anlaşması'nın Masada Kalması İçin Yine Gayret Göstereceğiz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tahran Anlaşması'nın masada kalması için yine gayret göstereceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tahran Anlaşması'nın masada kalması için yine gayret göstereceğiz. Çünkü artık dünya diplomasi ile yürütülmeli. Eğer biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk. İmzalarımızı inkar etmiş olurduk. Bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Bu nedenle imzayı attık" dedi.
Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile TAF Ekonomi Forumu 5. Toplantısı, Four Seasons Hotel'de ortak açılış töreniyle başladı. Açılışa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldı. Konuşmasında katılımcılara seslenen Erdoğan, "Bizler sadece aynı coğrafyayı paylaşmıyoruz, sadece aynı havayı solumakla kalmıyoruz, bizler ortak bir tarihi paylaşıyoruz. Bizler, ortak bir medeniyetin hissiyatını taşıyoruz. Bu topraklar
1922 yılına kadar ulusal kurtuluş savaşımız zaferle sonuçlanıncaya kadar kısa da olsa bir çok ülkenin işgali altında kaldı. Zaferi elde ettikten sonra o ülkelerle her cephede masaya oturmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin barış projeleri, dış politikasını yurtta sulh cihanda sulh ilkesinin üzerine oturttuğu için hayata geçirildi.
Arap ülkeleriyle sıcak ilişkiler kurmamız, ülkelerimizin refahı için, huzuru için mücadele vermemiz, çeşitli yorumların ortaya atılmasına sebep oluyor. Özellikle bugünlerde Türkiye içinde ve uluslar arası basında Türkiye'nin ekseni mi değişiyor, Türkiye farklı bir mecraya mı gidiyor, Türkiye batından mı uzaklaşıyor şeklinde yorumlar yapılıyor" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Arap dünyasıyla ilişkilerini perdeleme, örtme, engelleme çabası içinde olanların, bugün bir kez daha bu gayretlerine yoğunluk verdiklerini söyledi. Türkiye'nin, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye olmak için 1959'da ilk başvuruyu yaptığını hatırlatan Erdoğan, aradan geçen yaklaşık 50 yılda hiçbir ciddi somut adım atılmadığını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin bu yöndeki tüm gayretlerinin engellendiğini belirterek, "2005 yılında biz katılım müzakerelerini
başlattık. Şu anda da bu müzakereler devam ediyor. AB içinde kimi ülkeler müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor, engel çıkarmak isteyenler oluyor. Türkiye'nin üyeliğini tartışmaya açmak isteyenler, şevkimizi kırmak isteyenler oluyor. Biz hiçbirine aldırmıyor, reformlarımızı kararlılıkla yapıyoruz. Aslında gizli ajandalarının da farkındayız fakat buna rağmen AB müktesebatının gereğini yapmaya gayret ediyoruz. Aslında bu bir testtir. AB bir teste tabi olduğunun hala farkında değil. Samimi mi, değil mi
bunu göreceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin, İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili olarak Brezilya ile birlikte inisiyatif aldığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"BM Güvenlik Konseyi dün bir karar aldı. Biz en başından itibaren meselenin diploması yoluyla çözümünü savunduk ve dün de olumsuz oy verdik. Biz Tahran anlaşmasına giderken, bu anlaşmanın adımlarını atarken, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin hepsiyle de bu işin müzakerelerini yaparak aslında bu adımı attık. Bizim buradaki hedefimiz; her şeyi masada çözmek. Silahla, ambargolarla, dışlamayla bir neticeye gidilmiyor. Dünya bunun örneklerini bugüne kadar gördü ve bedelini ağır ödedi. Irak'ta hala
bedel ödeniyor, Afganistan'da bedel ödeniyor. Şu anda Irak'ta yüz binlerce dul kadın var, bunların sorumlusu kim. Bu soruya cevap bulmamız lazım. Bunlara karşı susacak mıyız? Bu coğrafyayı bu hale getirenler, tarihe bunun hesabını vermek durumundadır. Filistin'de yıllardır beklenti içindeyiz. Hala Filistin'de barış yok, çözüm yok. Çözümsüz olduğuna inanmıyorum. Sadece birilerinin orada menfaati korunuyor, başka bir şey yok. Biz Tahran'a diplomasiyi, barışı egemen kılmak için gittik. Biz, Tahran'daki atılan
imzaların bir diploması zaferi olduğuna inanıyoruz."
Başbakan Erdoğan, anlaşmanın yapılmasının ardından ilgili ülkeleri birinci derecede arayarak bilgi verildiğini ifade ederek, liderlerin konuyla ilgili Türkiye'yi tebrik ettiğini söyledi. "'Bu yaptığınız iş, diplomatik bir zaferdir' dediler" şeklinde konuşan Erdoğan, "Daimi üyeler de bunu söyledi. Amerika da, Rusya da, Çin de hepsi böyle söyledi. Fakat dün 'hayır' dediler. Niye 'hayır'. Niye yaptırım, niye acele ediyorsunuz. Eğer İran sözünde durmazsa ondan sonra bu adımı atın ama şu ana kadar İran
sözünde durdu. Mektubunu gönderdi ama Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gönderdiği cevabi mektup ne yazık ki, oradaki mektubun bir devamı istikametinde olmadı. Şimdi takas için Türkiye'yi kabul etmez diyordunuz, kabul etti. Böyle bir süreç başlayacakken, hemen bu işin önünü yaptırımlarla kesme yoluna gittiniz. Biz müzakerelere açığız dediler, biz de bu müzakerelerin sürmesi için elimizden gelen gayreti Brezilya ile birlikte İran'la sürdüreceğiz. Tahran Anlaşması'nın masada kalması için yine gayret
göstereceğiz. Çünkü artık dünya diplomasi ile yürütülmeli. Diplomasi, diplomasi, diplomasi" açıklamasında bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan'ın da çekimser imza koymak durumunda olduğunu ve bu şekilde yaptığını söyledi. Görüşmelerin, iki hayır ve bir çekimser ile bittiğini belirten Erdoğan, "Dün atılan imzaların tek nedeni, Tahran'da biz bu anlaşmayı madem ki yaptık, öyleyse bu imzaların arkasında durmak zorundayız. Eğer biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk. İmzalarımızı inkar etmiş olurduk. Bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Bu nedenle imzayı attık.
Brezilya ile birlikte bunları görüşerek bu imzayı attık. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemeyiz çünkü tarih bizi affetmez. Biz duruşumuzu omurgalı sergilemek durumundayız dedik ve bu adımı attık. Bugün de, meselenin diplomatik yollarla çözülmesini savunuyoruz. Çıkan sonuca kimse başka anlamlar yüklemesin" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin batıdan koptuğunu iddia edenlerin, kötü niyetli propaganda yapanlar olduğunu söyledi. Türkiye ve Arap dünyasının, art niyetli propaganda nedeniyle birbirine sırtını döndüğünü belirten Başbakan Erdoğan, "Arap ülkeleri ile Türkiye işbirliğini geliştirence, devreye kirli eller giriyor. Biz Suriye ile savaşın eşiğine gelmiş bir ülkeydik. Hükümeti devraldık Türkiye ile Suriye arasındaki sorunların incir çekirdeğini doldurmadığını gördük. Biz sıkıntıları her zaman konuşarak çözmekten
yanayız" diye konuştu.
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım taşıyan sivillere yönelik saldırısına tepkisini tekrarlayan Erdoğan, "Uluslararası toplum İsrail'in hukuksuz davranışlarına göz yumdu, hatta alttan alta destekledi. Arap ülkelerinden daha fazla inisiyatif almalarını bekliyoruz. Gün, barış adına daha fazla emek sarf etme günüdür. Biz, bölgede rol kapmanın, şov yapmanın peşinde değiliz. Biz yaşanan acıların, hukuksuzluğun ve korsanlığın tüm bölge ülkelerine ağır zarar verdiğine inanıyoruz. Daha fazla acı yaşanmaması için
samimiyetle gayret sarf ediyoruz" dedi.