Geleneksel yatırımcı korkusu

Girdiği ekonomik kriz nedeniyle zor günler geçiren Yunanistan'ı geleneksel yatırımcı korkusu sardı.

Yunanistan tahvillerinin ve euronun değer kaybında spekülatör ve işlemcilerin kısa vadeli işlemlerinin etkili olduğu düşünülse de, geleneksel şekilde çalışan fonların riskten kaçmak için gerçekleştirdikleri işlemlerin etkisi daha fazla.

Yunanistan piyasalardan darbe yemeye Çarşamba günü de devam etti. Birçok Avrupalı politikacı da tıpkı ülkenin Başbakanı Yorgo Papandreu gibi bu durumdan dolayı işlemcileri ve spekülatörleri suçladı.

Ancak, işlem ve menkul kıymet kayıtlarını inceleyen, bankacılar ve işlemcilerle de görüşmeler yapan Wall Street Journal'ın elde ettiği bulgular, politikacıların büyük resmi gözden kaçırdıklarını gösteriyor.

Piyasada kısa vadeli işlemler yapanlar, elbette önemli bir etkiye sahip ancak Yunanistan'ın ve euronun karşı karşıya kaldığı bu zor durum, çabuk şekilde para kazanmak isteyenlerin işlemlerinden daha fazlasına işaret ediyor.

WSJ araştırması, satış yönündeki işlemlerde hedge fonların etkisinin daha sınırlı olduğunu gösterdi. Satışların, kâr etmekten çok kendilerini olası risklere karşı korumayı amaçlayan ve geleneksel biçimde iş yapan varlık yöneticileri, bankalar ve kurumların mali sorumluluklarından kaynaklandığı belirtildi.

COCA-COLA DA SATTI

Örneğin iki büyük ABD'li gıda şirketi Coca-Cola ve Dole Food, denizaşırı işlemlerden kazandıkları euroların, dolar cinsinden değerini korumak için euronun zayıflayacağı yönünde pozisyon aldı. Varlık yatırım fonları Yunan tahvillerini satarken, bankalar da portföylerinde bulunan tahvilleri sigortalama yoluna gitti.

Çarşamba günü yapılan işlemlerde, Yunanistan'ın 10 yıl vadeli tahvilinin faizi son 10 yılda gördüğü en yüksek seviyeye çıktı. Tahvilleri sigortalama maliyetini gösteren risk primleri de artış gösterdi. Aynı zamanda Yunan hisseleri de değer kaybetti.

2008’DEN ÖNCEDE GÖRÜLMÜŞTÜ

Bu durumun bir benzeri, son küresel krizin yaşanmasından kısa bir süre önce 2008 yılında görülmüştü. O dönemdeki odak noktası ise ABD'deki kırılgan mali yapıya sahip finansal şirketlerdi. Bazı yatırımcılar, bu şirketlerin zayıf duruşundan kar etmeyi amaçlarken, bazı yatırımcılar ise kendilerini korumak için önlem alıyordu. Şimdiki fark ise geleceği tartışılan şirketlerin yanına ülkelerin de eklemiş olması.

Bundan birkaç yıl önce, bir euro birliği üyesinin borçlarını ödeyememe riskiyle karşı karşıya kalacağını düşünenlerin sayısının az olduğu bir dönemde, 10 milyon dolar tutarındaki Yunan tahvillerinin 5 yıllık sigortalama maliyeti yıllık 7 bin dolardı.

Yunanistan'la ilgili endişeler arttıkça, ülke tahvillerini borçlarını ödeyememe riskine karşı sigortalama maliyeti de yükseldi. 10 milyon dolar tutarındaki 10 yıl vadeli Yunan tahvilinin, iflas riskine karşı 5 yıl süreyle sigortalamanın senelik maliyeti Ekim başında 124 bin dolara, Kasım'da 208 bin dolara ve Şubat'ta ise 425 bin dolara çıktı.
YENİ YATIRIMCI TİPİ

2008 kredi krizinin yaşanması yatırımcıların, borçluların yükümlülüklerinden daha fazla haberdar olmasını sağladı. Bu dönemde finansal ve ekonomik gerilemeyle mücadele için kurtarma paketlerini uygulamaya koyan hükümetlerin yükümlülükleri de arttı.

Bundan sonra, 2009'un başlarında ise yatırımcıların yüklü miktarda borcu bulunan ülkelerin tahvillerini almak için daha fazla faiz isteyen yatırımcılarla yeni bir işlem dönemi başladı.

Ellerinde Yunan tahvili bulunan bankalar kendilerini olası riskler karşısında koruma çabalarına girdi. Hatta aynı zamanda Yunan devletinin de hissesinin bulunduğu, Hellenic Postbank SA dahi geçen Eylül ayı sonu itibariyle sona eren üç aylık dönemde elindeki Yunan tahvillerini sigortalattığı bilgisini verdi.

DUBAİ DE RİSKİ ARTIRMIŞTI

Geçen Kasım ayında Dubai Emirliği de kamu şirketi olan Dubai World'ün borç ödemelerini ertelemek istemesi de yatırımcıları devlet tahvilleri riski konusundaki dikkatlerini artırmıştı. Kâr elde etmeyi ya da kendilerini korumak isteyen birçok finansal şirket Yunan tahvillerinde ve euroda değer kaybı yaşanacağı beklentisiyle pozisyon almıştı.

Bu işlemleri yapanlar arasında sadece hedge fonlar değil aynı zamanda sigorta şirketleri ve emeklilik gelirlerini yöneten varlık yöneticileri gibi geleneksel şekilde iş yapan yatırımcılar da bulunuyordu.

Tokyo merkezli Kokusai Asset Management varlık yatırım şirketi, Aralık ortasında portföyünde bulundurduğunu toplam 2.2 milyar dolar değerindeki Yunan devlet tahvilini elinden çıkardı.

Yine benzer şekilde çalışan, hem kurumsal hem de bireysel yatırımcılardan topladığı 50 milyar dolardan fazla kaynağı yöneten Los Angeles merkezli Payden & Rygel yatırım kurumu, elinde