Genelkurmay Başkanı Başbuğ Yaşanan Terör Olaylarını Değerlendirdi (2)

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Haksız yere yalanlara dayalı olarak Silahlı Kuvvetlere saldırı için her türlü, her vesileyi kullanan basını lanetliyorum

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Haksız yere yalanlara dayalı olarak Silahlı Kuvvetlere saldırı için her türlü, her vesileyi kullanan basını lanetliyorum. Zannetmesinler ki bunlar böyle yaparak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kararlılığını, moral ve azmine zarar verecekler. Hayır bilakis onların bu saldırıları bizi daha çok bütünleştiriyor, bizi daha çok kararlı hale getirir" dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ başkanlığındaki Kara Harp Okulu 62. Dönem Mezunları Anıtkabir'i ziyaret etti. Ziyaretin ardından Orgeneral Başbuğ son günlerde yaşanan terör olayları ve şehit haberlerini değerlendirdi. Özellikle Karadeniz bölgesi ve Tunceli bölgesinde olayların yoğunlaştığını izlediklerini belirten Orgeneral Başbuğ, geçen sene Reşadiye, sonra Samsun Ladik ve Giresun Şebinkarahisar ile son olarak da Tunceli'de olayların yaşandığını söyledi. Tunceli'de bulunan eşkıyaların lideri
tarafından olayların yönetildiğini belirten Başbuğ, şunları anlattı: "Bunlar bellidir. 90'lı yılların başında Tunceli'de bir terörist lideri vardı. Bu 33 erimizin şehit edilme olayını gerçekleştiren teröristlerin başında olan liderdi. Şu an Tunceli'deki teröristlerin başındaki lider. Bu kişi bir gün dağda 1995 yılında güvenlik kuvvetleri karşısında hayatını kaybetti. Onun için diyorum ki, terörle bir yere varamazsınız. Bu ülkede neyi paylaşamıyoruz. Bu ülkenin huzurun, güvenliğini bozarak nereye
ulaşacağınızı zannediyorsunuz. Bu olayların Silahlı Kuvvetlerinin, Güvenlik Kuvvetlerinin, Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadeledeki azim ve kararlılığına darbe vuracağını mı zannediyorsunuz? Büyük bir yanılgı içindesiniz. Terörle bir yere varamazsınız. Bu olaylar silahlı kuvvetlerin terörle mücadeledeki kararlılığını daha da güçlendiriyor. Anlayın."
SİZ SALDIRDIKÇA BİZ GÜÇLENİYORUZ
Terörle mücadelenin zor olduğunu her zaman söylediklerini belirten Başbuğ, sözlerine şöyle devam etti: "Her şehit haberi yüreğimizi yakıyor. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmekten başka hiçbir alternatifimiz yok. Terörle mücadele kapsamlı bir harekattır. Terörle mücadelede yürütülen bu kadar kapsamlı bir harekatta bazı eksiklik olabilir. Biz her zaman söylüyoruz. Elbette olabilir. Objektif verilere dayanan gerçekçi, bilgiye dayanan terörle mücadeleye yönelik her eleştiriyi saygıyla karşılaşırız ve de
karşılıyoruz. Ancak, bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü çok açık söylüyorum. İstiklal Savaşındaki mütakere basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum mütareke basını dahi bu kadar hain ve bu kadar ön yargılı değildi. Bugün bir olay oluyor daha olayla ilgili elimizde en ufak bir bilgi, en ufak birşey yok. Hemen olayla ilgili komplo senaryoları ortaya atmak ve herşeyde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni sanki eksik veya hatalı olarak göstermek hainliktir."
Her şeyden evvel şehitlere haksızlık yapıldığını anlatan Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buna hakkınız yok. Orada kahramanca çarpışan hayatını feda etmekten çekinmeyen 70 tane astsubayın, uzmanım, erbaş, erim var. Onlara bu haksızlığı yapamazsınız. Bu kadar hainlik olmaz. Ben size ifade ettim. Biz bin noktada yeterli kuvvet ve güçte bulunmak zorundayız. Hava şartlarını biliyoruz, bölgeyi tasviye edemeyiz. Herşeyi biliyoruz. Dünkü olayda sağlanamayan bir tek silahlı helikopterdir. Silahlı helikopterde
elbette hava şartları müsait değil, nasıl göndereceksiniz. Onun dışında herşey yeterli."
MÜTAREKE BASINI DAHA AHLAKLIYDI
Orada kahramanca mücadele edildiğini belirten Başbuğ, şöyle konuştu: "Ancak bunun altında hâla nedenler aramak, komplolar sürmek utansınlar. Mütareke basını bile böyle değildi. Basının öyle bir kısmı var ki adeta Türk Silahlı Kuvvetlerine haksız yere tekrar altını çiziyorum saldırıyor. Sağlıklı eleştirilere her zaman açığız. elbette hatamız varsa gerekli tedbirleri yerine getirmek bizim görevimiz ama haksızlıklara hayır. Kötü niyetlilere hayır. Her vesileyle silahlı kuvvetlere saldırmayı kendine görev
addeden başka bir görevi yok bu basının bu medyanın. Ayıptır."
İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınının bile bunlardan daha düzgün, daha sağlıklı olduğunu düşündüğünü anlatan Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kadar hain değildiler. Uzmanımız şehit oluyor deniliyor ki niye yalnız uzmanlar şehit oluyor. Bu ne kadar ayıptır, bu ne biçim insanlıktır. Ben erimle, erbaş erimle, uzmanımla, astsubayımla, subayımla, generalimle nasıl ayırım yaparız. Bizim için her can önemli ve değerlidir. Subayın canı biraz daha fazla değerli, astsubayın az bu ne kadar hainliktir.
Çıkılıyor bu açıkça ifade ediliyor. Sanki bunu söyleyenler uzmanları çok seviyor, onların çok hakkını koruyor. Hayır arkadaşlar bu değil. Bu tamamen silahlı kuvvetler personeli arasına nifak sokmaktır. Bu adiliktir. Niçin uzmanlar yalnızca şehit oluyor. Ertesi gün çıkıyosunuz niye subay şehit olmuyor? Niye olmuyor? Utansınlar. Bugün 6 tane şehidimiz var. İki günde. Bir subay, bir astsubay, bir uzman çavuş, 3 tane mehmetçiğimiz. Bunlar omuz omuza görev yapıyor. Bana göstersinler hangi ordu da
tugayının başında 20 gün harekata katılan bir general var. Hangi orduda? Terbiyesizliktir artık bu. Çıksınlar bana desinler ki şu orduda başında tugay komutanı tugayıyla, birliğiyle birlikte 30 gün mehmetçiği ile beraber yürüyerek harekata gider. Göstersinler bir örneğini. Artık basın özellikle önyargılı olmayan, olaylara objektif bakan elbette doğru olduğu zaman eleştiri yapana saygılıyız. Bütün basına saygılıyız onları bir kenara bırakıyoruz."
Sadece ve sadece haksız yere, yalanlara dayalı silahlı kuvvetlere saldırı için her türlü her vesileyi kullanan basını lanetlediğini anlatan Başbuğ, sözlerini şöyle tamamladı: "Zannetmesinler ki bunlar böyle yaparak Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlılığını, moral ve azmini zarar verecekler. Hayır bilakis onlar ın bu saldırıları bizi daha çok bütünleştiriyor, bizi daha çok kararlı hale getiriyor. Şunu ifade ediyorum açıkça terörle bir yere varılamaz. Bu terörle bir yere varacağınız
şekilde başarı ümitleri taşıyanlara söylüyorum ki, ümitleriniz dün olduğu gibi yarın da boşa çıkar. Türk Silahlı Kuvvetleri, güvenlik kuvvetleri bütünüyle terör karşısında terör eylemleri karşısında dimdik sağlam kalmak mecburiyetindedir. Acımız büyüktür elbette. Yüreğimize gömeceğiz ama bu mücadelemize kararlılıkla aynı azim ve iradeyle devam edeceğiz."
(DUY-HO-Y)